Özkıyım amacı olmadan kendine zarar verme insanlarda uzun süredir gözlenen bir durumdur. Ancak psikolojinin genç bir bilim dalı olmasının da etkisiyle bu alanda yapılan çalışmalar çok eskilere dayanmıyor. Bu da davranışın sebeplerinin anlaşılması ve tedavisi için daha dikkatli bir inceleme gerektiriyor.
Özkıyımın Geçmişi

Özkıyım amacı olmadan kendine zarar verme, kişinin intihar amacı olmadan vücut dokusuna çeşitli yollarla zarar vermesi durumudur. Kendini yaralama davranışı 65 yılı aşkın süredir klinik olarak incelenmektedir. Fakat tarihi bundan daha eskiye dayanır. Eski çağlardaki dini ve geleneksel ritüeller esnasında bu davranışa sıkça rastlanır. Geçmişte vücuda iğne/şiş gibi delici aletlerin batırılması, eski yöntemlerle yapılan dövmeler, bir uzvun kesilmesi gibi ritüellerin yaygın olduğu görülmektedir.
Düşünülenin aksine sadece insanlarda görülen bir davranış değildir. Papağanlar, leoparlar ve maymunlarda da çeşitli sebeplerle kendine zarar verme durumu gözlenmektedir.
Neden Özkıyıma Başvurulur?

Biyokimyasal sebepleri yeterince bilinmeyen bu davranış çoğunlukla etiyolojik faktörlerle açıklanmaya çalışılır. Görülen en sık neden ise kişinin kendine zarar verme davranışını bir başa çıkma mekanizması haline getirmesidir. Taiminen ve arkadaşları (1998; Akt. Ross ve Heath, 2002) bu davranışı şiddetine göre iki gruba ayırmıştır. İlk olarak major kendini yaralama kişinin bedensel bütünlüğüne kalıcı zararlar vermesiyle sonuçlanan daha ekstrem davranışları kapsar. Görülme sıklığı daha az olan bu davranışın sebepleri çoğunlukla psikotik bozuklukların (şizofreni, bipolar bozukluk, depresyon gibi) bir sonucu olarak ortaya çıkar. Tedavisi çok daha zor olan uzun bir süreçtir. Minor kendini yaralama ise vücutta kesik oluşturma, yanıklar, saç yolma gibi yüzeysel/orta düzeyde kendini yaralama davranışlarını içerir. Bu davranış kişinin dönemsel olarak yaşadığı bunalımdan bir kaçış yöntemi olarak görülebilir. Ancak anksiyete, sosyal fobi, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, obsesif kompülsif bozukluk gibi rahatsızlıkların bir sonucu olarak da ortaya çıkmış olabilir. Bazı durumlarda kişinin sosyal hayatında gösteremediği agresifliğin ve mutsuzluğun bir yansıması olabilir. Her ne biçimde olursa olsun kendini yaralama davranışı azalıp çoğaldığı, tamamen bırakıldığı ve tekrar başlandığı döngüler oluşturuyorsa mutlaka bir uzman yardımı almayı gerektirir.
Bazı vakalarda kendini yaralama özellikle ‘kesme’ davranışı bireyin gerçeğe geri dönmesini, gerginlik ve anksiyeteden kurtulmasını sağlamaktadır.
(Goldney ve Lester 1997, Welsh 1998).
Özkıyım Olmadan Kendine Zarar Verme Davranışı ve İntihar Riski

Kendine zarar verme davranışı sosyal olarak onaylanmayan, araştırmacılara göre çoğunlukla kendine acı veren duyguları hafifletme amacı taşıyan bir davranıştır. Kişide bu davranışın ortaya çıkması, psikolojik olarak zorlandığı dönemde sosyal olarak sorunlar yaşamasına neden olabilir. Bireye acı veren duygular, destek alınmadığı takdirde kendine zarar verme davranışıyla beraber çok daha kötüye gidebilecek olan depresyon ve anksiyete gibi rahatsızlıkların habercisi olabilir. Aynı niyeti ifade ediyor gibi dursa da intihar etmek ve intihar düşüncesi olmadan kendine zarar verme davranışları arasında eylemin yapılma sıklığı, şiddeti, davranışın görülme sıklığı gibi pek çok farklılık vardır. Fakat son zamanlarda yapılan çalışmalar kendine zarar verme davranışının intihar eyleminin gerçekleşebileceğinin çok önemli bir göstergesi olduğu yönündedir. Özellikle düzenli olarak kendine zarar verme eylemini gerçekleştiren kişilerde bu oran oldukça yüksektir.
Davranışın Görülme Sıklığı

Çoğunlukla ergenlik döneminde başlayan bu davranış, tedavi edilmediği noktada belli döngüler içinde ileriki yaşlara kadar devam edebilir. Duyguların en yoğun yaşandığı ergenlik ve genç erişkinlik davranışın en çok rastlandığı gelişim dönemleridir.
Pek çok sebeple ortaya çıkabilen bu davranış dönemsel ya da sürekli olabilir. Sosyal hayatta getireceği sorunlar kişilerin yardım alma konusundaki düşüncelerini olumsuz yönde etkileyebilir. Fakat psikolojik rahatsızlıkların fizyolojik rahatsızlıklardan hiçbir farkı olmadığını hatırlamakta fayda var. Herkesin hayatında başa çıkmakta zorlandığı dönemler ve bu dönemlerin getirdiği bazı rahatsızlıklar olabilir. Olabilecek en çabuk şekilde profesyonel bir yardıma başvurmak bu dönemi atlatmaktaki en doğru adım olacaktır.
Kaynakça:
Küçük,Aylin. Çetinkaya, Seçil. İntihar Amaçlı Olmayan Kendine Zarar Verme Davranışı ve İntihar İlişkisi; Tanı, Borderline Kişilik Bozukluğu ve Mizaç ve Karakter Özelliklerinin Rolü. Dergi Park. Cilt:44. Sayı:2019
Canat, Saynur. Kendini Yaralama Davranışı (Self-Mutilasyon). Klinik Psikiyatri Dergisi. Cilt: 27. Sayı:2024.
Çelik, Fatma Gül Helvacı, and Çiçek Hocaoğlu. “Kasıtlı kendine zarar verme davranışı.” Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar 9.2 (2017): 209-226.
Kapak Görseli: pinterest.com


