Sıradışı Yaşamlar Serisi: J. M. William Turner

Yazı İçindekiler [hide]

Editör:
Canan Avent
spot_img

Benim asıl işim orada olduğunu bildiğim şeyleri değil, gördüğümü boyamaktır.
J.M.William Turner.

19. yüzyıl ressamlarından olan Joseph Mallord William Turner İngiltere’de doğmuştur. Küçük yaşlarda sanata olan yatkınlığını keşfetmesi ve bu yolda kendini geliştirmesi, onu şimdi bildiğimiz İngiliz romantik ressamı J.M W. Turner yapmıştır. Işık ve gölge tekniklerini özgün bir biçimde kullandığı tabloları ile döneminde ün salmıştır ve tablolarında ustalıkla kullandığı ışık teknikleri sebebiyle ”ışığın ressamı’’ olarak anılmaktadır. Neredeyse yağlı boya çalışmalarına yakın sonuçlar veren sulu boya çalışmaları başta olmak üzere, diğer birçok yağlıboya tablosuyla da geniş bir çevrede adını duyurmuştur. Yazının ilerleyen satırlarında kendisinin Akademi’de sergilenen tablolarına şahit olacağız.

(Ek olarak belirtmeliyiz ki J.M.W Turner, kendisiyle aynı dönemde yaşamış bir başka İngiliz ressam olan Oxford’lu William Turner ile karıştırılmamalıdır.)

Caernarvon Kalesi, 1798 civarı

Hayatı ve Sanatı

Joseph Mallord William Turner, 1775’te Londra’da orta sınıf bir ailede doğdu. Kendine has renk ustalığı, çarpıcı manzaraları ve çalkantılı deniz resimleriyle dönemindeki çoğu ressama ilham kaynağı olmuştur. Birçok sulu boya ve yağlıboya tabloları vardır. Çok küçük yaşlarda sanata olan ilgisini keşfederek bu yolda ilerleyen Turner, on iki yaşında gravürcü John Raphael Smith’in yanında çırak olarak bulunup daha sonra mimar Thomas Hardwick’in yanında topografya ressamı olarak çalışıp bilgi ve deneyimini artırmıştır. Daha sonraki yıllarda ise Thomas Malton’dan sulu boya ve perspektif öğrenmiştir. J.M.W. Turner henüz 14 yaşında iken sanatçı olmak amacıyla Kraliyet Sanat Akademisi’ne kayıt olup, 22 yaşında iken Kraliyet Akademisi’nin en genç üyesi seçilerek adını tarihe yazdırmıştır. 1790’lı yıllarda sulu boya ve yağlı boyalarıyla Akademi’de açılan çeşitli sergilere katılma imkanı bulup, tablolarıyla anlatmak istediklerini gözlemcilere sunmuştur.

Turner bu başarılı girişimlerinin ardından 1807 yılında Kraliyet Akademisi’nde perspektif profesörü olarak bir süre görev aldı. 1804’te kendisine bir resim galerisi açtı ve yapıtlarını yaşamının sonuna kadar orada sergilemeye devam etti.

Başpiskoposun Sarayının bir Görünümü, 1790. (Turner’in Kraliyet Akademisi’nde sergilenen ilk resmidir.)

Ressam, 1810-1824 yıllarında yaz mevsimlerini Yorkshire’da resim yaparak geçirmeyi tercih etti. Resimlerini yapacağı yerleri görmeyi tercih eden Turner birçok kez İtalya’ya giderek Roma, Napoli, Floransa ve Venedik gibi kentlerde dolaşıp Rönesans ustalarının yapıtlarını inceleme fırsatı yakaladı. Ayrıca Fransa, Almanya, Hollanda ve İsviçre gibi ülkeleri de resmetmeden önce gezip incelemiştir. Pratik bir şekilde kullandığı sulu boya tekniklerini gezilerinde not almak amacıyla kullanmış ve yine sulu boya teknikleriyle Byron, Samuel Rogers gibi şairlerin yapıtlarını resmetmiştir. Aşağıdaki resimde Rogers’ın İtalya şiirini Turner’in resmedişini görmekteyiz.

