Stanley Kubrick’in 1971 yapımlı filmi Otomatik Portakal, hem psikolojik hem de fiziksel şiddeti oldukça fazla barındıran bir film. Aslında filmin temel konusu Alex ve arkadaşları Pete, Dim ve Georgie’nin insanlara uyguladığı fiziksel şiddet teması ve hak ettiği cezayı alan bir kişinin hayatını anlatması gibi gözükse de bunun yanı sıra devletin uyguladığı şiddet, doktorların tedavi adı altında uyguladığı psikolojik şiddet, cinsel istismar ve duygusal istismar gibi şiddet türleri de içermektedir. Filmin üzerinde durduğu bir diğer konu ise uyguladığı şiddetler ve cinayet sebebi ile kodese giren Alex’e, daha ahlaklı bir insan olup düzelmesi için tedavi uygulanması. Amaçları aynı olmasa bile sonuçları aynı olan bu tedavi psikoloji biliminde oldukça ünlü Little Albert deneyine benziyor. Alex’e şiddet içerikli koşullanmalar yapılıyor. Elleri bağlı, kafasına kablolar bağlanmış ve gözleri açık olması için aparat takılmış halde şiddet sahneleri izletiliyor. Bu olay 2 hafta boyunca gerçekleşiyor ve bazen günde 2 seansı bulabiliyor. Fazla şiddet izlemeye maruz kalan Alex ise koşullanıyor ve şiddete başvuramayacak hâle getiriliyor. Her şiddet ile ilgili bir şey gördüğünde kusacak gibi oluyor. Bu yapılan tedavinin doktorlara ve hükümete göre olumlu sonucu sebebi ile Alex kodesten çıkıyor. Fakat 2 yıl sonra kodesten gerçek hayata dönmesi bazı şeyleri değiştiriyor.
Baş karakter Alex, şiddete eğilimli olan liseli bir çocuk. Arkadaşları Peter, Dim ve Georgie ile birlikte küçük bir çeteler. Alex bu çetenin lideri olarak anılıyor. Dim ve Georgie, Peter’e kıyasla Alex’e zaman zaman karşı gelmeye çalışan karakterler. Alex’in lider olmasından hoşlanmıyorlar. Yine de birlikte insanlara çok fazla fiziksel şiddet uyguluyorlar. Evlere baskın yapıp insanları dövmek, cinsel istismarda bulunmak, ters yönde araba sürmek gibi başkalarının hayatını tehlikeye atacak faaliyetlerde bulunuyorlar. En son Georgie, Peter ve Dim, Alex’i Bayan Weathers’in evine baskın yapıldığı zaman yalnız bırakıyorlar. Alex, Bayan Weathers’i öldürdüğü için cinayet işlediği sebebi ile kodese giriyor. Arkadaşlarının da zorbalıklarına rağmen onlara hiçbir şey olmuyor.
Alex’in bu kadar fazla şiddete meyilli olmasının sebepleri altında ailesi tarafından duygusal istismara uğruyor olmasını söyleyebiliriz. Duygusal istismar türüne maruz kalan çocukların şiddete yönelme durumları artıyor. Ailesi tarafından gördüğü duygusal istismar türleri ise reddetme (rejection), duygusal tepki vermeyi reddetme (denying emotional repsonsiveness) ve tek başına bırakma/yalnızlaştırma (isolating) olarak tanımlanabilir. Alex’in ailesi Alex’in akşam nerelerde gezdiğini ve neler yaptığını bilmeyecek kadar Alex’i yok sayıyorlar. Alex’in kendini bu kadar değersiz ve yalnız hissetmesi, duygusal istismara en güvendiği insanlar olan ailesinden bile görmesi, onun odasında bulunan yılan ile yakınlık kurmaya çalışmasında ve arkadaşları ile şiddete başvurup başka insanların da acı çekmesinden haz almasına yol açıyor. Diğer istismar türü olan tek başına bırakma/yalnızlaştırma (isolating) ve duygusal tepki vermeyi reddetme (denying emotional repsonsiveness) türlerini