R. F. Kuang‘ın kaleme aldığı ve dünya çapında büyük ilgi gören Sarı Yüz adlı kitap, İthaki Yayınları ile dilimize çevrildi.
Baştan sona büyük bir heyecan ve merakla okuduğum bu kitabın satır aralarına girerek neden bu kadar ilgi uyandırdığını derinlemesine inceledim. Hazırsanız, gelin bu yolculuğa beraber çıkalım.
Kitapta beğenip altını çizdiğim yerlere R. F. Kuang – Sarı Yüz | 18 Alıntı adlı yazıdan ulaşabilirsiniz.
Kitap Ne Anlatıyor?

Sarı Yüz, June adında çıkış yapmayı bekleyen bir yazarı ele alıyor. Hem de farklı açılardan. Kitabın bu karakter üzerinden anlatıldığı söylememde fayda var. Hikâyenin hepsini June aktarıyor bizlere. Hem de tüm çıplaklığıyla.
June beklediği başarıyı henüz elde edememiş genç bir yazar olarak karşılıyor bizleri. Diğer tarafta ise istediği her şeyin vücut bulduğu Athena adında Amerikalı Asyalı yazar olan bir arkadaşı var. Tam olarak arkadaş da sayılmazlar aslında. Bir süre beraber vakit geçirmiş ve sonrasında da uzaklaşmışlar birbirlerinden herhangi bir sebep olmadan.
Athena, genç yaşında büyük bir başarıya ulaşmış güzel bir yazar. June’un istediği her şeye sahip olan Athena, vahim bir kazada hayatını kaybetmeden önce üzerinde uzun zamandır çalıştığı ve kimseye bahsetmediği kitabını June’a anlatıyor. Kazadan sonra ise June’un bu eserin taslağını çaldığını ve kendi düzenlemeleri ile yayınlayıp büyük bir başarı elde ettiğini görüyoruz. Olaylar da buradan sonra karışıyor aslında. Athena’nın duygusal hırsızlığına karşı bir misilleme, tazminat gibi düşünüyor June bunu.
Sosyal medyaya, tek düze düşünen insanlara, yayın sektörüne ve ırkçılığa karşı çok sert eleştiriler yapan Kuang, her sayfada sorgulama isteğini gözler önüne seriyor diyebilirim.
Sarı Yüz Ne Demek?

“Yellowface” tanımı İngilizcede beyaz aktör ya da aktrislerin tiyatro oyunlarında makyajla Asyalı karakterlere hayat vermelerine deniyor. Irkçılığın kelime hâline dönüştüğü bu tanım, eskilere de bir gönderme aslında.
Bu isimle beraber Kuang’ın kitapta vermek istediği tüm alt metinleri anlayabilmek mümkün aslında. Bu nedenle kitap, daha başlamadan ismiyle okuyucuyu içine çekmekte oldukça başarılı ve zekice tasarlanmış.
Neden Okumalısınız?

Sarı Yüz‘ü okumanızı tavsiye etmemin en büyük nedenlerinde birisi kesinlikle üslubu. Rahat ama çarpıcı bir üslupla çıkıyor karşımıza Kuang. Yaptığı eleştirileri karakterinin ve karakterinin yaşadığı durumlar üzerinden çok rahat bir şekilde geçirebiliyor okuyucuya. Açık ve yalın diliyle sizleri zorlamıyor.
Bir diğer sebebi ise bir önceki sayfada düşündüğünüz ile bir sonraki sayfada düşündüğünüz şeyin aynı olmaması. Karakterlerin incelikli işlenmesi ve yazarın adeta sizi manipüle etmesi, hayranlık uyandırıcı bir anlatım. Karakterle bağ kurup kızabiliyor ve onun yanında olabiliyorsunuz. Bir kitabı cazip yapan en önemli etmenlerden birisi de budur diyebilirim aslında.
Diğer yandan Sarı Yüz‘ün çok ciddi meseleleri sorgulaması, bunun üzerine uzun uzun düşünmenize sebep oluyor ve tam anlamıyla beyaz ya da siyah bir karara varamıyorsunuz. Her şey gri diyebilirim. Travma yaşamış bir milletin hikâyesini en iyi o milletten biri mi anlatır yoksa dışarıdan bir göz de bu travmayı doğru bir şekilde anlatabilir mi? Kitabın sunduğu en önemli soru da bu aslında. Bu soru üzerinden ilerleyen kitap, yan taraftan pek çok konuya da iğnelerini batırıyor.
Bir diğer sebep kitabın yazarının kitapta yer alan karakter Athena ile benzerlik göstermesi aslında. İşler böyle olunca kitabı daha çok merak ediyor ve Kuang içinde olduğu bu durumu nasıl ele alıyor diye sürüklenip gidiyorsunuz.
Hassas konuların ustalıkla ele alınıp yoğrulması ve katman katman işlenerek basit bir dile indirgenmesi, Sarı Yüz‘ü okunası hâle getiriyor. Kitap asla yorucu bir kitap değil. Ama basit bir kitap da değil. Kuang bu ince çizgiyi başarılı bir şekilde korumuş ve sizlere kaliteli ama okurken anlamanızı zorlaştıracak herhangi bir iz bırakmadan yazmış. Fakat sorgulamalarınız son sayfaya kadar devam ediyor. Zaten bu da kitabın en güzel taraflarından birisi.
Kitabın son bölümlerini geneline göre zayıf bulsam da mutlaka şans verilmesi ve üzerine düşünülmesi gereken romanlardan biriydi. Genel olarak sonuna kadar merakla okuduğum ve karakterlerin duygularını bizzat yaşadığım bu kitap, bir süre daha gündemde kalacak gibi görünüyor.
Kaynakça:
Kuang, R. F. Sarı Yüz. İthaki Yayınları: İstanbul, 2025.


