Sanat Tarihine Aynadan Yansıyanlar: Resimde Ayna Figürü

spot_img

Antik Çağ’da icat edildikten sonra ayna, sunduğu benlik yansıması ve resmin içine öteki bakışı dahil etme özelliği ile yeni ifade teknikleri arayan sanatçılara ilham kaynağı olmuştur. Sanatçılar aynayı sadece görünenin yansıması olarak kullanmakla kalmayıp aynadan yansıyan görüntüye birçok farklı metaforik anlam katmıştır. Özellikle 15. ve 16. yüzyıl Batı Avrupa eserlerinde görünen ayna tasvirleri toplumların kültür, ahlak, ve inançlarını simgeleyen bir araç olarak kullanılmıştır. Sanatçılar bazen de aynayı resimdeki kişinin ruh hâlini dışa vurmak amacıyla kullanmıştır. Resim sanatında ayna kullanımı, esere hem düşünsel hem de mekânsal derinlik katarak görülmeyeni görünür kılar ve eserin yorumlanışını farklı bir boyuta taşır. Ayna tasvirlerinin kullanıldığı en ünlü sanatçıların en ünlü eserlerinden bazılarını derledik.

1. Jan van Eyck, “Arnolfini’nin Evlenmesi”, 1434, Londra Ulusal Galeri

Van Eyck‘in “Arnolfini’nin Evlenmesi” tablosu, ilk yağlı boya resim olması ve dikey perspektif tekniğinin iç mekânda görüldüğü ilk tablo olmasıyla resim sanatı tarihinin en önemli tablolarından biri olma özelliği taşıyor. Dikey perspektif tekniği, mekânı olduğundan daha büyük göstererek mekâna bir derinlik katmış. Ayrıca Arnolfini ve eşini ön plana çıkarmış ve dini ile evliliği sembolize eden detaylara daha fazla alan yaratmış. Resmin tam merkezinde bulunan dışbükey ayna ise bu derinliği mekânda görülmeyen detayları yansıtarak daha da derinleştirmiştir.

Aynaya yakından bakıldığı zaman odada bulunan ayrıntılara fazlası ekleniyor. Aynaya odada bulunan ama tabloda gösterilmeyen iki kişinin görüntüsü yansıyor. Bu iki kişiden biri, aynanın üzerine Latince “Ioannes De Eyck fuit hic.1434” (Jan van Eyck buradaydı 1434) imzasını atan ressamın kendisidir. Ayna, Erdok’a göre insanın göremediği detayları belirginleştirdiği için tanrının gözünü simgeliyor (Baydar:74). Ayna, dinsel açıdan yorumlandığı zaman, Alfornini’nin evlenmesine tanıklık eden alegorik bir nesne görevi görüyor ve böylece tablodaki din temasını güçlendiriyor.

2. Georges de La Tour, “İki Alevli Magdalene”, 1625-50, Louvre Müzesi

Fransız Barok ressam La Tour, derin gölgelerin ve sıcak tonların bulunduğu bu yağlı boya tablosunda İsa‘nın ilk takipçilerinden biri olan Mary Magdalene‘i elinde bir kafatasıyla ayna karşısında otururken tasvir etmiştir. Magdalene’i birçok kez resmeden sanatçı bu eserinde, mumdan yansıyan ışığı kadını ve resme bakan izleyiciyi aydınlatır şekilde kullanmış ve bir illüzyon yaratmıştır. Magdalene’nin elinde duran kafatası ile aynanın önündeki mum, ölümü ve dünyevi varlıkların geçiciliğini simgeliyor. Mum, fiziksel yaşamı simgelerken mumun aynadaki yansıması görünenin ötesinde dünyevi hayattan sonra ruhani bir hayatın varlığını simgeliyor.

3. Caravaggio, “Narkissos”, 1597, Galleria Nazionale d’Arte Antica

Caravaggio‘nun “Narkissos” eseri, başkalarını sevmediği için kendisine aşık olmakla cezalandırılan ve sudaki yansımasına büyük bir aşkla vurulan mitolojik karakter Narkissos’un hikayesini tasvir ediyor. Bu tabloda ayna yansıması yerine su üzerinde yansıma kullanılmıştır. Bunun sebebi, aynaya yansıyan öznenin görüntüsü ancak özne hareket ettiği zaman kaybolurken ve geriye kalan görüntü hâlâ netliğini korumaya devam ederken su üzerindeki yansımada özne ne kadar sabit kalırsa kalsın herhangi bir dalgalanma sonucunda veya başka bir nedenden dolayı görüntü bozulursa öznenin görüntüsünün kaybolabilme ihtimalidir. Bu eserdeki yansıma, genç görüntüsüne aşık olan Narkissos’un gençliğinin kalıcı olmayacağı şeklinde yorumlanabilir.

