Sanat Dönemleri Serisi: Empresyonizm Sanatı

spot_img

Empresyonizm (İzlenimcilik) Nedir?

Işığın ve renklerin dans ettiği empresyonist sanat, alışılagelmişin dışında bir duruşla tepki çekmiş olsa da sanat dünyasında bir devrim yaratmayı başardı. Büyüleyici eserlerin bulunduğu bu sanat akımının tohumları, ilk olarak Paris’te yeşermeye başladı. Kendinden önceki tüm sanat anlayışlarına bir çizgi çeken ‘Empresyonizm’ kendinden sonraki dönemler için de bir ilham kaynağı olacaktı. Yalnızca teknik ve uygulamadaki farklarıyla değil, teorik ve benimsediği düşünce ile de döneminde büyük bir ivme kazandı.

Yeterince kusursuz, yeterince ayrıntılı, yeterince gerçekçi olmak sanat olmak için gerçekten yeterli miydi? Empresyonist sanatçılara göre; sanatın kısası gerçeğe ulaşmak değil, önemli olan sanatın hissettirdiği duygudur. Resme bakan bir kişi gerçeği değil, içerisinde barındırdığı izlenimi görebilmelidir. Esas olan manzarada ağacın nerede durduğu, portrede yüzün ne kadar orantılı olduğu olmamalıydı. Fotoğraf makinesinin icadı ile bu düşünceler daha da körüklendi. Çok fazla eleştirilen ve karşı çıkılan bir akımdı fakat büyük bir  sanat devriminin kolay yaşanması mümkün değildir. Kalıpları aşmak ve tanımları değiştirmek, sancılı bir hazmetme dönemiyle gerçekleşebildi.

 

Empresyonist sanat akımının benimsediği teknik püf noktaları

Bu dönemin sanatçıları atölyelerinden çıktılar ve gerçek dünyayla bütünleşerek çalıştılar. Doğa ve manzara resimleri ile yükselişe geçilen bu dönemde, direkt olarak manzaraya bakmak ve hızlıca yakalanmış anlar çok önemlidir. Güneş ışığının o sırada dünyaya nasıl vurduğu, renklerin bu ışık ile nasıl parladığını geçirebilmek püf noktalarındandır. Kalın ve hızlı hızlı çalışılmış fırça darbeleri, ayrıntısız bir resim ortaya çıkarıyor ancak bu resimlerin amacı gün boyunca değişen renkler, mevsimler boyunca farklılaşan dünyayı yansıtmaktır. Emperyonist sanat akımından etkilenen sanatçıların eserleri, zamanla çok sevilerek pek çok sanatçı için yol gösterici olmuştur. Teknik açıdan kusurlu sayılmaktan çok hissi görülmeye başlanmıştır. Karanlık renk tonları yerine daha aydınlık renkler tercih edilmeye başlandığı bir dönemdir.

 

Akımın Önemli Temsilcileri

Claude Monet

empresyonist, izleenimci sanat akımına adını veren eser
Claude Monet, İzlenim, Gün Doğumu, (1872) Marmottan Monet Museum, Paris ‘Wikimedia’

Döneme adını koymasıyla Monet, ‘İzlenim, Gün Doğumu’ (Impression, soleil levant) adlı tablosuyla bilinir. Bu tablo ilk kez Paris’te 1874 yılında La Salon Galerisi’nde gerçekleşen bir sergide yer almıştır. Bu sergi, empresyonist yani izlenimcilik akımına ait ilk sergidir. Sanatçılar, doğanın anlık izlenimlerini tuvallere aktardılar. Le Havre limanının tasvir edildiği tabloda, doğanın değişen ışık ve renkleri yakalanarak güneşin doğduğu an yer almaktadır. Renkler gün ışığının etkisinde kullanılmış ve güneş oldukça küçük resmedilerek uzak bir mesafeden çok canlı bir turuncu ile görülmektedir. Belli belirsiz yansımalar, kalın ve düzensiz görünen fırça darbeleri realistik teknikten uzak fakat oldukça etkileyici görünüyor. Deniz ve gökyüzü birleşiyor ve gün doğarken sisli, parlak bir an yakalanıyor.

