Redd’in Mükemmel Boşluk Albümü: Mükemmel Olan Boşluk Mu, Albüm Mü?

Nazrin Shukurova
Nazrin Shukurova
Küçük şeyleri unutamayanlar, en geri hatıraları da unutamayanlardır. Hafızalarının bu bahtsız kuvveti karşısında hiç bir memleket, hiç bir vatan tutamadan her yeri, her şeyi severek öleceklerdir. (Sait Faik)
spot_img
Editör:
Ayşenur Gedizli
spot_img

Redd ve “Mükemmel Boşluk”

Redd 1996 yılında kurulan bir rock grubudur. Başarılı albümlerinin yanı sıra birçok dizi, film ve sosyal sorumluluk projelerine de katılım sağlamıştır. Türkçe rock müzikte kendine özgü tarzı ve duruşuyla varlığını sürdürmektedir.

Şu anda Doğan Duru, Güneş Duru, Berke Özgümüşten oluşan grup “Mükemmel Boşluk” isimli altıncı stüdyo albümünü 2016 senesinde dinleyicileriyle buluşturdu. Dinleyenlerin hemen hemen hepsi bu albümün Redd’in bir önceki albümlerinden farklı olduğu düşüncesinde. Sebebi de, müzikal olarak farklı ritimler kullanılması, dans etmenizi istese bile, lirikal olarak buna izin vermemesidir. Grubun solisti Doğan Duru bir röportajında “Bireysel dertlerimiz son yıllarda ikinci plana düştü. Kendimize ait bir gündem yok. Bir şeylere takılmış sürükleniyoruz. Duygularımız da sürükleniyor. Bu sırada ister istemez kendi duygularımızı içimize atıyoruz. İçimizde karanlık başka bir dünya oluşuyor. Onu dile getirecek fırsatımız, zamanımız olmuyor. Bu albümde tamamen o arka plana attığımız, zamanla içimize ata ata bizi delirtecek duyguları dışa vurmak istedik.” demiş Mükemmel boşluk albümü için. Kulaklığı takıp 49 dakika boyunca dinlerseniz, bir insanın iç dünyasına seyahat ettiğinizi hissedebileceğiniz bir albüm. Hatta poetik bir dille söylersek, kendini “kalpsiz romantik” sanan birinin “hala seni çok özlüyorum” itirafıyla biten albüm olarak nitelendirilebilir.

Redd’in yaptığı müziğe hakim olanlar bu albümü bir az yadırgayabilir. Çünkü, ilk kez bu kadar aşk ve ayrılık temalarına yer verilmiştir. Bir kere bile kalbi yorulmuş, özlediğini itiraf edebilen, ayrılık evresi yaşamış her insan albümde kendinden bir parça mutlaka bulacaktır. Albüm o kadar içe dönük, duygu yüklü bir albüm ki, insan kendine bile itiraf edemediği şeyleri “Mükemmel Boşluk” albümünde bulabiliyor.

Kapak fotoğrafı da albüm hakkında çok şey anlatıyor. Doğan Durunun da dediği gibi “Ne yere çarpabiliyoruz ne havaya uçabiliyoruz. Bir yerde asılı kalmış bir hale geldik.

Şimdi ise albümdeki eserlere göz atalım.

Kalpsiz romantik

Müzik eleştirmenleri, albüm bütünlüğünün son zamanlarda önemini yitirdiği kanısında. İlk şarkıdan bile bu albümde bütünlüğün ne kadar güzel bir şekilde işlendiğine şahit oluyoruz. Bir terk edilmenin ardından, aşk acısının en başında, kurtuluşu her gece başka birini bulmakta görüyor. Bunu da albüme ritmik bir şekilde başlayarak yapmaya çalışıyor. “Aşık oldum, ama bitti” diye düşünüyor.

Kanıyorduk

Kanıyorduk albümün dinleyiciler taradından en çok sevilen şarkılarından biri. Bu şarkıda Doğan Duru adeta kendi kafa sesiyle düet yapıyor. Dinlediğimizde albüm kapağını anladığımız şarkı da bu aslında. Çünkü kahramanımız aşkla kanmayı böyle anlatıyor:

“Düşüyorduk uzaktan bakınca
Ama aslında yükseliyorduk dünyadan”

Melodi olarak o kadar derin ve Doğan Durunun aslında albüm hakkında söylediği gibi yoğun ki, acıyı hissetmeye “Resmini buldum bir kitapta.” dediği anda başlıyoruz.

Aşk, Virüs

Acı yolculuğumuz bu şarkıyla biraz sertleşiyor. Yazar hem kendi hislerini, hem de karşısındaki insanla daha açık konuşmaya başlıyor sanki. Bana göre en vurucu kısmı ise, “Kimse bu kadar kalbimi yormamıştı.” itirafıdır. Kendisini değersiz hissetmesini “Kimse beni şekeri biten sakız gibi tükürmemişti.” diye haykırarak hiç çekinmeden yansıtıyor. Belki de bu sert anlatımı ile bizim kendimizle yüzleşmemizi sağlıyor.

Onlar Bile Üzülürler

Kahramanımız “Bana kalpsiz diyorlar, seni hiç tanımadılar.” diyerek acısını başkaları, yani onlar üzerinden anlatmaya başlıyor bu sefer. Baştan sona tezatlarla, şiirsel oluşuyla, en sonda Doğan Durunun muhteşem sesiyle birleşerek albümün şah eserlerinden birine dönüşüyor. Tezatlığın poetikliğini de en çok hissettiğimiz cümlelerden biri bu:

“Gecenin sessizliğine direniyorum,
İçimdeki yalnızlığın gürültüsüyle”

Bugün Herkes Ölsün İstedim

Redd acıya teslim olmuş yanını ilk defa çünkü seni çok özledim diyerek bu kadar net gösteriyor.

