Netflix yeni dizisi Ratched’ı geçtiğimiz ay yayımladı. Yayımlandığı andan itibaren ABD başta olmak üzere pek çok ülkede ilk sıraya yerleşmeyi başardı. Dizi, One Flew Over the Cuckoo’s Nest filminde yer alan hemşire Ratched karakterinin gençliğine odaklanıyor. Filmde hastalara karşı soğuk, kalpsiz ve oldukça kuralcı bir hemşire olarak gördüğümüz karakteri Louis Fletcher canlandırmış ve bu rolüyle Oscar ödülü kazanmıştı.
Dizinin yaratıcılığını Evan Romansky ve American Horror Story, American Crime Story gibi kült dizilerin yaratıcı Ryan Murphy üstleniyor. Ratched karakterini Ryan Murphy’nin vazgeçilmez oyuncularından Sarah Paulson üstleniyor. Usta oyuncu Judy Davis, Sex and the City dizisiyle ünlenen Cynthia Nixon, American Horror Story dizisiyle karşımıza çıkan Finn Wittrock, usta oyuncu Sharon Stone ve başarılı oyuncu Sophie Okonedo dizide yer alan diğer oyuncular.
Dizi, izleyicileri 2. Dünya Savaşı’nın sonrasında Kaliforniya’nın Lucia kasabasına götürüyor. Dizi Edmund Tollosen ‘un dört rahibi öldürmesiyle başlıyor. Akıl sağlığının kontrolü için kasabadaki akıl hastanesine yatırılılması kasabada büyük yankı uyandırırken aynı günlerde hemşire Mildred Ratched hastaneye çalışmak için başvuruyor. Çevresine titiz ve deneyimli bir hemşire izlenimi veren Ratched’in hastaneye gelmesinin bambaşka bir amacı var. Dizi Ratched’a planını adım adım uygulatmanın yanı sıra o yıllardaki yaşamlara, mücadelelere ve hastanelerde yeni yeni uygulanmaya başlanan tedavilere odaklanıyor.
(Yazının bundan sonrası birinci sezon hakkında spoiler içermektedir.)
Korkular Hayatın Zayıflığıdır
Pek çok dizi izleyicilere korkuları olan insanların zayıf karakterler olduğunu göstermekte. Ancak Ratched dizisi korkuların insanları değil yaşadığımız hayatı zayıflattığını hatırlatarak karakterlerine ve seyircilerine bir hatırlatma yapar. Sırlarınızı ve beraberinde getirdiği korkular sizi zayıflatır. Onları saklamak yerine yüzleşin ve sizi anlayacak insanlarla paylaşın.
Dizinin üç ana kadın karakteri sırlarını birbiriyle paylaştıktan sonra rahatlar, birlik olur ve kendilerini oldukları haliyle kabul ederler. Mildred; Edmund’un kardeşi olduğunu ve onu kurtarmak için geldiğini ilk bölümlerde saklar. Bu yüzden onu her zaman tetikte ve ördüğü duvarın arkasında yaşarken görürüz. Hemşire Butsy ile girdiği sırrının açığa çıkmasıyla oyunun bittiğini ve kaybettiğini sanır. Ancak Butsy onun kimliğini ve yaşadıklarını anlayarak yardım etmeye karar verir. Aynı şekilde Gwendoly ile yakınlaştığında ve sırrını söylediğinde aynı tepkiyi alır. Böylece karakterimiz sırlarının kendisine pranga olmasına engel olarak keser atar ve kendiyle ve geçmişiyle barışır. Butsy karakteri ilk başlarda huysuz ve rekabetçi bir hemşire olarak karşımıza çıkar ancak Mildred’a doktor Hanover’a platonik aşık olduğunu söylediğinde rahatlar ve neşeli bir hale bürünür. Doktor Hanover’ın onu reddetmesi en büyük korkusuyken ileriki bölümlerde red yemesiyle bunun o kadar da korkuacak ve hatta üzülecek bir şey olmadığını anlar. Gwendoly ise belediyede basın işlerinden sorumlu, başarılı ve evli bir kadındır. Ancak ileriki bölümlerde cinsel yönelimini bir sır olarak sakladığını ve anlaşmalı bir evlilik yaptığını anlarız. Ratched’a karşı beslediği hisleri anladıktan sonra kabuğundan çıkar ve kendi benliğini bulur.
