Samos Adası, doğasıyla, deniziyle ve yemekleriyle beni sarıp sarmaladı. Denizi çok temiz ve mavinin en güzel rengindeydi. Türkiye’ye yakınlığı ve deniz ürünlerinin lezzetiyle, bana göre tatil yapılabilecek çok keyifli ve hoş bir destinasyon. İnsanın yeme içmeye dair keşif merakını giderirken, Ege mutfağını ve deniz ürünlerini tatmayı seven biri için son derece tatmin edici bir yer. Arkadaşlarınızla samimi, huzurlu ve keyifli deniz tatili arıyorsanız bu ada tam size göre!
Samos’ta Yeme İçme Deneyimi
Trata Restaurant

Yunan mutfağı, hem zengin meze çeşitleriyle hem de taze deniz ürünleriyle öne çıkarken Türk mutfağına oldukça benzeyen tatlar da sunuyor. İlk akşam yemeğimiz için, adanın Pythagorio (Pisagor) bölgesinde sahil kenarında yer alan Trata Restaurant‘ı tercih ettik. Deniz manzarası eşliğinde oldukça lezzetli bir deneyim yaşadık.
Denediğimiz yemekler arasında kalamar, kabak kızartması, ızgara karides, ızgara ahtapot ve fava vardı. Tüm yemekler ayrı ayrı çok iyiydi. Izgara karidesin tadı ve sosu özellikle hafızamda yer etti. Ayrıca Muscat (misket) üzümünden yapılan Yunan şaraplarına tek kelimeyle bayıldım.

Fava, alıştığımızdan farklı olarak daha pürüzsüz, ezme kıvamında hazırlanmıştı ve kapari taneleriyle lezzeti zenginleştirilmişti. Kabak kızartması ise dışı çıtır, içi yumuşak dokusuyla ve ona eşlik eden sosuyla o kadar lezzetliydi ki, tadı damağımda kaldı.

Tüm tatil boyunca yediğim en güzel Greek Salad buydu! İçine eklenen zeytin ezmesi ve kaya koruğu, lezzetine lezzet katmıştı.

Izgara ahtapot son derece tazeydi; dışı çıtır, içi yumuşacık dokusuyla harika bir lezzetti. Üzerinde gezdirilen zeytinyağlı limonlu sos, deniz mahsulünün doğal lezzetini ön plana çıkararak her lokmayı daha da lezzetli hâle getirmişti.

Tatilde olduğumu tam anlamıyla hissettiğim, oldukça huzurlu ve keyifli bir akşam yemeğiydi. Masaya gelen her tabak ve denizin hemen kıyısında arkadaşlarla edilen sohbet; yavaşlayan zamanın içinde gerçekten dinlendiğimi hissettirdi.
Psili Ammos Tavern

Tavern; Yunan mutfağına özgü yemeklerin servis edildiği, müzikli veya sakin bir atmosferde hizmet veren meyhane ya da lokanta anlamına gelir. Denize girdiğimiz yerin restoranı olan Psili Ammos Tavern‘de yemek yeme fırsatımız oldu. Beyaz masalarının üzerinde mavi kareli masa örtüleriyle çok tatlı bir mekândı.

Yediklerimiz arasında baby kalamar, saganaki, cacık ve Greek salad vardı. Özellikle kalamar, bugüne kadar yediklerimin arasında en iyilerinden biriydi.

Kalamarların lezzeti, hem taze olmalarından hem de baby kalamar kullanılmasından kaynaklı çok daha yoğundu. Denediğim bir diğer lezzet ise; Saganaki. Saganaki, yağda kızartılarak hazırlanan bir peynir mezesidir. Bu mezeyi ilk kez Cunda’da tatmıştım, ancak burada yediğim orijinal hâli çok daha lezzetliydi.

Adada yolunuz bu plaja düşerse Psili Ammos Tavern’de yemek yemeyi unutmayın. Kesinlikle pişman olmayacaksınız!
Krista Restaurant

Navagos Beach‘te, denize girdiğimiz plajın hemen yanında olan bu restoranda tadına doyulmaz yemekler yedik. İlk kez denediğim Yunan mutfağına özgü olan feta peynirli ve ballı börek aklımda kalan tatlardan oldu.

