Queer Sanat Nedir?: Queer Kavramına Tablolardan Bakmak

Editör:
Esra Şahin
spot_img

Queer art” ya da başka bir deyişle “kuir sanat” nedir? “Queer” kelimesi ne anlama gelmektedir ve tarihte nasıl kullanılmıştır? Bu sanat akımı LGBTİ+ hareketine nasıl etki etmiştir ve birbiriyle ilişkisi nedir? Bu yazıda, günümüzden ve tarihsel bağlamdan yaklaşarak queer sanatın ne olduğunu ve akımın önemli eserlerini inceliyoruz.

“Queer” Teriminin Tarihçesi

“Queer” (kuir) kelimesi, başlarda LGBTİ+ bireyleri aşağılamak için kullanılan bir kelimeydi ve “tuhaf”, “normal olmayan” gibi anlamlara sahipti. Bunların yanında hasta olan biri de “kuir hissediyorum” diyebilirdi ya da bir çocuk, kelimenin cinsellikle bağlantısını bilmeden, başka bir çocuğa zorbalık yaparken ona bu kelimeyle hitap edebilmekteydi.

Oxford İngilizce Sözlük‘e göre kelime ilk olarak 1894 yılında John Sholto Douglas tarafından “eşcinsel” anlamında kullanılmışken Yeni Partridge İngilizce Argo Sözlüğü, kelimenin 1914 yılında bu anlamını kazandığını söyler. Bu sözlüğe göre kelime içeriden değil, dışarıdan gelen bir aşağılama içermektedir, bu da kelimenin o zamanlarda bile bir öz-tanımlama olarak kullanıldığına işaret ediyor. Daha sonralarda kelime, argodaki yerini korurken, herhangi bir negatif anlam içermeden akademide ve aktivistler arasında da kullanılmaya başlandı. Bazı kaynaklara göre kelime, 1980 ya da 1990’lı yıllarda eşcinseller tarafından sahiplenilmeye başlandı.

Peki, temelinde aşağılama ve ötekileştirme yatan bu kelime nasıl oldu da geleneksel cinsellik algısının ve cinsiyet kimliği sisteminin dışındaki kimliklere sahip bireylerin kendilerini tanımlamak için kullandıkları bir kelimeye evrildi?

Kuir’i kullanmak bizim dünyanın geri kalanı tarafından nasıl algılandığımızı bize hatırlatması açısından önemli […] kuir homofobiğin elinden alıp ona karşı kullanabildiğimiz muzip, ironik bir silah.” (1990 yılında gerçekleşen New York Onur Yürüyüşü’nde Queer Nation [Kuir Ulus] tarafından dağıtılan broşürden bir alıntı.)

Queer Nation (QN), 1990’lı yıllarda, eşcinsellere yönelik şiddete karşı çıkmak amacıyla kurulan radikal bir organizasyondu. Bazı kaynaklara göre kuir kelimesini ilk sahiplenen organizasyon olan QN, bu kelimenin LGBTİ+ bireyler tarafından kullanılan bir öz-tanımlama terimi hâline gelmesini “homofobiklerin silahlarının ellerinden alınması” olarak görüyor. Dolayısıyla LGBTİ+ bireyler, homofobiklerin LGBTİ+ kimlikleri ve deneyimleri bir aşağılama malzemesi olarak görüp kullandığı kuir kelimesini; kendilerini tanımlamak için kullanarak kelimenin temsil ettiği bu kimliklerin aşağılanacak değil, tersine kutlanacak çeşitlilikler olduğunu vurgular ve bunu da kelimenin negatif anlamını söndürüp yerine pozitif bir anlam katarak yapar.

O zamandan beri kuir kelimesi sadece “eşcinsel” anlamına gelmekten çıkıp natrans ve heteroseksüel olmayan bütün kimlikleri kapsamaya başladı. Günümüzde “kuir” kelimesi başlarda sahip olduğu “tuhaf” ve “normal olmayan” anlamlarını büyük oranda yitirmiştir. LGBTİ+ kimliklere sahip bireyler kendilerini bu terimle tanımlamayı seçebilir ya da seçmeyebilir, neredeyse her terim gibi bu terimin de beyanını belirtmemiş bir bireyi tanımlamak için kullanılması, başka bir deyişle kimlik ataması olarak kullanılması doğru değildir ve hâlâ bazı bireyler tarafından ofansif olarak görülebilir.

