Ana SayfaÖzel KategorilerKimdirŞanssız ve Güzel Prenses:...

Şanssız ve Güzel Prenses: Fevziye Fuad

Prenses Fevziye vefat ettiğinde bir buçuk asır boyunca Mısır’ı idare eden Kavalalı Mehmet Ali Paşa Hanedanı’nın hayattaki en yaşlı mensubuydu. Güzelliğiyle bütün dünyayı sarsan Prenses Fevziye’nin İskenderiye’deki vefatı sonrası cenazesi bir o kadar sessiz ve gizli bir şekilde Kahire’de yakın aile ve birkaç dostunun katılımıyla tam da darbe sürecinde düzenlenmişti.

Ölmeden önceki kırk senesini kapalı kapılar ardında ve herkesten uzak yaşamayı tercih eden Prenses, Mısır’ın ilk kralı Fuad’ın kızı, son kralı Faruk’un kız kardeşi ve İran’ın son şahı “Muhammed Rıza Pehlevi’nin” ilk karısıdır. Prensesin hayatı oldukça çalkantılı ve masallar, filmler gibi entrikalar içinde geçmiştir. Güzellikler ve çirkinlikler, yükselişler ve çöküş, gidişler ve geri dönemeyişler onun hayatında adeta kol koladır.

Prenses tamamen siyasi gerekçelerle güzelliğinin büyüsüne yakışır masal gibi bir düğünle veliahd “Muhammed Rıza Pehlevi” ile evlendirildiğinde henüz 18 yaşındaydı. Prenses Fevziye İran’a gittiğinde oldukça şaşırmıştı. İran o dönemde Mısır’a göre oldukça geri kalmıştı. Prenses Kral Fuad’ın İskenderiye’deki lüks ikametgâhı “Ra’s et-Tîn Sarayı’nda” dünyaya gelmişti. Yabancı dadılarla iyi bir eğitim aldırılarak, kişisel hizmetine uşaklar verilerek büyütülen Prenses eğitimini tamamlaması için de İsviçre’ye gönderilmişti. Prenses İsviçre’den döndüğünde ana dili olan Arapçanın yanında iyi derecede İngilizce, Fransızca ve İtalyanca konuşuyordu. Tüm bu iyi olanaklar ve İsviçre’de gördüğü özgürlük ortamından sonra saraya dönmek onun için adeta kafese kapatılmak gibiydi. İşte tam bu dönemde gündeme gelen evlilik teklifi güzel prensese bir kaçış kapısı, bir özgürlük ümidi olarak görünmüştü.

İki tarafın geleneklerine uygun olarak biri Kahire’de biri Tahran’da yapılan iki düğünün ardından Prenses Tahran’a taşındı ve ağabeyi Faruk vefat eden babalarının yerine Mısır’ın tahtına oturdu. Mısır’da alışık olduğu hayat ve İsviçre’de yaşadığı koşulların ardından İran ona adeta süslü bir kafesi, müzik ile uyumsuz bir dansı ve belki de yıkık bir köşkü andırıyordu.

Ertesi sene kızları “Şehnaz” dünyaya geldi ve eşi “Muhammed Rıza’nın” tahta geçmesiyle güzeller güzeli Fevziye “imparatoriçe” oldu. Ancak bunlar “Asya Venüsü Fevziye’yi” mutlu etmeye yetmiyordu. Kızı doğduktan sonra bu sıkışmışlığa beş sene daha katlanabilen imparatoriçe hem eşiyle anlaşamıyor hem de “Muhammed Rıza’nın” annesi “Tâcul Mulûk” ile de sorunlar yaşıyordu. Üstelik erkek çocuk doğurmadığı için de adeta soğuk bir savaşın içindeydi. 1946 yılında memleketine giderken kızı “Şehnaz’ı” da yanında götürmek isteyen “Asya Venüsü” kocasının engeli ile karşılaştı. Bu yolculuğa çıkacağında aralarında soğuk rüzgârlar esen eşi uçak kalkmak üzereyken kızını son bir kez görmek istediği gerekçesiyle “Şehnaz’ın” uçaktan indirilmesini talep etti. Yenik imparatoriçe bir daha hiçbir şeyin kendisi için aynı olmayacağını fark etmişti. Ne kadar dil döktüyse de uçak onu yeni hayatına götürecek yolculuk için kızından ayrı olarak havalandı.

