Savaşın Çocukları Nasıl Etkiler?

Arşiv
Arşiv
Söylenti Dergi'de geçmiş zamanda yazar olan dostlarımızın eserleri bu hesapta arşivlenmektedir. Yazar onayı olduğu sürece kaynak göstererek kullanmak serbesttir.
spot_img

“Savaş, insan eliyle oluşturulan ve ciddi yıkıcı sonuçlarının uzun yıllar boyunca gözlemlendiği bir kitlesel travmadır” (Karakoç, 2022). Savaş, kimi zaman çocukları hayattan koparmayla birlikte eğer onlara kalıcı hasarlar verebilecek şekilde yaşanır. Günümüzde azımsanamayacak kadar iç ve dış savaşın yaşandığı bölgelerde bu tahribatın diğer ev sahipliğini de çocuklar yapar. Çocuklar bu savaş ortamından hiçbir alakaları olmamalarına rağmen gerek fiziksel gerek psikolojik çoğu zaman telafisi olmayacak zararlar alır. UNICEF’in sahip olduğu verilere göre, sadece 2014-2019 yılları arasında 9000’den fazla çocuk Suriye’deki çatışmalarda ölmekte veya yaralanmış, 5000 kadar çocuk savaş esnasında taraf seçmek zorunda kalmış ve okul imkanına erişemeyen çocuk sayısı Suriye ve civar ülkelerden 2.8 milyonu aşmıştır. 60 farklı ülkeden binlerce çocuk kamplarda insani olmayan şartlarda hayatta kalmaya çalışmaktadır.

“Tüm dünyada savaş ortamı yaratılmaması ruh sağlığı açısından en gerekli ve en koruyucu ilk aşamadır. Ancak eğer bir savaş hali varsa bu durumda ikincil koruma gündeme gelir. Bu da savaş sırasında olabilecek yıkıcı etkilerini en aza indirgemektir. Üçüncül koruma ise bitmiş bir savaşın ardından geride kalanların rehabilitas- yonunu içerir. Mevcut bilimsel literatür savaştan etkilenenleri içeren ikincil ve üçüncül korumaya yönelik yayınları içermektedir, oysa birincil koru- maya yönelik hem bilimsel hem de toplum temelli çalışmalar kısıtlıdır” (Karakoç, 2022).

Joint Statement on the situation in Ukraine by the Special Representatives of the Secretary-General for Children and Armed Conflict and on Violence against Children – Office of the Special Representative of the

Savaş kavramı çocukların yaşama, oyun, eğitim, sağlık vb. haklarını ellerinden aldığı için aynı zamanda Çocuk Hakları’nın ihlâlidir ve suç kapsamındadır. Çocuk ölebilir, ölmese bile sakat kalabilir ve yaşam süresi boyunca fiziksel bir uzvunu kullanamayabilir. Savaş sebebiyle doğru orantılı meydana gelen kötü beslenme, hijyensizlik, temiz suya ulaşamama, mevsime uygun giyinememe, çok fazla insanın aynı yerde uyuması, banyo, tuvalet gibi temel ihtiyaçlarını aynı alanda gidermesi gibi nedenlerle oluşan hastalıklara maruz kalabilir. Bunların yanında senelerce atlatamayacağı ve mücadele edeceği psikolojik travmalar edinebilir ya da bunların birkaç tanesini aynı anda yaşayabilir. Çocuk bu travmalardan birini savaşta ailesinden veya yakınlarından birini kaybederse yaşar. Yörükoğlu’na göre (2019), çocuklarda ölüm kavramı “Yetişkinlerin ölüm korkusundan değişiktir. Doğrudan doğruya ölüm hakkında görülen korkuların altında bile yalnız kalma korkusu yatar. Çocuk, sevdiklerinin ölümünü kendisine kendisine yönelmiş bir ceza, bir sevgisizlik belirtisi olarak algılar”. Annesini, babasını, kardeşlerini veya yakın olduğu birini savaşta kaybeden çocuğun çevresine karşı güven duygusunu kaybetmesi kaçınılmazdır ve çocuk bu kayıpları kendilerine yönelik sevgisizlik ya da ceza olarak ele alabilir.

“Savaş süresinin uzamasıyla beraber iyicil duygularını kaybeden çocuk, savaşa, silaha, şiddete karşı tepkisiz hâl almaya ve geleceğe karşı umutsuz bakmaya başlar. Ebeveynlerinin hayatta olmaması, çocuğun çok fazla kardeşi olması ya da anne-babanın sağlıklı mental duruma sahip olmamasından dolayı gerekli güven hissini alamayan çocuklar savaşın psikolojik ağırlığını daha fazla hissederler. Bununla birlikte toparlamaları gereken tahribat şiddeti de yükselir. Bu durumda çocuk toplumdan gelecek yardıma güvenmek zorundadır” (Berk, 2012). Toplumda yardım ve duygusal destek alabilecekleri başka kişiler olması streslerinin azalması ve psikolojik problemlerinin uzun yıllar sürmemesi açısından önemlidir. Ebeveyn kaynaklı oluşabilecek psikolojik problemler harici yaşadığı sakatlıktan kaynaklı oluşabilecek stres, çocukta derin izler bırakabilir. Savaşın sıcak şekilde yaşandığı Ortadoğu ülkelerinde mayın tarlalarına basarak bacaklarını kaybeden çocuklar coğrafyanın yaygın gerçeğidir.

