Sahip Olmak ya da Olmak – Erich Fromm

Sahip olmak ya da olmak işte tüm mesele sizce de bu mudur? Varlığı, varoluşun içinde arayan Heidegger gibi misiniz? “İnsanlar ne yapmaları gerektiğini değil, daha çok ne olduklarını düşünmelidirler” diyen Meister Eckhart’ a katılır mısınız?

Psikanalist, sosyolog olan Erich Fromm 1976 yılında kitabını yazmıştır. Fromm, iki varoluş biçimi üzerine radikal-hümaniter bir inceleme yapmıştır. Bu incelemelere benzer birçok eser vardır. Hatta bu duruma dair Fromm, Gabriel Marcel’in “Sein und Haben” (Olmak ve Sahip Olmak) ve Balthasar Staehelin’in “Haben und Sein” (Sahip Olmak ve Olmak) adlı kitaplara benzerlik gösterdiğini dile getirmiştir. Hümanist yazılarıyla bilinen, psikoloji ve felsefeyi birçokları için erişilebilir kılan Erich Fromm, bu eserde, toplumunun doğasını analiz ediyor, problemlerinin kaynağını not ediyor ve bir alternatif öneriyor. Biri kazanımlar ve rekabet ile ilgili, diğeri içsel memnuniyet ve genel uyum ile ilgili olan iki tecrübe modelini görüyor: Sahip olmak ya da olmak.

Kilobayt, megabayt, gigabayt, terabayt, petabayt vb. paketler halinde geldiğimiz ya da getirildiğimiz soluk mavi noktada; zorunlu kılınan cinsiyet rolleri üzerinden kimlik arayışına girdiğimiz tüketim çağının, sahip olma ilkesine göre işlediğini görmekteyiz.

Olmak, sahip olmanın bir karşıtı mıdır?

Toplum sistemleri “sahip olmak” ilkesine göre kurulmuştur. Mülkiyet, tehlikeli kelime olan (daha) çok kazanç tutkusu, açgözlülük (bu sıraya istediğiniz ürünü yerleştirebilirsiniz) yanlış temeller üzerine işlemektedir. Teknolojinin ilerlemesi ile insan araç haline dönüşmüştür. Bu sebeple, insanlar kendi günlük yaşamları içinde de, son derece mutsuz ve bunalım içindedir. İnsanların inkâr ettiği gerçek ve bu nedenle de modern dünyanın insanları iç benliklerini kısmen kaybetmiştir.

“Bir ben var benden de öte” felsefesi ile hayata bakış açısını demli tutan kişiler, var olma  girdabına düşünce, maviliklerin hüzünlü derinliğinde kayboluyorlar. Bu sebeple, sahip olduklarını, var olan kimliği ile eş değer tutuyorlar.

“Sahip Olmak”tan “Olmak”a geçmek

Toplumumuz özel mülkiyete ve kişisel insiyatiflere değer verir, ancak ekolojik sorunların ortaya çıkmasıyla birlikte, fiziksel olarak hayatta kalma, önceliklerin değişmesine ve yeni bir yönelime bağlıdır.

Fromm, kitabında, açgözlülük, şehvet ve güç tarafından yönlendirilen bir dünyada otantik ve yaratıcı kişisel varoluş ve kimlik sorunuyla ilgilenir. Aslında, Fromm insan varlığını iki moda ayırır: yaşamı sahip olduklarına ve sahip olduklarına göre tanımlayan ve yaşayanlar; sadece var olma sanatında gelişenler. Her ne kadar bir soru olarak ortaya konsa da, yazarın seçtiği ve tercih ettiği cevabı en baştan bellidir.

Ayrıca, çoğumuzun hem kendimiz hem de sosyal çevremizin eşit ölçüde suçlanacağı “sahip olma” modunda yaşıyor olmamız şaşırtıcı değildir. Kitap, bize günümüzde patolojik olmasa da zararlı olanın nedenlerini ve semptomlarını göstermekte üstündür.

Aynayı gözümüzün önüne koyan Fromm, gerçekten hasta bir toplumda yaşadığımızı görmemizi sağlar; sosyal çevremiz bizi “kim” olduğumuz konusunda besler, aynı zamanda isteyerek yutar ve tüketir.

Bu kitap onlarca yıldır göz açıcı bir deneyimlerin derlemesi gibidir. Yaşamları ve varoluşlarıyla kendilerini yabancı ve mutsuz hisseden herkes için, bu kitap geleneksel anlamda kendi kendine yardım sunmayabilir, kişisel gelişim kitabı değildir ancak bizi doğru yönde yönlendirir.

Kaynakça

  • Fromm, E. (2015). Sahip Olmak ya da Olmak, Çev. Aydın Arıtan. İstanbul: Say Yayınları
Arşiv
Arşiv
Söylenti Dergi'de geçmiş zamanda yazar olan dostlarımızın eserleri bu hesapta arşivlenmektedir. Yazar onayı olduğu sürece kaynak göstererek kullanmak serbesttir.

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Editor Picks