Sert Fırça Darbelerinin ve Maviliklerin Altında İki Genç: The Bride Of The Wind

Editör:
Esra Şahin
spot_img

20. yüzyılın en önemli dışavurumcu ressamlarından biri olan Oskar Kokoscha’nın ekspresyonizm akımında verdiği önemli bir tablosu olan “The Bride Of The Wind” tablosunu inceleyeceğiz bu yazımızda. Fakat resmi daha iyi anlayabilmek için öncesinde ressamın hayatına kulak vermemiz gerekiyor.

Oscar Kokoschka Kimdir?

Oskar Kokoschka, 1886 yılında Prag’da orta halli bir eve doğan bir çocuktur. Çocukluk yıllarında kuyumcu olan babasının iflası ile birlikte hayatında ilk dramatik deneyimini yaşamıştır. Daha sonra ailesiyle birlikte Viyana’ya taşınmak zorunda kalan Oskar, burada Viyana Meslek ve Sanat Okulu’na kaydolmuş ve resim yapmaya başlamıştır. Ayrıca gençlik yıllarında edebiyat ile uğraşmış ve 2 tiyatro eseri yazmıştır.

Oskar Kokoschka

Oskar daha sonra melankolinin ve tedirginliğin akımı olan ekspresyonizm alanında eserler vermeye başlamıştır. The Kiss tablosu ile sanat tarihine damga vuran Gustav Klimt‘ten etkilenmiştir. Oskar Kokoschka’nın resim anlayışında duygular ön plandadır, özelliklede aşk. Sanat eserlerini genel olarak manzara ve portre alanında veren sanatçının çizgileri ve renkleri keskin olmaktan oldukça uzak bir yol izler. Portrelerindeki figürlerin ise genellikle yüzlerinde belirli bir duygu ön planda değildir.

1912 yılına geldiğimizde, Avusturyalı ünlü besteci Gustav Mahler’in eşi olan Alma Mahler ile tutkulu bir aşk yaşamaya başlamıştır. Aralarındaki aşkın oldukça tutkulu ve takıntılı olmasından dolayı Alma Mahler bir süre sonra Oskar Kokoschka’dan ayrılmış ve başka birisiyle evlenmiştir. Bu duruma fazlaca üzülen Oskar tıpkı Alma Mahler’e benzeyen bir oyuncak bebek almıştır. İlişkileri sırasında Alma Mahler’in portrelerini yapan Oskar daha sonra bu bebeğin resimlerini yapmaya başlamış hatta kendini bebekle birlikte bile resmetmiştir. Fakat bu bebek beklenenin aksine Oskar’ı mutlu etmek yerine çok daha büyük bir hüzne boğmuştur ve Oskar bebeği parçalamıştır. Ayrıca bu üzücü ayrılığından sonra Kokoschka resimlerinde daha dini ve mitolojik konulara yönelmiştir.

Lovers with Cat, Oscar Kokoschka.

Üzücü deneyimlerinden sonra, Birinci Dünya savaşında gönüllü olarak askere gitmiş ve kafasından ağır bir şekilde yaralanmıştır. Fiziksel ve ruhsal olarak büyük bir hasar alan sanatçı, iyileşme sürecinden sonra Dresden Akademisi’nde profesörlük yapmış ve Türkiye de dahil olmak üzere birçok ülke gezmiştir. Daha sonra Prag’da tanıştığı Olga Pavlovska ile evlenmiştir. 1937’de birçok ekspresyonist sanatçı gibi onun da eserleri Alman müzelerinden toplatılmış ve Oskar İngiltere’ye göç etmiştir. Fakat İngiltere’de fakir ve zor bir hayatı olduğu ayrıca onu ressam olarak tanımadıkları için daha sonrasında Venedik’e gidip bir sergide yer alınca eski ününe tekrardan kavuşmuştur. İkinci Dünya Savaşı’nda, resminde savaş karşıtı bir tutum izleyen Oskar Kokoschka, İngiltere’den ayrılarak Amerika’ya yerleşmiştir. Daha sonra resim dünyasına benzersiz dramatik tablolarıyla büyük bir değer kazandıran Oskar Kokoschka 1980’de İsviçre, Montreux’de ölmüştür.

Peki Ressamın Tablosu Bize Ne Anlatıyor?

