Osmanlı tarihinin karmaşık kadın figürlerinden biri olan Safiye Sultan, III. Murad’ın haremine katıldıktan sonra sarayda önemli bir güç merkezi haline geldi. Kökeni hakkındaki iddialar gibi detaylar tarihçiler arasında tartışmalara yol açsa da, saray içindeki etkisi tartışmasızdır. Özellikle oğlu III. Mehmed’in tahta çıkmasıyla birlikte Valide Sultanlık makamına ulaşarak, Osmanlı hareminde güçlü bir figür olarak öne çıktı. Eğri Seferi sırasında devlet işlerine müdahil olması ve Avrupalı kraliçelerle kurduğu ilişkiler, onun siyasi hayatını şekillendiren unsurlardandı.
Ancak; Safiye Sultan’ın hayatı yalnızca ihtişamla değil, güç mücadeleleriyle de doluydu. Kendi vakfıyla yaptığı hayır işleri, kadınların sosyal yaşamındaki rollerini pekiştirdi. Kendisi, Osmanlı tarihinin kadın yöneticilerinin güçlü bir temsilcisi olarak anılmaya devam ediyor. Kadınlar Saltanatı’nın öne çıkan isimlerinden Safiye Sultan’ın hayatına dair detayları sizin için derledik.
Cariyeden Sultanlığa

Osmanlı belgelerinde kadınlara verilen yer sınırlı düzeydedir. Hanedan üyeleri kadınların ise siyasetle olan ilişkisine göre kendilerine verilen yer artmaktadır ve dolayısıyla Kadınlar Saltanatı olarak adlandırılan dönemdeki kadınların yaşamları, daha sık belgelenmektedir. Ancak, saraya gelen cariyelerin kökenleri kayda alınmadığı için tıpkı haremdeki diğer kadınlar gibi Safiye Sultan’ın da kökenleri tartışmalıdır. Kendisinin kökeni hakkında Venedikli, Bosnalı, Arnavut kökenli, Slovenyalı olması gibi çeşitli iddialar çeşitli tarihçiler tarafından tarih boyunca ortaya atılmıştır, ancak bu iddiaların kaynağı bilinmemektedir.
Kendisinin dış görünüşü hakkındaki bilgiler de oldukça sınırlı olup elimizdeki bilgiler tablolarına dayanmaktadır. Ancak; tabloların gerçeği ne yakar yansıtıp ne kadar yansıtmadığı tartışma konusu.

Tablo Necdet Sakaoğlu Safiye Sultan Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi
İstanbul Yapı Kredi Yayınları 2008 II 483
Örneğin, üstteki tablonun sol üst köşesinde Latince Baffo Murad’ın Eşi yazmaktadır. Fakat Safiye Sultan’ın bu aileden geldiğine dair bir kanıt bulunmamaktadır.
Safiye Sultan, III. Murad’ın haremine cariye olarak alınmış ve Manisa Sarayı’na Ferhad Paşa tarafından gönderildiği kaydedilmiştir. Venedik kaynakları ve Selânikî’nin bilgilerinde Ferhad Paşa’nın rolü vurgulanmaktadır. Ancak; cariyelerin hareme alınması, eğitimleri, şehzadelerle ilişkileri Valide Sultan tarafından yönetildiğinden Nurbanu Sultan‘ın da burada bir rolü olabilir.
III. Murad’ın Safiye Sultan’a nikah kıyıp kıymadığı tartışmalı bir konudur. III. Murad’ın diğer eşleri konusunda da bilgi çok sınırlıdır. Kayda geçen eş sayısı üç olmakla beraber, cariye ve çocuklarının sayısı ile ilgili bir çok iddia bulunmaktadır. Yine de öldüğü sırada 49 çocuğu olduğu ve 7 cariyesinin de hamile olduğu bilinmektedir.
Safiye Sultan; son kez sancağa ve Kanuni Sultan Süleyman’dan sonra ilk defa sefere çıkan ilk oğlu, padişah III. Mehmed’i 26 Mayıs 1566 tarihinde Manisa Sarayı’nda dünyaya getirdi. Bu doğum ile beraber sarayda güç toplamaya başlayan Safiye Sultan, 22 Aralık 1574 tarihinde Sultan III. Murad’ın tahta geçmesiyle beraber Topkapı Sarayı‘na geldi ve Nurbanı Sultan başta olmak üzere saraydaki diğer güçlü kadınlar ile mücadelesi başlamış oldu.