ise Alex kodesten döndüğü zaman gözlemleyebiliyoruz. Alex’in ailesi Alex’in odasını Joe adında başka birine kiralıyorlar. Alex döndüğü zaman ise Joe’yu evden kovamayacaklarını kendisinin gitmesi gerektiğini, Joe’nun onun yerine geçtiğini ve onu oğlu gibi gördüklerini söylüyorlar. Alex bu durumda psikolojik olarak yalnız, ailesinin manevi desteklerinden uzak ve bu yüzden yalnız olduğuna inanıyor. Sağlıklı bir psikolojiye göre, Alex’in yaşadığı 2 yıllık hapishane ve 2 haftalık tedavi adı altında psikolojik şiddet sonrası ailesi tarafından sevgiye ve ilgiye ihtiyacı var. Ancak, ailesi ona gereken ilgi ve bakımı vermiyor, sevgi ve hoşgörü göstermiyor, Alex’in hem maddi hem manevi bütün ihtiyaçlarını gözden geliyorlar. Bu durumda aynı anda iki duygusal istismar türü olan duygusal tepki vermeyi reddetme ve tek başına bırakma/yalnızlaştırma ile karşı karşıya kalıyor. Aynı zamanda Alex, Joe’nun hakaretleri karşısında bir başka duygusal istismar türü olan aşağılanmaya (degrading, humiliating) maruz kalıyor. Joe, Alex’e annesini ve babasını çok üzdüğünü ve onun ne kadar kötü bir insan olduğunu ve onun bir canavar olduğunu söyleyip hakaretler yağdırıyor. Böylece Alex, Joe tarafından da duygusal istismar görmüş oluyor.
Tüm bunların yanı sıra, Alex sadece ailesi tarafından duygusal istismar değil; arkadaşlarından, devletten, doktorlardan ve karşılaştığı başka insanlar tarafından da istismar görüyor. Alex cinayeti işledikten sonra kodesteyken gardiyanlar ondan “Sir!” (Efendim) demesini isteyerek onu küçük düşürüyor ve Alex ile hiçbir zaman sağlıklı bir iletişim kurduklarını görmüyoruz. Bu sebeple, gardiyanlar tarafından da çok fazla baskı ve hakaret altında aşağılanmaya maruz kalıyor.
Alex’in yaşadığı en önemli olaylardan biri ise üzerinde Ludovico tekniği olarak adlandırdıkları bir deney yapılması. Bu teknik ile Alex’in iyileşeceğine inanılıp bir daha şiddete başvurmayacağı, böylece kodesten çıkabileceği düşünülüyor. Alex 2 hafta boyunca hastahaneye kapatılıyor. Bazen günde 2 seans olmak üzere kolları bağlı, kafasında kablolarla, gözleri aparat ile kapanmaması için açık olacak şekilde şiddet sahneleri izletiyorlar. Alex bu deney süresince kusma ve zorlanma gibi olumsuz fiziksel tepkiler veriyor ve daha fazla şiddet içerikli videolar izlememek için yalvarıyor. Doktorlar bunu kabul etmeyerek işleme devam ediyorlar. Alex her ne kadar tedavi için kendisi istekli olarak başlamış olsa bile şiddet videolarını izlemeyi durdurmaları için doktorlara yalvarıyor. Doktorlar ise Alex’e bunun onun tek çaresi olduğunu söyleyip onu hapisten çıkarmamakla tehdit ediyorlar. Bu ortamda Alex, doktorlar tarafından yıldırma/korkutma (terrorizing) istismarına maruz kalıyor. Alex’i şiddetin kötü olduğuna koşulladıklarından sonra tedavinin işe yaradığını kanıtlamak için insanların önünde onu ayrıca test ediyorlar. Alex’i sahneye çıkarıp şiddete başvurması için tahrik ediyorlar. Alex’i yıldırmak için sosyal ortam içinde onu aşağılanıyor, kendisine hakaretler ediliyor ve üzerinde fiziksel şiddet uygulanıyor. Alex bu durumda yine hem fiziksel şiddet hem de duygusal istismar türü olan aşağılanmaya maruz kalıyor.
