Sanatta Psikoloji: Death in the Sickroom Tablosu (Edvard Munch) ve Yas

Editör:
Gülizar Nehir Gülkanat, Asya Yüce
spot_img

Geçmişten günümüze sanatçıların yaşadıkları ve duyguları eserlerinde kendilerini ifade etmek için önemli bir unsur olmuştur. Duyguların eserlere aktarımında sanatçı için öncelik kendi benliği ve özel yaşantısıdır. Eserlerde kullanılan renkler ve figürler duygularla bütünleştiğinde bazen hüzünlü bazen neşeli biçimler olabilmektedir. Sanatçılar, duygularını eserlerinde yüz ve bedensel ifadelerle yansıtmaktadır.

Edvard Munch‘ın eserlerinde duygusal yansımalar görmek mümkündür. Ölüm olgusuyla çok erken yaşta tanışan Edvard Munch’un yaşadığı bu durumlar sanatını etkilemiş ve yas sürecini eserlerinde etkili bir şekilde anlatmıştır.

Edvard Munch kimdir?

Kaynak: VisitOSLO

Edvard Munch 1863 yılında Norveç’in Loren kasabasında dünyaya gelmiştir. Sanatçı beş yaşındayken annesi Laura Munch’u tüberküloz nedeniyle kaybetmiştir. Bu kayıp ailede özellikle babasını olumsuz etkilemiştir. Erken yaşta ölümle tanışan Edvard’ın mutsuzluğu, babasının üzüntüsüyle daha da artmıştır. Daha sonra kız kardeşini de aynı hastalıktan kaybeden Edvard Munch’un yaşamı ölüm ve hastalığın hissettirdiği yoğun duygularla geçmiş, sanatçı bu duyguları zamanla eserlerine taşımıştır.

Ekspresyonizmin kurucularından Edvard Munch eserlerinde, hayallerin gerçeklikten uzak görüntüsünü, gerçeklerin görkemli haliyle birleştirmiştir. Sanatçı eserlerinde insanı psikolojik perspektifte ele alarak ölüm duygusu yaşayan insanın ruhsal bunalımlarını anlatır. Bu ruhsal bunalımın ötesinde eserlerde, ölümün ardından insan ruhunda oluşan yıkımla değişime uğramış insanlar görülür. Çalışmalarda genellikle ölen kişi değil ölümün ardından geride kalanların ruh hali yansıtılmaya çalışılmıştır.

Edvard Munch’un eserlerinde sembolizm akımından da izler görülmektedir. Bunun sebebi, sanatçının eserlerinde dış görünüşlerden ziyade iç görünüşlere ve hislere odaklanmasıdır. Sembolist ressamlar; sanatın, dünyayı doğal görünüşüyle temsilinden ziyade hisleri veya fikirleri ön plana çıkarması gerektiğine inanır. Edvard Munch Avusturyalı sanatçı Gustav Klimt ile 20. yüzyılın önde gelen Sembolist ressamlarından kabul edilir. Sanatçı, 1944 yılında memleketi Oslo’nun yakınlarında bulunan bir kasabada vefat etmiştir.

Death in The Sickroom Tablosu

Kaynak: Edward Munch

Edvard Munch, kız kardeşi Sophie’nin ölüm anını resmettiği eserde, bütün aile üyelerini bir arada ama yas ve kederle kendi benliklerine yönelmiş bir şekilde ifade etmiştir. Kendi benliklerine yönelen kişilerin kendi varoluşlarını ve ölümlü hallerini sorguladığı düşünülmektedir. Sophie’yi sırtı dönük sandalyede oturuyorken başında babası dua ediyor şekilde resmeden sanatçının, Sophie’nin yaşamayı çok sevdiğini ve hayatta çok güzel anılar biriktirdiğini ifade ederek veda ettiğini söylemiştir.

Sol arka tarafta kapı pervazının yanında sanatçının kendisini resmettiği düşünülmektedir. Ön planda oturan diğer figür küçük kız kardeşi Laura, başı öne eğik kederli duruşuyla ve kenetli elleriyle derin üzüntü ve çaresizliği temsil etmektedir. Sol ön planda ayakta duran kardeşi Igner bize bitkin bir şekilde bakmaktadır ve kardeşi Andreas sırtı ona dönük durmaktadır. Resimdeki kişilerin ölüm karşısındaki tavırları kaybettikleri yakınları ile aralarındaki ilişkinin yansımasıdır. Soluk yeşil duvar ve siyah çerçeveli resim ise bitkinliğin simgeleridir.