Valide Sultanlık Makamı

httpstopkapisarayigovtrtrcontentvalide sultan dairesi
Osmanlı sarayında en çok itibar gören kadınlar, padişahların anneleri olan Valide Sultanlardı. Oğlunun saltanatını gören 23 valide sultan bulunmaktadır. Valide Sultan dairesinin haremdeki konumu, valide sultanlık makamının önemini vurgulamaktadır. Bu daire, yüksek bir konumda bulunarak her şeyi gözetlemektedir. Valide sultan, hünkar ile cariyeleri ve aileyi denetleyen merkezi bir rol üstlenmekteydi. Valide sultan dairesi ile hünkâr odası arasındaki bağlantılar ise anne ve oğul ilişkisini mimari olarak temsil etmektedir.

Sultan III. Murad’ın 16 Ocak 1595’teki ölümünün ardından Safiye Sultan, oğluna son görüşmesinde gösterdiği ve ileride bu maşrapa ile babasının ölümünü bildireceğini söylediği gümüş maşrapayı, Ferhad Paşa ile göndermiş ve sultanın ölümünü bir süre saklamıştır. Oğlu Mehmed’in bu haberi alıp İstanbul’a yola çıkması ve ardından 27 Ocak 1595’te tahta çıkmasıyla ise Osmanlı tarihinin en kanlı olaylarından biri yaşanmış, III. Mehmed; 19 kardeşini katlettirmiştir. Fatih Sultan Mehmet döneminde taht kavgalarının önüne geçebilmek adına kardeş katli vacip kabul edilmekteydi ve III. Murad da tahta geçtiğinde beş kardeşini öldürterek bu geleneği devam ettirmişti. Ancak; I. Ahmed’in tahta çıktığı dönemde küçük olması ve varis bırakıp bırakamayacağı konusundaki endişelerle beraber Kafes adı verilen yeni bir sistem geçildi. Bu sistem ile beraber, küçük şehzadeleri olan kadınlar da sarayda güç kazanmaya başlamıştı. Kafes sistemi ile hareme kapatılan şehzadeler için valide sultanlar aynı zamanda yol gösterici konumundaydı.
Sultan III. Mehmed tahta çıktığında halihazırda Nurbanu Sultan’ın ölümüyle saraydaki en güçlü kadın konumunda olan Safiye Sultan, valide sultanlık makamına ulaşarak Osmanlı Sarayı’ndaki en yüksek mertebeyi elde etti. Eşi Sultan III. Murad üzerinde etkisi olan Safiye Sultan, oğlu III. Mehmed üzerinde daha fazla nüfuz sahibi oldu. III. Mehmed, annesine büyük bir sevgi ve ilgi göstererek onun isteklerini ölümüne kadar yerine getirdi.
Osmanlı tarihinde bir padişah tahta çıktığında, annesini eski saraydan yeni saraya getirerek “Valide Sultan” unvanını alması için muhteşem bir alay düzenlenmekte ve bu alaya “Valide Alayı” denmekteydi. Bu uygulama, haremin Topkapı Sarayı’na taşınmasıyla başlamış ve önceki dönemlerde görülmemiştir. 16. yüzyılın son çeyreğine kadar valide sultanlar ve padişah eşleri; Eski Saray’da yaşarken bu tarihten sonra Topkapı Sarayı Harem bölümüne yerleşmeye başlamışlardır. Bu değişim, iktidar oyunlarının harem koridorlarına sıkışarak haremin bir güç merkezi haline gelmesine yol açmıştır. Sultan III. Murad’ın vefat ettiği sırada Safiye Sultan, Topkapı Sarayı’nda bulunduğu için kendisine bir alay düzenlenmemiştir. Ayrıca Safiye Sultan, Topkapı Sarayı’nda sürekli ikamet eden ilk valide sultan olmuştur.
Bu dönemde Sultan III. Mehmed’in Eğri Seferi’ne çıkması önemlidir, zira Kanuni Sultan Süleyman’dan sonra Sultan II. Selim ve Sultan III. Murad ordunun başında sefere gitmemiştir. III. Mehmed’in sefere çıkma isteği, halk ve askerler tarafından sevinçle karşılanmıştır. Sefer sırasında Safiye Sultan, bir padişah vekili gibi hareket etmiştir. Eğri’nin fethi ve ardından yaşanan Haçova Zaferi‘nden sonra Safiye Sultan, siyasi olarak en güçlü zamanını yaşamaktaydı. Padişah annesi olarak sıkça danışılırken devlet adamlarıyla yapılan görüşmelere de kafes arkasından katılmaya başlamıştı.
