Sinemanın Mühendisi: Alfred Hitchcock’s Psycho

Alfred Hitchcock Kimdir ?

Sinemanın keşfinden yanlızca dört yıl sonra doğan Alfred Hitchcock’un asıl mesleği mühendisliktir. Sinemayla tanışması ise grafikerlik yaparak başlıyor. Ardından sessiz filmlere ara yazı yazarak devam ediyor. Sinemanın gelişim evrelerine yakından tanıklık eden Alfred Hitchcock’un, aslında yönetmenlik başarısının salt sinemanın içinden gelmesiyle  açıklayabiliriz. Yakaladığı başarısının ardından 1930’lu yıllarda ABD’ye yerleşen Alfred Hitchcock, yönetmen David Selznick ile sözleşme imzalıyor. Kariyerindeki en parlak dönemini bu yıllarda yaşadığını söyleyebiliriz.

Alfred Hitchcock’u, Hitchcock Yapan Şey Nedir ?

Alfred Hitchcock, bir filmin anlamını nasıl yeniden kurabileceğini çok iyi biliyor. Salt sinema döneminde edindiği bu tecrübeyle filmi yazarken, çekerken ve kurgularken defalarca kez inşa ettiğini söyleyebiliriz. Asıl mesleğinin mühendislik olduğunu da göz önünde bulundurursak, sinema tekniğinin altında yatan başarısının mühendislikten geldiğini söyleyebiliriz.

PSYCHO / Korku / Gerilim / 1960

Psycho, Alfred Hitchcock’un en başarılı filmi olarak karşımıza çıkıyor. Romandan uyarlanan  filmin konusu ise, emlak ofisinde çalışan Marion Crane’nin yaptığı hırsızlığın ardından sevgilisine gitmek için yola çıkmasıyla birlikte başına gelenleri konu ediyor.

Alfred Hitchcock’un, tür olarak gerilim ve korku üzerine film yaptığını söyleyebiliriz. Marion Crane’in çalıştığı yerden çaldığı para ile yola koyulmasından itibaren, gerilimin hiçbir zaman azalmasına izin vermeyen Hitchcock, yapmak istediği sinemanın seyirciyi çığlık attırmak üzere kurulu olduğunu söylüyor. Psycho filmi boyunca gerilim üzerinden seyirciyle oynayan Hitchcock, filmin kırılma anlarında seyirciye çığlık attırmayı başardığını söyleyebiliriz.

İkon Haline Gelen Duş Sahnesi

İkon haline gelen duş sahnesi: 78 kamera yerleşimi ve 52 kesmeden oluşarak 45 saniye süren bir sahnedir. Alfred Hitchcock, filmin ortasına gelindiğinde erken süpriz yaparak Marion Crane’in öldürüyor. Dönemin ABD sinemasının ağır sansürü sebebiyle sahneyi tüm çıplaklığıyla çekemeyen Alfred Hitchcock, filmin dönemini baz aldığımızda kurgu aşamasında yaptığı Match Cut tekniği ile sinema tarihinin, meşhur sahneleri arasına girmeyi başardığını söyleyebiliriz. Diğer bir artının ise dönemin ABD sinemasının, star sisteminin çok güçlü olmasına rağmen bu sistemi yıktığını görüyoruz.

(Yazının bundan sonrası film hakkında spoiler içermektedir.)

Film; Phoenix, Arizona görüntüsüyle başlıyor. Marion Crane ile sevgilisi Sam’in otel odasındaki sahnesiyle devam ediyor. Aralarındaki ilişkinin artık saygı çerçevesinde devam etmesi gerektiğini düşünen Marion Crane, aldığı bu kararı Sam’e söylüyor. Aralarında geçen diyaloglar, Alfred Hitchcock’un komik kişiliğinin yansıması olarak değerlendirebiliriz.