Yas Duygusu

kaynak:inclusionclubhouse.org

Her canlı için yaşamın doğal seyrinde kaçınılmaz bir son olan ölüm, tarihten bu yana bilim ve sanata konu olmuştur. Sevdiği birisinin ölümü sonrasında geri dönülmezliğin etkisiyle üzüntüye kapılan insan, bu durum karşısında derin anlamsızlık ve boşluk içerisinde yas sürecine girer.

Yas, yakınını kaybeden bireyin yaşamının her alanını kaplayan zorlu bir süreçtir. Yas tepkileri; fiziksel, duygusal, bilişsel ve davranışsal alanda farklı biçimlerle görülebilir. Bu tepkiler; kaybedilen kişiye karşı kurulan planlar, istekler ve hayalleri içerir. Bu nedenle yas süreci her birey için özeldir ve tepkiler bireyseldir.

Death In The Sickroom Tablosu ve Yas

Kaynak: Modernist Art History

Edvard Munch, çalışmalarında ölüm ve yas konusunu tekrarlayarak kullanmıştır. Eserde ölen kişinin yüzünü gizleyen sanatçı, yakınlarının ölüm karşısında yaşadığı sarsıntıyı ve psikolojilerini ön plana çıkarmıştır. İç mekan tasviri yapılan çalışmada; oda içerisinde az eşya bulunmaktadır. Duvarlar soluk ve soğuk renklerde, zemin ise turuncu tonlarındadır. Zemin için kullanılan turuncu tonların genellikle melankoli ve hastalıkla ilişkilendirildiği bilinmektedir.

Munch, eserinde ölüm ve yas olgusunun sosyal yönüne de vurgu yapmaktadır. Odada, bir arada bulunan kişilerin ölümü farklı tepkilerle karşıladığı görülmektedir. Kimisi şok ve üzüntü halinde kimisi de tevekkül ve dua içerisindedir. Eserdeki yüzlerin belirsiz hali, yas tutan kişilerin keder ve üzüntüsünü yansıtmaktadır. Her birinin bakışları farklı yöndedir, konuşmazlar ama bir aradadırlar. Yas süreci, bu görüntüde sessiz bir halde dayanışmayı içermektedir.

Hayatı boyunca hastalık ve kayıpların etkisiyle yas konusunu derinlemesine yaşayan sanatçı, eserinde ölümün kederini yansıtmakta ve insanların kendi benliklerine yönelerek varoluşlarını sorgulamasına sebep olmaktadır.

1895 tarihli Death In the Sickroom, Munch ve ailesinin tüberküloz sonucu yaşadığı acıyı şöyle özetliyor:

”Hastalık tüm çocukluğum ve gençliğim boyunca beni takip etti – verem mikrobu kan kırmızısı bayrağını zaferle beyaz mendile koydu- sevdiklerim birer birer öldü. Bir noel gecesi 13 yaşında yatıyordum- ağzımdan kan akıyordu- damarlarımda ateş yükseliyordu- içimde kaygı çığlık atıyordu. Şimdi bir sonraki anda yargının önünde duracaksın- ve sonsuza dek mahkum olacaksın…”

Kaynakça

Zengin, Meral. ”Edvard Munch’un Sanatında Yas Olgusu”. Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dergisi. 1(2015).

Bildik, T. ”Ölüm, Kayıp, Yas ve Patolojik Yas”. Ege Tıp Dergisi 52.4(2013).

”Edvard Munch Kimdir? Hayatı ve Sanatçının Bilinmeyenleri”. Artkolik. Web. 27.07.2024

Özdemir, Çiğdem. ”Ekspresyonist Resimde Figüratif Anlayışlar ve Duygusal Yansımaları: Edvard Munch Örneği”. International Journal Of Social, Humanities and Administrative Sciences. 8.58(2022)

”Edvard Munch ve Resimleri”. edvardmunch.org. Web. 28.07.2024

”Death In the Sickroom, 1895 Edvard Munch” Web. 28.07.2024

Kapak görseli: edvardmunch.org

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.