Osmanlı’nın Sultan III. Murad ve Sultan III. Mehmed dönemleri, İngiltere ile tarihi ilişkilerin başladığı bir dönemdir. Bu dönemde Kraliçe I. Elizabeth, Avrupa’daki düşmanları için müttefikler arıyor ve Akdeniz’deki ticari faaliyetlerini artırmayı hedefliyordu. Bu nedenle, Osmanlı ile ilk ciddi temaslar gerçekleşmiş, Kraliçe I. Elizabeth; Sultan III. Murad ve Sultan III. Mehmed ile çeşitli siyasi konularda mektuplaşmıştır. Ayrıca, Valide Safiye Sultan ile de yazışmaları olmuştur. 16. ve 17. yüzyıllarda etkili valide sultanlar, Avrupalı kraliçelerle iletişim kurmuşlardır; özellikle Valide Safiye Sultan, Fransa Kraliçesi Catherine de Medici ile de mektuplaşmıştır. Catherine, İspanya Kralı II. Felipe’in donanmasıyla mücadele eden Fransa donanması için Valide Safiye Sultan’dan yardım istemiştir. Valide Safiye Sultan, Kraliçe I. Elizabeth ile mektuplaşarak hemcinsi bir yöneticiyle doğrudan muhatap olmuş ve dostluk ilişkisi geliştirmiştir. Bu yazışmalar, erken modern dönemde kadın yöneticilerin siyasi ve sosyal yaşamlarına dair değerli bilgiler sunmaktadır.
Valide Safiye Sultan, elde ettiği güç ve servetle birlikte bazı sorunlarla karşılaşmaya başlamıştı. Bu sorunların en büyüğü, yerli kronikler ve yabancı seyyahlar tarafından kendisinin de dahil olduğu söylentisi kaydedilen rüşvetti. Ancak; ne yabancı seyyahlar ne de dönemin tanıkları, Valide Safiye Sultan’ın rüşvetle olan ilişkisini net bir şekilde tanımlayabilmiştir. Zira, devlet görevlileri arasında olduğu gibi valide sultanların da hediyeleşme durumu olağan kabul edilmekteydi. Bu dönem, iktidar çevresindeki bölünmelerin yoğunlaştığı bir zaman dilimiydi. Valide Safiye Sultan; harem ağaları, damatları ve kira kadınlar aracılığıyla devleti yönetmekteydi. Zaman zaman askerler, isyanlar çıkarıyor ve sorunların kaynağı olarak onu göstermekteydi. Sultan III. Mehmed, isyancılara annesinin artık siyasete karışmayacağına dair güvence vermekteydi.
Padişahın annesi, valide sultan ünvanı ile birlikte artık bütün Ümmetin Annesi sıfatını almış sayılırdı. Ali Akyıldız; Haremin Padişahı Valide Sultan: Harem’de Hayat ve Teşkilat adlı eserinde, tüm valide sultanların hayır işlerinde birbirleriyle yarışarak servetlerini Allah yolunda harcamak için vakıflar kurduğunu göstermiştir. Bu vakıflar, valide sultanların toplumsal görünürlüklerini artırmış ve kamuoyundaki güçlerini pekiştirmiştir.
Valide Safiye Sultan, hasekilik döneminde çeşitli vakıflar kurmuş bir kadındır. Hac yolu üzerindeki Medine ve Mekke’de su yollarının bakımını yaptırarak halk nazarında itibarını artırmıştır. Safiye Sultan’ın ihtişamlı bir cami yaptırmak istediği dönemde, İstanbul’un yedi tepesi sultanlar tarafından yaptırılmış camilerle dolu olduğundan Sultan III. Mehmed, önceki sultanlar gibi yeni bir cami yaptırmamıştır. Bu sebeple Sultan III. Mehmed, annesine bir külliye yaptırması konusunda destek olmuştur. Sultan III. Mehmed’in 1603’teki ani vefatı sonrası Valide Safiye Sultan, torunu Sultan I. Ahmed tarafından Eski Saray’a gönderilmiştir. Bu durum, caminin inşasının yarım kalmasına neden olmuştur. 1660’daki büyük yangın da caminin yapımını geciktirmiştir. Yeni Camii, temelinin atılışından itibaren altı valide sultan görmüş olup Valide Hatice Turhan Sultan döneminde tamamlanmış ve Kadınlar Saltanatı dönemi için önem taşımaktadır. Valide Safiye Sultan, kendi vakfından Üsküdar’da bir çeşme yaptırmış olup çeşmenin tarihi bilinmemektedir. Ayrıca; Mekke’de bir mektep, sebil, havuz ve kuyu ile bir imaret ve darüşşifa da yaptırmış, bu yapılar günümüze maalesef ulaşmamıştır.