Marion Crane: Aslında görüşebiliriz, yemek bile yiyebiliriz ama saygı çerçevesinde. Benim evimde, annemin fotoğrafı önünde ve kız kardeşim, koca bir bifteği üç kişi için hazırlamama yardım ederken.

Sam: Bifteği yedikten sonra kardeşini sinemaya gönderip, fotoğrafı da ters yöne çevirecek miyiz?

Filmin bu sahnesinden sonra Marion Crane’in iş hayatına dönülüyor. Emlak ofisinde müşterisinin verdiği bir miktar parayı çalarak ortadan kayboluyor. Marion Crane, yeni bir hayata başlama umuduyla sevgilisi Sam’in yanına gitmeye çalışıyor. Alfred Hitchcock iWordPress hakkındase bu yolculuğu gerilim üzerinden, bir yay gibi gerip bırakmaya başlıyor. Mario Crane’in şehri terk ederken patronuna denk gelmesi, dinlenmek için arabasında uyuya kaldığı sıra polisin gelmesi, Marion Crane’in şüpheli tavırlarından dolayı polisin takip etmesi gibi ”v.b’‘ olaylarla gerilim sürekli diri tutuluyor. Tüm bu durumlara rağmen yoluna devam etmeye çalışan Marion Crane, geceyi geçirmek için ıssız bir otelde dinlenmeyi tercih ediyor.

Erken final olarak adlandırabileceğimiz duş sahnesi ise geceyi geçirmek için konakladığı otelde gerçekleşiyor. Marion Crane odasını tuttuktan sonra, otelin sahibi Norman tarafından yemeğe davet ediliyor. Norman’ın annesi ise bu duruma sıcak bakmıyor. Tabii bu durumlar gerilimi tırmandırmak için Marion Crane’in duyabileceği şekilde gerçekleşiyor. Norman’ın annesini filmin son anına kadar hiçbir şekilde görmüyoruz, sadece ses olarak varlığını sürdürüyor. Norman ise bu tartışmanın ardından otelin misafir odasında Marion Crane’in ağırlıyor. İkili diyalogların geçtiği bu sahne de genel olarak Norman’ın annesini anlatmasıyla geçiyor. Ardından odasına çekilen Marion Crane, duş aldığı sıra da bıçaklanarak ölüyor.

Filmin devamında ise, parası çalınan adamın tuttuğu özel dedektif, Marion Crane’in kız kardeşi Lila Crane ve Sam üzerinden devam ediyor. Özel dedektif olayı aydınlatmaya çok yaklaştığında bıçaklanarak öldürülüyor. Olayların aydınlatılması, Lila Crane ile Sam sayesinde gerçekleşiyor.

Filmin sonuna gelindiğinde ise, Norman’ın annesi hakkında anlattıklarının yalan olduğunu, katilin Norman olduğunu görüyoruz. Norman’ın geçmişte annesiyle yaşadığı sorunlardan ötürü, yeri geldiğinde Norman yeri geldiğinde ise annesinin rolüne geçtiğini öğreniyoruz.  Alfred Hitchcock böylece film boyunca yarattığı gerilimi, soğuk duş etkisiyle bitiriyor.

 

”Benim filmlerim yaşamdan bir dilim değildir; pastadan bir dilimdir.” Alfred Hitchcock

 

Batuhan Amaç
Batuhan Amaç
İyiler ilk görüşte tanınmaz.

1 Yorum

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Dostoyevski’nin Rus Edebiyatı Üzerindeki Etkisi

Dostoyevski, Rus edebiyatında sadece bir isim değil aynı zamanda döneminin edebiyat anlayışına da yön veren önemli bir yazardır.

Söylenti Radarında Bu Ay: Isaac Winemiller

Isaac Winemiller, sakin melodileri ve içe dönük sözleriyle müzikal yalnızlığı estetik bir deneyime dönüştürüyor. Bu ay Söylenti Radar'ında onunla tanışın!

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Editor Picks