Şair Rainer Marie Rilke sanatın kalbi olan Prag’da 1875 yılında varlıklı bir ailede açar dünyaya gözlerini. Buhranlı bir çocukluk geçiren Rilke, yaşamının ilerleyen dönemlerinde bulunduğu toplumdaki uyuşmazlıkları ve sorunları görmeye başlamasının ardından yazılarında ve şiirlerinde bu sorunlara yönelir. İnsanın varoluşu ve toplum içinde gitgide artan modern yalnızlık konularına yönelip çözümlemeye çalışmıştır. Alman asıllı şairin baş yapıtları kabul edilen Duino Ağıtları, Orpheus’a Soneler; Düşten Taç ve Saatler Kitabı bilinen şiir kitapları arasındadır. Şiirleri dışında roman ve deneme türünde eserler de kaleme almıştır Rilke.

Rilke’nin elli seçme şiirinden oluşan Uzak Gece Rüzgârı‘ndan seçme şiirlerinden alıntıları sizler için derledik!
1.“Bir defa daha karıştırır, uzak gece rüzgârı,
-o hep bildiğimiz-, sert ağaçların yapraklarını;
ama onların üzerinde, sağlam ve elmastan,
derin ara alanlarda, merasimle,
bir ilkbahar gecesinin büyük yıldızları.” (sf. 24)
2. “Sadece bazen, böyle acı içinde olgunlaşa dururken biz,
olgunlaşa olgunlaş neredeyse öleyazmışken, sonra:
Bütün her şey, kavrayamadığımız,
bir sûreti şekillendirir de karşımıza, bakar bize ışıya
ışıya.” (sf. 27)
3. “Hiçbir şey kıyaslanamaz. Çünkü nedir bütünüyle
yalnız olmayan ve nedir ifade edilen her zaman;
hiçbir şeyi adlandırmayız biz, ancak katlanabilir
ve anlayabiliriz, belki bizi sıyırıp geçen
şurada bir parıltının burada bir bakışın
içinde yaşadığını
hayatımız olan şeyin. Karşı koyana
dünya yoktur. Ve çok fazla anlayanın yanından
geçip gider ebedi olan.” (sf. 28)
4. “Susuzlar ve kavuşuyorlar içileceğe,
uyan ve bak: Kavuşuyorlar görüleceğe.
Bırak batsınlar geçerek iç içe,
dayanmak için birlikte.” (sf. 29)
5.“Ama çok geçmeden, daha sabahına,
yaprakları dökülmüş hayat ağacına
arzular, umutlar, fikirler tutunur,
imge imge, düş düş sarılır.” (sf. 36)
6. “Nefessiz çöküyor olduğu yere
yamaçların ardı altın oyalı,
ışıktan yorulmuş göz kapakları
huzurla kapanıyor. Düş görüyor.
Düşünde nice güneşli rüya sûretleri…
Sessizce semâdan süzülüp şimdi gece,
eğiliyor üzerine,
yıldızlar gülümseyerek şefkatle.” (sf. 37)
7. “Bütün çiçekler, düş sarhoşu,
yorgun başlarını yeryüzünün göğsüne yaslıyor.
Sadece akşam, farkında kendi ihtişâmının,
son ışığının parıltısını onun başına serpiyor,
sanki övünerek saf altınla taçlandırmak istermiş gibi
Ne var ki dünya başını eğiyor ve ağlıyor
apaydınlık gözyaşlarıyla. Susun! Sanki o böyle dua
ederek
gökyüzüyle anlaşıyor.” (sf. 40)
8. ” Susmak. En samimî susan,
konuşmanın köklerine dokunur.
Büyüyen her bir hece
birden onun zaferi olur:
Susuştaki susmayana,
alaycı fesada,
karşı zafer: çekip gider iz bırakmadan,
söz, yüzünü gösterdiğinde ona.” (sf. 47)
9. “Ey bakışın yüksek ağacı, yaprak döken:
Şimdi büyümek, misilsizliğiyle
Dallarını delip geçen gökyüzünün dengi olmak demek.
Derin ve yoğun görünürdü yazla doluyken,
Başı aşina bize, neredeyse düşünür gibi.
Şimdi gökyüzünün yoludur, bütün içi. Ve gökyüzü
ne bilsin bizi.” (sf. 52)
10. “Nasıl tutayım ki ruhumu,
değmesin diye seninkine? Nasıl
tutup da kaldırayım onu senin üzerinden başka
şeylere?” (sf. 67)
11.“Işık korkunç çirkinleştirir insanları,
yüzleri akar aşağı,
ve bir araya gelişlerinde geceleri,
görürsün sendeleyen bir dünyanın
darmadağın istiflendiğini.” (sf. 72)
12.“Neden, her zaman komşuyum ben,
beni endişe içinde şarkı söylemeye
ve şunu demeye zorlayanlarla: Hayat ağırdır
bütün şeylerin ağırlığından.” (sf. 75)
13.“Bir şey, zavallı sıcacık hayatımı
herhangi birinin eline teslim etti
daha dün ne olduğumu bilmeyen biri.” (sf. 77)
14.“Belirsiz saatlerde bastırır yağmur,
sabaha döndüğünde bütün sokaklar,
hiçbir şey bulamamış vücutlar,
ayrıldıklarında birbirlerinden,
hayal kırıklığı içinde ve
üzgün;
ve aynı yatakta uyumaya mrcbursa
birbirinden nefret eden insanlar:
işte o vakit nehirlere karışır yalnızlık.” (sf. 83)
Kaynakça:
Rilke, Rainer Maria. Uzak Gece Rüzgârı. Çev. Tanıl Bora. İstanbul: Ayrıntı Yayınları, 2022.