4. Diego Velázquez, “Nedimeler”, 1656, Prado Müzesi

Sanat tarihinin en ünlü ve en çok tartışma yaratan yağlı boya tablolarından biri olan Velázquez‘in “Nedimeler” eserinde, arka planda konumlanmasına rağmen aynanın kendisi ve oradan yansıyan İspanya Kralı Ⅳ. Philip ve Kraliçe Mariana hemen göze çarpıyor. Diğer yandan, ressam bu tabloda figürleri öyle konumlandırmıştır ki ayna bir şekilde öne çıkar ancak tabloda seyirciye bakan figürlerin hiçbirinin aynada yansıması da yoktur. Aynanın yansıttığı görüntü hakkında birçok tahmin bulunmaktadır. Bazıları, ressamın önündeki tabloda kral ve kraliçenin bir portresinin bulunduğunu ve bu görüntünün aynaya yansıdığını düşünmektedir. Başka bir kesim ise kral ve kraliçenin yansımasının sembolik olarak konumlandığını öne sürmektedir. Bir diğer düşünce, kral ve kraliçenin gerçekten odada bulunduğunu ve aynanın onları yansıttığı yönündedir ancak bu düşüncelerin doğru bir cevabı yoktur ve sanat dünyasında bu konu hakkındaki tartışmalar günümüzde bile devam etmektedir.

5. Pablo Picasso, “Aynanın Karşısındaki Kız”, 1932, New York Modern Sanat Müzesi

Picasso bu tablosunda birçok tablosuna konu olan genç sevgilisi Marie Therese‘yi aynadaki görüntüsüne bakarken resmetmiştir. Ünlü ressam, tablodaki genç kadının yan profilden görünümünü ve aynadaki yansımasını karşılaştırmış. Marie’yi ve aynadaki yansımasını birbirinden farklı sıcak ve soğuk tonlarla resmetmiş dolayısıyla anlatımda bir zıtlık oluşturmuş. Kendi genç görüntüsünün aksine Marie’nin yansıması daha yaşlı ve çirkindir. Bunun sebebi, Picasso’nun aynayı Marie’nin karamsar iç dünyasını dışa vurmak için kullanmasındandır. Sürrealist akımının ustası böylece Marie’nin görüntüsü yerine Marie’nin görülmeyen tarafını izleyiciye görünür kılmıştır.

6. Paul Delvaux, “Ayna”, 1939

Sürrealist akımın en önemli isimlerinden biri olan Belçikalı ressam Delvaux‘un birçok eseri aynada kendine bakan kadın tasvirlerinden oluşuyor ve “Ayna” isimli tablosu da bunlardan yalnızca biri. Delvaux’un eserinde ayna, görünenden farklı bir yansıma sunuyor. Odadaki kadın yıkık bir odada, şık bir elbisenin içinde otururken yansıması tamamen çıplak ve doğa ile iç içedir. Tablodaki bu yansıma, iki ayrı dünyaya ait iki ayrı kadının tasviri gibi bir anlatı yaratıyor ve esere şiirsel bir boyut katıyor. Kadının eteğindeki kıvrımların aynadaki peyzaj görüntüsü ile sürdürülmesi de yine etkileyici detaylardan biri. Yansımadaki kadının aslında ressamın iç dünyasının bir dışavurumu olduğu düşünülmektedir.

7. Salvador Dali, “from the Back Painting Gala from the Back Eternalized by Six Virtual Corneas Provisionally Reflected by Six Real Mirrors”,1973, Dali Tiyatrosu ve Müzesi

Eserlerinde sürreal imgeler görmeye alışık olduğumuz dahi ressam Dali, sanatına aynayı dahil ederek resme derinlik ve üç boyutluluk katmak istemiştir ve bu amaç doğrultusunda “Altı Gerçek Aynanın Geçici Olarak Yansıttığı Altı Sanal Korne ile Dışsallaştırılan Arka Resim Galasından Dalí” adlı son derece ilgi çekici olan eserini 70’li yaşlarındayken tamamlamıştır. Bu tablosunu yaparken Velázquez’in “Nedimeler” eserinden ilham almış ve hem bir stereoskopik görüntü oluşturarak üçüncü boyuta ulaşmayı denemiş hem de Velázquez gibi kendisini de resme dahil etmiştir.

8. Rene Magritte, “Çoğaltılması Yasaktır”, 1937, Boijmans van Beinungen Müzesi

Magritte‘nin düşlemsel yanları ağır basan tablosunda ayna, resimdeki kişinin yüzünü yansıtmak yerine, diğer eserlerine benzer şekilde yine sırtını yansıtmıştır. Resimde ayna kullanımı böylece, görülmesi gerekeni yani figürün yüzünü yansıtmak yerine görülmemesi gerekeni yansıtarak bir yanılsama yaratmıştır; yansıyan ile yansıtılan da örtüşmemektedir. Ayrıca ayna görsel bir metafor oluşturmuş ve izleyiciye hem bir huzursuzluk ve merak duygusu vermiş hem de gerçeklik kavramını sorgulatmıştır.

