“rüyanda esneyen adamdan koru kendini! O ortaya çıkmadığı sürece güvende olacaksın.”
“Kadınların gecikerek sevdiği erkekler,
şimdiki zamanı gelecek zamana dönüştüren Rus tazıları,
öğrencisine öğrenmeyi değil unutmayı öğreten hocalar,
rüzgar atlaslarına bakıp rüzgarın heykelini yapanlar,
müzik aleti çalanların resmedildiği tabloları toplayıp
onların çaldıklarını çalan koleksiyoncular…” Arka kapak yazısıyla size merhaba diyen Barok Dönemi yazarı Milorad Paviç’in Rus Tazısı adlı kitabı öncelikle bir dönem kitabıdır.
Dönemin mistik halk deyişlerini, hikâyelerini, inanışlarını, değerlerini, ilişkilerini, mekanın hastalıklarını, rahatlıkla fark edebileceğiniz bir eserdir.
Rus Tazısı öyküsünde “çalar saat” uykusundayken yazarın kendisi ayaktadır. Aynı şekilde kitapta uyuyan çalar saat gibi okur da ara sıra uyku moduna geçer ama yazar hala uyanıktır. Siz uyuyan okur iken size neler yaptığını da bilir. Çünkü sizi kitaptan karanlık bir kuyuya atar.
O atıldığınız kuyuda bilmediğiniz, tanımadığınız yerlerde olduğunuz hissini yaşatabiliyor size. Kitaptan yer yer kopuyorsunuz. Ama bu kitabı bırakmanıza engel olmuyor. Çünkü bir an için, geyik boynuzundan kaşıklarla yemek yiyen sakin, kibirli, mağrur bir dede karakteriyle karşılaşıyorsunuz. Hemen akabinde ise zaman imgesiyle sizi yakalıyor ve zamanın kendisi bir öğleden sonra, bir kahvede durmayı sever oluyor. Ve ayrıca o zaman imgesinin durduğu saati düşünmeye başlıyorsunuz.
Kısacık öykülerin içine serpiştirilmiş mistik halk hikâyelerini, kurduğu cümlelerin ve deyimlerin etimolojisine kendinizi bırakıp gitmişsiniz hissini uyandıran bir kopma oluyor bu. Bu kopma daha çok öykünün içerisine atılmakla sonuçlanıyor.
Kurduğu cümlelerin ve deyimlerin etimolojisini araştırırken, aralıklarla verdiği küçük mistik halk hikayelerini düşlerken ya da anlamaya çalışırken yazar rüyanızda size esneyen adamdır.
Ancak kaşif olabilmeyi başaran okuyucuların yazar ve okuyucu arasındaki bağı anlayabileceği bir kitap olarak tanımlayabileceğim bu kitap; “Bir cümleyi okuyacak olan sonrakini okumadan duramaz.” son sözü ile biter.
Kısa bir not: Milorad Paviç’in Rus Tazısı adlı kitabı on altı öyküden oluşuyor. Mitos Yayınları’ndan basılmış. Elimdeki mevcut kitapta basım yılına dair bir emare yok. Işık Ergüden tarafından Türkçe’ye çevrilmiştir. Ancak bildiğim kadarıyla basımı şu an için bulunmamaktadır. İlginizi çektiyse sahaflarda bir keşif yapabilirsiniz. Ek olarak Sadık Hidayet okuyucularının mutlaka okuması gereken bir kitap olarak bende yer edinmiş bir kitaptır.