Sanatın Yolculuğu: Art Povera (Yoksul Sanat)

spot_img

İnsanlığın gelişimiyle beraber sanatta bir paralel doğrultusunda gelişmiş ve çeşitli değişimler geçirmiştir. İnsanlarda bu değişim ve gelişmelerin hem sebebi olmuş hem de bunlardan etkilenerek duygu ve düşüncelerini yansıtırken sanatın her türlü dalından yardım almıştır. Yoksul Sanat (Art Povera)‘ta tıpkı diğer sanat türleri gibi insanların duygu ve düşüncelerini ifade etmelerinde kullandıkları bir sanat türü olmuştur.

Özgür bir stile sahip olan Art Povera insanların içinde besledikleri yalın ve fazla estetik duyguları reddetmelerinin bir göstergesi olarak doğmuştur. Malzeme olarak insanların içlerinde barındırdıkları ilham ve zevkleri kullanılır yaratıcılık sanatın oluşumdaki en önemli etkendir.

“Mali sorunlar, işsizlik ve grev haberleriyle dolu gazeteler, güzel sanatların lüks özelliklerinden kaçınanların arzularını biledi. Art Povera’nın ortaya çıkışı böyle oldu.”
-Norbert Lynton

Gelişimine İtalya’da başlayan modern sanat tarzı 1950 ve 60’lı yıllarda, İtalya’nın siyasi olarak sıkıntılar çektiği bir dönemde ortaya çıkmıştır. 1967 yılında Germano Celant‘ın “Arte Povera e Im-Spazio” ismiyle düzenlediği sergide sanatçıların klasik kültü ve sanat objelerinden uzak, insanları şaşırtmayı ve ziyaretçilere “bu sergi de sanat mı şimdi?” sorusunu sordurtmak için hazırlanmıştır. Bu sergide klişelerden uzak farklı imgesel anlamlara sahip bir sanat eseri yaratmak istemiş, yazdığı bir yazıda “sanat düzeyine çıkarılmış bayağılık” olarak nitelendirmiştir.

gagosian.com/Giuseppe Penone

Germano Celant Art Poevra’nın etrafında bilinen ve ilgi çeken bir sanat akımına dönüşmesinde büyük katkılar sağlamıştır. Sanatçılar, sanatlarını icra ederken kırık cam parçaları, ışıklar, toprak, aynalar, ağaç yaprakları ve doğada bulabilecekleri çeşitli malzemeleri içlerinde besledikleri büyük sanat coşkusuyla, yenilikçi bir sanat olarak sergilerler. Malzemeye dayalı olarak hayat bulan yoksul sanat, diğer modern sanat türleriyle ortak bir özellikleri olarak izleyiciyi odağa alarak direkt katılımın sağlanmasını amaçlar. Sanatçılar malzemeyi yalnızca bir eser haline getirmemiş aynı zamanda malzemenin süreç içerisinde nasıl sanat eseri haline geldiğini izlenebilir ve gözlemlenebilir hale gelmesini sağlamıştır.

Bir diğer açıdan Art Povera yalnızca malzemenin yoksul olmasını değil sanatın sergileniş biçiminin de gösterişten uzak “yoksul” karmaşıklıktan uzak olmasını hedefler. Sanat akımının önemli temsilcilerinden olan Jannis Kounellis‘in Londra’daki Tate Modern Museum ve New York’taki “MOMA” gibi herkesçe bilinir müzelerde sergilenen çalışmalarıdır. Aralarında en ilgi çekeni ise 1966 yılında Roma Attiko Galerisinde 12 atı yan yana koyup sergilediği çalışması olmuştur.

nytimes.com/Jannis Kounellis’s “Untitled (12 Horses)

Art Povera Öne Çıkan Sanatçıları

Michelangelo Pistoletto

Michelangelo Pistoletto Yoksul Sanat’ın erken dönem çalışmalar yapan sanatçıları arasındadır. Oto portreler ve figürler üzerinde çalışmış, çalışmalarını farklı fotoğraflarla kolaj yaparak sergilemiştir. Eserlerini genelde değerli olan ve değersiz olmayanı birleştiren mantık üzerinde şekillendirmiş, “Çaputların Venüs’ü veya Paçavralar İçinde Venüs” isimli çalışmasıyla bu görüşlerini yansıtmıştır.

happenart.com/Michelangelo Pistoletto, Çaputların Venüs’ü veya Paçavralar içinde Venüs, 1974

