Sanat Dönemleri Serisi: Land Art

spot_img

Muhtemelen adını duyduğunuzda ne olduğunu tam olarak anlayamadığınız, ancak etrafınızda sıkça gördüğünüz bir sanat Land Art veya Arazi Sanatı. Bazen yaz tatilinizde bir kumsalda, bazen ormanda koşarken, etrafta üst üste özenle dizili taşlarda görebilirsiniz bu sanatı. Hatta bunu; bilerek veya bilmeden kendiniz bile yapmış olabilirsiniz. İşte doğanın sonsuz kaynaklarını kullanarak, ekstra bir kil veya bir fırça gerekmeden yapılan bir sanat arazi sanatı. Birlikte inceleyelim!

Dünya’nın sonsuz güzelliklerde, çeşitli yerlerinde, farklı manzaralar bulunuyor. Günlük yaşamınızda, masanızda çalışırken; hayatta sizi zincirleyen ne varsa, manzaraya bakarak keşfediyor ve onlardan kurtulmuş hissediyorsunuz.. Her şeyin güzelliğine, ihtişamına ve akıl almaz enginliğine hayran kalıyorsunuz.

İnsanoğlunun her zaman manzarayı kontrol etme güdüsü ve yeteneği vardır. Ancak bu durum dramatik bir şekilde başarısızdır. Doğanın inanılmaz gücü ve ihtişamına sanatı ortak etme dürtüsünü kim koyabilir ki? Tabii ki insanoğlu.. Land Art ya da Arazi Sanatı işte tam olarak böyle bir güdü ile ortaya çıkmıştır. En üzücü tarafı ise tüm eserlerin günümüze ulaşmamış olmasıdır.

Ana Mendieta / ‘İsimsiz’ (Silueta) / Meksika / 1973

Sanatın genellikle kapalı alanlara, müzelere, galerilere, evlerimize ve bir araya geldiğimiz hemen her yere ait olduğunu düşünme eğilimindeyiz. Tabii ki farklı yerlerde sokaklarda, heykeller ve duvar resimleri bulunuyor. Fakat sanki bir zorunlulukmuş gibi; sanat eserleri betonlara, levhalara işlenmiş, süslü bir binanın yanına iliştirilmiş veya harika bir peyzaja sahip bir parkın içine yerleştirilmiş, durum böyle olunca itibarını yitirmiş oluyor..

Land Art Nedir?

Arazi sanatı; bir yerin özelliklerine, jeolojisine, mülkiyetine, tarihine ve bugününe dikkat ederek bir sanat akımı başlatmıştır. Böylece toprak ile çalışmanın yepyeni bir yolunu açmıştır. Arazi sanatı size nerede olduğunuzu devamlı olarak hatırlatır. Çevre koşullarından son derece etkilenir. Bu durumda sık sık çevresinde dolaşmak ve tekrar ziyaret etmek zorunda kalırsınız. Bu durum peyzaj mimarı olduğunuzda da böyledir ve en zevkli yanı; ürettiğiniz projenin büyüdüğüne, geliştiğine, meyve verdiğine hatta gölgesinde çocukların koşuşturduğuna şahit olmanızdır. Tam bu noktada mimarlık, sanat ve peyzaj; toprak sanatı ile doğrudan bağlantılıdır.

Land art olarak bilinen, Türkçe karşılığı ‘arazi sanatı‘ olan bu sanat akımı 1960’lı yıllarda ABD’de doğmuştur. Ancak arazi üzerinde yapılan bir sanat olduğunu düşündüğümüzde bu çok doğru değildir. İnsanoğlu var olduğundan beri bilerek veya bilmeden bu sanat yapılıyor olabilir. Bu sanatın bir akım haline gelmesi ve sanat hareketi olarak adlandırılması 1960 yıllarında oldu demek daha doğru olabilir. Çevresel baskılardan çok fazla etkilenen ve bir şekilde birçok sanatçıyı, sanat yapmaya yönelten sanatsal bir harekettir. 1960’lı yıllar ile sayısı giderek artan sanatçı, sanatını sorgulamaya başladı ve şehirlerini terk ederek dünyada bir şeyler yapmaya başladı. İnsanlar bu işleri toprak sanatı, toprak işleri, çevre sanatı ve arazi sanatı olarak adlandırmaya başladılar. Kesinlikle bir arada yapılan ve organize olunan bir sanat değildi. Ancak göze çarpan, ses getiren ve adından söz ettiren sanat olduğu kesindi. Tarih öncesi çağlardan beri insanlar doğa üzerinde çeşitli dramatik izler bırakırlar. Yüzyıllar boyu çizgiler çekmiş, tepeler oluşturmuş, devasa geometrik toprak işleri yaparak bölgeye özgü eserler yapmışlardır.