Edgar Degas

Edgar Degas, Bale Sınıfı (1874) ‘Metropolitan Sanat Müzesi, New York, ABD’ Wikimedia

Edgar Degas’ın Bale Sınıfı tablosu, izlenimci ressamların pek kullanmadığı alanlardan ilhamını almıştır. Modern sanattan ve sahneden beslenmek tepki uyandırsa da sergide bu tablo dikkatleri üzerine çekmiştir. Tekin açıdan ve renklerin birbirine girmesiyle empresyonizm sanatına çok yakışan bu resimde farklı olarak çok fazla silüet bulunuyor. Bu silüetler Edgar Degas’a özgü bir biçimde çok kusursuz resmedilmiştirler. Bale sınıfında yer alan öğrencilerin anlık hareketleri ve yoğun bir anı adeta durdurmuş gibidir.

Camille Pissarro 

“Camille Pissarro, Boulevard Montmartre, Afternoon Sun (1897)” ‘The National Gallery, London’ Wikimedia

Montmartre Bulvarı, Pissarro tarafından defalarca resmedilmiş bir bulvardır. Bu resimlerin her biri birbirine benzese de her biri farklı bir duyguyu , farklı bir izlenimi göstermektedir. Güneş ışığında ve gece sokak lambaları ile resmedilmiş ve hatta farklı mevsimlerde de tekrar Pisarro tarafından yorumlanmıştır. Perspektifinin zorluğu ve kalabalık bir bulvarda hızlı bir an yakalamasıyla üzerine çok konuşulan tablolardan bir tanesidir.

Türk Empresyonist Sanatçılar

İbrahim Çallı

İbrahim Çallı, Atatürk ‘Kültüristanbul’

Çallı portre resimlerinde çok yetenekli bir sanatçıdır. Döneminde kadın portreleri yapması ile öncü olmuştur. Modern resim anlayışını sanatta yaygınlaştırmak isteyen Çallı, naif ve sıcak pembe resimleri ile çok fazla beğeni toplamıştır. Kendisinin bu konudaki yeteneği ve kurtuluş savaşı dönemi resimleriyle de o dönem Atatürk’ün ilgisini çekmiş bir sanatçıdır. Atatürk, İbrahim Çallı’yı bizzat davet edip portresini çizdirmiştir. Bu porte çalışmasında da izlenimci anlayışına uygun fırça teknikleri görülmektedir.

Nazmi Ziya Güran

Manzara Langa Bostanı (1934) Ankara Resim Heykel Müzesi

Nazmi Ziya Güran Anadoluyu tanıtmak için resimler yapmakla görevlendirilmiş bir sanatçıdır. Paris’te yaşadığı dönemde, oradaki sanatçılar ve tekniklerinden etkilenmiştir. En belirgin özelliği ise peyzaj resimlerine tercih ettiği parlak, canlı renkleridir. Empresyonist estetiğini Türkiye’de tanıtan bir sanatçı olmasının yanı sıra bu akımı kusursuzca işleyenlerden bir tanesidir. Doygun renkler ile İstanbul’un anlık atmosferini yansıttığı resimleri olduğu gibi birçok farklı şehirden peyzaj resimleri de bulunmaktadır. Güran, eserlerinde ideolojik bir duruşu aşılamaktan geri durmamıştır. Modern unsurları ve peyzajda silikleşen gerçek dünyaya ait unsurları korkusuzca kullanmıştır. Renk seçkisi ile Langa Bostanı tablosu oldukça özel bir tablosudur.

 


Kaynakça

İbrahim Çallı Salonu-izlenimci ve sembolist eğilimler broşürü, Ankara Resim ve Heykel Müzesi, 01.03.2024 web

Onur, Ömer Oytun. “DESEN-HEYKEL İLİŞKİSİNİN EDGAR DEGAS ÖRNEĞİ ÜZERİNDEN İNCELENMESİ” web

Dede, Bayram. “GELENEKSEL SANATIN YENİDEN DİZAYNI EMPRESYONİZM” web

Yaşamından Notlar ve Eserleriyle İbrahim Çallı, kültüristanbul, 01.03.2024 web

 

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.