Sarı, geçmişten günümüze kolay bulunabilir pigmenti sayesinde en çok kullanılan renklerden biri olmuştur. Antik Mısır‘da tanrılarla bağdaştırılan sarı, Çin‘de imparatorluğu temsil eder. Doğu kültürlerinde sarıya genellikle yüceltilen özellikler atfedilirken; Avrupa’da ihanetin, ikiyüzlülüğün hatta aşağılığın rengi olarak görülür. İsa’yı ele veren Yahuda’nın sarı giydiği söylenir. Orta Çağ Avrupa’sında Yahudilerin toplumda ayırt edilebilmeleri için kollarına sarı bandajlar takılır. Sarı gözden saklanamaz, fark edilmemesi zordur.
Sarının parlak tonları insanlarda uyarıcı bir etki yaratır. İnsanlar bu tonların etkisindeyken daha dışa dönük, enerjik hissedebilir. Güneşin rengi olan sarıya sevinç, bereket gibi anlamlar da yüklenir. Ancak sinirlerin aşırı uyarımı durumunda sarı rengi bunaltıcı veya huzursuz edici bir hâl alabilir.
Soluk sarının durumu ise farklıdır. Hastalık, solgunluk veya çürüme gibi çeşitli durumları çağrıştırabileceği gibi, duruma göre huzur ve güven de verebilir. Sarının çok yönlülüğü, onu eşsiz kılar. Her tonu farklı bir sinyal verir bizlere.
Müziğin ve renklerin birbirini tamamladığı albümler sadece işitsel değil, görsel bir anlatı da sunar. Bu yazımızda sarı tonlarının öne çıktığı yabancı albümleri sizler için listeledik.
1. This Old Dog (2017)
2017’de yayımlanan This Old Dog, Mac DeMarco‘nun üçüncü stüdyo albümüdür. Dilerseniz Mac DeMarco’yu kısaca tanıyalım:
Mac DeMarco, 1990 yılında Kanada’da doğdu. Henüz çocukken müziğe merakı vardı ve ilk grubunu 15 yaşında kurmuştu. 2008’de liseden mezun olduktan sonra aile evinden ayrıldı. Alex Calder ve Jen Clement ile “Makeout Videotape” adlı grubu kurdu. Şarkı çıkarmaya ve canlı performans sergilemeye 2011’e kadar devam ettiler. 2011’de tekrar taşınan Mac DeMarco, solo kariyerine devam etti. 2014 yılında çıkardığı Salad Days adlı albümüyle ünü yayıldı. Ardından çıkardığı tekliler ve albümler de adını dünya çapında duyurmasına yardımcı oldu.
This Old Dog albümü Mac DeMarco’nun şarkıların duygusal yükünün daha açıkça seçilir olduğu bir albüm olarak çıkıyor karşımıza. Hayatta olmak, aile, sevgi ve ev temalarının etrafında bir hayli dönüyor DeMarco. Kapaktaki sarı tonu ise bu temaların görsel bir yansıması gibi, ne tamamen solmuş ne de canlı. Henüz 5 yaşındayken evi terk eden babasına yazdığı “Watching Him Fade Away“, kız kardeşine yazdığı “Sister” gibi parçaların melankolik yönü ağır basıyor. Albümün genelinde ise dingin ve rahatlatıcı bir hava hâkim.
2. Little Dark Age (2018)
Ben Goldwasser ve Andrew VanWyngarden üniversiteden arkadaşlardı. Pop müziğine karşı olan negatif tutumları ikiliyi bir araya getirdi ve MGMT adlı grubu kurdular. İlk parçalarından bir olan “Time to Pretend”, aslında ana akım müziğin bir parodisiydi. Kampüslerinde sahneledikleri parodi şarkıların gün geçtikçe popülerleşti. İlk EP’lerini bu dönemde yayımlayan grup, büyük stüdyoların dikkatini çekmesinin ardından Oracular Spectecular adlı albümü yayımladılar.
Albüm, ticari açıdan büyük bir başarı olsa da, Ben ve Andrew parodisini yaptıkları pop müziğin bizzat konusu ile meşhur olmaktan memnun değildi. Ardından gelen Congratulations ve MGMT adlı albümleri, istedikleri tarza daha yakın albümlerdi. Fakat eleştirmenler tarafından garip ve uyumsuz olarak tanımlandı. Oracular Spectecular‘ın başarısına ulaşamadı.
Little Dark Age ise bu albümlerin ardından grubun tekrar yükselmesini sağladı. Andrew ve Ben’in peşinde olduğu absürdist, alışılmışın dışındaki tonu pop melodileriyle harmanlamaları, albümdeki her bir parçayı farklı bir havaya bürüdü. Albüm, sarı renginin psikolojik etkileri gibi bir yandan dikkat çekici ve uyarıcı, diğer bir yandan ise bunaltıcı bir atmosfer yaratıyor.
3. Flash Gordon (1980)
Queen, 1970 yılında Londra’da kurulmuş bir rock grubudur. Queen’in dokuzuncu stüdyo albümü Flash Gordon, aynı adlı bilimkurgu filmi için özel olarak yayımlanmıştır.