Keops’un Ufku /  MÖ 2580-2560

Land Art Nasıl Yapılır?

Land art; manzaranın içine yapılan, manzarayı içeren sanat veya doğadan toplanan malzemelerden yapılan sanat olarak tanımlanabilir. Bu sanatı yapmak için çevrenizde gördüğünüz ve doğaya ait olan tüm her şeyi kullanabilirsiniz. Bu bazen yeryüzü, güneş ışığı, bazen bir çimen, kokusu etrafı saran bir ağaç, taş, toprak, bir çakıl taşı veya kaya olabilir. Tamamen doğal olan bu malzemeler ile araziyi şekillendiriyor iseniz land art ortaya çıkmış demektir. Arazi sanatı sanatçıyı özgür kılan, kalıplara sokmayan ve çok fazla hatta hiç maddi destek istemeyen özgürlükçü bir sanattır. Doğayı görünür kılmayı hedefler. İnsanların doğaya bu kadar acımasız davrandığı, karmaşık ilişkimizi bize düşünme fırsatı veren bir kara sanatıdır.

Antony Gormley / Exposure / 2010 / Materyal: Galvanizli çelik ve beton

Land art oldukça avangart bir akım. Bazı kişilerin gözünde gelip geçici bir sanat ve erişilmesi zor olarak görünebilir. Ancak içinde bulunduğu dönemi, dönemin zorluklarını ve bize bahşedilen doğayı gelişen teknolojilere karşı nasıl koruyabileceğimiz hakkında bizi bilinçlendirir. Kapitalist düşüncelere de aykırıdır. Land art eserini satın alamaz, evinize koyamazsınız. Sanki tüm dünya sizin atölyenizdir ve her yerde eserinizi sergileyebilirsiniz. Bu noktada kapitalizm ile çatışır. Oysa arazi sanatının amacı, insan ile doğa ilişkisini güçlendirmek ve sorunlara dikkat çekmektir..

Robert Smithson

Yirminci yüzyılın ortalarında teknolojik gelişmeler hız kesmeden devam ederken, bazı sanatçılar bu durumdan rahatsız olmuşlardır. Doğanın yok sayılmasına ve hızla kirlenmesine dikkat çekmek istemişlerdir. Çevre kirliliği, teknoloji ve kapitalizm olayları sonrasında ortaya çıkan land art sanat hareketinin öncüsü Robert Smithson olarak bilinir. Robert Smithson henüz otuz beş yaşında bir arazi sanatı projesi için Teksas’ta uçak kazasında yaşamını yitirmiştir. Kısa yaşamına rağmen çok fazla genç sanatçıya örnek ve ilham olmuştu. Smithson bilim kurgu yazarı, eleştirmen ve kolaj sanatçısıydı. Heykel sanatına merak sarmış ve arazi üzerinde sanatını icra etmek ona özgürlük vermişti. En önemli land art eserlerinden biri olan Spiral Jetty, 1970 yılında Utah‘ta bulunan Büyük Tuz Gölü’nün kuzeydoğu kıyısında Rozel Point yarımadasında yer alıyor.

Robert Smithson / Spiral Jetty / 1970 / Utah – Sarmal Dalgakıran

Endüstriyel atık alanında bulunan bu eserinde yaklaşık altı bin ton siyah bazalt kaya ve toprak kullanmıştır. 1959 yılında Güney Pasifik Demiryolu tarafından Smithson‘ın sanatını yaptığı yerde tatlı su kaynakları kesilmişti. Hem bu nedenle hem de alglerin ve gölün tuz miktarına göre değişen oranlarda kayalarından etkilenmesinden; suyun renginde mor ve kırmızı karışımından oluşan bir renk görüntüsü ortaya çıkmıştı. Bilim kurgu seven Robert bu renklerin kombinasyonunu beğendi ve böylece bu yeri tercih etti. Bölgeye özgü tamamen doğal malzemeler ile dikkatleri çevre kirliliğine çekmek istedi. Ancak sular yükselince eseri kaybolmuştu. 2002 yılında sular çekilince tekrar görülmüştür. Eserinde fütüristik görüntü olsa da yaptığı bu kıvrımlı parça sanki ilkel bir sembolü andırıyor.

Richard Long

Richard Long; onu diğer land art sanatçılarından ayıran en önemli unsur tamamen kendi imkanları ile makinelere ve iş gücüne ihtiyacı olmadan eserini üretmesidir. Bu yönü ile daha nazik ve romantik olarak tanımlanabilir. Gösterişli olmayan, doğanın kendi rüzgarı ile bazen doğal bir çamurdan oluşan, doğaya kibarca yaklaşımı Long’u diğerlerinden farklı kılmıştır.

