Ferrari’sini Satan Bilge, pandemi sürecinde sağlıktan daha önemli bir şeyin olmadığını anladığımız bugünlerde, paranın, yıllarca didinerek ulaşılan kariyerin ya da elde bir mücevher gibi tutulan güzelliğin/yakışıklılığın ne kadar geçici olduğunu bize bir kez daha hatırlatan bir eser. Kitap, Simyacı’nın yazarı Paulo Coelho’dan “Öğretirken keyif de veren, büyüleyici bir öykü” yorumunu alır. Ferrari’sini Satan Bilge’den alıntılarla mutluluğun şifrelerini keşfedelim. Keyifli okumalar!
1- “Objektif gerçeklik veya ‘gerçek dünya’ diye bir şey yok. Hiçbir şey mutlak değil. En büyük düşmanının yüzü en iyi arkadaşının yüzü olabilir. Birine trajedi olarak görünen bir hadise bir başkasına sınırsız olanaklar sunabilir. Hep neşeli ve iyimser olan insanları sürekli bedbaht olanlardan ayıran şey, yaşam koşullarının nasıl yorumlandığı ve değerlendirildiğidir.”
(s.51)
2- “Düşüncelerini ve yaşamındaki olaylara tepki verme biçimini kontrol etmekle, kaderini kontrol etmeye başlarsın.”
(s.52)
3- “Kaygı verici bir düşünce bir embriyo gibidir; oluştuğunda küçüktür, ama büyür ve daha çok büyür. Kısa süre sonra kendi kontrolünü eline alır.”
(s.68)
4- “Zihninin perdesine esin verici, canlı resimler yansıtırsan yaşamında mükemmel şeyler olmaya başlar. Einstein bir keresinde ‘Düş gücü bilgiden daha önemlidir’ demiş.”
(s.71)
5- “ Başkalarının senin hakkında söyledikleri bir şey ifade etmez. Yaptığının doğru olduğunu biliyorsan başkalarının yargıları hakkında kaygılanmamalısın. Kendi vicdanına ve kalbine göre doğru olduğu sürece istediğin her şeyi yapabilirsin.”
(s.73)
6- “Yorgunluk büyük ölçüde zihnin bir yaratısıdır. Yönelim ve düşleri olmadan yaşayan insanların yaşamına yorgunluk hükmeder.”
(s.73)
7- “Zihnini sürekli anı yaşamaya yöneltirsen sınırsız enerjiye sahip olursun, saat kaçı gösterirse göstersin.”
(s.74)
8- “Hata yoktur, sadece dersler vardır. Engelleri kişisel gelişim ve spiritüel zenginleşme için fırsat olarak görün.”
(s.75)
9- “ Çok büyük sorunları olan bir dünyada yaşıyoruz. Dünyayı olumsuzluk sarmış ve toplumumuzdaki birçok kişi dümensiz gemiler gibi savruluyor; onları kayalık kıyılara çarpmaktan koruyacak bir fener arayışında olan zavallı ruhlar…”
(s.77)
10- “ Önce, her birimiz ortalama bir günde yaklaşık 60.000 şey hakkında düşünürüz. Amaçlarınızı ve hedeflerinizi bir kâğıda yazdığımızda bilinçaltımıza bir kırmızı alarm göndermiş ve bu düşüncelerin geri kalan 59. 999 düşünceden çok daha önemli olduğunu belirtmiş oluruz. Bunun üzerine zihnimiz güdümlü bir füze gibi amacımızı gerçekleştirmek için tüm fırsatları araştırmaya başlar. Bu gerçek anlamda bilimsel bir süreçtir. Çoğumuz bunun farkında değiliz.”
(s.84)
11- “İnsanların verdikleri kararlara bağlı kalamamalarının esas nedeni eski alışkanlıklarına geri dönmenin çok kolay olmasıdır.”
(s.87)
12- “Yaşamındaki sınırlar yalnızca senin belirlediklerindir. ‘ Kendi güven çemberinden çıkmaya ve bilinmeyeni keşfetmeye cesaret ettiğinde gerçek insani potansiyelini açığa çıkarmaya başlayacaksın.”
(s.102)
13- “Sana söylediğim gibi, kendini geliştirmek için zamanın olmadığını söylemen, bu ister zihnini geliştirmek ister ruhunu beslemek olsun, araba kullanmakla çok meşgul olduğun için benzin almaya zamanın olmadığını söylemek gibi bir şey. Bu, sonunda seni yolda bırakacaktır.”
(s.107)
14- “Ancak aynı hataları tekrar tekrar, her gün yinelemenin kabul edilebilir bir tarafı yok. Bu tam da insanları hayvanlardan ayıran bir nitelik olan kendinden haberdar olma yetisinden tamamen yoksunluğun göstergesidir.”
(s.125)
15- “Uyumadan önceki on dakika ile uyandıktan somaki on dakikalık sürenin bilinçaltın üzerinde büyük etkisi vardır. En ilham verici ve huzurlu düşünceler zihnine bu süreler içinde programlanır.”
(s.127)
16- “Kelimeler zihni çarpıcı biçimde etkiler, İster sözlü, isterse yazılı olsunlar güçlü etkilere sahiptirler. Başka insanlara söylediklerin önemlidir ancak kendine söylediklerin daha da önemlidir.”
(s.131)
17- “Sana daha önce de söylediğim gibi, acı, güçlü bir öğretmendir. Acının üstesinden gelmek için önce onu yaşamam gerekiyordu. O olmasaydı bugün olduğum yerde olamazdım” dedi metin bir şekilde.”
(s.135)
18- “Yogi Raman’ın bana öğrettiği temel ilkelerden biri gerçek anlamda aydınlanmış kişilerin hiçbir zaman başkalarına öykünmediğiydi. Bunun yerine onlar kendilerinin önceki halini aşmaya çalışıyorlardı. Başkalarıyla yarışma. Kendinle yarış” diye yanıt verdi Julian.”
(s.145)
19- “Kendini daha fazlasını yapmaya ve daha fazla deneyim kazanmaya zorla. Enerjini düşlerini geliştirmeye ada. Evet düşlerini geliştirmek. Zihin kalende böyle sonsuz bir potansiyel taşırken alelade bir yaşamı kabullenme. En üst sınırına ulaşma cesaretini göster. Bu senin doğuştan gelen hakkın!”
(s.165)
20- “Her şey olup bittiğinde, ne kazandıysan kazan, kaç yazlık evin olursa olsun, garajında kaç otomobil beklerse beklesin, yaşam kaliten yaşama yaptığın katkıyla belirlenecektir”
(s.169)
Robin Sharma, Ferrari’sini Satan Bilge
GOA yayınları