Sanat Dönemleri Serisi: Rokoko

spot_img

Bu yazıyı, yazarının anlatımı ile dinleyebilirsiniz.

18. yüzyıl Avrupa’sında Rokoko tarzı iç mimaride, resimde ve dekoratif sanatlarda yaygınlaşmıştır. Barok tarzının sertliğine bir tepki olarak Rokoko tarzı uçarı ve oyuncu tarzıyla kendisini öncelikle iç dizayn ve dekoratif çalışmalarda göstermiştir. Süslü ve karmaşık detaylar gibi Barok’un birçok tasarım öğesini alarak zenginlik ve ihtişamı aşırı seviyelere taşıdı. Barok döneminin yüksek duygularını ve dini dramasını bir kenara bırakan Rokoko, daha şehvetli ve coşkulu ögeleri tercih etti. Artık Barok’un muhteşem salonlarındaki büyük balolar değil; özel hayatın, kırlardaki baş başa, aşkla ilgili anları tercih ediliyordu.

Rokoko ve Barok Arasındaki Farklar

Rokoko mimarisi, daha gösterişli ve ciddi olan Barok mimarisinin daha hafif, zarif ama aynı zamanda daha özenli ve detaylı bir versiyonuydu. Tarzlar benzer olsa da, hem Rokoko hem de Barok mimarisi arasında simetri gibi bazı önemli farklılıklar vardır; Rokoko, formların asimetrisini vurgularken, Barok ise bunun tam tersiydi.

Barok daha ciddiydi, dine vurgu yapıyordu ve genellikle Hristiyan temalarıyla karakterize edildi (Barok, Protestan Reformuna bir yanıt olarak Roma’da başladı). Rokoko mimarisi ise, daha hafif yürekli ve şakacı temalarla karakterize edilen Barok’un 18. yüzyıldan daha laik bir uyarlamasıydı. Rokoko mimari tarzına ait diğer unsurlar arasında çok sayıda kavis ve süslemelerin yanı sıra soluk renklerin kullanımı da yer almaktadır.

Çağın Özellikleri

Bu dönem aynı zamanda burjuva adlı sınıfın oluştuğu bir dönemken bir yandan da dini inançların sorgulandığı, akıl ve rasyonaliteye önem verilen bir dönemdi. Bu çeşitlenmeye mistik bir dindarlık da dahil olmuştu. Bu fikirlerin eşliğinde çağ; Voltaire’in hür düşüncesini, Bach’ın dini müziğini, Watteau’nun aşk şölenleriyle ilgili resimlerini, porselenden çıplak kadın heykellerini paylaşıyordu.

Salon’ kavramı, oturma odasını aristokrasinin konukları eğlendirmek ve entelektüel sohbete katılmak için merkezi bir alana dönüştüren bir Aydınlanma dönemi idealidir. Bir kişinin mimari çevresinin bir yaşam tarzını teşvik etmesi veya kişinin değerlerini yansıtması gerektiği fikri, zamanın felsefesiydi. Fransızcada salon, yaşama alanı olarak kabul edilirken Rokoko salonları bu tarzla tasarlanan ana odalara karşılık gelir.

Rokoko olarak adlandırılan dönemde aşk ilk kez sanatın konusu olmuştur denilebilir. Bu dönemin sanatçıları aşık çiftlerin kırlarda, kuş sesleri arasında, gizli köşelerdeki aşklarını resmetmişlerdi. Ziyafetler, bayramlar başlıca konulardır. Zevk ve hayatın tadını çıkarma, esastı ve hiçbir dönemde böyle bir şey görülmemişti. İşte bu hayatın gerekli süsünü Rokoko sanatçıları yaratıyordu. Duvarlar, tavanlar, bahçeler; eğlenceyi, sevişmeyi, zevki kışkırtan bir renkliliğe bürünüyordu.

1720-1760 yıllarında yaygınlaşmış olan bu süs anlayışı, Avrupa’nın merkezi idare olarak en zengin ve müsrif olduğu dönemi kapsar. Bu çağda Avrupa’da, birçok karşıt görüşler çarpışıyordu. Rokoko sanatını benimseyen merkezi yönetimin asilleri, neşeli bir zerafeti, aşk hayatının heyecanını konu edinen biçimlendirmeyi seviyorlardı.

Asimetrik Kavisler

Rokoko dekoratif sanatları genellikle karmaşık, asimetrik formları içerir. Yılan gibi silüetler doğal olarak natüralist ama abartılı ve karmaşık tablolar ve göz alıcı şamdanlar gibi bir çok nesnede bulunur.

Doğadan Esinlenilen Motifler

Bu organik ancak gösterişli tasarımların çoğu, özellikle deniz kabukları, dalgalar ve denizle ilgili diğer motifler olmak üzere doğadan ilham almıştır.

