Shadow and Bone: Dizi ve Kitap Karşılaştırması

Shadow and Bone, Leigh Bardugo’nun ilk olarak 2012 yılında fantastik türünde yayımlamaya başladığı “Grishaverse” serisinin ilk kitabıdır. Her ne kadar dizi, ilk kitabın adını alsa da bünyesinde sadece tek bir kitabı barındırmamaktadır. Sinema ve televizyon dünyasında bu tür uyarlama yapımlarda, bir serinin çoğunlukla ilk kitabının isminin verilmesi zaten karşımıza çıkan bir durumdur.

Shadow and Bone

Shadow and Bone‘u farklı kılan ise Bardugo’nun Grishaverse dünyasında, tek evren içinde iki seri mantığıyla yarattığı üçlemesi Shadow and Bone‘un devam serisi olarak görülen, iki kitaptan oluşan Six of Crows‘un da diziye zaman kaymasıyla dâhil edilmesidir.

Zaman kaymasının yanı sıra, ikinci seri olan Six of Crows’a ait karakterlerin genel hikâye akışı diziye adapte edebilmek için değiştirilmiştir. Shadow and Bone‘un ekrana, kitaba büyük oranda sadık kalarak yansıtılması serinin okuyucularını da bir hayli tatmin etmiştir.

Dizi ve kitap arasındaki benzerlikler kadar farklılıklar da göze çarpmaktadır. Bu farklılıklar arasında yine okuyucuları memnun eden noktalar bulunsa bile rahatsız eden değişikliklerin de bulunduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bir okuyucunun gözünden bakmayan genel izleyici ise hikâyenin bazı detaylarının açıklayıcı olmadığından şikayet etmişlerdir; yine de bölümler ilerledikçe kafalarındaki soru işaretlerinin çözüldüğünü de duymaktayız.

Diziyi henüz izlemediyseniz ya da Grishaverse dünyasına tekrar küçük bir adım atmak isterseniz şu yazımıza da göz atabilirsiniz:

Netflix’in Yeni Evreni: Grishaverse Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Bu noktadan sonra dizideki farklılıklara ve benzerliklere değineceğiz. Eğer diziye henüz başlamadıysanız, muhtemel küçük heves kaçıran sürprizleri engellemek için yazıya devam etmemenizi öneririz.

Dizi ve kitap arasındaki en belirgin farklılığın nedeni, yukarıda da bahsettiğimiz gibi yazarın yaratılan tek evren içerisinde iki seri ortaya çıkarmasıdır. Bunlardan ilki, dizinin adından da bildiğimiz gibi Shadow and Bone (Gölge ve Kemik)‘dur. İlk kitap bu ismi alırken, üçleme Siege and Storm (Kuşatma ve Fırtına), Ruin and Rising (Çöküş ve Yükseliş) şeklinde devam etmektedir. Bu üçleme Alina, Mal ve Karanlıklar Efendisi’nin hikâyesine, Shadow Fold’a, yani Karanlıklar Diyarı’na, ışık tutmaktadır.

The Crow Club‘ı oluşturan Kaz, Inej ve Jesper’a ise Six of Crows (Kargalar Meclisi) ve Crooked Kingdom (Sahte Krallık) adında Grishaverse serisinin devamını oluşturan iki kitaplık ayrı bir seride karşılaşıyoruz. Birkaç bölüm sonra tanıtılan Nina Zenik ve Matthias Benedik Helvar da aslında diğer üç karakterimiz gibi bu seride yer alıyor.

Kargalar Meclisi’nin Hikâyesi

Shadow and BoneBardugo, bu üç temel karakteri Shadow and Bone‘dan ayrı olarak Six of Crows kitabında okuyucuyla buluşturmuştur. Kitaplarda ilk serinin karakterleri birbirlerine rastlamazken, Netflix bu konuda farklı bir tutum sergilemiştir.

