“Sinema insanlar arasındaki görüş, düşünüş farklarını silecek, insanlık idealinin tahakkukuna en büyük yatırımı yapacaktır.”
-Mustafa Kemal Atatürk
Büyük Taarruz Zaferi‘nin üzerinden tam 103 sene geçti. Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlık mücadelesi yalnızca askeri bir zaferle sınırlı kalmadı; laik ve modern bir devletin inşasına da öncülük etti. Tarih sahnesinde olaylar tüm çarpıcılığıyla yaşanırken, beyaz perde Kurtuluş Savaşı’nın kahramanlık hikayelerinden Cumhuriyet’in ilk yıllarına uzanan tarihi bir bellek aracı olarak konumlandı. Peki, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra neler yaşandı? Cumhuriyet dönemi beyaz perdeye nasıl aktarıldı? Bu yazımda, Atatürk’ün kameraya yansıyan görüntülerinden ve anılarından bahsedeceğim.
Atatürk ve Sinema: Cumhuriyet’in Kültürel Temelleri

Kurtuluş Savaşı’nın sona ermesi ülkemizde yeni bir dönemi de beraberinde getirdi. Cumhuriyet ilan edildi, Mustafa Kemal Atatürk Türkiye’nin ilk cumhurbaşkanı oldu, Ankara başkent ilan edildi. Çağdaş uygarlığa uygun bir ülke inşa etmek için adımlar atıldı. Medeni Kanun ile kadın-erkek eşitliğini temel alan modern hukuk sistemine geçildi. Harf devrimi yapıldı, kadınlar seçme ve seçilme haklarını kullanabilmeye başladılar.
Mustafa Kemal, askeri başarısının yanı sıra sanat, spor, kültür ve sinemaya öncelik verip ülkemize kazandırılması gereken bir değer olarak görüyordu. Kahramanlık hikayeleri, bağımsızlık savaşında yaşananlar, Cumhuriyet’in ilk yılları sinema yoluyla nesilden nesle aktarılacak bir mirastı. Türk sinemasının Tiyatrocular ve Sinemacılar Dönemi arasında konumlanan Geçiş Çağı yönetmenlerinden biri olan Faruk Kenç anılarında Atatürk’e Almanya’ya film tahsiline gittiğinden bahsettiğini anlatıyor. Mustafa Kemal, döndüğünde Avrupa filmciliği ile ilgili bir rapor hazırlamasını söylemiş. Kenç, raporu hazırladığını fakat bir süre sonra kendisini kaybettiğimizi belirtiyor. Sonrasında Kenç, Atatürk’ün Cenaze Töreni belgeselinin çekimlerinde yer aldı.
Mustafa Kemal Atatürk Beyaz Perdeden Dünyaya Sesleniyor!

Mustafa Kemal için sinema Türkiye’nin yeni kimliğini içeride ve dışarıda gösterebilecekleri bir araçtı. Bağımsızlık savaşında olan Türkiye, kimliğini göstermek için farklı yollar aradı. Türkiye Cumhuriyeti’ni modern bir devlet olarak inşa etme sürecinde sinema, iletişim aracı olarak kullanıldı. Tarih 1929 yazını gösterdiğinde yeni kurulan Cumhuriyet’i dünyaya tanıtmak için Atatürk beyaz perdeden dünyaya seslendi. Fox Films, Amerikan Büyükelçisi Joseph Grew ile Atatürk’ün buluşmasını Ankara Atatürk orman çiftliğinde filme aldı. Atatürk’ün “Türk milleti tabiatı gereği demokrattır…” ile başlayan sözleriyle yazılan tarih bir kere daha sinemada hayat buldu.
Fox Films, yaklaşık dört saat boyunca Mustafa Kemal’i kayda aldı. Film, Ön Konuşmalar; Çeşme; Bahçe; İnekler; Kümes Hayvanları; Koyunlar; Traktörler; Atölye; Kadın, Güzel kadın olmak üzere dokuz ayrı bölümden oluşuyor. Orman çiftliğinin seçilmesi bilinçli olarak belirlendi. Tarım ile sanayiyi birleştiren çiftlik, Cumhuriyet’in ekonomik kalkınmasının bir simgesi olarak kullanılmak istenmiş. Çeşme sahnesi Atatürk’ün büyükelçi ile Fransızca konuştuğu ilk sesli, görüntülü belge olmasından dolayı büyük önem taşıyor.