Jean-Antoine Watteau (1684–1721)

Antoine Watteau, ilk büyük Rokoko ressamı olarak kabul edilmektedir. Francois Boucher ve Jean-Honore Fragonard gibi daha sonraki Rokoko ressamların çalışmalarına etki etmiştir. Watteau, rüya gibi bir atmosfer ve genellikle gençlik ve aşk etrafında dönen temaların tasviri ile tanınır. Watteau, teatral bir havayla dolu pastoral ve pastoral çekicilik sahneleri olan ‘fêtes galantes‘ türünü yaratmasıyla tanınır.

Fêtes galantes; balo elbisesi veya maskeli balo kostümleri içindeki figürlerin yeşil açık alan ortamlarında eğlenenlerin resmedildiği bir türdür. Watteau 1717’de Fransız akademisine katılmak için başvurduğunda, eserleri için uygun bir kategori yoktu, bu yüzden akademi başvurusunu kabul etmek için bir tür yarattı.

Jean-Antoine Watteau, Fête Galante in a Wooded Landscape
Jean-Antoine Watteau, Embarkation for Cythera, 1717 (Çuha Adasına Yolculuk)
Jean-Honore Fragonard

18. yüzyıl’da Fragonard aktif olarak geçen 40 yıllık bir süreç içerisinde, 550 adet çalışmasıyla en verimli sanatçılar arasında kabul edilmekteydi. Aristokratlar arasında Fragonard, müstehcen, cinsel ve erotik portreler yapmasıyla tanınsa da bunlar hiçbir zaman kaba ya da görgüsüzce olmadı. Her ne kadar aşıkların aklı havada görünüşlerini resmedişiyle tanınsa da, sanatçı bu döneme yönelik eserler yaptığı dönemden koparak neo-klasik tarzı benimseyene dek hiç evlenmedi.

Jean-Honore Fragonard, The Swing, 1767

Resim, salıncakta sallanan zarif bir genç kadını tasvir etmekte. Gülümseyen genç bir adam, solda çalıların arasında saklanır, elinde şapkayla genç kadını işaret ederek onu izlemektedir. Sağdaki gölgeler arasında neredeyse gizlenmiş, gülümseyen yaşlı bir adam, bir çift halatla salıncağı itmekte. Genç bayan sallanırken sol bacağını yukarı kaldırarak zarif ayakkabısının ayağından çıkarak uçmasına izin verir.

Jean-Honore Fragonard, Blind Man’s Bluff, 1750–1752, Toledo Müzesi, Ohio
Francois Boucher

Francois Boucher, Watteau’nun arkasından Rokoko resminin ustası oldu. Çalışmaları, biraz daha muzip ve düşündürücü bir tonla olsa da, Rokoko özelliklerinin çoğunu örnekler.

Boucher kariyerinde iyi tanınıyordu ve 1765’te Kral Louis XV’in saray ressamı oldu. Adı, patronu Madame de Pompadour’unkiyle birlikte, Fransız Rokoko stiliyle eş anlamlı hale gelmişti.

François Boucher, L’Odalisque Brune 1743

L’Odalisque Brune, kralın evlilik dışı ilişkilerini resmettiği iddia edildiği için özellikle tartışmalıydı.

Marquise de Pompadour, 1756

François Boucher tarafından 1756’da yapılmış olan Madame de Pompadour’un bu portresi, Rokoko Döneminde süsleme ve aksesuarlarda hakim olan zevki göstermektedir. Kıyafetler ve aksesuarlar ne kadar abartılı olursa gösterişi de o kadar fazla olurdu. Saten kumaş üzerine canlı renklerle işlenmiş çiçek motifleri, kollardaki tül detayları, boyundaki fiyonk bağ ile desteklenmiş kabarık saç modelleri ve saçtaki aksesuarlar, dönemin büyük ihtişamının göstergesiydi.

Kaynakça:

Toklucu, Kadriye. ”Barok ve Rokoko Dönemlerinin Modaya Etkileri”.2015. Yöktez. Erişim Tarihi: 18 Ağustos 2021

www.istanbulsanatevi.com

www.mymodernmet.com/rococo-art/

https://www.sartle.com/blog/post/art-history-reader-rococo

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Valide-i Muazzama : Mahpeyker Kösem Sultan

Naib-i saltanat unvanıyla Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 30 yıl yöneten Mahpeyker Kösem Sultan, attığı adımlarla hanedanın kaderine yön vermiştir.

Hafıza Mekanları: Anıtların Psikolojik ve Toplumsal Etkileri

Anıtlar, toplumsal hafızayı korur ve kimliğimizi inşa eder. Kolektif hafıza ve kültürel aktarımın dönüştürücü gücüdür.

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Shirley Jackson’ın Amerikan Gotik Edebiyatındaki Yeri

Shirley Jackson, Amerikan gotiğine modern bir ses getirmiş ve kalıcı bir iz bırakmıştır.

Amerikan Edebiyatında 4 Yalnız Kahraman

Amerikan edebiyat tarihinin en önemli temsilcileri haline gelmiş kahramanlarımızın ne kadar soyutlanmış bireyler olduğunu farketmiş miydiniz?

Editor Picks