Alex, aşağılanma istismar türünü çete olarak takıldığı arkadaşlarından da görüyor. Kodesten çıktıktan sonra ailesi onu istemeyince sokaklara düşen Alex, filmin başında fiziksel şiddet uyguladığı evsiz adam ile karşılaşıyor. Evsiz adam onu tanıyıp Alex’ten intikamını alıyor. Olayı ayırmaya gelen polisler ise eski arkadaşları Dim ve Georgie. Dim ve Georgie, Alex’i ormana götürüp korku dolu bir yerde hem fiziksel şiddet uyguluyor hem de bulunduğu sefil durum ile dalga geçip onu aşağılayarak duygusal istismarda bulunuyorlar.
Ormandan kaçarak uzaklaşan Alex kendine güvenli bir ev bulma arayışına gidiyor. Yardım istediği ev ise çetesi ile birlikte zorla girip; evin sahibi olan yazara fiziksel şiddet ve karısına da cinsel istismar uyguladıkları yer. Kendisinin bu ev sakinleri tarafından artık tanınmayacağını düşünen Alex, kendisi yüzünden ölen karısının hala yasını tutan yazar tarafından hâlen hatırlandığını görüyor. Yazar, o sırada evde çalmakta olan 9. Senfoni’nin Alex’i koşullandırdığını ve Alex’te kusma tepkisi yarattığını fark eder. Yazar, Alex’i odaya kapatır ve yüksek sesle 9. senfoniyi açarak ona psikolojik şiddet uygular. Yani, burada tekrar yıldırma/korkutma istismar türünü gözlemliyoruz. Alex, burada korku dolu bir ortamda yaşar ve hatta bu istismara daha fazla dayanamayıp intihar eder.
Yazarın davranışlarını ele almak gerekirse, Alex tarafından geçmişinde gördüğü fiziksel şiddet onu Alex’ten intikam almaya sürükler. Karısının ise cinsel istismar görmesi, hayatını kaybetmesine yol açacak kadar büyük etkiye yol açmıştır. Yani, yazarı şiddete iten türlerde hem karısını kaybetmesinin hem de kendi gördüğü şiddetin onda ağır travmalar yaratmış olması yatar. Alex’in ise sadece yazardan gördüğü psikolojik şiddetten dolayı intihar etmediğini, yaşadığı bütün duygusal istismarların artık fazla gelmesi sebebi ile kaldıramadığını söyleyebiliriz.
Filmde şiddet sarmalının zaman ve kişiler bağlamında tıpkı otomatik bir saat gibi işlediğini görüyoruz. İnsanların yaşadığı olaylar, onların geçmişinde yaşadıklarının yansıması olarak karşımıza çıkıyor: Şiddet, şiddeti doğuruyor. Yazar ve Alex karakterinden de gördüğümüz gibi insanların maruz kaldığı şiddet; onların da şiddete eğilim göstermesinde büyük etken oluyor. Alex’in ailesinden sevgi, ilgi ve alaka görmemesi ya da arkadaşları ile arasının iyiymiş gibi gözükse bile bir ast-üst ilişkisi üzerine inşa edilmiş olması onu yalnızlığa iten ve şiddete başvurmasındaki büyük faktörlerden. Alex her ne kadar şiddet bağımlı bir çocuk olsa bile onun bu bağımlılığı yaşadığı duygusal ihmallerden, yaptığı yanlış seçimlerden ve şiddet ile var olan bir toplumda yaşıyor olmasından kaynaklı olduğunu söyleyebiliriz. Duygusal istismarın kişinin hayatını ne kadar büyük bir derecede etkileyebileceğini bir kez daha bu film sayesinde görebiliyoruz. Bu büyük etki cinayet işleyip hapishaneye düşebilecek ve her şeyden vazgeçip intihar edebilecek kadar insanların hayatını değiştirebiliyor. Eğer Alex en başından beri duygusal istismara maruz kalmayan, sevgi ve ilgi dolu bir ailede büyüyen bir çocuk olsaydı daha farklı bir Alex’in hayatını izliyor olabilirdik.
Kaynakça:
“Bu yazı Yeditepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü 2021-2022 Aile İçi Şiddet dersi ders notlarından derlenerek hazırlanmıştır”