A line made by walking / 1967 / Richard Long – Yürüyerek Yapılmış Bir Çizgi

Sanatçı ilk eserini yeşillikler içerisinde bir alanda yapmıştır. Bu alan üzerinde güneşte yürüyerek, ezilmiş olan çimenlere dikkat çekmiş ve güneş ezilen çimenlere yansıdığında onları fotoğraflamıştır. Long ilk eserinden sonra “İş bir sezgi yolu ile ortaya çıktı. Yaptıktan sonra bunun bir yolculuğun başlangıcı, bir yaşam çizgisi olabileceğini fark ettim. Doğanın gerçekliği ve alanı ile ilişki kurmanın fiziksel ve entelektüel açıdan en tatmin edici ve iddialı bir yol olduğunu anladım.Richard Long; bu sanata daha felsefi bir açı ile yaklaşıyor, dünyayı ve yeryüzünü ruhsal olarak özümseyerek bize yansıtıyor. Buradan içsel güdülerinin doğa ile buluştuğunu, böylece sanatı ile doyum noktasına ulaştığını anlayabiliriz.

Nancy Holt

Nancy Holt; Güneş Tünellerinin yaratıcısıdır. Farklı bir bakış açısı ile yaptığı sanatında, eserini doğaya empoze etmek yerine doğayı vurgulamayı tercih etmişti. Bu yönü ile bakıldığında belki de eşi ile birlikte akımın öncüleri olabilirler.

Nancy Holt / A Preparatory Drawing of Sun Tunnels

Holt’un Utah’ta bulunan güneş tünelleri ziyaretçilerinin adeta uçsuz bucaksız oluşunu deneyimlemesine izin veriyor. Eser çapraz olarak yaklaşık yirmi altı metre uzunluğundadır. Tünellere açılan deliklerin çapları ise 18 cm’dir. Dört beton tünelden oluşan bu eser; yaz ve kış mevsimlerinde güneşin doğuşu ve batışı ile aynı hizada, büyük ve aralarında boşluklar olan X işareti şeklinde yapılmıştır. Bu evrende bulunan dört takım yıldızını temsil ediyor. Takım yıldızları isimleri Draco(Ejderha), Perseus(Kahraman), Columba(Güvercin), Capricorn(Oğlak) olarak biliniyor. Tünellerin içerisinde bulunan deliklerle sanki evren ile bir bağlantı sağlıyormuşsunuz hissine kapılıyor ve aynı zamanda ışığın gölgeleri ile bunu hissediyorsunuz.

Nancy Holt / Sun Tunnels / 1973–76 / Great Basin Desert in northwestern Utah
Nancy Holt / Sun Tunnels / 1973–76

Bunun yanında pek çok insan bu görsel şöleni unutulmaz kılmak için fotoğraf makineleri ve kameraları ile arazide çeşitli çekimler yapıyor. Bu resimler çeşitli galerilerde sergileniyor ve ulaşamayan insanların tünelleri görmesine olanak sağlanıyor.

Land art akımını her zaman yerinde görmeniz mümkün değildir. Çevresel faktörlerden, iklim olaylarından, doğal afetlerden hatta bazen etkili bir rüzgardan etkilenebilir ve yok olabilirler. Bu noktada fotoğraf makinalarına ve videolara ihtiyaç duyan bir sanattır. Land art akımından etkilenen ve bu sanatı icra eden sanatçı sayısı oldukça fazladır. Arazi sanatı temsilcilerinden; Ana Mediante bedeni üzerinden fiziksel ve ruhsal güdüleri ile çevresel sorunlara dikkat çekmiş, Dennis Oppenheim iklim sorunlarına, Alan Sonfist land art sanatının sadece çöllerde değil, aynı zamanda medeniyette bir şehrin ortasında olduğunu kanıtlamak ve şehirli insanları doğal mirasına sahip çıkmasını sağlamak için Time Landscape(Zaman Peyzajı) isimli çalışma yapmıştır. Akımın önemli sanatçıları arasında Walter De Maria, Mary Miss, Michael Singer, Mel Chin, James Turrell, Christian Phillip Müller, Hamish Fulton ve Andy Goldsworthy yer alıyor. Yıllar boyunca sanatçılar çeşitli yöntemler ile çevresel sorunlara dikkat çekmek istemişler ve geçici olabilecek eserleri kalıcı hale getirmeyi başarmışlardır.