Patlıcan musakka beklediğimden çok daha iyiydi ki normalde çok tercih etmediğim bir mezeydi. Şimdiyse tadı damağımda kalan bir diğer lezzet oldu.

Feta peynirli bu böreğin hem tatlı hem tuzlu bir tadı vardı ve tat dengesi çok çok iyiydi. Normalde bal ve böreği yakıştırmam ama bu ikili harika olmuş.

Sardalya çok taze ve lezzetliydi. Denizden yeni çıkmanın etkisiyle, her lokmasını keyifle yedim.
Bougatsa, Χαλλλαρά απ’ το βορρά

Kahvaltımızı, Pisagor sahilinde kolayca bulunabilen bir fırın olan Χαλλλαρά απ’ το βορρά adlı mekânda ettik. Mekânın adı “kuzeyden gelen rahatlık” anlamına geliyormuş. Burada, kahvaltıda hem tatlı hem tuzlu çeşitleriyle sunulan Bougatsa‘dan yedik. Özellikle kıymalı olan çok lezzetliydi. Tatlı versiyonunda ise pastacı kremasına benzer bir dolgu vardı. Filtre kahve eşliğinde yediğimiz bu börek, güne harika bir başlangıç yapmamızı sağladı.
Gyros

Son gün feribota binmeden hemen önce veda yemeği niyetine gyros (yiros) denedik. Dönerin pita ekmeğine sarılmış, lezzet dolu hâliydi.
En çok beğendiklerimin arasında tabi ki Greek Salad, saganaki, kalamar, sardalya ve gyros yer aldı. Akdeniz ve Ege mutfağını seven birisi olarak, benim için tüm bu yemeklerin tatları unutulmaz.
Samos Plajları
Samos’taki plajlar genel olarak büyüleyiciydi; her biri kendine özgü bir güzelliğe sahipti. Deniz ise masmavi, tertemiz ve ferahlatıcı görüntüsüyle gerçekten mükemmeldi.
Kokkari Social Club

Serin sulara ilk girdiğinizde biraz ürperiyorsunuz ama birkaç dakika içinde tüm yorgunluğunuzun akıp gittiğini hissediyorsunuz. Alıştıktan sonra ise denizden çıkmak istemiyorsunuz. Adeta yaz tatilinin ruhunu yansıtan bir tablo gibi. Hatta bu fotoğraftaki de öyle bir an ki, sadece bakmak bile insanı dinlendiriyor.
Kokkari Social Club, hem samimi hem de lezzetli yemekleriyle bize güzel bir akşam da yaşattı. O akşam mekânda Yunan gecesi olduğunu öğrenince yemeğimizi de orada yemeye karar verdik. Canlı müzik eşliğinde başlayan gece, kısa süre içinde sirtaki ile şenlendi. En güzel kısmı ise sirtaki öğreten kişinin aslında bir dans eğitmeni olmasıydı ve İstanbul’dan gelmişti. Tabak kıramasam da, sirtaki yapabilmenin heyecanını yaşadım.
Burada hem gündüz hem de akşam vakit geçirdiğimiz için normalde 4 Euro civarı olan şezlong ücretini bizden istemediler diye hatırlıyorum.

Kokkari bölgesindeki küçük müstakil evler ise tam bir hayal gibiydi. Özellikle denize yakın olanlar, insana “bir gün burada yaşasam” dedirten türdendi. Beyaz evler, ahşap panjurlar ve çiçeklerle çevrili bahçeleriyle tam bir yazlık evi atmosferi sunuyordu.

Deniz; mavinin her tonunu barındıran rengiyle, berraklığıyla ve temizliğiyle aklımda yer etti. Sadece denizin girişinin ve kumsalın taşlık olması denize girmeyi biraz zorlaştırdı. Yine de deniz, girince çıkmak istenilmeyen bir güzellikteydi.
Psili Ammos Beach, Pisagor

Deniz serin, berrak ve güzeldi. Tatilin o ilk anlarında tam da ihtiyaç duyduğumuz ferahlığı hissettirdi. Plaj ücretliydi, kişi başı 4 Euro ödedik ama o manzara ve sakinlik için fazlasıyla değerdi.

