Tarihin Kahramanlaştırılmış Suçluları: Salvatore Giuliano

Editör:
Sudenur Sarıyıldız
spot_img

İtalya Devleti’nin kontrolü altındaki Sicilya’da, ülkesinin bağımsızlığı için mücadele eden Salvatore ‘Turiddu’ Giuliano, zenginlerden çalıp fakirlere dağıtarak kendisini bir ”Robin Hood” olarak tanıtmış ve kısa ama etkileyici yaşamıyla kahramanlaştırılmış bir haydut olarak hafızalara kazınmıştır.

Giuliano’nun Yaşamı

Salvatore Giuliano’nun çekilmiş bir fotoğrafı. oggi.it

Sicilya’nın Batısında kırsal bir köy olan Montelepre‘de 16 Kasım 1922’de toprak sahibi köylü bir ailenin dördüncü çocuğu olarak dünyaya gelen Giuliano, aldığı temel eğitimin ardından ağabeyinin orduya katılmasının ardından 1935’te babasına yardım etmek amacıyla okulu bıraktı. Bir süre sonra çiftlik hayatından bıkarak kendi işini kurmaya karar veren Giuliano, 2. Dünya Savaşı sırasında işvereniyle yaşadığı anlaşmazlıklar yüzünden işten ayrılıp o dönemde aç kalmamak için köylülerle birlikte karaborsa yoluyla Sicilya’ya getirilen ucuz yemeklere yönelmeye başlamıştı. Bu sırada müttefiklerin Sicilya’yı işgaliyle birlikte İtalya’nın iki polis gücü, karaborsayı ortadan kaldırmak için adımlar atmaya başlamışlardı. 2 Eylül 1943’te Giuliano, jandarma (Carabinieri) tarafından durdurulup sorgulandığında serbest bırakılması şartı ile jandarmaya karaborsadan aldığı iki çuval tahılı vermeyi teklif etmiş ve teklifi reddedildiğinde ise iki jandarma görevlisini vurarak dağlarda saklanmaya başlamıştı. Onu bulamadığı için ailesini tutuklamaya karar veren polis güçlerine karşı Giuliano, çok geçmeden saklandığı yerden çıkıp Şubat 1944’te şehir hapishanesine baskın yaparak gardiyanları öldürüp rehineleri serbest bıraktı ve böylece, yakında adından çokça bahsettirecek ve herkesi kendine hayran bırakacak bir kişilik olarak faaliyetlerine başlamış oldu.

Kanun Kaçağı Robin Hood

Mike Stern’in Amerikan basını için Giuliano hakkında yazdığı makale. reynolds-news.com

Bir kanun kaçağı olarak hayatına devam eden Giuliano, çok geçmeden kendisiyle aynı durumdaki adamları yanına toplayıp kendi doğrularının peşinden gitmeye başlamış ve bunun için yerel aristokratların, toprak sahiplerinin ve yetkililerin mülklerini yağmalamaya başlamıştı. Mafyayla işbirliği yapıp kaçırdığı zengin insanları fidye için kullanırken aslında onlara hiç zarar vermeden besleyip kitap yardımı yapması ve onları eğlendirmesi duyulduğunda halk arasında popülerlik ve güven kazanmaya başlamıştı. Kaçakçılık ve karaborsaya yoğun bir şekilde dahil olan Salvatore, kârını; sayıları 1000’i aşan bir köylü ve dilenci ordusunu bir araya getirmek, eğitmek ve donatmak için kullandı. Bu topluluğu, Sicilya’yı kurtarmak adına devlet kurumlarına saldıracak ve bankaları soyacaktı. Bu şekilde çaldığı paraları, çevre köylerdeki fakirlere dağıtan Giuliano’nun efsanesi ve Robin Hood kimliği; insanlar tarafından daha çok benimsenmiş, özellikle dış görünüşü ve insanların gözündeki kahraman kişiliği sayesinde romantikleştirilmiş, istismarları dünya çapında ünlü olmuştu. Öyle ki hakkında şiirler yazılıp şarkılar söyleniyor, bu uluslararası popülerliği sayesinde yaptığı röportajlarla gazetelere çıkıyordu. Giuliano’nun en ünlü hikayesi ise zengin yaşlı bir kadının evine girip kadını koltukta gördüğünde hırsızlığa devam etmesi ve masanın üzerinde John Steinbeck‘in In Dubious Battle kitabının çevirisini görüp rica ederek ödünç alması olmuştu. Kadına çaldığı mücevherleri geri vermeyeceğini ama kitabı geri getireceğini söyleyen Giuliano, sözünden çıkmayarak bir ay sonra yaşlı kadının evine giderek kitabı ona geri vermişti.