Mustafa Kemal’in manevi kızı Afet Hanım büyükelçinin ricası üzerine Amerikan Kadınlarına mesajlarını şu cümlelerle ifade etmiş, “Amerikalı kadınları takdir ediyorum ve kutluyorum, çünkü siyasal haklarını tamamen kazanmışlardır. Türk kadınları şu anki haklarla yetinmemektedir ama eminim ki milletvekili seçme ve seçilme hakkını da mutlaka elde edeceklerdir.” Kendisinin heyecanını ve gözlerindeki ışığı görüntülerden hissedebiliyoruz. 1934 yılına gelindiğinde Türk kadınları da milletvekili seçme ve seçilme haklarını kullanabildiler. Görüntüleri buradan izleyebilirsiniz.
Elhamra Sinemasında Tarihi An

Büyükelçinin mektubundan alınan bilgilere göre, Mustafa Kemal filmi izleyebilmek için Anadolu seyahatini erteledi. Filmi ilk defa 1930 yılında İstiklal Caddesinde bulunan Elhamra Sineması‘nda izledi. Böylece tarihsel bir an daha yaşanmış oldu. İlk Türk sesli filmi olan İstanbul Sokaklarında‘yı perdeye yansıtan Elhamra Sineması, 1999 yılında çıkan bir yangında kullanılamaz hale geldi. 1958 yılında ise Orman Çiftliğinde çekilen görüntüler The Incredible Turk belgeselinde kullanıldı.
Türkiye’nin İlk Milli Mücadele Temalı Sesli Filmi: Bir Millet Uyanıyor

Atatürk, 1932 yılında Nizamettin Nazif Tependelenlioğlu‘nun aynı adlı eserinden uyarlanan ve Muhsin Ertuğrul‘un yönettiği Bir Millet Uyanıyor adlı filmde yer aldı. Siyah bir perde önünde kamera karşısına geçen Atatürk, ülke ve dünya sorunları üstüne bir konuşma yaparak bu yapımda rol aldı. Film, Türkiye’de Türkçe olarak seslendirilen milli mücadele temalı ilk sesli yapım olma özelliğiyle de tarihe geçti.
Türk Gençliğine Bırakılacak Miras

Atatürk, Fuat Uzkınay‘ın üç bölümlük Zafer Yollarında isimli Kurtuluş Savaşı belgeseli üzerine çalışmasını istemişti. Uzkınay, iki yıl daha çalışarak filmi 12 bölüme çıkarıldı. Mustafa Kemal, filmin kendi sahnelerinin fazla hareketsiz olması nedeniyle tamamlanamadığını öğrendiğinde Milli Mücadele dönemine ait evrakı, kıyafeti, kılıcı ve çizmesi olduğunu ve filmde rol alıp, sahneleri tekrar canlandırabileceğini belirtir. Bunun Türk gençliğine bırakılacak milli bir vazife olduğunu sıklıkla yaşamı boyunca ifade eder. Ne yazık ki, bu konuşmaların ardından kendisinin sağlık problemleri artmaya başlamıştı. Film kendisinin istediği gibi tamamlanamadı.
Atatürk’ün Sinemadaki Temsili: Neden 49 Yıl Beklendi?

Yakın geçmişte sinemada Atatürk portrelerine daha sık rastlasak da aramızdan ayrılışından sonra uzun bir süre kendisi beyaz perdeye yansıtılmamış. 1922’den 1987 yılına kadar yapılan öykülü filmlerin hiçbirinde Atatürk doğrudan bir karakter olarak gösterilmemiş. Mustafa Kemal’in aramızdan bedenen ayrılmasının ardından Atatürk’ü koruma yasaları devreye girdi ve yanlış ya da eksik aktarılması ihtimaline karşı sinemaya direkt olarak yansıtılmadı. Filmlerde çevresindeki kahramanlar, sesi, imzası ve gölgesi dolaylı temsil bir temsil aracı olarak kullanıldı. 1981 yılında Belçikalıların yapmış olduğu film dışında farklı projeler planlansa da yapımlar tamamlanıp ekranlara taşınmadı. Yıl 1987’yi gösterdiğinde yani Mustafa Kemal’in aramızdan ayrılışından tam 49 yıl sonra ilk kez Ateşten Günler isimli televizyon dizisinde Metin Belgin tarafından canlandırılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı için mücadele eden her bir değerli insanı minnetle anıyorum. Zafer bayramımız kutlu olsun!
Yazımı Mustafa Kemal Atatürk’ün sözleriyle sonlandırmak istiyorum.
“Sinema Dünyanın en uzak köşelerinde oturan insanların birbirlerini sevmelerini, tanımalarını temin edecektir.”
Kaynakça
Öne çıkarılan görsel: Academia.edu
Anadolu Ajansı, “Türk sinemasının ilklerini gerçekleştiren yönetmen.” web. 10 Mayıs 2021. Erişim tarihi: 27.08.2025
Biryıldız, Esra. “Atatürk ve Sinema.” Marmara İletişim Dergisi, no.7, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi, Temmuz 1994, ss.251- 256.
Hayır, Celal. “Cumhuriyet Dönemi: İktidar, İdeoloji ve Sinema.” Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, vol.7, no.31, 2014.
Dinç, Enis. “Performing Modernity: The Film of Mustafa Kemal Atatürk on His Forest Farm.” Historical Journal of Film, Radio and Television, vol.39, no.1, 2019, pp.1-19 doi:10.1080/01439685.2018.1527071