“Sen kalbimi durdurdun, dünya dönmesin dursun…”

Senden Vazgeçeli Çok Oldu

Bakmayın siz senden vazgeçeli çok oldu demesine, aslında “Belki anlarsın” diye haykırıyor. Unutmak için bir yol arayan aşık artık yolunu kaybettiği bir evrede:

“Kalbimin
Yerini unutmak isterken
Evimin
Yolunu
Kaybettiğim çok oldu”

Kafakafka

Bana kalırsa, Kafakafka’nın albümün tam ortasına denk gelişi tesadüf değil. Hepimiz bir acının içinden geçerken her şey bomboş bugün diye düşünerek soluklanırız. Bu şarkı gerçekten dans etmemizi, acıya ara vermemizi istiyor. Hatta Redd sadece bu albümde uzak kaldığı politik duruşuna bir anlık dönerek gönderme yapmayı da ihmal etmiyor.

Sadece dans ederken bir şeyi es geçmemek gerekir ki, kahramanımız her şeyin farkında.

“Aslında bunlar hep yalnızlıktan
En son kalbimi kim kırmışsa
O günden beri ben hep böyleyim
Ben sevemem ki”

Tam Bi Delilik

Kafakafka’nın ritmik vuruşlarından sonra Tam bir deliliğin sakinliği sizi bir anda darmadağın edebilir ve farkına varırız ki, hala bir kaçış peşindeyiz:

“Senin olan şeyler var, onlardan kaçıyorum
Seni hatırlatan şeyler var, onlardan kaçıyorum”

Albüm bütünlüğünü ele alırsak, “Vitrine koy ki görsünler kalbimin kırıklarını, tam bi’ müzelik” sözlerinin Onlar Bile Üzülürler şarkısındaki “Bir kalp müzesi vardı içinde” ifadesine güzel bir gönderme olarak da düşünebiliriz.

Sextronot

Sextronot teması gereği bir az farklı ve espirili bir parça. Kaçış, dünyalı olmadığını iddia ettiği biriyle sevişerek bu kalp kırıklığını görmezden gelmesiyle devam ediyor.

Kalpler kırılırlar ama bedenler esner seviştikçe”

İtiraf

Öyle Ben hep koparttım” diyor ki, zaten itirafların geleceğini o derin melodiyle bir arada hissedebiliyorsunuz. Yanılmıyoruz, elbette; gerçekten bu eşsiz müzik, seni hala çok seviyorum itirafıyla sona eriyor.

Boşlukta Dans

O mükemmel boşluğun içinde itiraflar ve acının anlatımı devam ediyor. Sanatçı bu sefer de “Boşlukta sessizdim, derinlerde nefessizdim” diye tarif ediyor.

Hala Seni Çok Özlüyorum

İşte “Mükemmel Boşluk” bu itirafla sonlanıyor. Artık saklanacak bir şey yok, sadece yaranın eşsiz tarifi var.

“Ben her gün ölüyorum
Zor, yine zor, yine zor, yine de
Ağlarken gülüyorum
Hala, seni çok özlüyorum”

Şarkı da tıpkı albüm gibi şeffaf. Doğan Durunun da dediği gibi: “transparan ve görünür.”

 

Albüm bizi hislerimizle baş başa kaldığımız bir yolculuğa çıkarıyor. Redd’in müziğiyle harikalar yarata bildiğini ispat ettiği bu albümü dinlemeyi ve “Durmaz kalbim, sevmek için yaşar seni” gibi umut etmeyi unutmamanızı diliyorum. İsminin hakkını fazlasıyla veren bu albümü dinleyecek olanlara şimdiden iyi dinlemeler.


Kaynakça:

Posta.com.tr. “REDD’in Son Albümü “Mükemmel Boşluk.”” Posta, Posta Gazetesi, 13 Mar. 2016‌. Web Erişim Tarihi: 08.07.2025

“Redd.” Redd.com.tr, 2025, redd.com.tr/. Web Erişim Tarihi: 08.07.2025

Günay, Ali Cem. “ALBÜM | Redd – ‘Mükemmel Boşluk’ | Bir Baba Indie. Bağımsız Müzik ve Kültür-Sanat Platformu, 17 Mar. 2016. Web Erişim Tarihi: 08.07.2025

“Redd – ‘Mükemmel Boşluk.’” Blogspot.com, 2019, Web Erişim Tarihi: 08.07.2025

spot_img

10 YORUM

  1. Ben şarkıları genellikle sözleri için değil, müziği için dinlerim, bu yüzden çoğunlukla sözlerini hatırlamam. İlk defa şarkıların sözleri beni bu kadar etkiledi, çok güzel anlatmışsın. Sanırım albümü dinledikce, tekrar-tekrar yine okuyacağım. 🩷

  2. Tüm sevdiğim albümler için keşke böyle bir yazı olsa… Redd’i anlamak ve bu albümü bu kadar derin ama bir o kadar da sade bir dille anlatmak gerçekten etkileyici. Mükemmel Boşlukta iken dönüp-dönüp gelicem buraya…

  3. Albümü dinlemeden önce, “Mükemmel olan albüm mü, boşluk mu?” yazısını herkes okumalı bence. Her şarkı adeta bir otobiyografi niteliğinde. Albümdeki müzik zevkinize hitap etmeyen şarkılarda bile, bu yazıyla kendinizden bir parça buluyorsunuz.
    Emeğinize sağlık!

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.