17 Kasım 1948’de şahtan boşanmasının ardından Fevziye uzun yıllar boyunca kızından ayrı kaldı. Bu boşanmanın ardından Fevziye Fuad 1949’da “Albay İsmail Şirin” ile Şah ise önce “Süreyya” onun ardından da “Farah Diba” ile evlendi. Fevziye için sular durulmuş gibi görünse de 1952’de “Cemal Abdulnasır” tarafından gerçekleştirilen darbe ile ağabeyi “Kral Faruk” tahttan indirildi ve sürgüne gönderildi. İskenderiye’de yaşamaya devam eden Fevziye için artık tüm unvanlardan ârî bir hayat başlayacaktı. O artık yalnızca “Fevziye Fuad Şirin” idi.

Şah’ın ikinci karısı “Süreyya” için her ne kadar “mahzun prenses” dense de Fevziye Fuad ondan çok daha üzüntülü bir hayat yaşamıştır. İşte tüm bu macera yine Mısır’ın çalkantılı bir döneminde, takvimler Temmuz 2013’ü gösterirken noktalanacaktı.” Sisi’nin” “Mursi’ye” düzenlediği darbe sırasında “Fevziye Fuad Şirin” İskenderiye’de herkesten ve her şeyden uzak villasında masalları andıran hayatına göz yumacak ve oğlu ile birkaç dostu eşliğinde sonsuz yolculuğuna uğurlanacaktı. Böylece Asya Venüsü Fevziye’nin öyküsü 91 yaşında, hafızalara kazınan güzelliği ve çektiği üzüntülerle noktalanmış oldu.

 

Kaynakça

artsandculture.google.com

 

Sevgi Aydın
Sevgi Aydın
Ben kapının önünde kapı açılsın diye beklemiyorum ki. Yalnızca bekliyorum.

Yazarın Popüler Yazıları

Yazarın Son Yazıları

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

İlginizi Çekebilir

Korku, Dinginlik ve Bilinmezlik: Ebrahel Lurci’yle Söyleşi

Karanlık temalarıyla öne çıkmasının yanı sıra meydana getirdiği Cthulhu heykelleriyle de dikkat çeken Ebrahel Lurci, sorularımızı yanıtladı.

David Arnold: Müziği İmzası Haline Getiren İsim

James Bond serisinden Sherlock'a hepimizin severek izlediği yapımlara müziğiyle imza atan besteci David Arnold'ın hayatı ve kariyeri hakkında daha çok şey öğrenmek isteyenlere.

Onur Saylak: Dertli ve Didaktik Bir Yönetmen

Özellikle son filmi Boğa ve Boğa ve Şahsiyet dizisiyle hem Türkiye’de hem de Avrupa sinemasında ses getiren Onur Saylak'ın yönetmenlik yolculuğuna eşlik ediyoruz.

30 Ağustos Zaferi’nin arkasında 30 Gizli Komutan II

Büyük Taarruz'un destansı sahnesinde, savaşın kaderini belirleyen kahraman komutanların stratejileri ve insanlığın azmi, tarihin akışını değiştiren anları şekillendirdi. Hepimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlu Olsun!

Son Yazılar

Sonsuz Korku: En İyi 10 Sonsuz Döngü Filmi

Bir gün dünyanız tersine dönerse ve zaman hayatınızın geçmiş dönemlerine akmaya başlarsa ne yaparsınız? Bu film listesi tam da geriye akan zaman döngüsüne sıkışmışların senaryosunu öneriyor.

Düşünme Üzerine Düşünme: Metakognisyon

Metakognisyon, "düşünceyi düşünme" olarak tanımlanabilir ve bilişsel süreçleri izleme ve kontrol etme yeteneğidir. Bu yazıda metakognisyon kavramına gelin yakından bakalım.

İdeallerin Manifestosu: Rock Müziğin Politikayla İlişkisi

Yeniden bir seçim haftasına girmişken rock müziğin politikayla olan ilişkisini, insanlar üzerindeki etkisini ve nasıl bir muhalefet aracı haline geldiğini ele aldık.

Yaratık Külliyatı: Anadolu’nun Korkulan Varlığı Gulyabani

Anadolu'da korku salan bazı efsaneler vardır. Çoğunlukla çocukları kötü davranışlardan uzaklaştırmak için anlatılan bu efsanelerden en ilginci Gulyabani'dir.