30 yıldır müzik yapan, turneleri ile neredeyse tüm dünyayı dolaşan Almanya’nın ve dünyanın en ünlü rock gruplarından Rammstein’ı gelin yakından tanıyalım!
Nedir Bu Yeni Alman Sertliği?
Neue Deutsche Härte (kısaca NDH), Türkçe anlamıyla Yeni Alman Sertliği; 1990’larda Almanya’da ve diğer Almanca konuşulan ülkelerde ortaya çıkan, ağırlıklı olarak elektronik müzikten yararlanan bir metal müzik hareketidir. Bugün, büyük ölçüde Rammstein sayesinde, Almanya dışında popüler ve neredeyse tüm dünyada adından söz ettirmeye devam ediyor. Bu zamana kadar devam eden ve ünlü olan tek temsilcisi Rammstein‘ı yakından inceleyelim!
Her alanda alışılmamış tarzlarıyla akıllara kazınan Rammstein grubunun kuruluş hikayesi 1994 yılına dayanıyor. Grubun ilk parlayışı, Berlin’de yapılan Metro Beat Müzik Ödülleri için birkaç parça kaydedip yarışmaya yollaması ile başlar. Yarışmayı kazanan grubun ödülü daha profesyonel bir stüdyoda kayıt imkânıdır. O sırada grupta Richard Kruspe, Christoph Schneider, Oliver Riedel ve Till Lindemann vardır. Stüdyoya girmeden önce grubun gitaristi Paul Landers dahil olur. Hala eksik hisseden grup üyeleri normalde Rammstein’ın tarzını beğenmeyen Christian Lorenz‘i de uzun ısrarlar sonucu gruba girmeye ikna eder. Böylece tüm grup üyeleri asla değişmemek üzere bu uzun serüvene dahil olur.
Grup ismini, Almanya’nın Ramstein kasabası yakınlarında meydana gelen kazadan alır. 1988 yılında yakınlarında Ramstein isimli Amerikan Hava Üssü’nde gerçekleşen olay, gösteri uçuşu yapan jetlerin birbirine çarpması ve birinin seyircilerin üzerine düşmesi sonucu 80’in üzerinde insan hayatını kaybetmesi ile sonuçlanır.
Grup, bu olaydan altı yıl sonra bu trajik kazayı dizelerinde yeniden canlandırır. Albümleri çıkmadan önce verdikleri küçük konserde bu dizelerin sahibi şarkının çok sevilmesi ile grubun ismi halini alır.
Bahsi geçen şarkı:
Ein Mensch brennt
(Bir insan yanıyor)
Fleischgeruch in der Luft
(Etinin kokusu havada)
Ein Kind stirbt
(Bir çocuk ölüyor)
Die Sonne scheint
(Güneş Parıldıyor)
Ein Flammenmeer
(Alevler denizi)
2009-2019 arası on yıllık süreçte grup içi anlaşmazlıklardan ötürü müziğe ara veren Rammstein, on yıllık kayıp yaşamasına rağmen eserlerinin miktarı azımsanacak düzeyde değil.
Şimdiye kadar 8 albümleri: Herzeleid (1995), Sehnsucht (1997), Mutter (2001), Reise, Reise (2004), Rosenrot (2005), Liebe ist für alle da (2009), Rammstein (2019), Zeit (2022).
5 adet canlı albümleri: Live aus Berlin (1999), Lichtspielhaus (2003), Völkerball (2006), In Amerika (2015), Paris (2017).
Sadece 2022 yılında dahi beş tane çıkan birçok single, derleme ve katkıda bulundukları albüm bulunmaktadır.
Rammstein‘ın adının dünyaya yayılmasında ünlü yönetmen David Lynch‘in de payı vardır. David Lynch’in büyük hayranı olan grup üyeleri, bir videolarını çekmesini dileyerek yönetmene albümlerini gönderirler. Ne yazık ki Lynch, zamanı olmamasından dolayı kibarca geri çevirse de albümden etkilendiğini söyler. Çektiği her filminin soundtrack albümünü kendisi düzenleyen, girecek müzikleri bizzat kendi seçen titiz yönetmen Lynch, Rammstein‘ın iki parçasını (Rammstein, Heirate Mich) Lost Highway filminde ve soundtrack albümünde kullanmaya karar verir.