Saint Maurice, for Rogers’s Italy, 1826

Başlık: Italy, A Poem Yazar: Samuel Rogers Çizer: Joseph Mallord William Turner

Sanat yaşamına sulu boya ressamı olarak görüp incelediği çeşitli manzaraları resmederek başlamıştır. Kullandığı sulu boya teknikleri ile yağlıboyaya yakın sonuçlar elde etmesi sebebiyle sulu boya manzaralarının en büyük İngiliz ustalarından biri olarak anılır. Resimlerinde tabiatın değişimini de gözeterek onu romantik bir şekilde yorumlamıştır. Çalışmalarındaki ışığı ele alış şekli ve sulu boya teknikleriyle dönemine yenilikçi bir resim anlayışı getiren Turner, aynı zamanda bu yönüyle oldukça da fazla eleştiri almıştır. En sık aldığı eleştirilerden biri ise resimlerinin tamamlanmamış olması yönündedir.

Babası William Turner berber dükkanı işletiyordu. Annesi ise 1785 yıllarında zihinsel rahatsızlık belirtileri gösteriyordu ve bu sebeple hastaneye yatırıldı, bir süre sonra da vefat etti. Mary Ann adında küçük bir kız kardeşi vardı ve o da henüz beş yaşındayken vefat etti. Turner tüm bu sıkıntılarının zihninde yarattığı karmaşayı ve buhranı tablolarında işlemiştir. Daha sonra amcasının yanına gönderildi ve eğitimine onun yanında devam etti. Bu zamana kadar Turner’ın çizimleri babasının dükkanında sergileniyor ve belli bir değere satılıyordu. 1789’un sonunda, Londra’da topografik ressam Thomas Malton‘un altında çalışmaya başladı. Turner ondan ticaretin temel püf noktalarını, İngiliz kalelerinin ve manastırlarının taslak baskılarını kopyalamayı ve boyamayı öğrendi. Turner daha sonraki yıllarda Malton’a “gerçek ustam” diyecektir.

Turner’ın kişisel yaşamına yakından bakacak olursak; hiç evlenmemesine rağmen Sarah Dandy ile ilişki yaşamaya başlamış ve çiftin iki kızı olmuştur. Turner, babasının ölümünden sonra çok etkilenmiş ve kişisel sağlığına pek özen göstermeyip sanatına odaklanmıştır. 1851’de 76 yaşında Londra’da koleradan vefat etti.

Denizdeki Balıkçılar, 1796

Denizdeki Balıkçılar, Turner’in Kraliyet Akademisi’nde sergilediği ilk yağlıboya resimlerinden biridir. Yağlıboyaya geç başlamasına rağmen kısa sürede ustalaşması ile bu teknikte de adını tarihe yazdırır. Bu tablosunda Turner doğa karşısında insanlığın çaresizliğini resmediyor. Titreşen lambasıyla denizde süzülen teknenin temsil ettiği şey insan yaşamının kırılganlığıdır. Karanlık bulutlu gökyüzü, çalkantılı deniz ve arka plandaki tehditkar silüetlerin temsil ettiği ise doğanın yüce gücüdür. Turner’ın çok sık başvurduğu ışık tezatlarını gece tablolarında da görüyoruz. Ay’ın soğuk ışığı, balıkçı fenerinin sıcak titreşimi bir tezatlık oluşturuyor. Bu çalışma dönemin birçok ressamının ışık ve gölgeyi ele alışında güçlü bir ilham olmuştur.

Savaşçı Temeraire, 1839

Turner’ın en ünlü resimlerinden biri olan Savaşçı Temeraire, kendisinin ölümüne kadar yanından ayırmadığı söylenilen bir çalışmadır. Resimdeki gemi, Fransız ismine rağmen bir İngiliz savaş gemisidir ve Trafalgar Muharebesi’nde önemli bir rol almıştır. Bu çalışma aynı zamanda Turner’ın modern dünya ve sanayi devrimine olan hayranlığını yansıtıyor. Resmin sol kısmı daha maddi unsurları içerirken sağ tarafı daha çok denizcilik unsurlarını içeriyor. Turner’ın renk düzenlemesi doruk noktasını burada bulur.

Köle Gemisi, 1840

Turner, olgunluk dönemine ait olan bu resmi (Köle Gemisi) Londra’daki İngiliz ve Yabancı Kölelik Karşıtı Cemiyetinin ilk uluslararası toplantısı sırasında Kraliyet Akademisi’nde sergilemiştir. Bugün Boston Güzel Sanatlar Müzesi‘nde sergileniyor. Bu yaratıcı deniz tasvirinde Turner, arka planda belli belirsiz görünen, fırtınalı bir denizde yol alan ve peşinde denize yayılmış insan figürleri gördüğümüz bir gemiyi gösteriyor. 1781 yılındaki bir olayda; köle gemisi Zong’un kaptanı 133 kölenin denize atılmasını emretmiş ve büyük olasılıkla bu olay, döneminde kölelik karşıtı kesimlerde büyük bir etki yaratmıştı. Bu durum da muhtemelen Turner’a manzarasını yaratması için ilham verecekti. İngiliz İmparatorluğu’nda o dönem köleliğin yasak olmasına rağmen İspanyollar ve Portekizliler bu sistemi uygulamaya devam ettiklerinden 1833’ten itibaren Turner ve birçok kölelik karşıtı, köleliğin tüm dünya ülkelerinden kaldırılması gerektiğine savunmaktaydı.

