Shawn Mendes… Tanıdık geliyor değil mi? Bu ismi hepimiz bir yerlerden tanıyoruz aslında. Belki lise zamanlarında bazı şarkılarını tekrar tekrar dinleyip o ruh haline bürünüp coşmuşuzdur, belki platonik aşklarımızın çaresizliğini şarkılarında bulmuşuzdur. Hatta belki şu an da okuyanlarınızdan bazıları sıkı takipçisi ya da hayranı bile olabilir.
Bu yazımda, benim son zamanlarda en çok dinlediğim ve aynı jenerasyondan olmamız nedeniyle belki de derdini daha iyi anladığım genç şarkıcı Shawn Mendes‘in taze yayımlanmış olan “Shawn” albümünü birlikte inceleyeceğiz.

Mendes, beşinci stüdyo albümü olan Shawn albümü ile kendi içinde bir yolculuğa çıkıyor ve bizleri de bu yolculuğa davet ediyor. İnsana dair duygulara değinen hatta bazen o duygularla yüzleşen, insanın iç dünyasına ayna tutan ve derine gömülmüş hisleri gün yüzüne çıkaran şarkılarla dolu bir albümle dönmüş Shawn Mendes. Ve bazı şarkılarında kendini de anlatarak bizleri de hikâyesine ortak etmiş.
Bence albümün adının “Shawn” olmasının bir sebebi de bu. Artık markalaşmış olan Shawn Mendes isminden soyutlanarak gerçek Shawn’ı tanımak, yansıtmak ve hislerine bizi ortak etmek. Olduğumuz yerin önemi olmaksızın nasıl hissettiğimiz, korkularımız, arzularımız…
Hadi gelin Shawn’ın bizi dahil etmek istediği duygu deryasına dalalım ve son albümünü inceleyerek biraz sohbet edelim!
1. Who I Am
I feel pressure from the people that I love and it hurts
(Sevdiğim insanlardan gördüğüm baskı beni incitiyor)
But I know I gotta do it, gotta put me first
(Ama bunu yapmam gerektiğini biliyorum, ilk sıraya kendimi koymalıyım)
Albümün açılış şarkısı olan “Who I Am“, dingin başlayıp aşama aşama yükselen melodisiyle dikkat çekiyor. Sakin notalara eşlik eden sözleri de duymaya başladığımızda ise bir mektup değeri kazanıyor şarkı. Sanki Mendes bizi günlüğünden bir sayfa ile buluşturuyor. Sevdiği insanlardan gördüğü baskıya, hissettiklerine atıfta bulunuyor ve hayatta en önemli şeyin insanın kendisi olduğuna vurgu yapıyor. Bu duygu ve durumların kendindeki etkilerini anlatmaktan çekinmiyor ve bunu yaparken de çok sade, sohbet havasında bir dil kullanıyor.
And it broke my heart when I cancelled tour
(Ve turu iptal ettiğimde kalbim kırıldı)
Had my soul and my head going back and forth
(Ruhum ve kafam gidip geliyordu)
And I don’t know how I’m gonna face you now
(Ve şimdi seninle nasıl yüzleşeceğimi bilmiyorum)
Genç şarkıcı, 2022 yılında “Wonder: World Tour” ismini verdiği dünya çapındaki konser serisinin büyük bir kısmını mental sağlık sorunları nedeniyle iptal etmişti. Şarkının bir kısmında bu durumdan da bahsediyor. Bu süreçte nasıl hissettiğinden ve aslında dönüşünün neden bu kadar uzun sürdüğünden. Yaşadıklarından dolayı yaşadığı üzüntüyü ve bir süre sonra nasıl geri döneceğini bilemediğinden bahsederken anlıyoruz ki aslında bir nevi bu şarkının albümün açılış şarkısı olmasının sebebi de sevenleri ve dinleyenleriyle yüzleşme, onlara müzikal bir açıklama yaparak kendini anlatmak istemesi.
2. Why Why Why
Opened up my journal to a page
(Yolculuğuma yeni bir sayfa açtım.)
Everything that hurts me’s still the same
(Beni yaralayan her şey hala aynı)
Feels like there’s nothing new for me to say
(Söyleyecek yeni bir şeyim kalmamış gibi geliyor)
Why, why, why?
(Neden, neden, neden)
“Why Why Why“, albümün ikinci şarkısı olsa da albümden duyurulan ve video klibi yayımlanan ilk şarkı olma özelliğini taşıyor. Genç yaşta büyük başarılar elde eden insanlarda sık görülen bir durumdur “bundan sonra ne yapacağım” bunalımı. Genç şarkıcı da bir nevi bunu yaşadığını anlatıyor ve uzun bir süre ilham bulamadığından bahsediyor dinleyenlerine.
But here I am, singing songs again
(Ama işte buradayım, şarkılar söylüyorum yine)
Why, why, why? Ease my mind.
(Neden, neden, neden? İçimi rahatlat.)