Seyirciler için dizinin en ilginç karakterlerinden biri şüphesiz doktor Hanover’dır. Akıl hastanesinin müdürü olan karakter belediye başkanından bütçe alabilmek için pek çok tedavi yöntemi buluyor ve uyguluyor. Seyirciler ise kendini, o yıllarda tedavi için bulunan garip yöntemler ve yine o yıllarda hastalık olarak kabul edilen yönelim ve davranışların içinde buluyor.
Aktör bir adam unutkanlık şikayeti, bir çocuk fazla hayal kurma, opera sanatçısı bir kadın melankoli ve genç bir kadın lezbiyen olduğu için hastaneye başvurur. Doktor Hanover hastaneye gelen dört hastaya uyguladığı tedavilerle onları iyileştirerek hem belediye başkanının gözüne girecek, hem de tıpta yeni bir çağ açma hedefindedir. Hastaneye yatan kişilerin farklı şikayetleri vardır. Uyguladığı ilk tedavi lobotomi olur. Beynin frontal lobunu alarak hastalıklarını tedavi etmeye amaçlamaktadır. Ancak işler beklediği gibi gitmez. Hastalar iyileşmediği gibi lezbiyen olan kadın operacı kadına lezbiyenliğini bulaştırır. (?) Böylece iki kadına hidroterapi uygulamaya başlar. 20 dakika 65 derecelik sıcak suda, 5 dakika soğuk suda tutarak iyileştireceğini vaat eder. Kadınlardan birisi bu işkenceye dayanamaz ve iyileştiği yalanını söyler. Ratched iki kadının gördüğü işkencelere katlanamaz ve onları akıl hastanesinden kaçırarak başka bir yere gönderir. Eşcinsellik; 1973 yılında Amerikan Psikiyari Birliği’nin “Akıl Hastalıkları Teşhis ve İstatistikleri Kılavuzu”ndan, Dünya Sağlık Örgütü’nün“Uluslararası Hastalıklar Sınıflandırması”ndan ise 1 Ocak 1993 tarihinde çıkarılmıştır. İnsanlar günümüzde bile bu tür işkencelere maruz kalmaktadır. Günümüzde bile pek çok lgbti+ birey dönüşüm kampları olarak adlandırılan karanlık ve çağdışı yerlerde işkence görerek hayatını kaybetmektedir.
Tedavileri başarısız olmaya devam eden Hanover ise umutsuzluğa kapılır. Ancak hastaneye çoklu kişilik bozukluğuna sahip Charlotte gelir. Beyaz bir grubun ırkçı saldırısına uğramış, güünlerce bir dolaba kitlenerek dövülmüştür. Yaşadığı travmayla baş edemeyen karakter kendisine yeni kişilikler yaratmış ve onlara bürünmüştür. Hanover uyguladığı hipnoz tedavisiyle başarılı olsa da yaşadığı başka bir travmayla eski haline geri döner. Sophie Okonedo’nun başarılı bir şekilde canlandırdığı karakter hem o yıllardaki ırkçı eylemlere hem de uygulanan yeni tedavi yöntemlerini bizlere aktarır.
Konusu ve geçtiği mekan itibariyle koyu ve karanlık temalı renkler bekleyen seyirci ters köşe oluyor. Ryan Muphy bize renkli bir dünya sunuyor. Karakterler, kostümler ve mekanlar için açık ve pastel renkler kullanmış . Bu seyircinin her sahnede daha da gerilmesine yol açıyor.
Seyirci ilk bölümlerde yine renkler üzerinden karakterler hakkında çıkarım yapmaktadır. Ratched ilk bölümlerde odadan her çıktığında beyaz olan ışıklar yeşile döner. Pozitif bire renk olan yeşil burada Ratched’ın kardeşini kurtarma umudunu sergiler. Betsy karakteri ise her odadan çıktığında beyaz ışıklar kırmızıya dönmektedir. İlk bölümlerde itibaren kavga ettiği Ratched karakterine karşı beslediği nefret ve intikam duygusunu böyle hissettirir. Ancak seyirci bir kez daha ters köşe olur. Ratched kardeşini kurtarmak için yalana, manipülasyona ve şantaja başvurarak seyirciyi şaşırtır. Betsy ise içindeki nefret ve intikam ateşini söndürerek Ratched ile sıkı birer arkadaş olur. Dizi bazı zamanlar temposunu yavaşlatsa bile sinematografisi ve hikayesiyle kendini izletmeyi başarıyor.