Resimde ilk gördüğümüz şey, fırtınalı bir denizin üzerinde, rengi tüm ufka yayılmış kocaman, koyu kırmızı bir gün batımıdır. Tabloyu yakından incelediğimizde uzakta bir gemi görüyoruz. Ön planda suda yüzen çok sayıda ceset var; siyah derileri ve zincirleri köle olduklarını ve denize atıldıklarını gösteriyor. Belli ki Turner bu tablosunda köle gemisi Zong’un olayını resmetmek istemiş.

Tablonun yanında, Turner’ın 1812’de yazdığı Fallacies of Hope adlı bir de şiiri var:

”Aloft all hands, strike the top-masts and belay;
Yon angry setting sun and fierce-edged clouds
Declare the Typhoon’s coming.
Before it sweeps your decks, throw overboard
The dead and dying – ne’er heed their chains
Hope, Hope, fallacious Hope!
Where is thy market now?”

Denizde Cenaze Töreni, 1842

Denizde Cenaze Töreni’nin konusu, Turner’ın bir arkadaşı olan sanatçı David Wilkie‘nin denizde gömülmesidir. Eser, zamanında tamamlanamaması sebebiyle de döneminde oldukça eleştirilmiştir. Bu resim için Turner şöyle söylemiştir:

”Siyahtan daha siyah bir şey bulabilsem kullanırdım.”

-Joseph Mallord William Turner

Sanatçının hayatı ve eserleri hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyenler için bir film önerisiyle içeriğimizi sonlandıralım: Sanatçının hayatının son 25 yılına dayanan 2014 biyografik drama filmi ‘Mr. Turner‘.

KAYNAKÇA:

 

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

One Battle After Another Film İncelemesi: Katmanlı Bir Savaş Hikâyesi

Paul Thomas Anderson'ın büyük sükse yaratan yeni filmi One Battle After Another, politik bir aksiyon olarak karşımıza çıkıyor.

The Rolling Stones – Paint It, Black ve Psikoloji Çerçevesinde İncelemesi

The Rolling Stones'un karanlık ruh halini müziğe gönüştürdüğü başyapıt; Paint It Black

Tove Ditlevsen – Bağımlılık | 11 Alıntı

"Dışarıdaki dünya insafsız ve karmakarışık ve ona karşı gücümüz yetmediğinden, ondan kaçınmayı yeğliyoruz."

Çocukluk Travmaları: Belirtileri, Sonuçları ve Çözüm Yolları

Çocukluk döneminde yaşadığımız olaylar karşısında hissettiğimiz duygular ve düşündüğümüz düşünceler travmalar doğurabilir. Peki, bu travmaların belirtileri, sonuçları ve çözüm yolları nelerdir?

Söylenti Radarında Bu Ay: Sombr

"back to friends" şarkısıyla zirveye tırmanan genç sanatçı Sombr'ın müzik serüvenine yakından bakalım

Sevmek Zamanı Filminden Unutulmaz Replikler

Halil'in boya yapmak için gittiği bir evde gördüğü resme aşık olmasıyla gelişen olayları konu alır.

2025 Gen Z Protestoları: Nepal, Fas ve Türkiye Üzerine Karşılaştırmalı Bir Analiz

2025’te Türkiye, Fas ve Nepal’deki Gen Z protestoları, dijital dayanışma, özgürlük ve adalet talepleriyle yeni bir küresel siyasal uyanışın simgesi haline geldi.

Keşfetmemiz Gereken Yazarlar: Truman Capote

Başarı ve parıltılı bir hayatın ardında yalnızlığını saklayan bir deha. Zamansız eserleri ile Truman Capote.

Love Bombing Kavramının Chuck Bass ile Eşleştirilmesi

Chuck Bass'in Blair'e yaptığı aşk bombardımanının gerçek aşk değil de manipülasyon olması.

Söylenti Aylık Frekans

Söylenti Müzik Frekansı ile sonbaharın gizemli, esintili ve en sevilen zamanlarına, Ekim ayına hoş geldiniz! Önerilerimiz sizin için hazır.

Editor Picks