Yüksek temposu ve sözleriyle insanı harekete geçiren şarkı adeta Shawn Mendes’ten bir “geri döndüm” mesajı. Her şeyin sonunda, döne dolaşa, neden olduğunu bilemese de yine sahnelere döndüğünü ve burada olacağını anlatıyor bir bakıma sevenlerine. Hislerini saklamadan, üstünü örtmeden en iyi yaptığı iş ile yani müzikle anlatıyor.
3. That’s The Dream
It’s been this way since seventeen
(17 yaşından beri bu böyleydi)
The highs and lows and in betweens, my love
(Çıkışlar, inişler ve arada kalanlar, sevgilim)
Albümün üçüncü şarkısı olan “That’s The Dream“de Mendes, genç yaştan itibaren yaşadığı ilişkilerin denge ve dengesizliklerine, özellikle de son ilişkisinin uzun sürmesini beklerken gerçekleşen ayrılık üzerine yaşadığı hayal kırıklığından yola çıkıyor ve ilişkilere karşı olan tutumunu yansıtıyor.
Bir nevi bir uyanma şarkısı da diyebiliriz. Günümüz ilişkilerinden olan beklentinin toz pembe olduğunu, hayatta ya da aşkta her zaman verilen sözlerin tutulamayacağını, sonsuza dek sürmesini beklediğin şeylerin bir gün ansızın bitebileceği durumunu anlamlandırmaya ve de anlatmaya çalışıyor şarkıda genç şarkıcı.
4. Nobody Knows
When the bottle is open anything can happen
(Şişe açıldığında her şey olabilir)
Flying too close to the sun
(Güneşe çok yakın uçuyorum)
Albümün dördüncü şarkısı olan “Nobody Knows” aynı zamanda albümdeki ikinci video klibe sahip olan şarkı olma özelliğini taşıyor. Bu şarkıda da tema: Aşk. Gerçek bir aşkın hissettirdiklerini Shawn Mendes yorumuyla dinliyoruz. Çılgınlığa, aklın başında olmama haline ve havada süzülüyormuşçasına hafif hissettirişine değiniyor ve aşkın hissettirdiği güzel duygulara odaklanıyor. Etkileyici bir müzik ve video klibe sahip olan şarkıda Mendes’e Mike Sabath ve Eddie Benjamin eşlik ediyor.
5. Isn’t That Enough
I’m still changing
(Hala değişiyorum)
My friends stay patient
(Arkadaşlarım sabırlılar)
My mother still calls for the news
(Annem hala haberler için arıyor)
Isn’t that enough?
(Bu yeterli değil mi?)
Albümün beşinci şarkısı olan “Isn’t That Enough” ile tempo tekrar yavaşlıyor. Tüm tereddütlerine rağmen elinde olanların kıymetini kavramış, olgunlaşmış ve dünyaya karşı farklı bir bakış kazanmış bir Shawn karşımıza çıkıyor bu şarkıda da. Dingin melodisi ve sözleriyle hayattaki küçük şeylerin bile ne kadar değerli olduğunu, gelen bir telefonun bile her şeyin yolunda olduğunu hissetmemize sebep olabileceğini anlatıyor. Üstelik küçük anların hayatımızdaki önemini ve hissettiğimiz huzura katkısını da sorgulatıyor bizlere.
6. Heart Of Gold
You left too soon
(Çok erken gittin)
It was out of your control
(Elinde değildi)
Underneath your skin and bones
(Derin ve kemiğinin altında)
You had a heart of gold
(Altından bir kalbin vardı)
Albümün altıncı şarkısı olan “Heart Of Gold“, kaybettiklerimiz ve yas üzerine bir yorumlama. Aynı zamanda da albümün üçüncü video klip şarkısı. Gençken nelerin farkına varamadığımızı, tabiri caizse çoğu zaman aklımızın biraz havada olduğunu ve derin düşünemediğimizi, hatta yetişkin olduğumuzda bile hayat koşturması arasında fark edemeden kaybedebileceklerimize odaklanıyor. Hiç ölmeyecekmiş ya da kimseyi kaybetmeyecekmiş gibi yaşayan herkese hatırlatma niteliğinde bir şarkı aslında “Heart Of Gold”. Yüksek temposuna rağmen anlattıklarını insanın içine hüzünle iliştirmeyi başarıyor. Bildiğimiz kadarıyla şarkı da Shawn’ın genç yaşta kaybettiği bir yakın arkadaşının anısına yazılmış. Hikayenin detaylarını YouTube kanalındaki “Shawn Mendes – Heart of Gold (Live From The Clubhouse Sessions)” videosunda anlatıyor.
7. Heavy
You’ve been tryna talk to me
(Benimle konuşmaya çalışıyordun)
To gimme the truth
(Gerçeği ulaştırmak için)
Now I’m finally ready
(Sonunda hazırım)
To let you
(Sana izin vermeye)
Albümün yedinci şarkısı olan “Heavy” ile tempo tekrar yavaşlıyor ve insanın zor zamanlarında taşıdığı ağır yüklere ve yaşadıklarına odaklanıyoruz. Shawn Mendes yine kendi yaşadıklarından yola çıkıyor ve sıkıntı yaşarken insanların bazen kendini dışarıya kapattığından, yardımları kabul etmediğinden ve yeniden normaline dönebilmek için çaba harcaması gerektiğinden bahsediyor. Etkileyici müzikal yapısı ve Shawn Mendes’in sesi birleşince de ortaya müthiş etkileyici bir parça çıkıyor. Zor zamanlarda uykusuz geçen gecelere atıf yapılıyor fakat yine her şeyin bir sonu olduğu gibi zor günlerin de bir sonu olduğuna dair mesaj veriyor.