Oyuncular ve dizi geçen sene ilk olarak açıklandığında; Kargalar Meclisi karakterlerinin dizide yer alacağı duyurusu, bu karakterlerin birleşip birleşmeyeceğine dair soru işaretleri oluşturmuştu. Birleşse bile kitabın orijinalliğini bozmadan ekrana nasıl aktarılacağı kafaları uzun süre kurcalamıştı. Akla gelen en ihtimali yüksek senaryo ise bir şekilde bu üç suçluya Alina ile bağlantılı bir görev verilmesiydi. Bu da kitaplardan farklı olarak olay örgüsünün ve zamanın değişimine yol açacaktı.

23 Nisan’da Netflix üzerinden seyirciyle buluşan dizi, bu ihtimalin gerçekleştiğini göstermiş oldu. Dizide gördüğümüz gibi karakterlerimizin bir milyon kruge karşılığında Güneşin Elçisi‘ni bulup Ketterdam’a getirmeleri gerekiyordu; çünkü bu kadar yüksek miktarda bir para birçoğu için aslında özgürlük de anlamına gelmekteydi. Kitabın ve dizinin dinamiğini bozmamak adına böyle bir yola başvurulması, ortaya özgürlük adı altında karakterler için belirli motive edici bir nokta atılması gerçekten de hoş bir karar olmuş.

Shadow and BoneSerinin aslında çokça sevilen bu üç karakterinin kitaba çok yakın şekilde yansıtılmasında oyuncu seçiminin rolü büyük. Kaz‘ın soğukkanlı duruşu, Jesper’ın iğneleyici mizahı ve bazen başına bela açacak olan tavırları ekrana çok iyi taşınmış. Bir suikastçı olan Inej karakterine hayat veren Amita Suman ise aynı şekilde karakterinin güçlü ama bir yandan da merhametli tarafını hissettirmeyi başarmış. Buna rağmen senaryoda Inej karakterinin gereğinden daha “zayıf” gösterildiğine dair yorumlara da rastlıyoruz.

Okuyucuları en sevindiren sahnelerden birisi ise şüphesiz Karanlıklar Efendisi ile Kaz Bekker’ın karşılaşması olmuştur. Yazarımız Leigh Bardugo, yarattığı dünyalar arasında “The Darkling” (Karanlıklar Efendisi) ve Kaz Bekker kadar sevilen bir karakterinin olmadığını her seferinde vurgulamaktadır; öyle ki dizinin bu karşılaşma sahnesi herkesi hem şaşırtıp hem de sevindirmiştir.

“Milo the Goat”

Dizinin starı keçi Milo, diziye kitaptan bağımsız bir şekilde katılan en tatlı detaylardan birisi. Jesper‘ın küçük telaşı ve sempatikliğiyle Milo’yu birleştirince ortaya dizinin en çok konuşulan ve tekrar tekrar izlenen sahneleri çıkıyor. Kaz Bekker karakterini canlandıran Freddy Carter, senaryoyu ilk okurken keçinin gerçekten de dizide olacağı fikrine çok şaşırmış. Hatta “Keçinin ne iş var burada diye?” onlarca kez düşündüğünü bir röportaj esnasında dile getiriyor. Milo karakteri için ise toplamda iki keçi kullanılmış ve Karanlıklar Diyarı’ndan lokomotif ile geçiş sahnesi birkaç haftada çekilmiş. Keçi ile daracık bir alanda haftalarca vakit geçirdiklerinden, bunun biraz zorlayıcı oluşundan da bahsediyorlar.

Shadow and BoneMilo, aslında diyarın içindeki volcra adındaki canavarlar ile karşı karşıya gelirlerse yaratıkların dikkatini dağıtmak için yanlarına alınıyormuş gibi görünüyor. Jesper’ın kurduğu samimiyetle birlikte Milo, aslında volcranın dikkatini dağıtmaktan daha çok karakterlerimizin, en çok da panikleyen Jesper’ın, Karanlıklar Diyarı’ndan geçişleri esnasında dikkatlerini dağıtmaya yarayan sevimli bir destek görevini üstleniyor.