 

Dennis Oppenheim / One Hour Run / 1968
Alan Sonfist – Time Landscape

Ülkemizde land art sanatını temsil eden isimler arasında; Varol Topaç, Mehmet Ali Uysal, Yücel Dönmez, Tamer Serbay, Mehmet Kavukçu ve Ayşe Erkmen gibi değerli sanatçılar bulunmaktadır. Sanatçılarımızın eserleri sadece ülkemizde değil, yurt dışında çeşitli ülkelerde de sergilenmektedir.

Ayşe Erkmen / Su Üzerinde (On the water) / 2017 / Skulptur Projekte 2017

 

Varol Topaç / Yuvarlanan ağaçlar / South Korea / 2006

 

Mehmet Ali Uysal / Skin 2 / 2010 / Belçika

Bizler doğanın bir parçası mıyız yoksa ondan tamamen ayrı mıyız? Doğaya biz mi şekil veriyoruz, yoksa o mu bizi şekillendiriyor? Ne tür yapılar inşa etmek ve sistemler kurmak istiyoruz? Sizce Dünya’da yaşamanın doğru yolu nedir? Bu sorulara cevap ararken, doğa sanatını deneyimlemeyi lütfen unutmayın.

 

Kaynakça
  • Öne Çıkan Görsel Sun Tunnels
  • Lanzani, Lorenzo Francesco – “Land Art “
  • Landscape Opportunıty? “Land Art as a new form of”
  • Sanatta Modernist İdeolojinin Reddi ve Ekolojist Bir Yaklaşım Olan Land Art Bağlamında İki Sanatçının Karşılaştırılması; Richard Long ve Michael Heizer”, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Dergisi.
  • Arkitera.com
  • Piartworks
  • 1960 Sonrası Sanat: Akımlar, Eğilimler, Gruplar, Sanatçılar. İstanbul: Kabalcı Yayınevi,1997.
  • Jansa, Nika “Landscape Artists: Between Land, Art And Landscape Architecture”, 2011.
spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

5 Maddede Cage the Elephant’ı Tanıyalım

Cage the Elephant, farklı türlerde birçok şarkı yaparak büyük beğeni toplamış başarılı bir grup.

İstanbul’un En Güzel Kafeleri: Kitap, Kahve ve Yağmur Keyfi

İstanbul’un sonbahar atmosferine eşlik eden, kitapla kahvenin buluştuğu en güzel kafeleri derledik.

Downtown Girl Estetiği: Şehrin Ruhunu Yansıtan Moda Akımı

Downtown Girl estetiği: Özgürlüğü takip edenlerin ve sonbaharın ruhuyla bağlananların temsilî.

Şirvanşahlar: Demir Kapı’nın Muhafızları

Şirvanşahlar Devleti, Azerbaycan ve Kafkasya’da yüzyıllar boyunca hüküm süren İranî ve Türk etkilerini harmanlayan köklü bir hanedanlık mirasıdır.

Enter the Void Film İncelemesi: Noé’nin Neon Tokyo’su

Tartışmalı yönetmen Gaspar Noé, Enter The Void ile izleyiciyi Tokyo’nun neon ışıkları ve dar sokakları arasında ruhsal bir yolculuğa çıkarır.

Aşk Zamanı Filmi: Hafızanın Yarattığı Geçmiş

Aşk Zamanı; hafızanın, deneyim ve arzular eşliğinde en baştan inşa ettiği geçmişin izini sürüyor. Toplumsal normların dayattığı yaşantının yeni özel alanlarını açığa çıkarıyor.

Ters Yüz Karakterleri Hangi Kitapları Önerirdi?

Riley'in duyguları, Ters Yüz ile ekranlara taşındı. İç dünyamıza rehberlik eden bu karakterlerin sizler için hazırladığı kitap listesini inceleyin!

KPop Demon Hunters Fırtınası: HUNTR/X ve Saja Boys

Müzik ve savaşı aynı hikâyede buluşturan Kpop Demon Hunters, 2025'e damgasını vururken izleyiciye hangi temel mesajı iletiyor?

“Cadılar Mutfağı” Tablo İncelemesi: Ötekileştirmenin Görsel Hafızası

Frans II Francken’in Cadılar Mutfağı tablosu, cadı avı döneminin toplumsal korkularını, kadınlık temsillerini ve şeytan imgelerini çarpıcı biçimde yansıtıyor.

Sonbahar Ruhunu İliklerimize Kadar İşleyen 13 Şarkı

Yazı geride bırakıp sonbaharın derinlerine inerken sonbahar havasını yansıtan 13 şarkıyı sizler için derledik!

Editor Picks