Soundtrack albümü için Rammstein parçasına da bir video çekilir ve bu şarkı Amerika başta olmak üzere dünyadaki tüm müzik kanallarında çalmaya başlar. David Lynch’in bu seçimi, Rammstein’ın dünyada esen rüzgarına ivme kazandırır.
Rammstein’ın film müzikleri koleksiyonu ise hayli kalabalıktır. The Matrix filminde Du Hast, Resident Evil filmi için Halleluja, Mortal Kombat filmi için Engel, xXx (Yeni Nesil Ajan) filmi için Feuer Frei, Lilja 4-Ever filmi için Mein Herz Brennt, Resident Evil: Apocalypse filmi için Mein Teil ve Nymphomaniac filmi için Führe Mich şarkıları film müziği olmuştur.
Nun liebe Kinder gebt fein Acht
(Şimdi sevgili çocuklar, dikkatinizi buraya)
verinich bin die Stimme aus dem Kissen
(Ben şu yastıktan gelen sesim)
ich hab euch etwas mitgebracht
(Size bir şey getirdim)
ein heller Schein am Firmament
(Gökte parlak bir ışık var)
Mein Herz Brennt
(Kalbim yanıyor)
Çılgın konserleri, beklenmedik kıyafetleri, cüretkar klipleri, Rammstein grubunun kimliğini oluşturur zaman içerisinde. Konserlere büyük bir önem gösteren grup, gösteri sırasında kullandıkları tüm aletlerin lisansını ve eğitimini alacak kadar dikkatli, hiçbir maceradan geri durmayacak kadar cesurlardır.
Sahne önü bilet alanların, ateşten ve sıçrayabilecek diğer ürünlerin gelme riskini bildiğine ve kabul ettiğine dair beyanname imzamaları boşuna değildir. Konserleri sadece işitsel değil görsel olarak da şova dönüştürmeyi bu şekilde başarabilmiştir Rammstein grubu.
En bilinen ve sevilen şarkılarından olan Du Hast şarkısını birini bir de bu konserde dinlediğimizi düşünelim:
Bu klipte de gördüğümüz gibi klavyedeki Christian Lorenz, tüm konser boyunca koşu bandında yürümekteyken bir yandan enstrümanını çalmaktadır. Bu durum tek bir güne yahut konsere özel değildir. Lorenz’in klasik müzik eğitimi alması ve o müziği sevmesinin yanında Rammstein’ın müziğini aslında sevmemesi, röportajlarında açıkça dile getirmesi gibi ironik durumlar grup içerisinde komik hale gelmiştir.
Lorenz’in müzikleri hakkında sert sözler söylemesi ile grup içinde çekişmeler meydana gelmiştir. Bu çekişmeleri biz dinleyicileri olarak kliplerinden takip edebiliyoruz. Grup Lorenz’i kliplerde yahut konserlerde eğlenceli bir hale sokarak sözlerinin bir nevi intikamını alıyormuş izlenimini veriyorlar. Örneğin bu Auslander klibinin sonunda adada, arkalarında bırakmak; Pussy klibinde ise karşıt cinsiyetten göstermek gibi eylemler olabiliyor bunlar. İzleyiciler ve bu durumu bilenler için dikkat edilen bir durum haline gelmiştir.
Şarkılarında kapitalizmden, Amerikan emperyalizmine, Alman kültürü ve tarihi ile ilgili çelişkilerden, modern insanın aklı karışık yalnızlığına kadar birçok şeyden bahseden grup, müziği kadar sözleri de değerli şarkılar üretmektedir. Bu üretimin başında vokalliği ve uçukluğu ile grubun yüzü olan Till Lindemann vardır.
Till Lindemann şair bir babayla büyümüştür ve kendisi de kariyeri içerisinde şairlik yapmış biridir. Hem sert hem lirik şarkılar üretirken sarkastik şarkılarında nakaratın İngilizce olmasını da (örneğin Amerika şarkısı) tercih ederek zıtlık oluşturur.
Genellikle Haifisch, Sonne, Deutschland, Ich Will, Mann Gegen Mann, Keine Lust gibi sert şarkıları ile öne çıksa da Frühling İn Paris, Amour, Stirb Nicht Vor Mir, Diamant, Rosenrot gibi lirik şarkıları ile hala kalbimizi okşamaktadır.