Kondüktör Arken Visser

Shadow and BoneDizide büyük bir role sahip kondüktör Arken Visser da sadece diziye ait karakterlerden birisi. Inej, Jesper ve Kaz’ı diyardan lokomotifle geçiren Arken’in; çetenin arkasından iş çevirerek Komutan Zlatan ile görüşmesi, Alina kılığına giren Marie’nin öldürülmesi, Kirigan ile olan sorgusu kitaplarda geçmemektedir.

Komutan Zlatan

Shadow and BoneAynı şekilde Birinci Ordu ile Batı Ravka‘yı ülkenin geri kalanından ayırarak bağımsızlığını ilan etmeye çalışan Komutan Zlatan ve gelişmekte olan bir İç Savaş da kitapta bulunmuyor. Birkaç nokta ile birlikte bu iki olay da asıl kötümüz olan, savaşı önceden de yaşamış Komutan Kirigan’a bir sempatinin oluşmasını sağlıyor. Kendi ülkesinin ona, ordusuna ve Grishalar‘a sırt dönmesini affetmemekle birlikte Grishlar’ın yalnız olmadığına ve onlar için de bir dünya olduğuna dair sinyaller vererek aslında yaptıklarına bir açıklama getirmeye çalışıyor. Komutan Zlatan’ın ve ordunun tutumu, her ne kadar yaptıkları affedilemez derecede de olsa Kirigan’a bir haklılık payı sağlıyor.

Komutan Kirigan’ın Hikâyedeki Rolü ve Sahip Olduğu İsimler

Shadow and BoneKitapta “Karanlıklar Efendisi” adıyla karşımıza çıksa da dizide Komutan Kirigan olarak tanıtılıyor. Kendisinin Karanlıklar Efendisi olduğu biliniyor; ancak hikâyenin geri kalanında onun Karanlıklar Diyarı’nı yaratan “The Black Heretic” olduğunu ve karanlık geçmişini belli oranda seyirciye gizli tutmak için yapımcılar kitaptan bu kısmı da farklı bir şekilde ekrana taşımış. Kirigan’a hayat veren Ben Barnes, daha önce de karşımıza başka manipüle yeteneği yüksek ve esrarengiz bir karakter olan Billy Russo olarak zaten çıkmıştı. Tekrar böylesine gizemli bir karakteri oynarken, davranışlarında ve attığı her adımda mantık aradığını, yaptıklarını makul kılmak için karakteri bu sınırlar içinde yaşatmaya çalıştığını da söylüyor. Ben Barnes’ın bunu gerçekten izleyiciye yaşattığı kesin.

Kitaplarda Bardugo, Karanlıklar Efendisi’ni aslında çok daha kötücül ve gizemli tanımlıyor. Buna neden olan en önemli sebep ise Kirigan’ın geçmişi oluyor. Yapımcıların ve Ben Barnes‘ın dokunuşuyla karakterin Alina’ya olan tavrının daha ılımlı ve yakın olduğunu söyleyebiliriz.

Shadow and BoneDizinin yaratıcılığını üstlenen Eric Heisserer‘ın etkisiyle sadece diziye ait olan bir olay örgüsü daha mevcut. Kirigan’ın asıl geçmişi dizinin sonunda gösteriliyor. Luda adında bir Şifacı ile birlikte olan Kirigan’ın, aşık olduğu kadının ölümüyle ne kadar acı çektiğini görüyoruz. Bu sahnenin öncesinde annesi Baghra ile Karanlıklar Diyarı’nı nasıl yaratabileceği ve daha önce nasıl böyle bir gücün ortaya çıktıyla ilgili konuştuğuna da şahit oluyoruz. Amacı aslında tamamen kendine ait bir ordu yaratmak ve Grishalar’ın saklanmadan, korkmadan yaşayabileceği bir ortam hazırlamak.

