Sevmek Zamanı; 1965 yapımı, Metin Erksan’ın hem yönetmenliğini hem de senaristliğini üstlendiği siyah-beyaz çekilmiş bir filmidir. Zamanının çok ötesinde bir anlatım ve teknikle hazırlanan bu filmin başrollerini Müşfik Kenter (Halil) ve Sema Özcan (Meral) üstlenmektedir. Türk sinemasının en özgün aşk filmlerinin başında gelen Sevmek Zamanı’nı yeniden keşif kapsamında inceliyoruz.
Yağmurlu bir ada gününde boyacı Halil’in gizlice bir köşke girmesiyle başlar film. Yaklaşık bir yıl süre zarfında belli aralıklarla eve giren Halil, köşkün sahibinin kızının resmine aşık olmuştur. Meral ve arkadaşlarının köşke geldiği bir gün Meral’in, Halil’i kendi resmine aşık bir şekilde bakarken yakalamasıyla olaylar gelişir.
Meral kendi resmine hayran olmuş birini görünce çok etkilenir. Resmine aşık olan Halil’i görünce Meral de aşka aşık olur. Film başından itibaren alegorik bir anlatıma sahiptir. Filmin birçok yerinde örtülü anlamlar yer almaktadır. Halil’in köşke girmesiyle beraber resmin olduğu odaya girip perdeleri açıp ışığa arkasını vererek oturması Platon’un mağara alegorisini düşündürmüştür. Halil karşısındaki resme odaklı, etrafındaki diğer olup bitenlere karşı ilgisini kaybetmiş ve sadece hayatı duvara asılı olan resimden ibaret sanıyordur. Meral’in gelmesini, Halil’in imgesel dünyadan simgesel dünyaya geçmesini sağlayacak olan olay olarak düşünebiliriz. Nitekim, Halil bu değişimden korkar ve sürekli olarak resim ve Meral arasında bir ikileme düşer.
Filmdeki bir diğer gizli anlatım ise, Doğu felsefesinde yer alan surete aşık olma durumudur. Halil Meral’in gerçekte olduğu kişiye, onu o yapan özelliklerine değil; onun yansımasına, resmine aşık olmuştur. Meral; artık kendinin geldiğini, resmin işlevini bitirmesi gerektiğiyle ilgili defalarca Halil’e söylemeye çalışsa da Halil belki aşka dair korkusundan belki başka bir nedenden Meralden kaçmıştır.
Halil; içine kapanık, kendi halinde yaşayan, yalnız ve hislerini sessizlikle paylaşan bir tip olarak karşımıza çıkar. Halil doğuyu temsil eder. Meral; okumayı seven, şehir hayatında büyümüş, çoğu insanın sahip olamadığı olanaklara sahiptir. Meral ise batıyı temsil eder. Ayrıca filmde batı ve doğunun sentezini de görürüz. Filmde seçilen mekanlar, müzikler bu sentez temasına göre belirlenmiştir. Karakterler kutuplaştırılmamıştır; aksine sentezlenerek ‘insan’ ve ‘insan olma’ kavramları ön plana çıkmıştır.
Metin Erksan, Yeşilçam’da çokça yer alan farklı sosyal sınıflara ait olan insanlar arasındaki aşka yer vermiştir. Halil biraz da bundan korkarak Meral’den kaçmıştır.
“Hem senin resmine değil de sana aşık olsaydım o zaman ne olacaktı? Belki bir kere bile bakmayacaktın yüzüme, belki de alay edecektin sevgimle, halbuki resmin bana dostça bakıyor, iyilikle bakıyor ve ebediyen bakacak.”
Halil bütün sosyal farklılıkların farkındadır. Fakat, bütün engellere rağmen Meral’e aşık olmaya çalışır. Onunla evlenmeyi düşünür ve babasıyla görüşür. Metin Erksan burada da farkını koyar ve dönemin filmlerinden farklı olarak baba figürünü daha farklı işlemiştir filmde. Düşünülenin aksine baba Halil’in sosyal statüsünü sorun etmez ve Meral’le olan aşklarını engellemez, lakin gerçekleri de inkar etmez. Meral’in farklı alışkanlıklarla büyüdüğünü, zorluk çekmediğini söyler ve ayrıca günün birinde onu bırakabileceğini söyler. Halil bütün farkında olduklarını gözünün önüne serilmesiyle Meral’den ayrılır.
Meral, başka biriyle evlenmek üzerine hayatına devam etmeye çalışırken Halil, Meral’in resminin yanına bir de gelinlikli bir manken katarak baştan beri reddettiği gerçekler dünyasından kaçmak üzere kayığıyla ileriye doğru açılır. Karşısına tekrar Meral çıkar, resmi ve mankeni atar. Halil tekrar Meral’i seçmiştir.
Alışık olmadığımız şekilde biten, trajik bir aşk filmidir, Sevmek Zamanı.
Filmin bazı sahnelerinde her iki karakter de aynı karede olsa bile birbirlerine bakmaz. Bu sahneler her iki insanın iç dünyalarının farklılıklarını temsil ediyor olabilir. Ayrıca filmin genel temaları yalnızlık, hüzün ve melankoli iken filmin geçtiği yerin ada olması Metin Erksan tarafında kasıtlı olarak yapılmıştır. Ada metaforu direkt olarak gözler önüne serilmese de filmin temasını destekler şekildedir.
Metin Erksan, muhteşem olay örgüsünün yanında film boyunca izleyiciye eşsiz bir görsel şölen yaşatır. Filmi izlerken istediğiniz bir noktada durduğunuzda sanki bir film değil de bir tablo incelediğiniz hissine kapılmanız mümkün. Bu durum, filmi sinematografik olarak da çağının üstüne çıkartır. Her ne kadar 1965 yılında çekilmiş bir film olsa da Sevmek Zamanı, asla güncelliğini yitirmemiş ve yıllar içerisinde ilgileri üstüne çeken zamansız bir başyapıta dönüşmüştür.
Kullanılan kaynaklar
https://mubi.com/tr/notebook/posts/isles-of-passion
https://karasaga.com/sevmek-zamani/
https://filmloverss.com/sevmek-zamani/






