Kitap okumanın, yeni yazarlar ve romanlar tanımanın, bu sayede yeni dünyalar keşfedebilmenin verdiği tarif edilemeyecek kadar güzel hisleri ve tabii ki eski okuma alışkanlığınızı özlediyseniz bu liste tam size göre!
Reading Slump Nedir?
Her okurun bir gün mutlaka başına gelen bu can sıkıcı dönem dilimize okuma tembelliği, okuma tıkanıklığı ya da okuma durgunluğu olarak çevrilebilir.
Reading Slumptan Kurtulmak İçin Neler Yapılabilir?
Biliyoruz ki böyle dönemlerde kitabı okumaya devam etmenin zorluğundan çok yeni bir kitaba başlamanın zorluğu can sıkar. İşte tam da bunun için listeye geçmeden önce reading slump’tan kurtulmak için yapılması önerilen bazı noktalara göz atmak faydalı olabilir.
- Kısa okuma süreleri ve sayfa sayısı gibi minik hedeflerle başlamak.
- Daha yakın hissedilen türden kitaplar seçmek.
- Bitirilen kitap sayısı motive ediyorsa önce daha kısa kitaplara göz atmak.
- Telefondan uzak, sessiz ve rahat bir ortam oluşturmak.
Belki uzun ve ilgi çekmeyen bir roman belki çok yoğun geçen haftalar belki de sadece yorgunluğun sürüklediği bu reading slump girdabından kurtulmak için birbirinden keyifli altı kitabı derledim. İyi okumalar!
1. Aniden Shakespeare – David Safier
“Büyük aşkım, kendi büyük aşkıyla evlenmek istiyordu ve bu büyük aşkı ben değildim.”
Aşk acısı yaşayan ana karakterimiz Rosa, bir bakıma hislerinden uzaklaşmaya çalışırken denk geldiği bir hipnoz seansı ile geçmişe yolculuk yapar ve ruhu o sırada 1594 yılında düello yapmakta olan bir adamın bedenine girer. William Shakespeare’in bedenine sıkışmış olan Rosa’nın günümüze dönebilmesi için ise bir şart vardır: gerçek aşkın ne olduğunu öğrenmek!
Bu roman ilk bakışta sayfa sayısıyla göz korkutabilir ancak oldukça sürükleyici ve eğlenceli olduğu için nasıl sonuna geldiğini fark etmeyeceksiniz bile! Ancak bu kitaptaki karakter, hayatı hakkında çok az bilgiye sahip olduğumuz Wiliam Shakespeare’ın yaşamıyla ilgili gerçek bilgiler vermez. David Safier’in de yazdığı gibi: “Bu kitap tarihi bilgiler göz önünde bulundurulmadığı takdirde etkileyici olmaktadır.”
2. Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz – Aziz Nesin
“‘Diploman var mı, okul diploman?’ dedi. ‘Yok, dedim, okula gidemedim.’ ‘Hmm, demek diploman yok. Öyleyse sana yüksek bir iş vereceğiz.’ dedi.”
Aziz Nesin’e 1978 yılında Madaralı Roman Ödülü’nü kazandıran bu eser, Yaşar Yaşamaz adlı gencin başından geçen olaylar silsilesini anlatır. Yaşar’ın devlet kayıtlarında var olmadığını öğrenmesiyle birlikte başına gelenler biz okurları güldürmenin yanı sıra Türk bürokrasisiyle ilgili derin düşüncelere sevk eder. İşte bu sırada bir de bakmışsınız ki romanın sonuna gelmiş, reading slump’ın varlığını bile unutmuşsunuz. Aziz Nesin, bu karmaşık ve düşündürücü romanı öyle güzel ve akıcı şekilde kaleme almış ki böyle bir listede bulunmasa Yaşar Yaşamaz’ın yaşadıklarına haksızlık etmiş olurduk.
Tiyatroya uyarlanmış ve günümüzde gösterileri hâlâ devam eden bu roman, 1974 yılında sinemaya da uyarlanmıştır. Başrolde Halit Akçatepe‘nin oynadığı, yönetmenliğini Engin Orbey’in yaptığı film, film geceleriniz için de iyi bir seçenek olabilir.