İlk gün gittiğimiz plaj ve deniz apayrı bir güzelliğe sahipti. Tamamen bize aitmiş gibi hissettiren sakin bir koydaydık; karşımızda taverna manzaraları, etrafımızda huzur ve sessizlik.
Navagos Beach Bar, Kokkari

Navagos Beach, veranda tarzı oturma alanlarıyla düzenlenmiş, oldukça şık ve özenli bir plajdı. Ahşap platformların üzerine yerleştirilmiş şezlonglar ve tenteli gölge alanlar sayesinde konforlu bir gün geçirmek mümkün. Ancak biz denize daha yakın olmak istediğimiz için direkt deniz kenarında oturmayı tercih ettik. Plajda şezlong kullanımı için kişi başı 5 Euro gibi makul bir ücret ödedik. Genel atmosferi, temizliği ve denizin güzelliğiyle burası, kesinlikle tekrar gelmek isteyeceğimiz bir yer oldu.

Deniz suyunun berraklığı ve temizliği o kadar iyiydi ki, yüzerken balıkları bile net bir şekilde görebildik. Plajda fonda çalan hafif bir müzik vardı; ortam biraz beach club havasını andırsa da, kesinlikle rahatsız edici değildi. Aksine, keyifli bir ambiyans yaratıyordu.
Hem restoranlarda hem de plajlarda gözlemlediğim kadarıyla Samos, Türk ailelerin sıkça tercih ettiği bir ada. Neredeyse gittiğimiz her mekânda Türk turistlerle karşılaştık.
Ulaşım, Konaklama ve Kapı Vizesi

Adaya ulaşımımızı İzmir-Seferihisar’dan İDO feribotu ile sağladık. Yaklaşık bir saat süren keyifli bir yolculuğun ardından adaya vardık. Adayı rahatça keşfetmek için araç kiralamanızı tavsiye ederim. Özellikle koyları ve farklı bölgeleri gezmek açısından araba ile dolaşmak çok daha konforlu oluyor. Gezdiğimiz yerler arasında Vathy, Pythagorio ve Kokkari gibi bölgeler vardı; ulaşımı araba ile sağlamak, keşiflerimizi oldukça kolaylaştırdı.
Konaklama için ise Airbnb tercih ettik. Arkadaş grubuyla olunca kişi başı makul bir ücret ödemiş olduk ve müstakil bir evin üst katında 5 gün boyunca rahat ve çok keyifli vakit geçirdik. Siz otel seçeneklerini de değerlendirebilirsiniz. Özellikle denize yakın olmasından dolayı Kokkari bölgesini tavsiye ederim.
Kapı vizesi için gerekli evrakları bilet aldığınız İDO İşletmesi’nin web sitesinden, gideceğiniz adaya özel olarak kontrol edip hazırlayabilirsiniz. İlk adım olarak telefonla arayarak randevu oluşturmanız gerekiyor. Ardından, vize evraklarınızı seyahat tarihinizden en az 10 gün önce mail yoluyla göndermeniz ve onay aldıktan sonra, belgelerin asıllarını en az 5 gün önce İDO Seferihisar ofisine ulaşacak şekilde kargo ile göndermeniz gerekiyor. Güncel ve ada bazlı evrak listesi için İDO’nun sitesini buraya link olarak bırakıyorum.
Kendime Not

Kısa mesafede insanın hislerini değiştiren rotalar keşfetmek, yola çıkmak ve deneyim kazanmak, her daim peşinden gideceğim bir arzu olacak benim için. Bu ada seyahatini böylesine anlamlı kılan şey; dostluğun ve bir arada olmanın en güzel hâli olmasıydı. Umarım yine bir gün böyle tatlı bir yerde, sadece bize ait bir an yaratabiliriz.


