Edebiyatın doğuşundan itibaren yazmak için yegane neden olmuştur aşk. Acılarını, hislerini, duygularını sözcüklere dökmeyi bilenler satırlarıyla okuyucuyu daima büyülemiştir. Aşk üzerine kurgulanmış romanlar klasikleri oluşturmuştur hep. Bizler de aşkı farklı şekillerde en güzel haliyle anlattığını düşündüğümüz 7 eseri sizler için derledik.
1 – Jane Austen – Gurur ve Önyargı
Listeyi oluştururken akla gelen ilk kitaplar içinde muhakkak bir Austen kitabı olmalıydı. Çünkü aşkı bu kadar sade, bu kadar naif anlatan başka bir yazar, başka bir kitap yok. Gurur ve Önyargı, hem kitabın başlığındaki karakteristik özelliklere sahip olmaları hem de dönemin beraberinde getirdiği sınıfsal ayrımlar yüzünden birbirine uzak olan fakat buna rağmen önlenemez bir şekilde birbirine aşık iki karakterin öyküsü aslında. Elizabeth ve Mr. Darcy’nin öyküsünü okurken yalnız aşık olmayı değil, aynı zamanda aşkın nasıl bir süreç olduğunu ve nasıl çetrefilli yollardan geçmek gerektiğini de okuyoruz.
2 – Honore de Balzac – Vadideki Zambak
Fransız edebiyatının betimlemeleriyle meşhur bu kitabı, aslında pastoral diyebileceğimiz bir öyküyü anlatıyor. Felix, hiç yaşayamadığı anne sevgisini, melek gibi gördüğü bir kadın olan Henriette’de buluyor. Aşkı sayesinde bir oğlan çocuğu gibi büyüyen Felix, karşılığını göremediği bu aşkın üstesinden gelmeye çalışıyor. Başta platonik gibi gözüken bu hikaye aşkın iki taraflı bir duygu olduğunu ve bir ilişkiyi anlayabilmek için öyküyü daima iki taraftan da dinlememiz gerektiğini söylüyor.
3 – Haruki Murakami – İmkansızın Şarkısı
Duyduğu bir şarkıyla gençliğine, ilk aşkına dönen bir karakterden bahsediyor bu roman. Haruki Murakami, özenle seçtiği kelimelerle aşkın etkisinin kişiden kişiye ne ölçüde değiştiğinin yanı sıra; dostluk, ölüm gibi kavramları da aşkla sentezliyor hikayenin içinde. Şarkılarla, kitaplarla ve bazen ölümle aşkı tanımlayan yazar, şüphesiz ilk aşkın önemini de vurguluyor.
4 – Jack London – Martin Eden
Jack London, her eserinde olduğu gibi bir mücadeleden bahsediyor Martin Eden’da. İsmini ana karakterinden alan bu eser, bir Amerikan rüyası niteliği taşıyor. Eser alt sınıftan denizci bir erkeğin, soylu bir kadına olan aşkını anlatıyor. Denizci, aşkı uğruna kendini geliştirip soylu bir insan olmak için çabalıyor. Bu kitapta aşkı özel kılan şey ise insanın ona ulaşmak uğruna, kendisinden farklı bir insan yaratması.
5 – F. Scott Fitzgerald – Muhteşem Gatsby
Devir öyle ki; partiler, süslü kostümler ve çağın en güzel aşkı. Muhteşem Gatsby, yine bir Amerikan rüyası. Jay Gatsby, sevdiği kadın Daisy ile durumu el vermediği için evlenemez. Bunun üzerine çok çalışır ve şöhretin içinden bir adam olur. Ama aşkı hala yüreğinde ve malikanenin karşısındaki evdedir. Ona ulaşmak için her yolu deneyen Gatsby’nin başına gelenlerdir aslında kitabın tümü. Aşka ulaşma çabasıdır.
6 – Andre Maurois – İklimler
Güzel, aşkın tanımına uyan isminden anlaşılacağı gibi bu kitap aşkın iklimlerini, bir aşkın ötekini nasıl etkilediğini anlatıyor. Bu kitap, iki mektuptan oluşan bir dışa vurum aslında. İlk mektupta bir adam var, bir kadını çok seviyor ve bu sevgisi onu mahvediyor. İkincisinde ise aynı adam başka bir kadın tarafından çok seviliyor ve bu seferde bu aşk, kadını mahvediyor. Aşkın bütünselliği ve kıskançlık gibi konulara parmak basan bu kitapta Andre Mauoris aşkı ‘daha çok seven taraf için daima yıkıma götüren bir duygu’ olarak görüyor.
7 – Ernest Hemingway – Silahlara Veda
Savaşın içinde geçen bir aşk. İkinci Dünya Savaşı’nda, öyle çetin bir vakitte, bir hemşire ve bir askerin aşkını süssüz ama umut dolu kelimelerle anlatıyor Hemingway. Kitapta karakterlerin birbirine olan sevgisi arttıkça, güzel bir dünya göreceklerine, savaşın biteceğine dair umutları artıyor. Aşkın yeşerttiği umudu ve gri zamanları anlatan, huzurlu hissettiren bir romandır.










Gatsby??