3. Fuji-Yama – Cengiz Aytmatov
“İnsan nasıl insan olmalıdır?”
Adını Japonya’da bulunan Fuji Dağı’ndan alan, Aytmatov’un Kaltay Muhammed Canov ile birlikte kaleme aldığı bu eser aslında bir tiyatro oyunudur. Bir grup arkadaşın bir araya gelip hem kendileriyle hem birbirleriyle yüzleşmelerine tanık oluruz. Kalabalık arkadaş grubu karmaşası, etik ilkeler konusunda yaşanan görüş ayrılıkları ile birlikte nasıl bittiğini anlamayacağınız, tabiri caizse bittikten sonra “duvar seyrettirecek” bir oyun. İnce bir kitap olmasıyla da okuma motivasyonunuzu yükselteceğine inanıyorum. Tüm bu özellikleriyle okuma tembelliğini defetmek için yazılmış bir kitap adeta!
4. Son Ada – Zülfü Livaneli
“İnsan her gün gördüğü denizin, evinin önündeki kayanın üstüne konan martının güzel olduğunu düşünmez. İki tarafı ağaçlıklı toprak yoldan yürürken, tepede buluşup birbirine girmiş olan dalların nasıl bir gölgelik yarattığını, akşamsefalarının bir mucize gibi birden açıverdiği bahçelerdeki alçak sesli sohbetleri, bazı evlerden belli belirsiz duyulan aşk fısıltılarını da. Bunları sadece yaşar”
Livaneli’nin en politik eseri olan bu roman, varlıklı bir adamın satın aldığı kırk haneden oluşan, birbiriyle huzur içinde yaşayan insanlar ve martıların olduğu adaya darbeci bir devlet başkanının taşınmasıyla süregelen olayları anlatır. Hem kendinden hem yaşadığınız toplumdan izler bulabileceğiniz Son Ada, okumaya başladığınız andan itibaren dış dünyayla bağınızı en aza indirip olay örgüsünde kaybolacağınızın garantisini verebilirim!
5. Canım Aliye, Ruhum Filiz – Sabahattin Ali
“Etrafın seni sıktığı zaman kitap oku… Ben şimdiye kadar en çok kitaplarımı severdim. Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz.”
Sabahattin Ali’nin eşine ve kızına yazdığı mektupların derlemesinden oluşan Canım Aliye, Ruhum Filiz özellikle Sabahattin Ali’yi daha yakından tanımak isteyen, okuma tembelliğinden muzdarip okurlara önermek isterim. Orijinal mektupların görsellerine de yer verilen eserde zorlayıcı yaşamı sırasında ailesinden uzakta eş ve baba sorumluluğunu taşıyan yazarımızı daha iyi tanıma olanağını bulabilirsiniz. Çoğu mektubun gözlerin dolmasına sebep olmak gibi bir özelliği vardır tabii ama Sabahattin Ali’nin eşine ve kızına olan bağlılığını mektuplarında okurken gözyaşlarının yükselişine hiç engel olamayabilirsiniz.
6. Kızıl Veba – Jack London
“Uygarlık çöküyor ve artık herkes kendisi için yaşıyordu.”
Jack London okurlarının hayranlıkla okuyacağı bu roman bir salgın hastalık olan Kızıl Ölüm’ün gezegeni yıkıp geçmesinden altmış yıl sonra, 2073’te, San Francisco bölgesinde hayatta kalmayı başarmış olan James Smith ve üç torununun seyahati sırasında Dede Smith’in torunlarına insanlığın başına gelen Kızıl Veba salgınını anlatır. Biraz kuşak çatışmasını da hissettirebilecek olan bu kısa roman daha önce okumadıysanız sizi Jack London’ın kalemine bağlayabilir.
Çok etkileyici bir yazı olmuş. Google da gezinirken karşıma çıktı. Yazı resmen kendi içine çekti. Diğer içeriklere de göz atacağım