Şermin Yaşar – Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu | 18 Alıntı

Editör:
Sinem Aykın
spot_img

Türk edebiyatındaki özgün kadın yazarlardan biri Şermin Yaşar. Çocuk ve yetişkin öykü kitapları yazan yazar, son kitabını roman türünde çıkardı. Kitapları daha çok hayatı içinden oluşu, samimiyeti ve muzip tarzıyla dikkat çekiyor. Tüm kitaplarında, hikayenin bir köşesinden gülüşünüzü burkan bir detay çıksa da, Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu hüznün en ağır bastığı kitabı olarak diğerlerinden ayrılıyor.

Şermin Yaşar | karar.com

Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu, okurlarına birçok vedayı, gözyaşını, hüznü, ayrılıkları, bekleyişleri ve pek çok duyguyu cömertlikle sunuyor.

  1. “Reyhan Hanım’ı ilk cildin ikinci sayfasına koydum. Diğer sayfalarda her vesikalık dört kişi ile yatıyor. Reyhan Hanım yalnız… Yapayalnız yatıyor. Vasiyetimdir, benim vesikalığımı Reyhan Hanım’ın karşı sayfasına koyacaksınız… Gün gelip birileri bu ciltleri incelediğinde bize bakacaklar ve tekrar kapatacaklar… Yanaklarımız birbirine değecek Reyhan Hanım’la… Dudaklarımız birbirine… Biri tekrar açana kadar öylece yatacağız ‘Huzur’ içinde….” (s.20)
  2. “Hayatım boyunca bütün ölümü öp’leri annem demiş, öpülmek için ölmekse babama düşmüştü.” (s.23)
  3. “Sere serpe yaşamak ne, bilmiyorum.” (s.32)
  4. “O gün yutamadığım, boğazıma takılan, kursağımda kalan o şeyin ‘hevesim’ olduğunu yıllar sonra anlıyorum.” (s.34)
  5. “Acıyı çekerken çekiyorsun, anlatırken gözyaşların senden önce konuşuyor.” (s.49)
  6. “Şunu biliyorum ki bu dünyada eğer annen yoksa, anne olabilecek herkes ve her şey, senin annen olsun istiyorsun.” (s.56)
  7. “Kalp kırıklığı böyle bir şey. Kırıldığı yetmez, sağa sola saçılır.” (s.77)
  8.  “Fakat kadınlar yükü sadece omuzlarında taşımıyorlar, sırtlarına da biniyor, karınlarına da, kasıklarına da.” (s.77)
  9. “Her şey insana yazılıyor diye düşündü; ama bazen ulaşmıyor. Bilmediğimiz nedenlerle dolaşıp duruyor hayatın içinde. Bazen yanından geçiyor insan yazgısının, bazen elinden tutuyor ama bunun kaderi olduğunu anlamıyor. Tam yakalayacak gibi oluyor ama uçup gidiyor. Sonra bir gün, hiç hesapta yokken, hiç beklemezken, başka alemlerdeki seyrini tamamlıyor senin olan şey, çıkıp geliyor ve seni buluyor.” (s.106)
  10. “Bu haberler, gazeteler paranoyak yapmıştı hepimizi.” (s.109)
  11. “Sonrasına her kadın savunabilirdi kendini ama otobüste tek kalırsan, adamın elindesin, sürüverse otobüsü başka yere, bitti.” (s.110)
  12. “Yoruldum dediğimde ablam geldi aklıma ve onun dişleri, dökük ve çürük dişleri. Ben çocukken onun ne kadar güzel bir kız olduğunu, ne kadar güzel güldüğünü düşündüğüm sabahlar geldi aklıma. Sonra dişleri… Motivasyonumu ablamın eski gülüşüne, yıllar içinde kaybettiği dişlerine ve sonunda konuşurken bile elini ağzıyla kapatışına borçluydum. Ablam gülerek ve gülmeyerek kamçıladı beni.” (s.111)
  13. “Sökülme bir kez başlayınca ardını alamıyorsun, her gün bir yerin açılıyor. Önce gözlerin, sonra ellerin, sonra aklın, sonra için açılıyor. Görmediklerini görmeye, hissetmediklerini hissetmeye başlıyorsun.” (s.134)
  14. “Sahip olmadığı şeyler hakkında düşünüp üzülmek yoruyordu artık onu.” (s.144)
  15. “İnsan, tükenir. Doğduğu andan ölümüne kadar büyüyor, gelişiyor, yaşlanıyor gibi görünse de içten içe tükenir. Eşya öyle değil, dokunmadığın sürece azalmaz ama insanoğlu ona da dokunur, suyunu çıkarır, yer, bitirir, yok eder.” (s.148)
  16. “Herkes kelimelerine dikenli teller geçirmiş sanki, oralara takıldım kaldım paçavra gibi.” (s.161)
  17. “Geçtiğimiz kırk günün tüm günlerinde gözlerimi açtım, açtım kapattım. Daha çok sıkarsam, kirpiklerimi birbirine daha sıkı geçirirsem ve daha büyük açarsam gözlerimi, uyanacakmışım gibi geldi. Denedim, çok denedim, fayda etmedi. İnsan nasıl ki rüyalarından kendisi uyanamıyorsa, rüyadaymış gibi yaşadığı gerçeklikten de kendisi uyanamıyor.” (s.162)
  18. “Yaşarken tüy gibi hafiftiler, hatırlayınca külçe gibi ağır.” (s.165)