Oldukça karanlık bir kişiliğe hayat vermesinin yanı sıra Barnes, karaktere kendinden bir şeyler katmak istediğini ve bunu yaparken de “gölgenin gölge olabilmek için her zaman bir ışığa ihtiyaç duyduğunu” düşündüğünü söyledi. Bu yaklaşımla birlikte aslında Karanlıklar Efendisi’nin yalnızlığına ve soyutlanışına da yakından şahit oluyoruz.

Daha önce yine fantastik bir türe sahip The Chronicles of Nаrniаda Prens Caspian karkaterine hayat vermiş oyuncu, karaktere karşı bir perspektif kazanabilmemiz için kendinden kattığı şeylerden birinin de Kirigan’ın festivalden sonra Alina’yı öperken samimi bir şekilde geri dönüp tekrar öpmesi olduğunu söyledi. Böyle bir sahne kitapta yoktu ancak Barnes, bunun karakterin gelişimi ve duruşu için iyi olacağını düşünmüş.

Bir sonraki sahnelerde ise sadece diziye özgü bir karakter olan Luda’yı görüyoruz. Zaten aklında birkaç planı olan Kirigan, Luda’nın öldürülmesinin ardından içindeki gücü ortaya çıkararak Karanlıklar Diyarı’nı boydan boya yaratıyor. Kitapların aksine burada Karanlıklar Efendisi’nin kırgınlığını ve öfkesini değişime uğramış hikâyesi ile görüyoruz. Anlaşılması gereken nokta ise Baghra‘nın da uyardığı gibi etki altına alınan bölgedeki insanların böyle bir güç karşısında dayanamaması. Burada volcraların öylesine yaratıklar değil de aslında bir zamanlar o bölgede yaşayan kadınlar, erkekler, çocuklar ve yaşlılar olduğunu anlıyoruz.

Shadow and BoneKirigan’ın tekrar şekillenen geçmişi ve Luda, ona karşı anlayışın bir şekilde artmasını sağlıyor. Her kötü karakterin arkasında trajik bir hikâyesinin oluşu, ne kadar alışıldık bir durum olsa da Alina’nın görüş açısıyla karakterleri sınırlamayıp kitabın ötesinde bir şeyler görmek, hikâyeye ve özellikle bu karanlık karaktere farklı bir boyut kazandırmış. Ben Barnes ise Kirigan’ı “asıl kötü” olarak adlandırmak yerine onun hikâyede sadece bir “antagonist” olduğunu düşünüyor. Orijinalinde Karanlıklar Efendisi’nin bakış açısı sadece Alina ile kısıtlıyken dizide hikâyenin ayrı bir tarafını da görmek gelişen bu sempatinin arkasında yatan en büyük neden.

Belki de dizideki en beklenmedik sahne, Kirigan’ın ismini Alina’ya bu kadar erken bir zamanda söylüyor olmasıydı. Dizi, genel olarak konuyu ilk kitaptan alıyor; fakat Aleksander isminin ortaya çıkışı orijinal seride son kitap olan Ruin and Rising‘de gerçekleşiyor. Normalde Aleksander ismi ve bunu Alina’ya söylemesi kitapta büyük bir etkiye sahipken, dizide bunun geçiştirildiğini hissediyoruz. Genel hikaye, bu kadar sadık ve etkili bir şekilde yansıtılmışken; böylesine önemli bir anın atlanması biraz da hayal kırıklığına uğratıyor. Kim bilir, belki de Eric Heisserer’ın bu konuda da başka planları vardır.

Hikâyedeki Kilit Nokta: Alexei Stepanov

Shadow and BoneAlexei, Alina’nın orduda yakın olduğu haritacı arkadaşlarından birisidir. Kitapta volcralar tarafından yakalanırken; dizide Alexei, Kargalar Meclisi’ni ve asıl hikâyeyi birbirine bağlamak için kullanılmış.