9. Francesco Parmigianino, “Self Portrait in a Convex Mirror”, 1524 Avusturya Kunsthistorisches Müzesi

Parmigianino, İtalyan Rönesans sanatçılarındandır ve dönemine damga vuran portre eserler yapmıştır. Sanatçı eserinde, ayna karşısına geçerek oto-portresini resmetmiştir. Esere bakıldığı zaman Parmigianino’nun eli vücuduna oranla daha büyük gözükür. Bunun sebebi ise eserin çizgisel perspektif kurallarına uygun bir şekilde oluşturulmasıdır. Bir diğer deyişle sanatçının eli dış bükey aynaya yakın konumlandığı için daha büyük gözükmüş. Yazıda bahsedilen eserlerden farklı olarak Parmigianino’nun dış bükey aynası, görüneni metaforik anlamlar katmadan olduğu şekilde yansıtmıştır.

Sonuç olarak, farklı sanatsal dönemlerden ve farklı sanatçıların ellerinden çıkmış olan bu yağlı boya eserleri, aynayı bir araç ve metafor olarak kullanarak izleyiciye birçok farklı yorum sunmuştur.

 

Kaynak

BAYDAR, Neşe. “Resim Yüzeyindeki TerslikArt-e Sanat Dergisi 5.9 (2012): 70-84.

Es, Burçin Erdi. “Metafor Olarak Ayna” İdil Sanat ve Dil Dergisi 7.52 (2018): 1473-1479.

Yönsel, Mahpeyker. “Sanatçının Aynası.” International Social Sciences Studies Journal 5:32 (2019): 1745-55.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Yağmurun Sesine En İyi Eşlik Eden Kitaplar

Böyle günlerde kitap okumak yalnızca bir hobi olmaktan çıkıyor ve bir terapi gibi konumlanıyor hayatımızda çünkü bazı hikâyeler içimize işliyor; sessizce, derinden ve iyileştirerek.

Mutlaka Keşfetmeniz Gereken 10 Yabancı Konsept Albüm

Müziğin hikâye anlatan yüzünü keşfet! Rockt'tan rap'e, pop'tan progresife 10 yabancı konsept albüm; her biri duygusal, özgün ve zamansız bir müzik yolculuğu.

İngiliz Edebiyatının En Etkili İlk Cümleleri

İngiliz edebiyatının unutulmaz romanları, ilk cümleleriyle okuru içine çekerek anlatının tonunu ve derinliğini okuyucuya işler.

Genç Agrippina: Erken Roma İmparatorluğu’nun En Etkili Kadını

Iulia Agrippina (Genç Agrippina), hırsı ve zekâsıyla erken imparatorluk döneminin en etkili ve güçlü kadınıydı.

Lorde – Melodrama Albüm İncelemesi : Gecenin Ardından Kalanlar

Şiirsel anlatımıyla bizi teatral bir yolculuğa çıkaran Melodrama'nın albüm incelemesi sizlerle.

Çocuklara Öfke, Üzüntü ve Diğer Yoğun Duygular Nasıl Anlatılır?

Çocuklar duygularını gözlem ve taklit yoluyla öğrenir. Ebeveynlerin farklı yöntemlerle duyguları öğretmesi, farkındalık ve sağlıklı iletişimi güçlendirir.

Korku Sinemasının Kalbinin Attığı Yer: Halloween Film Rehberi

Ölülerle yaşayanlar arasındaki perdenin indiği büyülü gece, günümüzde kostümler, şekerler ve korku filmleriyle kutlanır.

Milli Mücadele’nin Kadınları: Halide Edib’in Eserlerindeki Kahraman Kadınlar

Feminist yazında özellikle öne çıkan Halide Edib Adıvar, eserlerinde kadınları genel olarak eğitimli, idealist, vatan aşığı ve cesur kimseler olarak resmetmiştir.

Sonbaharda Evde Yapılacak Ritüeller

Sonbaharın huzur dolu ritüelleri: kitap okumak, yazmak, tatlı yapmak, yoga yapmak ve çalışmakla hem zihni hem bedeni ısıtan, eve ve kendine dönüş mevsimi.

1923’ten 2025’e: Cumhuriyet Romanında Kadın ve Kimlik

Cumhuriyet romanında kadının kimlik yolculuğu, 1923’ten 2025’e uzanan yüz yıllık süreçte özgürleşme, dönüşüm ve çok seslilikle yeniden tanımlanıyor.

Editor Picks