Sanatta Güzel Kadın Tiplemeleri

Yazı İçindekiler [hide]

Aslı Karadağlı
Aslı Karadağlı
Sanat Tarihçisi, İçerik Üretici.
spot_img
spot_img

Geçmişten bu yana insan içgüdüsel olarak bir yaratım içinde olmuştur. Tarihin derinliklerine indiğimizde, ilkel yaşamın kuvvet verdiği dönemlerden bu güne miras kalan birçok sanat eseri bulunmaktadır. Bu durum sanatın kökenlerinin ilkel çağlara kadar dayandığını göstermektedir. Fakat sanat bulunduğu kültür, zaman dilimi ve coğrafya gibi faktörler ışığında kendi üslubunu oluşturmuştur. Ne Antik Yunan sanatı ile Orta Çağ sanatı birbirine benzer ne de günümüz sanatı diğerlerine. Fakat sanat eserlerine bakışta “güzel” konusu her zaman var olmuştur. Günümüz ve yakın geçmişin sanat eserlerinde güzel kavramı, geçmişe göre çok daha farklı olsa da bir güzel kriteri bulunmaktadır. Peki ya bu güzel kriterinin sınırlarını belirleyen şey nedir?

Antik Yunan’da güzel kavramı ile ilgilenen ilk filozof 6. yüzyılda yaşamış Pytagoras‘tır. Pytagoras, güzel kavramını; uyum, denge, oran-orantı ve simetri gibi kavramlarla ifade etmiştir. Aslında günümüz toplumunda bile güzel olan her şeyin sınırı bu kavramlara bağlıdır. Dolayısıyla güzel kavramı evrimsel sebeplere rahatlıkla dayandırılabilir. Antik Yunan’da güzellik kavramını bu kavramlarla eşleştiren tek filozof Pytagoras değildi. Birçok filozof ve sanatçı aynı düşüyordu. Bu durum da antik sanatın temellerini atmıştır. Sanatçılar, “güzel” sanat eserleri ortaya koymak için bu kriterleri baz almışlardır.

Praksiteles- Knidos Afroditi

Praksiteles‘in yaptığı Afrodit heykeli, güzel kadın ve güzel sanat eserinin yani güzellik  kavramının en eski göstergesidir. Zamanla farklı dönemlerde de göreceğimiz benzer üslup günümüz güzellik algısının dahi temellerini atmıştır. Estetik denilen kavram antik çağda güzelliktir. Güzellik ise Pytagoras’ın ifadesiyle; ”güzel olan her şey uyumdur” şeklinde ifade edilmiştir.

Orta Çağ’da durum biraz daha değişmiştir. Antik dönemin kültür ve sanat ortamını oluşturan güzellik kavramının sınırları, Orta Çağ sanatında yerini sembol, ışık, kutsiyet gibi kavramlara bırakmıştır. Çünkü dönemin güncel durumu sanatçılara rahatlıkla sanat yapabilme imkanı tanımamaktaydı. Katı bir dinin egemen olduğu bu dönemde sanat estetik kaygıdan önce öğretici olmayı amaçlamaktaydı. Çıplak bir şekilde tüm vücut hatları belli olan ideal, güzel kadının Orta Çağ sanatında temsil edilmesi elbette olanaksızdır. Bu durum kültürün sanata etkisini göstermektedir.

Sanatın evrimsel sebeplere dayandırılması konusuna dönecek olursak; antik dönemde sanat alanında oluşturulan ideal kadın formu Rönesans’ta Antikite’ye dönüş ile tekrar karşımıza çıkmaktadır.

Boticelli-Afrodit

Rönesans döneminde Boticelli, Afrodit eserini yaparak yine güzel ve ideal olan kadın formunu tekrar ortaya koymuştur. Praksiteles’in Afrodit’i ile oldukça benzer bir üslupla yapılmıştır. Rönesans sanatı, zaten antik sanata dönmeyi, yeniden aydınlanmayı ifade ettiği için benzer sanat üslupları görülebilir şeklinde düşünülebilir. Fakat 19. yüzyılın akademik sanatında, sanat camiasından bir takım baskılar, ağır eleştiriler varken bile ideal güzel kadın antik sanat ve Rönesans sanatı ile benzerlik taşımaktadır.

Goya-Çıplak Maja

Goya‘nın 19.yüzyılda resmettiği bu eser döneminde mitolojik, tanrısal vasfı olmayan bir kadının çıplak bir şekilde resmedilmesi yönüyle ağır eleştiri almasına karşın geçmiş dönemde Praksiteles ve Boticelli’nin ideal güzel kadın formuna oldukça benzemektedir. Sanat eserlerindeki ideal güzel kadın imgesi yalnızca klasik üsluplarda baş göstermemiştir.

Modigliani-Nü

Daha çağdaş üsluba uygun eserlerde de yine aynı kadın tiplemesini görmekteyiz. Modigliani‘nin eserindeki kadın figürünün belinin özellikle uzun yapılması onun kişisel üslubunu yansıtırken diğer özellikleri Afrodit’lere ve Maja’ya benzemektedir.

Bu durum bizi, evrimsel psikolojinin bir konusu olan bilimsel olarak kanıtlanmış cinsel seçilim konusuna götürmektedir. Geçmişten bu yana bireylerin kendine eş seçerken ele aldığı kriterler içgüdüseldir. Erkeklerin de kadınları beğenmesinde etkili olan vücut hatları geçmişten bugüne gelmiş ve sanat eserlerine de yansımıştır. Dolayısıyla, her şeyde olduğu gibi sanat da evrimin bir parçasıdır. 20. yüzyıl ve günümüz sanatı klasik üsluptan daha uzak olduğu için ideal ve güzel kadın formu başka bir hal almıştır. Bireyselleşmenin yarattığı etki ile toplum ve kültüre etki eden sınırlamalar kaldırılmış, sanat rahatlıkla özgür bir alanda ifade bulmuştur. Yani, ”güzel” kavramının kendisi evrimleşme yoluna girmiştir.

Kaynakça
  1. Dutton Denis, Sanat İçgüdüsü, Ayrıntı Yayınları, 2015.
  2. Maktal Canko Dilek, ”Woman And Beauty In Byzantine Aesthetıcs”, Contemplating Violence Against Women, 2020.

 

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.