Alexei‘nin, birinci orduda yer alan Komutan Zlatan’ın bulunduğu Batı Ravka’daki  Novokribirsk’ye Karanlıklar Diyarı’nın içinden yürüyerek geldiğini görüyoruz. Daha sonrasında Alexei de Dressen’a, yani Kargalar’ı oluşturan Inej, Kaz ve Jesper’a Güneşin Elçisi‘ni gören kişilerden biri olduğu için şahit olarak getiriliyor. Hikâyede Alexei’nin yine öldüğünü görüyoruz ama bu sefer bir volcra tarafından değil de sorgu sırasında Ketterdam‘da vuruluyor.

Alina’nın Etnik Kökeni

Shadow and BoneDizide Alina, Shu-Han‘lı bir kız olarak karşımıza çıkıyor. Bardugo, serinin orijinalinde Alina’yı beyaz ırktan, hafif kahverengi saçlı bir genç kız olarak tanımlamıştır. Buna rağmen Heisserer da Bardugo da dizide Alina’nın melez olmasını başından beri istiyorlarmış.

Jessie Mei Li’yi seçmelerindeki en büyük etken de oyuncunun kendini tıpkı Alina gibi bir yere “ait” hissedememesindeki deneyimleri olmuş. Kendisi de şu sözleri söylüyor, “…bence bu şekilde farklı ırklardan olan melez insanların birçoğu, asla bir yere ait hissedememeyi, bunun sizi ve insanlarla olan etkileşiminizi nasıl etkilediğini anlıyordur. Ben de tam olarak bunu alıp Alina’ya verebildim. Aslında ona her gün söylendiği gibi, o tıpkı bir düşmana benziyor ve asla kabul edilmiyor. Böyle bir yaklaşım sizi, bir birey olarak etkileyecektir.” Shu-Han ile süregelen savaşlar, Alina’nın Grishalar arasında bir türlü kabul görmemesini, Ravka‘nın ona güvenmekte zorlanmasını da rahat bir şekilde açıklıyor.

Mal Artık Daha Çok Seviliyor

Shadow and BoneMal karakterinin kitap serisinde çok da sevildiğini söyleyemeyiz. Leigh Bardugo, daha ilk sayfalardan Alina’nın çocukluk arkadaşı Mal’e olan samimi duygularını betimleyerek anlatmıştır; ancak özellikle ilk kitapta Mal’in tavırları ve duruşu dizidekinden çok daha farklıdır.

Alina’nın Güneş Elçisi olduğunun anlaşılmasının ardından ikilinin yolları kısa süreliğine ayrılıyor. Birbirlerinden bir türlü haber alamayan bu iki arkadaş da haberleşmenin yollarını arıyorlar. Kitapta Alina’nın Mal’e yazdığı mektupları görsek de Mal’in ona yazdığı mektupları göremiyoruz. Bunun en büyük nedeni ise kitabı Alina’nın bakış açısında dinlememizdir. Komutan Kirigan için de söylediğimiz gibi karakterlerin hikâyelerini bir de onların tarafından görmek duygusal anlamda da olay örgüsüne ve karakterlere olan görüşümüzü büyük ölçüde değiştirecektir. Mal’in Alina’ya ulaşmak için üstesinden geldiği onca yol ona karşı hislerimizin yönünü tabii ki de değiştirdi. Kirigan’a beslenilen sempati nasıl arttıysa Mal’e karşı bir anlayış da bu şekil de arttı ancak sadece bakış açısının rol oynadığını söylemek Heirssare‘a da haksızlık olacaktır.

Yazarın kalemi değiştirilerek Mal daha da yumuşatılmıştır. Bunun en büyük göstergesi ise Alina ve Mal’in uzun bir aradan sonra ilk kez sarayda karşılaştıkları sahnedir. Kitapta Mal; Alina’nın sarayda bir hayat kurduğuna, ne kadar da eğlenip tıpkı o saray insanlarına benzediğine dair imalarda bulunarak Alina’yı bir nevi suçlamaktadır. Aslında Alina’nın ona en ihtiyaç duyduğu zamanda onu yüz üstü bırakır. Dizide bunun aksine Mal’in Alina’ya karşı olan anlayışını görüyoruz.