Double Portrait Oskar Kokoschka and Alma Mahler, 1912-13.

1912 yılında Alma Mahler’e delicesine aşık olup tutkulu bir ilişkiye başlayan ünlü ressam sevdiği kadını adeta bir takıntı haline getirmiş ve birçok portresini yapmıştır. Alma’nın neredeyse har halini, her detayını resmetmiştir. Bu takıntılı ve kıskanç ve korumacı yapısı Oskar ve Alma’nın arasında olan bu fırtınalı aşkı yavaşça öldürmeye, aralarındaki iletişimi gittikçe zorlaştırmaya başlamıştır. Ve çiftin ilişkisi 1914’de ayrılık ile sonuçlanmıştır. İlişkileri sırasında Alma Mahler Oskar’a eğer gerçekten bir şaheser yaparsa onunla evleneceğini söylemesi üzerine Oskar Kokoschka “The Bride Of The Wind” tablosunu resmetmiştir. Bu tablo Oskar Kokoschka’ya Alma Mahler’den kalan adeta bir hatıradır.

Resme ilk baktığımızda maviliklerin ve sert fırça darbelerinin arasında deniz kabuğuna benzeyen bir yapının üzerinde uzanan iki genci görüyoruz yani Alma ve Oskar’ı. Gözümüze ilk çarpan detayın mavi tonlarındaki ağırlık olduğunu görüyoruz. Mavi renginin huzur ve dinginlik gibi anlamlara gelmesinin yanı sıra bu resimde melankolik ve dramatik yapısından dolayı sadece mavi tonlarından bu sonucu çıkarmak çok da doğru bir çıkarım olmaz. Ayrıca mavinin koyu tonlarının kullanılmış olması da resimde fazlaca bir karamsarlık hissedilmesine sebebiyet vermiş.

Ressam tablosunda fırça darbelerini adeta duygularının sözlüğü olarak kullanmış. Fırça darbelerinin resimde oldukça sert kullanılması tabloya bir belirsizlik ve doku kazandırmış. Ayrıca görüyoruz ki fırça darbelerinin sıklığı Alma Mahler’in resmedildiği figürde oldukça seyrekken Oskar’ın resmedildiği figürün etrafında oldukça sık. Bu durum Oskar Kokoschka’ nın bir şeyden ya da bir durumdan rahatsızlık duyduğunu ve düşüncelerinin bir o kadar da karmaşık olduğunu gösteriyor. Ve fırça darbelerinin çiftin etrafında dairesel bir eksen izlediğini görüyoruz, bu bir rüzgar veya dalga gibi bir etki uyandırdığı için adeta resmin içindeymişiz gibi bir etki uyandırıyor.

Figürler ile devam edecek olursak bu deniz kabuğuna benzer yapının üzerinde uzanmış olan Oskar ve Alma çifti ne kadar birbirlerine yakın bir şekilde resmedilmiş olsalarda dikkatli bir şekilde incelediğimizde el ele tutuşmadıklarını görüyoruz ayrıca Alma Mahler’in yüz ifadesinden anlayacağımız üzere, oldukça huzurlu ve mutlu bir şekilde uyurken yanında olan Oskar’ın tam tersine gözlerinin açık olduğunu ve daha önce fırça darbelerinde bahsettiğimiz gibi düşüncelerinin oldukça karmaşık olduğunu ve huzursuzluk duyduğunu söyleyebiliriz. Belki de Oskar bu resmi resmederken birbirlerine karşı duydukları sevgi ve tutkulu aşkın yavaşça derin bir huzursuzluğa dönüştüğünü hissettiği için Alma kadar huzurlu bir şekilde uyuyamıyor.

Son olarak incelediğimiz bu şaheser sanatçının yaşadığı ilişkinin ve sanatçının duygularını oldukça iyi yansıtmış ve açıklamış bir tablodur. Bu açıdan eser, dışavurumcu ve ekspresyonist akımda hala çok önemli bir eserdir.

Kaynak

https://arthive.com/oskarkokoschka/works/339067~Bride_of_the_wind

https://www.britannica.com/biography/Oskar-Kokoschka

http://lebriz.com/pages/lsd.aspx?lang=TR&sectionID=1&articleID=709&bhcp=1

https://byronsmuse.wordpress.com/2018/11/26/oskar-kokoschka-the-bride-of-the-wind/

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.