Savaş gibi büyük çapta şiddet yaşamış çocukların yetişkinlik dönemlerinde daha fazla topluma yönelik şiddet içeren davranışlar sergiledikleri, dissosiyatif bozukluklara sahip oldukları, alkol-madde bağımlılıkları geliştirdikleri gözlemlenmiştir. “Gündelik hayattaki işlevselliği bozulan ve bağ kurma kapasitesi zayıflayan ya da bu kapasitesi uyumsuz yöne doğru evrilen birey, bu psikopatojen süreçte maruz kaldığı terör olaylarını dissosiye ederek yaşamını sürdürmeye devam edecektir. Terör olaylarından sonra bireylerde küçümsenemeyecek oranlarda dissosiyatif bozukluklar, travma sonrası stres bozukluğu, madde kullanım bozuklukları ve majör depresyon görülebilmektedir” (Derin& Öztürk, 2022).

Savaşın çocuklar üzerindeki diğer olumsuz etkisi ise çocuk istismarıdır. Özellikle mültecilik durumunda ya da coğrafyadaki azınlık etniğe mensup olan çocuklara karşı yapılan bu suç oldukça yaygın durumdadır. Cinsel ya da fiziksel yolla bulaşan hastalıklara neden olur. Kız çocuklarında erken annelik durumu yaratabilir ve bu durum da uzun yıllar boyu çocuğun kaygı, stres, korku yaşamasına neden olur.

Savaşın yapılmaması, birincil korumayı kapsar ve çocukların tüm bu zorlukları yaşamaması için en güvenli ve kısa yoldur. Birincil koruma üzerine gidilmezse veya çalışmalar yapılmazsa farklı dile, farklı dine, farklı etniğe mensup binlerce çocuk aynı zorlukları her gün yaşamaya devam eder. Eğer savaşların bitmesi durdurulamıyorsa da ikincil ve ardından üçüncül korumalarla en azından çocuklar için savaş esnasında güvenilir bağ kurabileceği öğretmenler ya da bu görevi yerine getirebilecek büyükler eşliğinde eğitimine devam edebilmek, okul veya benzeri şekilde akranlarıyla beraber olabileceği bir sistemde ilerlemeye çalışmak, çocuğu olabildiğince ailesinden ayırmamak, savaş sonrası üçüncül koruma sayesinde çocuklarla rehabilitasyon süreçleri oluşturmak savaşın bitmediği durumlarda mutlaka yapılması gereken şeylerdir. Savaş çocuklar için değildir, savaş çocukların ihtiyacı olan şey değildir, birincil koruma yapılamıyorsa çocuklar, tüm ailelerin ve sivil halkın ilgilenmesi gereken en önemli şeydir.

  • KAYNAKÇA
    Derin G, Öztürk E. (2020) Savaş ve terörizm:Psikotravmatolojik teorik bir yaklaşım. Aydın İnsan ve Toplum Dergisi.
  • Karakoç S. (2022). Impact Of War On Children, Klinik Psikiyatri Dergisi.
  • Berk, L. E. (2005). Infants and children: Prenatal through middle childhood. Pearson Education New Zealand.
  • Yörükoğlu, A. (2019). Çocuk ruh sağlığı. İstanbul: Özgür.
  • https://www.unicefturk.org/yazi/suriye2020
spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Valide-i Muazzama : Mahpeyker Kösem Sultan

Naib-i saltanat unvanıyla Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 30 yıl yöneten Mahpeyker Kösem Sultan, attığı adımlarla hanedanın kaderine yön vermiştir.

Hafıza Mekanları: Anıtların Psikolojik ve Toplumsal Etkileri

Anıtlar, toplumsal hafızayı korur ve kimliğimizi inşa eder. Kolektif hafıza ve kültürel aktarımın dönüştürücü gücüdür.

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Shirley Jackson’ın Amerikan Gotik Edebiyatındaki Yeri

Shirley Jackson, Amerikan gotiğine modern bir ses getirmiş ve kalıcı bir iz bırakmıştır.

Amerikan Edebiyatında 4 Yalnız Kahraman

Amerikan edebiyat tarihinin en önemli temsilcileri haline gelmiş kahramanlarımızın ne kadar soyutlanmış bireyler olduğunu farketmiş miydiniz?

Editor Picks