Shadow and BoneÖyle ki Alina, Kirigan ile olan yakınlaşmasından ona bahsetmeye çalışınca Mal, Alina’ya bir açıklama yapmak için kendisini zorunlu hissetmemesini söylerek onu rahatlatıyor. Kitapta Mal’in kıskanç, agresif ve çocukça halleri, Alina ile aralarındaki ilişkinin derinliğine pek de katkıda bulunmuyor. Bundan dolayı dizi bu yoğun ilişkiyi izleyiciye hisstermekte çok daha başarılı olmuş gibi. Shadow and Bone şu ana kadar yazdığı ilk kitap olduğu için Leigh Bardugo, eğer şansı olsa açıkça kitaptaki bazı karakterlerin ve olayların gidişatını değiştirmek istediğini de söylüyor. Bunlardan birisi şüphesiz Malyen Oretsev karakteri.

Mal’in sahneleri onun görüş açısından olmadığı için yolda arkadaşlarının ölümü veya Morozova’nın Geyiği‘ne rastlamasını okuyamıyoruz. Dizinin aksine kitapta bunlar sadece üstü kapalı bir şekilde açıklanıyor.

Aynı şekilde kitaplarda Mal bir zindana yollanıp Baghra’nın kölesi tarafından saldırıya uğramıyor ya da kaçışında kullanması için keçi Milo da yok. Karanlıklar Efendisi ile yüzleşmesi de kitapta karşılaşamayacağımız bir sahne. Bunlar sadece diziye farklı hava katan bağımsız sahneler.

Shadow and BoneBir diğer bağımsız sahne ise Mal ile Alina’nın ellerindeki yara izi. Alina kitaplarda Genya’dan Mal’i hatırlatan o yara izini silmesini istemezken, dizide bu tam tersi şekilde işliyor. Yine ikilinin arasındaki ilişkiye farklı bir derinlik katan noktalaran birisini de bu sahne oluşturuyor.

Morozova’nın Geyiği

Netflix, Morozova’nın Geyiği’nin büyüteç olarak kullanılmasına ve Karanlıklar Efendisi ile olan bağlantıya farklı bir şekilde yer vermiş. Kitaplarda boynuzlar Alina’nın boynunda bir zincir gibi durmaktadır ve bunu bağlayan kişi aynı dizide olduğu gibi bir Fabrikatör olan David Kostyk karakteridir. Bununla birlikte David kitaplarda boynuna bir tasma yapmak için boynuzların uçlarını basitçe birleştirir. Dizi, büyütecin kısmen Alina’nın etine ve kemiklerine batmasıyla, bağlanmayı ve ardından gelen bağı çok daha korkunç bir boyutta ekrana taşımıştır. Bu şekilde boynuzların uçları, kanlı dikenler halinde Alina’nın cildinin yüzeyinin hemen üzerinde görünmektedir.

Shadow and BoneAyrıca Karanlıklar Efendisi, Alina ile arasındaki bağı güçlendirmek için geyiğin boynuzunun bir parçasını kendi eline gömüyor. Kitaplarda geyiği öldürenin Karanlıklar Efendisi olması ama boynuzlarını Alina’nın yakasının etrafına koyan kişinin de kendisi olması yeterliyken Netflix, bağlantılarını fiziksel bir hale getiriyor.

Böylelikle dizi, aralarındaki bağın nasıl koptuğunu da değiştiriyor. Alina, gömülü boynuz parçasını Kirigan’ın etinden koparmak için bıçak kullanıyor. Kitaplarda ise geyik, Alina’ya düşüncelerinde göründüğünde bağlantı kopmuş oluyor. Bu da bir büyütecin gücünün onu öldürene verilmediğini, gücün büyütecin seçtiği kişiye bahşedildiğini ortaya çıkarıyor.