Kaynakça:

  • Yaşar, Şermin. Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu. Doğan Kitap, İstanbul: Ocak 2019.
spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

“Cadılar Mutfağı” Tablo İncelemesi: Ötekileştirmenin Görsel Hafızası

Frans II Francken’in Cadılar Mutfağı tablosu, cadı avı döneminin toplumsal korkularını, kadınlık temsillerini ve şeytan imgelerini çarpıcı biçimde yansıtıyor.

Sonbahar Ruhunu İliklerimize Kadar İşleyen 13 Şarkı

Yazı geride bırakıp sonbaharın derinlerine inerken sonbahar havasını yansıtan 13 şarkıyı sizler için derledik!

Three Kilometres to the End of the World Film İncelemesi: Utanç

Three Kilometers to the End of the World, kayırmacı ilişkilerin ve zehirli bir ataerkil kültürün hakim olduğu bir toplumun klinik bir resmini çiziyor.

Bouquet of Sunflowers Tablosunu Anımsatan Şarkılar

Bu yazımızda sizlere ünlü empresyonist ressam Monet'nin "Bouquet of Sunflowers" tablosunun anımsattığı şarkıları derledik.

5 Maddede William James: Deneyimin Felsefesi ve Pragmatizmin Doğuşu

William James, pragmatizmden bilinç akışına uzanan fikirleriyle modern felsefe ve psikolojinin yönünü değiştirdi; deneyimi, hakikatin ölçütü haline getirdi.

Camus’nün Yabancı’sı: İnsan Toplumdan Kopunca Ne Hisseder?

Camus'nün Yabancı'sı, toplumdan kopmanın duygusal ve psikolojik nedenlerini, yalnızlığın özgürlükle kesiştiği anlar ile gözler önüne serer.

Kodlarda Saklı Ayrımcılık: Yapay Zekâ Cinsiyetçi mi?

Yapay zeka, insanlığın önyargılarını dijital biçimde yeniden üreterek cinsiyetçi kalıpları pekiştiriyor; ancak adil veri ve çeşitlilikle daha eşit bir gelecek mümkün.

Pim’s Poffertjes & Pannekoekenhuis: Hollanda Usulü Krepler

1986’dan beri hizmet veren Pim’s Poffertjes & Pannekoekenhuis, Hollanda’da krep ve poffertjes keyfi için sıcak ve samimi bir durak!

One Battle After Another Film İncelemesi: Katmanlı Bir Savaş Hikâyesi

Paul Thomas Anderson'ın büyük sükse yaratan yeni filmi One Battle After Another, politik bir aksiyon olarak karşımıza çıkıyor.

The Rolling Stones – Paint It, Black ve Psikoloji Çerçevesinde İncelemesi

The Rolling Stones'un karanlık ruh halini müziğe gönüştürdüğü başyapıt; Paint It Black

Editor Picks