Salvatore’un Siyasi Hırsı

Salvatore Giuliano’nun habersiz çekilmiş bir fotoğrafı. oggi.it

Savaştan sonra, önde gelen Sicilyalı politikacılar; Sicilya’nın bağımsızlığı için ses çıkarmaya başlamışlardı. İtalya ile birleşmeleri, adaya ne sosyal ne de ekonomik olarak fayda sağlamıştı. Adanın her zaman kötü muamele gördüğünü ve faşizm altında ihmal edildiğini düşünen siyasilerin özerklik talepleri; İtalya’daki üç ana siyasi parti tarafından reddedildiğinde ise Salvatore Giuliano, Sicilya Bağımsızlık Hareketi‘ne desteğini açıkça ilan ederek 1945’te siyasete girdi. Bu sırada haydut kimliğiyle suç işlemeye de devam ediyordu. Bu gücünden yararlanarak onu fotoğraflayan Mike Stern sayesinde zamanın Amerikan Başkanı Truman’a, Sicilya’da Komünizm’in ortadan kaldırılması ve Sicilya’nın Amerika Birleşik Devletleri’nin bir parçası olmasını istediğine dair bir mektup yollamayı başarmıştı.

1947’nin ilk aylarında Palermo’daki her kasaba ve köyün duvarlarında “Komünistlere ölüm. Yaşasın Giuliano, Sicilya’nın kurtarıcısı.” yazıları okunuyordu. Ancak Giuliano’nun bu şöhretine rağmen o yılki seçimleri Sicilya Komünist Partisi kazanmıştı. Nisan ayının sonlarında ise Giuliano, isimsiz ve içeriği bilinmeyen bir mektup almıştı. Mektubu okuduktan sonra yok edip çetesini etrafına toplayarak belki de adını unutulmaz bir katliamla anacağımız ve kendi sonunu hazırlayacağı hareketi için planlar yapmaya başlamıştı. 1 Mayıs 1947’de Portella della Ginestra‘ya at sırtında gelerek İşçi Bayramı kutlamalarının ortasında köylülere ateş açan Giuliano’nun çetesi, 4’ü çocuk olmak üzere 11 kişinin ölümünden sorumluydu. Saldırının ardından yazdığı mektupla katliamı üstlenen Giuliano ise sorgulandığında saldırıyı planladığını kabul etmiş fakat adamlarının sadece ateş açmaları gerektiğini, ölümlerin bir hata olduğunu söylemişti. Giuliano’nun aldığı mektupta ne yazdığı ve bu katliamı neden yaptığı bilinmese de mektubun Komünist Parti’nin 1 Mayıs kutlamalarını bozma talimatıyla İtalyan Güvenlik Bakanı‘ndan geldiği yönünde spekülasyonlar vardı. Ki eğer bu söylentiler doğruysa Giuliano, ona güvenenleri hüsrana uğratacak bir operasyonun piyonu olmuştu. Giuliano’nun ölümünden sonra olaya karışan bazı kişilerin ifadeleri; katliamın bir haydut çetesinin değil, daha karanlık siyasi güçlerin işi olduğunu öne sürse de tam olarak neden ve kim tarafından istenildiği bilinmiyor.

Salvatore’un Ani Ölümü

Sicilyalı yetkililer Salvatore Giuliano’nun cesediyle birlikte. pictolic.com

Polis güçleri her ne kadar Giuliano’nun yakalanması için bir ödül teklif etse de o, ödülü teklif eden kişinin ölümü için ödülü iki katına çıkararak yanıt vermekten çekinmiyordu. Merkezi İtalyan hükümeti tarafından onu yakalamak veya öldürmek için özel bir görev gücü kurulmuştu. Öncesinde jandarmanın uğraştığı bu haydutla şimdi onun yöntemlerine benzer şekilde polis küçük gruplara ayrılarak yakalamaya çalışıyordu. Ama ne ailesi ne de köylüler, ona ihanet etmeyi seçmediği için yakalanmıyordu. Görev gücüne liderlik eden albayın ise istediği tek şey Giuliano’nun en yakını ve güvendiği kişi olan Gaspare Pissicota‘ydı. Çocukluk arkadaşı olan Pisciotta’yı, Giuliano’ya ihanet etmeye ikna edebilirse görevleri tamamlanmış olacaktı.

5 Temmuz 1950’de kaçmak için Castelvetrano‘ya gittiklerinde Pisciotta, Giuliano’yu öldürmesi karşılığında polis güçlerinin ona af vereceğini duyduğunda görevi üstlenerek sığındıkları bir avukatın evinde polislerden gelecek işareti bekliyordu. O sırada polislerin gönderdiği mektup, Giuliano’nun eline geçmiş ve her ne kadar şüphelense de arkadaşına inanmayı seçerek bunun bir yalan olduğuna ikna olmuştu. Pisciotta ise sadece doğru zamanı bekleyerek Giuliano’yu uyurken vurmuştu. Salvatore Giuliano’nun cesedi birkaç saat boyunca avluda kalmış ve jandarma onu alıp sanki bir çatışmada vurulmuş süsü vererek halkı kandırmaya çalışmıştı. Jandarma, bu genç kanun kaçağını halkın gözünde olduğundan daha fazla kahramanlaştırmamak için cenazenin özel olarak yapılmasını emretti. Pisciotta’ya ise yetkililer tarafından hiçbir zaman vadedilen dokunulmazlık verilmedi ve 10 Şubat 1954’te bir mafya üyesi tarafından Palermo Hapishanesi’nde zehirlenerek öldürüldü.