Ölümü

Valide Safiye Sultan, Manisa Sarayı’na cariye olarak getirildiği günden itibaren yoğun bir siyasi yaşam sürmüştür. Sultan III. Murad döneminde, Valide Nurbanu Sultan’ın gölgesinde kalarak oğlu III. Mehmed’in tahta çıkmasını beklemiştir. Oğlu Mehmed; 1603’te öldüğünde, Safiye Sultan’ın gücü de sona ermiştir. 1604’te torunu Sultan I. Ahmed tarafından Eski Saray’a gönderilmiş ve siyasete karışmaması konusunda muhtelemen uyarılmıştır. Çocukluk döneminde Valide Nurbanu ile Haseki Safiye Sultan arasındaki çekişmelere tanık olan I. Ahmed, kendi saltanatı döneminde benzer sorunların yaşanmamasını arzulamış olabilir. Bu nedenle, Safiye Sultan’ı Eski Saray’a göndererek bir geleneği başlatmış oldu. Safiye Sultan’ın Eski Saray’a giderken ağladığı ve torunu Sultan I. Ahmed’e lanetler savurduğu rivayet edilmektedir. Safiye Sultan, 1619 yılında vefat edene kadar Eski Saray’da 15 yıl geçirmiştir. Bu süre zarfında torunu Sultan I. Ahmed ile yeniden görüşüp görüşmediği ise bilinmemektedir.
Safiye Sultan daha önce bahsettiğimiz vakıf işlerine genel olarak bu dönemde ilgi göstermiştir. Eski Saray’da bulunduğu dönemde, Osmanlı tarihi açısından önemli bir olay yaşanmıştır. 1617’de Sultan I. Ahmed’in ölümüyle yerine geçen Sultan I. Mustafa, 1618 yılında akli dengesinin bozulması sebebiyle tahttan indirildi. I. Mustafa tahttan düşürüldüğünde, adı bilinmeyen validesi Eski Saray’a gönderilmiştir. Safiye Sultan, o dönem hâlâ burada yaşamaktaydı. Böylece; Osmanlı tarihinde ilk kez iki valide sultan aynı anda Eski Saray’da bulunmuşlardır.
Safiye Sultan’ın vefat tarihi ise tam olarak bilinmemektedir ve çeşitli iddialar bulunmaktadır. Kendisinin 1619’daki vefatını göz önünde bulundurursak bu tarihte tahtta Sultan II. Osman oturmaktadır. I. Mustafa’nın akli dengesi yerinde olmadığı için tahttan indirilip II. Osman’a geçildiği yıllarda, Safiye Sultan muhtemelen Eski Saray’da unutulmuş durumdaydı. Bu nedenle cenaze merasiminin sessiz bir şekilde gerçekleşmiş olması muhtemeldir. Safiye Sultan, vefatından sonra Ayasofya önündeki III. Murad Türbesi’ne defnedilmiştir.
Kaynakça
- Şafak, Nurdan. “Ali Akyıldız, Haremin Padişahı Valide Sultan: Harem´de Hayat ve Teşkilat.” FSM İlmî Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, 26 Haziran 2019, pp. 505–510, Web. Erişim: 20 Eylül 2024
- Altun, Mustafa, et al. YÜZYIL DÖNÜMÜNDE BİR VALİDE SULTAN: SAFİYE SULTAN’IN HAYATI ve ESERLERİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Enstitü Anabilim Dalı : Tarih Enstitü Bilim Dalı : Osmanlı Müesseseleri ve Medeniyeti. Erişim: 26 Eylül 2024.
- “MURAD III – TDV İslâm Ansiklopedisi.” TDV İslâm Ansiklopedisi, 2020, Web. Erişim: 20 Eylül 2024.
- “SAFİYE SULTAN.” TDV İslâm Ansiklopedisi, Web. Erişim: 26 Eylül 2024
- Kapak Görseli: paratic.com