Parçaların çoğunda vokalden ziyade, filmin içinden diyaloglar bulunur ve enstrümantal parçalar ağırlıktadır. Queen bu albümde, geleneksel rock enstrümanlarına ek olarak synth’lerle bilimkurgu türüne özgün bir hava yaratıyor.
Uzay temalı efektlerle bezenen albümün kapak tasarımı grubun vokalisti Fredie Mercury tarafından bizzat yapıldı. Sarı arka plan üstüne yerleştirilmiş kırmızı “Flash” logosu göze çarpıcı bir etki bırakıyor. Kapak, filmin 80’lere özgü abartılı görsel yapısına ve albümdeki parçaların kaotik havasına uyum sağlıyor.
4. Blur (1997)
Blur, 1988’de kurulan İngiliz bir alternatif rock grubudur. İlk albümleri Leisure, shoegaze ve madchaster türlerinden etkilenmişti. Albüm, bir yanda hareketli dans ritimlerini, diğer yanda ise yavaş tempolu, buğulu vokalleri bir araya getiriyordu. Bu albümden sonra yöneldikleri Britpop tarzı, Blur’u 90’ların İngiliz müziğinin öncülerinden biri hâline getirdi. Grubun beşinci albümü olan Blur, Amerikan indie rock gruplarının lo-fi tarzından etkilenerek yeni bir tarzla geri dönüş yapmalarını sağladı. Bu albümle birlikte Britpop tarzından uzaklaşarak daha ham ve kişisel bir tını yakaladılar.
Şarkı sözleri açısından yer yer karanlık bir atmosfer taşıyan albümde, bazı parçalar sarı renginin enerjisini yansıtan melodilere sahipken; bazılarıysa ritmin ağırlığıyla, sarının daha solgun ve melankolik tonlarını çağrıştırıyor. Blur, sarının ruh hâllerinin arasındaki geçişkenliği net bir şekilde duyabildiğimiz albümlerden biri.
5. Never Mind The Bollocks, Here’s The Sex Pistols (1977)
Sex Pistols, 1975’te kurulmuş bir punk rock grubuydu. Üç sene gibi kısa bir süreliğine aktif kalmasına rağmen müzik tarihinde büyük bir etki bırakmıştır. Tek albümleri Never Mind The Bollocks, Here’s The Sex Pistols, İngiltere’nin o dönemki siyasi durumunu eleştiriyordu. Monarşiye karşı bir isyan çığlığı olan albüm, gençler için öfkenin ve özgürlük arayışının bir sembolü hâline geldi.
Albümdeki parçalar da tıpkı sarı rengi gibi; “saklanması zor, buradayım” diye bağırıyor adeta. Sarı, isyanın enerjisini ve otoriteyi dürtmeyi çok iyi temsil ediyor diyebiliriz.
6. Doo-Wops & Hooligans (2010)
Bruno Mars, 1985 yılında Hawaii’de doğdu. Henüz bir çocukken müzik aletlerini kendi başına öğrenmeye başlamıştı. Lisedeyken arkadaşlarıyla bir grup kurdu. Üniversite için Los Angeles’a gitti ve bu dönemde kendi parçalarını yazmaya başladı. İlk teklisi olan “Lost“u 2008’de yayımladı.
2010 yılı Bruno Mars için kariyerinin yükselişe geçtiği bir yıldı. CeeLo Green’in “F— You” ve Travis McCoy’un “Billionaire” adlı parçalarının ortak yazarlığını yaptı. “Billionare”de vokalleri kendi seslendirdi. Bu iki şarkı, Bruno Mars’a Grammy adaylıkları getirdi. Aynı sene ilk albümü olan Doo-Wops & Hooligans‘ı piyasaya sürdü. Dünya genelinde büyük bir başarıya ulaşan bu albüm, listelerde üst sıralara ulaştı.
Doo-Woops & Hooligans, müzikal açıdan oldukça çeşitli bir albümdür. “Lazy Song” dinlerken insanı rahatlamış, umursamaz bir havaya sokarken; “Talking to the Moon” özlem dolu, nostaljik bir ruh hâli yaratır. Albüm boyunca bu duygusal geçişler kendini hissettirir. Bu çeşitlilik, sarı renginin temsil ettiği geniş duygusal yelpazeyi de çağrıştırır; neşeden hüzne, enerjiden durgunluğa uzanır.
Kaynakça:
- Soygüder, Şebnem. “BİR DİL OLARAK “SARI”RENGİN ANLAMI VE “SARI BASIN” NEDEN “SARI”?” Humanities Sciences 8. 2 (2013): 184-206.
- “TorchWell”, Web, Erişim Tarihi: 10.07.2025
- “This Old Dog”, billboard, Web, Erişim Tarihi: 10.07.2025
- “This Old Dog”, History Tools, Web, Erişim Tarihi: 10.07.2025
- “Little Dark Age”, Old Gold & Black, Web, Erişim Tarihi: 10.07.2025
- “Gordon Flash”, udiscovermusic, Web, Erişim Tarihi: 10.07.2025
- “Blur”, Sungenre, Web, Erişim Tarihi: 10.07.2025
- “Blur”, The Student Playlist, Web, Erişim Tarihi: 10.07.2025
- “Sex Pistols”, Sex Pistols Official, Web, Erişim Tarihi: 10.07.2025
- “Doo-Woops & Hooligans”, biography, Web, Erişim Tarihi: 10.07.2025


