Sana Gül Bahçesi Vadetmedim | 20 Alıntı

İrem Nur Kaya
İrem Nur Kaya
“Yarayla alay eder yaralanmamış olan”
spot_img
spot_img

Sana Gül Bahçesi Vadetmedim, Joanne Greenberg’in otobiyografi sayılacak şekilde kendi hikayesinden yola çıkarak yazdığı bir roman olarak raflarda yerini alıyor.

Kitap, on altı yaşındaki Deborah’ın kimlik çatışmasını konu ediniyor. Dünyaya ve dünya üzerindeki hiçbir yere ait hissedemeyen ve kendi içinde kurguladığı dünyaya kaçan Deborah karakteri ile “normal” olmanın ne anlama geldiğini sorgulatıyor Greenberg. Bir dönem sırf Yahudi olduğu için dışlanan insanların hayatına da farklı bir bakış sunuyor aynı zamanda. Kurgu dünyasıyla gerçek dünyası birbiriyle çatışan bir genç kızın öyküsü sizi de derinden sarsabilir. Kitap hakkında daha fazla bilgi vermeden mutlaka okumanızı öneriyor ve kitaptan derlediğimiz alıntılarla sizi baş başa bırakıyoruz. Keyifli okumalar!

  • Bazen, diye düşündü Dr. Fried üzgün üzgün, dünya birtakım kurumlarında bulunan insanlardan çok daha hasta oluyor.
    (s. 21)
  • Bir gün, hastalığın olduğu kadar sağlığın da nerede olduğunu bize gösterecek bir test yapmalıyız.
    (s. 24)
  • Hazır olana kadar hiçbir şeyden vazgeçmek zorunda değilsin. Böyle bir şeye hazır olduğunda da, kaybettiklerinin yerine koyabileceğin bir şeyler olacak.
    (s. 27)
  • Yıllarca, beyniyle komut vermeyi hiç akıl edemediği sözcükler öylece ağzından çıkıvermişti hep. Kimi zaman, içini bir duygunun sardığı olurdu. Bu duygu söze dökülür, ama altında yatan ve dünyayı ikna etmeyi sağlayabilecek mantık suskun kalırdı.
    (s. 34)
  • Nedenler, hepsini aynı anda, hatta oldukları biçimde göremeyeceğimiz kadar büyük olabilir, ama gene de kendi gerçeklerimizden, kendi nedenlerimizden söz edebiliriz.
    (s. 39)
  • Bir keresinde, kendine korkunç işkenceler yapan bir hastam olmuştu. Ona neden böyle şeyler yaptığını sorduğum zaman, “Bunları bana dünya yapmasın diye,” karşılığını vermişti. Sonra “Dünyanın neler yapacağını görmek için biraz beklesenize,” demiştim. O da, “Anlamıyor musunuz? Eninde sonunda oluyor bunlar, bu şekilde hiç olmazsa kendi yıkımımı kendim yönetiyorum.” diye yanıt vermişti.
    (s. 48)
  • Aynalar ve değişimler! Bütün insanların gözleri çarpıtıcı aynalar değil miydi zaten?
    (s. 70)
  • “Gene de -neden bilmiyorum- bu yıkımın yaklaşması ve hiç durmadan ummadığım yönlerden darbe yemek acı veriyor.”
    “Belki de yalnızca bu dünyada hep şoka uğratılmayı ve korkutulmayı beklediğin için oluyordur bu.”
    “Yani aldatmacaları, kandırmacaları ben mi yaratıyorum?”
    (s. 77)
  • Cehennem’in eşiğine gelmiş kişilerin şeytandan ödü kopuyordu; zaten cehennemin içinde olanlar içinse şeytan özel biri değildi, yalnızca başka biriydi, o kadar.
    (s. 79)
  • Tanrım, diye düşündü, eskiden dünyada nasılsam şu anda da öyleyim -içi yanardağ olan devinimsiz bir dağ.
    (s. 83)
  • Benim hastalığım… ağzına kadar dolup taşmış bir bardak, senin küçücük damlan taşan kısmın içinde çoktan eriyip gitti.
    (s. 84)
  • Anılar biçim olarak değişmeyebilir, ama yıllar boyu önemlerinin vurgulanması onlara korkunç boyutlar kazandırabilir. Terk edilmenin yarattığı soğuğu, parmaklıkları ve yalnızlığı sık sık aklına getirirsen, her seferinde, içinin derinliklerinden, sana, “Görüyor musun? Gene de yaşam böyle işte,” diyecektir bu deneyim.
    (s. 108)
  • Sana hiçbir zaman gül bahçesi vadetmedim ben. Hiçbir zaman kusursuz bir adalet vadetmedim… Ve hiçbir zaman huzur ya da mutluluk da vadetmedim. Sana ancak bütün bunlarla savaşma özgürlüğüne kavuşmanda yardımcı olabilirim. Sana sunduğum tek gerçeklik savaşım. Ve sağlıklı olmak, gücünün yettiği kadarıyla, bu savaşımı kabul edip etmemekte özgür olmak demektir. Ben yalan şeyler vadetmem hiç. Kusursuz, güllük gülistanlık bir dünya masalı koca bir yalandır… Üstelik böyle bir dünya çok can sıkıcı bir yer olur!
    (s. 115)
  • Jacob, bir simgenin üzerine çok yüklenilirse bu simgenin yıkılacağını biliyordu, ama gene de bunu yapmaktan kendini alamıyordu.
    (s. 163)
  • Kefen ve gelinlik. Birbirinin aynı olan iki giysi. Ölürken yaşamak; yaşarken ölmek; savaşırken teslim olmak ve teslim olurken savaşmak zorunda kalıyorsun, değil mi? Benim yolumda, bütün karşıtlıklar aynı anda verilir ve karşıt hedefler için aynı araçlar kullanılır.
    (s. 175)
  • “Benim görevim seni bağışlamak değil,” dedi Furi oturduğu koltuktan Deborah’a bakıp sigara yakarken. “Gerçekten dünyada ahlaki konular ve zor kararlarla sık sık karşılaşacaksın ve daha önce de dediğim gibi, dünya dikensiz gül bahçesi değildir. Gel, görüp anlamanı sağlayan güce şükredelim ve yapman gerektiğini anladığın şeyi yapabileceğin güne ulaşmaya çalışalım.”
    (s. 189)
  • “Acıtma yalnızca kuramsal bir şeydir, Quentin,” dedi Deborah. “Asıl acıtan şey, kendinden başka herkesin yaşamını yönlendiren güçlerce tekmelenip dışlanmak, yıllarca deli olarak yaşamak, kimseye bir şeyi anlatıp kendini inandıramamak.”
    (s. 213)
  • Onları oldukları gibi, kendini de olduğun gibi bırakıp gene de sevebilir misin onları?
    (s. 222)
  • Şey… insan benim gibi hantal ve her şeyi yüzüne gözüne bulaştıran biriyse, kendisi gibi olmayan insanları gözünde çok büyütüyor.
    (s. 239)
  • Doktorlar ve okuduğu bütün kitaplar ona kesin ifadeler kullanmamasını, tartışmamasını ve duygularını belli etmemesini, neşeli ve yardımsever olmasını söylüyordu.
    (s. 260)

Sana Gül Bahçesi Vadetmedim, Joanne Greenberg, Metis Yayınları, 2017
Çeviren: Nesrin Kasap

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.