Barbican

Genç yaşında yaptıklarıyla adından çokça bahsettirse de Salvatore Giuliano özünde bir katildi ve her ne kadar fakirlere yardım etmek amacıyla bu yola girişse bile sonradan hırsına yenik düşerek kötü sonuçlanacak olayların da başını çekiyordu. Ülkesine ve adalete olan sonsuz güveni ve dış görünüşü sayesinde ünlenen Salvatore, bir anti-komünist olarak Başkan Truman’ın düşüncelerine hayran ve Amerikan rüyasının etkisi altındaydı. Öyle ki kendisi çetesindeki bazı üyeler ve ailesi gibi Amerika Birleşik Devletleri‘ne kaçmayı bile planlamıştı. Her ne kadar bu hayalini gerçekleştirememiş olsa bile Sicilya onun için bir Sherwood Ormanı, kendisi de yaşayan son Robin Hood olmuştu.


Kaynakça

Basdeo, Stephen. “Salvatore Giuliano (1922-1950): The Last Outlaw” Reynolds’s News and MiscellanyWeb. 3 May 2018.

Mike. “Salvatore Giuliano – Siciliy’S Bandit King – Palermo for 91 Days.” For 91 Days in Palermo – Web. 15 Sept, 2024.

Aiuto, Russell. “The Life and Times of the Sicilian Robin Hood” the Crime Library – Web.

Kapak Görseli: www.balarm.it

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Yağmurun Sesine En İyi Eşlik Eden Kitaplar

Böyle günlerde kitap okumak yalnızca bir hobi olmaktan çıkıyor ve bir terapi gibi konumlanıyor hayatımızda çünkü bazı hikâyeler içimize işliyor; sessizce, derinden ve iyileştirerek.

Mutlaka Keşfetmeniz Gereken 10 Yabancı Konsept Albüm

Müziğin hikâye anlatan yüzünü keşfet! Rockt'tan rap'e, pop'tan progresife 10 yabancı konsept albüm; her biri duygusal, özgün ve zamansız bir müzik yolculuğu.

İngiliz Edebiyatının En Etkili İlk Cümleleri

İngiliz edebiyatının unutulmaz romanları, ilk cümleleriyle okuru içine çekerek anlatının tonunu ve derinliğini okuyucuya işler.

Genç Agrippina: Erken Roma İmparatorluğu’nun En Etkili Kadını

Iulia Agrippina (Genç Agrippina), hırsı ve zekâsıyla erken imparatorluk döneminin en etkili ve güçlü kadınıydı.

Lorde – Melodrama Albüm İncelemesi : Gecenin Ardından Kalanlar

Şiirsel anlatımıyla bizi teatral bir yolculuğa çıkaran Melodrama'nın albüm incelemesi sizlerle.

Çocuklara Öfke, Üzüntü ve Diğer Yoğun Duygular Nasıl Anlatılır?

Çocuklar duygularını gözlem ve taklit yoluyla öğrenir. Ebeveynlerin farklı yöntemlerle duyguları öğretmesi, farkındalık ve sağlıklı iletişimi güçlendirir.

Korku Sinemasının Kalbinin Attığı Yer: Halloween Film Rehberi

Ölülerle yaşayanlar arasındaki perdenin indiği büyülü gece, günümüzde kostümler, şekerler ve korku filmleriyle kutlanır.

Milli Mücadele’nin Kadınları: Halide Edib’in Eserlerindeki Kahraman Kadınlar

Feminist yazında özellikle öne çıkan Halide Edib Adıvar, eserlerinde kadınları genel olarak eğitimli, idealist, vatan aşığı ve cesur kimseler olarak resmetmiştir.

Sonbaharda Evde Yapılacak Ritüeller

Sonbaharın huzur dolu ritüelleri: kitap okumak, yazmak, tatlı yapmak, yoga yapmak ve çalışmakla hem zihni hem bedeni ısıtan, eve ve kendine dönüş mevsimi.

1923’ten 2025’e: Cumhuriyet Romanında Kadın ve Kimlik

Cumhuriyet romanında kadının kimlik yolculuğu, 1923’ten 2025’e uzanan yüz yıllık süreçte özgürleşme, dönüşüm ve çok seslilikle yeniden tanımlanıyor.

Editor Picks