8. That’ll Be The Day
But there will be a day when I don’t hear a sound
(Ama bir gün gelecek ki hiçbir sesi işitmeyeceğim)
I’ll be six feet underground
(Toprağın altında olacağım)
And that’ll be the day I lose you
(Ve o gün seni kaybettiğim gün olacak)
Albümün sekizinci parçası olan “That’ll Be The Day“, ölüme ve kaybedişe farklı bir pencereden bakıyor. Orta tempodaki şarkı bu konudaki genel yargılarımıza bir darbe indiriyor adeta. Kaybedişin aslında sadece temelli olan bir şey olabileceğini ve yalnızca ölünce hayatımızdaki bir kişiyi kaybedebileceğimizden bahsediyor. Aynı zamanda ölümün acımasızlığını ve ölen kişinin ne düşüncelerini hafif bir şekilde de olsa yansıtan bir şarkıyla karşımıza çıkıyor burada da Shawn Mendes.
9. In Between
What about the in betweens?
(Peki ya arada kalanlar?)
You laying your head on me
(Başını bana yaslıyorsun)
Having someone close to you trust
(Güvendiğin, yakın birinin olması)
Isn’t that enough?
(Bu yeterli değil mi?)
Albümün dokuzuncu şarkısı olan “In Between“, ilişki içindeyken her şeyin tek bir duygudan, histen ya da eylemden ibaret olup olmadığını irdeliyor. Sakin melodisi yağmur eşliğinde romantik bir ortam hayal ettirse de aslında ilişkinin, ilişkide arananların ve odaklanılanların doğruluğunu ya da yanlışlığını ve bunların yeterli olup olmadığını sorguluyor ve sorgulatıyor bizlere.
10. The Mountain
You can say I’m too young
(Çok genç olduğumu söyleyebilirsin)
You can say I’m too old
(Çok yaşlı olduğumu söyleyebilirsin)
You can say I like girls or boys
(Kızlardan veya erkeklerden hoşlandığımı söyleyebilirsin)
Whatever fits your mold
(Hangisi senin kalıbına uyuyorsa)
Albümün onuncu şarkısı olan “The Mountain“, yine Shawn’ın hayatından bir parça sunuyor bizlere. Sıkı takipçileri bilir, gözden uzak olduğu sırada doğada vakit geçirdiğini ve bunun ona iyi geldiğini birkaç yerde belirtmişti. Kendini doğada yeniden bulduğunu ve insanların hayatındaki yerinin ne olması gerektiğini fark ettiğini anlıyoruz bu şarkıda da.
Son zamanlarda artmış olmakla birlikte uzun zamandır aldığı “eşcinsel” yorumlarına da gönderme yaptığı şarkıda, artık insanların dediklerinin onların sorunu olduğunu anladığını ve iyi hissettiği sürece insanların dediklerini umursamayacağını anlatıyor. Bu, günümüzde diğer insanlara odaklı hayat kuran herkese de bir mesaj aslında. Asıl önemli olan sizsiniz ve bu hayat sizin hayatınız, başkalarının değil.
11. Rollin’ Right Along
I was tryna grow up way too fast
(Fazla hızlı büyümeye çalışıyordum)
When time’s the only thing I can’t get back
(Geri alamadığım tek şey zaman iken)
I’m strapped in for the ride
(Yolculuk için bağlandım)
Life goes on
(Hayat devam ediyor)
Albümün on birinci şarkısı olan “Rollin’ Right Along“, 26 yaşındaki genç şarkıcının gençlik ve yetişkinlik arasındaki bocalamalarını ve bununla nasıl başa çıktığını anlatıyor. Hızlı büyümeye çalışan ama bu sırada zamanın geri gelmeyeceğinin farkına varamayan insanlara/gençlere yani bizlere bir mesaj. Her yaş güzel, her şey zamanında güzel. Hayat bir yolculuk ve herkesin bir zamanı var, hiç birimiz aynı değiliz. Yaşadıklarımız da öyle…
12. Hallelujah
I’ve heard there was a secret chord
(Gizli bir akor olduğunu duymuştum)
That David played and it pleased the Lord
(Davut’un çaldığını ve bunun Tanrı’yı hoşnut ettiğini)
But you don’t really care for music, do ya?
(Ama müzikle pek ilgilenmiyorsun, değil mi?)
Albümün on ikinci ve son şarkısı olan “Hallelujah” sakin notalar eşliğinde şükür temasını ele alıyor. Dini temalara odaklanan ve aynı zamanda dini hikayelere yer vererek şükrünü yansıtan bir şarkıyla yapıyor son albümünün kapanışını Shawn Mendes.
Kaynakça
- Shawn Mendes. YouTube. Web. 22.11.2024