Matthias ve Nina

Shadow and BoneBu ikilinin arasındaki ilişki kitaba oldukça sadık kalarak anlatılmış. Bir “Heartrender”, diğer adıyla Cellat, olan Nina Zenik, 3. bölümde Kaz ve mürettebatın Küçük Saray’a girmesine yardım edebilecek Arken ile bağlantısından dolayı ortaya çıkıyor. Dizide Nina, Novokribirsk’te Drüskelle (Fjerdan Grisha avcıları) tarafından Arken ile bir görüşmesi için kaldığı yerde beklerken kaçırılıyor. Kitap ise biraz daha farklı devam ediyor. Six of Crows‘da Nina, Ravka’nın batısındaki bir kampın yakınında Drüskelle tarafından kaçırıldığı zamanı anlatıyor, bu yüzden dizide yer ve zaman anlamında kaymalar yapılmış. Her iki senaryoda da Matthias Helvar, Nina’yı esir alanlar arasındadır.

Grisha Keftaları

Corporalki (Canlılar ve Ölüler Sınıfı)

Shadow and BoneCanlılar ve Ölüler Sınıfı, insan vücudu üzerindeki güçlerini belirtmek için kırmızı kefta giyer. Şifacılar gri işlemeli kırmızı kefta giyerken, Heartrender olarak adlandırılan Cellatlar siyah işlemeli kırmızı kefta giyerler.

Genya bir terzi olarak kitaplarda daha sonradan aldığı ve o zamana kadar da Alina’nın hiç görmediği bir kombinasyon olan mavi işlemeli kırmızı kefta giymektedir. Şu anda Genya, bilinen tek Grisha Terzisi olduğu için aynı zamanda bu renk kombinasyonuna sahip tek kişidir.

Etherealki (Elçiler Sınıfı)

Shadow and BoneEtherealki sınıfı, doğal elementler üzerindeki güçlerini belirtmek için mavi kefta giyer. Bir Güneş Elçisi olarak Alina, türünün tek örneği olarak altın işlemeli olanı giymektedir.

Havayı kontrol eden Rüzgarın Hâkimleri, gümüş işlemeli mavi keftaya sahipken; Ateşin Hâkimleri olan Inferni, kırmızı işlemeli mavi keftaya sahiptir. Suyu kontrol eden Dalgaların Hâkimleri ise açık mavi işlemeli bir kefta ile karşımıza çıkmaktadır.

Materialki (Fabrikatörler Sınıfı)

Shadow and BoneMaterialki, çevrelerindeki maddelerin üzerindeki kontrollerini belirtmek için mor kefta giyer. Sert malzemeleri işleyebilen Durastlar, gri işlemeli mor kefta giyer; kimyasalları işleyebilen Alkemiler ise kırmızı işlemeli mor kefta giymektedir.

Karanlıklar Efendisi (Komutan Kirigan)

Shadow and Bone“The Darkling” olarak da bilinen Komutan Kirigan sürekli siyah giyer. İkinci Ordu‘nun lideri ve saflarındaki gölgeyi kontrol altına alabilen tek Grisha olarak ona siyah işlemeli siyah bir kefta ayrılmıştır.

Alina, Shadow and Bone kitaplarındaki Küçük Saray’a geldiğinde, Darkling onun için altın işlemeli siyah bir kefta sipariş eder, bu onun yüksek statüsünü ve bilinen tek Güneş Elçisi olduğunu gösterir. Daha fazla dışlanmak ve birilerinden farklı görünmemek için Alina, bunu reddeder ve yerine Etherealki renklerini giyer; ancak sonunda hem dizide hem de kitaplarda Kış Festivali sırasında siyah kefta giydiğini görmekteyiz.

Sarayın Hizmetlileri

Shadow and Bone

Sarayda hizmetçi olarak çalışan bir Grisha, altın işlemeli krem ​​rengi kefta giyer. Komutan Kirigan, onu bir Terzi olarak hizmet etmesi için Ravkan Kraliçesi’ne hediye ettiği için Genya, sezonun çoğunda beyaz giyer.