Bu çalışmasında sanatçı bilinçli olarak 2.el malzemeler kullanmış, Venüs figürünü ön plana çıkartmıştır. Bu şekilde klasik ve modern dönem arasındaki bağlantıyı ortaya koymuştur. Sanatın temelinde eski ve “çaput” olarak nitelendirilen malzemelerle eser üretmek olduğu için yoksul sanatı ortaya kendi tarzıyla ortaya koymuştur. Pistoletto’nun bu çalışması için Venüs heykeliyle bir çalışma yapması klasik yoksul sanat kavramına ters düştüğünü belirtenler olduğu gibi Post Minimalizm veya Kavramsallık gibi çağdaş sanat akımlarını yansıttığını belirten birçok kaynakta bulunmaktadır (Uzun Aydın, 2018).

Mario Merz

Yoksul Sanat denilince akla gelen öncü sanatçıların başında gelen bir diğer isim ise Mario Merz‘dir. Sanatına başladığı ilk dönemlerde daha soyut çalışmalar yapmış sonraları tuvale boyut kazandırmıştır. Tuvalin yüzeyini üç boyutlu cisimlerle doldurmuş, tuvali delmiş, taş ve demir parçaları kullanarak çalışmalarını geliştirmiştir. Eserlerinde doğadan parçaları tercih etmiş ağaç dalları, ip ve tel gibi malzemeleri sıklıkla kullanmıştır.

timeout.com/Mario Merz, Nesne, Gizle kendini 1968

Mario Merz’in eserlerinde sık sık iglo figürüne rastlanır. Yoksul sanatı ortaya koyarken insanların ihtiyaç ve gereksinimleri göz önüne alan sanatçı, toplumda var olmuş herkesin barınma ihtiyacını göz önüne koymak istemiştir. Bu ihtiyacı sanatına entegre ederken de doğa ve insanlar arasındaki ilişkiden faydalanmıştır. Eserlerinde “Fibonacci” dizinine de yer ayıran sanatçı bununla beraber doğanın ve insanlığın varoluşunda bir düzen ve mantık çerçevesinde altın orana dayandığı, her şeyin sistematik ilerlediğini anlatmak istemiştir (Uzun Aydın, 2018).

Alighiero Boetti

Art Povera içerisinde eserler üreten Boetti için aynı zamanda “Kavramsal sanatın sanatçısı” da denilmektedir. Çalışmalarını genellikle kâğıt ve tükenmez kalemlerle hazırlayan sanatçı posta pullarına sık sık yer vermiş ve eserlerinde kullandığı nakış işlemesiyle tanınmıştır. Sanatçının en önemli ve dikkat çekici olan eseri ise “Mappa” ismini verdiği çeşitli malzemelerle dünya haritasını hazırladığı eseridir (Uzun Aydın, 2018).

finestresullarte.info/ Alighiero Boetti, Harita, 1983

Pino Pascali

Pino Pascali‘nin eserlerinde somut sanat yer aldığı gibi Pop Art ve Minimal Sanatında etkilerine sık sık rastlanılır. Akdeniz kültürüne ve doğayı temel alan çalışmaları bizlerle tanıştıran sanatçı, çizgi roman ve sinemayı ele alan eğlenceli malzemeler kullanarak eserler yaratmıştır. Gündelik hayata eserlerinde yer veren sanatçı kutular, plastikler, tüyler gibi birçok malzemeye eserlerinde yer vermektedir. Özellikle gerçek ve yapay algısını ele almış “Mavi Kürkle Kaplı Dev Örümcek” isimli eseri en ilgi çekici eserleri arasında yer almaktadır (Uzun Aydın, 2018).

beatricebrandini.it/Pino Pascali, Vedova Blu, kereste ve yapay kürk, 1968

Art Povera beğenilsin diye hazırlanan bir sanat akımı değildir. Beğenilsin veya beğenilmesin içerisinde var olduğumuz durumu sanat ve sanat eserleriyle ortaya koymak amaçlanmaktadır. Tüketim toplumuna karşı bir duruş ve tepki olarak eserleri, kullanılan malzemelerin en yalın halleriyle ve düşünülmeden geleneksel biçimleriyle oluşturulmuş, sanatın maddi karşılığı olmasına bir karşı duruş olarak sergilenmiştir.


Kaynakça

spot_img

1 Yorum

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.