Sırrı Çözülemeyen 5 Antik Eser: Onları Bu Kadar Gizemli Yapan Ne?

Gizem Coşkun
Gizem Coşkun
"En karanlık an şafak sökmeden önceki andır"
spot_img

Dünyanın bu kadar eski oluşundan mı bilinmez, insanlık tarihi boyunca sayısız esrarengiz eser bulunmuştur. Eski insanların bizden çok ileride olduğunu düşündüren, halen sırları açığa çıkarılamamış bu ünlü ve bir o kadar da ilginç eserleri sizler için derledik:

1. Codex Gigas

Türkçeye “Dev Kitap” olarak çevrilen ve dünya üzerinde bulunan, en büyük Orta Çağ el yazması olan Codex Gigas; 92×50 cm büyüklüğünde ve 22 cm kalınlığındadır. 640 sayfa olan bu kitabın kapağı ahşap levhalardan oluşmaktadır ve ağırlığı da 75 kg’dır.İçinde şeytan resimlerinin de bulunduğuna inanıldığı için “Şeytan Kitâb-ı Mukaddesi” olarak da adlandırılır. Kitabın gizemli olmasının sebebi şudur:

Bu kitabı şeytanın bir rahibe yazdırdığı, kitapta bulunan resimlerin de bizzat şeytan tarafından yapıldığı ileri sürülür. Modern bilimin insanları eseri normal bir insanın en az 30 yılda yazacağına kanaat getirip, en az 160 eşek derisinden yapıldığını öngörmüşlerdir. Bu nadide eser Latince yazılmıştır ve birçok tarihi belge de içermektedir.

30 Yıl Savaşları sırasında, İsveç tarafından ganimet olarak, tüm koleksiyon ele geçirilmiştir. Halen Stockholm da İsveç Ulusal Kütüphanesi‘nde saklanmaktadır ve koleksiyon halka açık bir şekilde sergilenmektedir.

2. Moai Heykelleri

 

Bir diğer gizemli büyük eser de Moai Heykelleri’dir. Paskalya Adası‘nda bulunan, som taştan yapılmış heykellere verilen isimdir. En uzun Moai’ye, Paro denir ve yaklaşık 10 metre uzunluğa, 82 ton ağırlığa sahiptir. Heykellerin dinsel anlamı tam olarak bilinmemekle birlikte iskelet biçiminde yaşadığına inanılan ataları temsil ettikleri sanılmaktadır.

Uzmanların araştırmalarına göre bir Moai’yi yontmak, taşımak ve ahunun üzerine yerleştirmek için 23.000 günlük bir çalışmayı gerektirmektedir. Yaklaşık 1000 adet heykel olduğu düşünüldüğünde olayın ihtişamı daha belirgin hale gelmektedir. Bunca yıllık araştırma sonucunda bile kesin bilgiler elde edilememiştir. Okyanusun ortasındaki bu küçücük ada ve yapılmasına imkansız gözüyle bakılan bu heykeller hala modern 21. yüzyıl insanı için gizemini korumaktadır.

 

3. Nazca Çizgileri

En eskisi 2500 yıllık olan Nazca Çizgileri ancak uçak icat edildikten sonra keşfedilebilmiştir. Güney Peru’da Nazca Çölü’ndeki devasa geometrik şekiller, maymun, kertenkele gibi hayvanların figürlerinden oluşan Nazca çizgileri, 21. yüzyılda insanlar tarafından halen gizemi çözülememiş tarihi eserler arasında yerini korumaktadır. Bu devasa şeklin sahipleri, bu tarihlerde bu bölgeye hâkim olan ve varlığını M.S. 800’lere kadar sürdüren, antik Nazca halkının olduğu düşünülmektedir.

Yer altından su çekilebilen gelişmiş sulama sistemleri geliştiren bu medeniyet, yazıya sahip olmadığı için bu çizgilerin ne amaçla yapıldığını bilmek ne yazık ki mümkün değil. Dolayısıyla bu çizimlerin ne amaçla yapıldığı hala sırrını korumaktadır.

4. Voynich El Yazması

 

Voynich El yazması, 1912 yılında bulunmuştur ve 700 yıldan daha eski olduğu düşünülüyor. Fakat keşfedildiği günden bu yana, eserin tam olarak ne anlattığı hala büyük bir sırdır. Voynich El Yazması, bilinmeyen bir yazı sistemiyle elle yazılmış resimli bir kitap şeklindedir.

Voynich El Yazması, Amerikan ve İngiliz kod kırıcılar da dahil olmak üzere, birçok profesyonel ve amatör kriptograf tarafından incelenmiştir. Bilinmeyen bir dilde yazılan Voynich El Yazması’nda tuhaf bitkiler, çıplak kadın resimleri ve semboller yer almaktadır.

Dünyanın en ünlü kod kırıcıları, Voynich El Yazması’nda ne anlatıldığı üzerinde çokça çalışsa da hiçbir sonuç elde edememişlerdir. Bazı bilim insanları, Voynich El Yazması’nın kadın sağlığı hakkında bilgilerin kaleme alındığı kişisel bir ajanda olduğunu düşünmektedir.

5. Terracotta Askerleri

Terracotta Askerleri, toprak askerler olarak da bilinmektedir. Bu eser, 1974 yılında, bir çiftçi tarafından şans eseri bulunmuştur. Terracota Savaşçıları, Çin hükümdarı Qin Şhi Huang ile ilişkilendirilmektedir. Bu mezarda gerçek bir ordu kadar kilden asker bulunmaktadır. Yapılan araştırmalara göre her heykel aslında farklı kişiyi temsil etmektedir.University College London (UCL) tarafından yürütülen çalışmada, her birinin kulaklarının incelenmesinin sonucunda; heykellerin her birinin farklı “insanlar” olduklarını ortaya koymuşlardır. Univesity College London’dan Andrew Bevan, insan kulaklarının neredeyse parmak izi kadar farklılık gösterdiğini ve heykellerde de her bir kulağın “biricik” olduğunu söylemiştir. Bu konu hakkında daha fazla bilgi edinmek için şu yazımıza bakabilirsiniz: Terracotta Ordusu: İmparatorun Koruyucuları – Nedir (soylentidergi.com)

 

Kaynakça:

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Söylenti Aylık Frekans

Söylenti Müzik Frekansı ile sonbaharın gizemli, esintili ve en sevilen zamanlarına, Ekim ayına hoş geldiniz! Önerilerimiz sizin için hazır.

Valide-i Muazzama : Mahpeyker Kösem Sultan

Naib-i saltanat unvanıyla Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 30 yıl yöneten Mahpeyker Kösem Sultan, attığı adımlarla hanedanın kaderine yön vermiştir.

Hafıza Mekanları: Anıtların Psikolojik ve Toplumsal Etkileri

Anıtlar, toplumsal hafızayı korur ve kimliğimizi inşa eder. Kolektif hafıza ve kültürel aktarımın dönüştürücü gücüdür.

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Shirley Jackson’ın Amerikan Gotik Edebiyatındaki Yeri

Shirley Jackson, Amerikan gotiğine modern bir ses getirmiş ve kalıcı bir iz bırakmıştır.

Editor Picks