Dizinin atmosferinin kostümlerle de yakalanabilmiş olmasının arkasında ise sezon boyunca kostümlerden sorumlu Wendy Patridge vardır.

Kostümlerin yanı sıra izleyiciler için Grishalar’ı birbirinden ayırabilmeyi sağlayacak bir diğer özellik ise el hareketleri. Bir röportaj sırasında dizide Grishalar’ın “Yüce Bilim”i uyguladıkları süre boyunca el hareketlerini kullanış biçimlerinin Doctor Strange karakterine benzetilmesi üzerine oyuncular, Doctor Strange‘de de çalışmış dublörlerin ve filmdeki el hareketlerinin arkasındaki kişi olan J.J. Perry‘nin Shadow and Bone‘da yer aldığını, bu konuda onlara da yardımlarının dokunduğunu söyledi.

Karanlıklar Efendisi’nin karakteri için belirli el hareketlerine karar verilirken, Ben Barnes Alina’nın aksine daha basit bir yol tercih etmek istemiş. Bu nedenle de ekiple birlikte Karanlıklar Efendisi’nin keftasının, bayrakların da üzerinde bulunan ve ona ait bir sembol olan Güneş tutulmasında karar kılmışlar.

Shadow and BoneGenel olarak dizi ve kitaba bakıldığında çok sayıda değişklikle karşılaşmak mümkün; ancak bu değişkliklerin çoğunun karakterleri ve olayları iyileştirmede kullanılması olumlu bir etki yaratmış. Tüm bu değişikliklere rağmen, dizi belki de sahip olabileceği en iyi uyarlamalardan birisine sahip. Tabii ki olumsuz yorumlara rastlasak da kitap ve dizi arasında atlanmayan belirli noktalar, hatta kitaptan birebir alınan konuşmalar aslında seriye bir o kadar da sadık kalındığını göstermektedir. Burada yapım aşamasında her türlü değişiklik için Leigh Bardugo’nun onayının alınması ve orijinalliği bozmamaya çalışmaya özen göstermeleri de büyük bir rol oynuyor.

En dikkat çeken iki nokta ise Karanlıklar Efendisi’ne ait ikonik “Fine, make me your villian” ile Kargalar Meclisinin “No Mourners, No Funerals” replikleri oluyor. Bunlar kitaptan olduğu gibi alınmış iki önemli detay olduğu için okuyucları da çok sevindirmiştir.

Muhtemel 2. Sezon ve Dâhil Olacak Karakterler

Shadow and BoneNetflix, resmî olarak bir açıklama yapmasa da dizinin çıktığı ilk birkaç günde elde ettiği başarının, 2. sezona yeşil bir ışık tuttuğu görülüyor. Bardugo’nun Grishaverse serisinde tanışacağımız daha çok önemli karakterler olduğu kesin.

İlk sezonda okuyucuları da şaşırtan değişikliklerden dolayı onların hikâyesinin ne şekilde diziye dâhil edeceği de merak konusu. Bu karakterler arasında en bekleneni ise ikinci kitapta karşımıza çıkan Nikolai Lantsov. İzleyicide hikâyenin büyüsünün bozulmaması adına karaktere burada değinmeyeceğiz; fakat Nikloai karakteri de bu evrenin en çok sevilenleri arasında. Bardugo’nun Crooked Kingdom kitabından sonra çıkan King of Scars ve Rule of Wolves‘un da ana karakteri olan Nikloai, 2. sezonla birlikte ekranlara gelecek gibi görünüyor.


Kaynakça

https://www.cbr.com/shadow-bone-jessie-mei-li-ben-barnes-archie-renaux-interview/

Alara Akgün
Alara Akgün
“Bütün yaşam bir hikâyedir ve biz de onun içindeyiz.”

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Editor Picks