Queer Sanat: Sanatçılar ve Sanat Eserleri

Queer art ya da kuir sanat, LGBTİ+ bireylerin yaşantılarını, bu yaşantılardan doğan politik ve toplumsal konuları imgeleştiren bir sanat akımıdır. Queer kelimesi 1980’li yıllarda homofobik ve baskıcı insanların LGBTİ+ bireyleri aşağılamak için kullandığı bir kelimeyken kuir sanat akımıyla da birlikte bu kelime LGBTİ+ bireylerin deneyimlerini tanımlamak için kullanılan güçlü bir politik terim hâline gelmiştir. Kuir sanat akımının belli bir tarzı yoktur dolayısıyla sanatçılar kuir kimliğinin derinliğini ve çeşitliliğini keşfetmek için heykel, fotoğraf, resim ve portrecilik gibi çeşitli sanat formlarını kullanırlar.

Kuir sanatı tanımlamak her zaman kolay değildir, öyle ki “kuir” terimi içinde çeşitlilik barındıran ve sabit olmayan bir deneyimler bütününü ifade eder. Bir eserin kuir olarak tanımlanması için LGBTİ+ bir birey tarafından üretilmiş olması gerekmez. Heteronormativiteye karşı çıkan, geleneksel ve bir kesimce “normal” olarak görülen kimliklerin dışına çıkan her eser kuir olarak tanımlanabilir.

“The Critics” – Henry Scott Tuke (1927)

Sahilde güneşlenen ve yüzen iki Kelt erkeğin tasvir edildiği resimde, bu erkekler izleyici tarafından arkadan görünür. İki erkek de doğal cazibelerinden bihaber bir hâlde, bazen üçüncü kişilerle de konuşurlar. Eser konu, renk tonlaması ve fırça darbeleri bakımından duyumsal bir özelliğe sahiptir. Eserin ismi “eleştirmenler” anlamına gelmektedir ve izleyicinin bakış açısı da adeta bir röntgencinin bakış açısı gibidir. Bu durum, LGBTİ+ bireylerin salt varoluşlarından ötürü daima toplumun yargılayıcı bakışlarının özneleri olduklarını hatırlatmakla birlikte sanatçı, bu yargılayıcı bakış açısına eseri gören bütün izleyicileri de konumlandırarak izleyicinin içsel bir muhakeme yapmasına olanak sağlamaktadır.

“The Critics”, Henry Scott Tuke, 1927

“Drawing of Two Men Kissing” – Keith Vaughan (1958-73)

Basit bir karakalem çalışması gibi görünse de iki erkeğin gözle görülür bir tutkuyla öpüşmesinin Avrupa sanat tarihinde oldukça nadir görüldüğünü hesaba katarsak Vaughan’ın bu eseri oldukça radikal bir çalışmadır, eserin bu özelliği her ne kadar basit görünümlü olsa da tablonun tarihsel önemini artırmaktadır. Tablonun siyah kenarlara sahip olması, 1980’li yıllardaki AIDS krizinin dönemin queer erkeklerinde korku ve acıya sebep olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda ileri görüşlü bir detay olarak karşımıza çıkmakta.

Keith Vaughan, Drawing of Two Men Kissing, 1958-73, Tate Archive, © DACS, The Estate of Keith Vaughan

“Sappho and Erinna in a Garden at Mytilene” – Simeon Solomon (1864)

Simeon Solomon, onu Kraliyet Akademisi’nde eğitim almaya teşvik eden bir ailenin çocuğuydu ve Viktorya dönemi avangardının önemli bir figürüydü. Solomon, cinsel yöneliminden dolayı iki kez hapse girmiştir. Onun “Sappho ve Erinna” eseri, eşcinsel aşkı ve tutkuyu cesur ve neşeli bir biçimde tasvir eder. Bunu yaparken müziğin ve şiirin güzelliğini vurgular, korunaklı bir bahçenin gökselliğini betimler ve yeni bir baharı müjdeler.

Sappho and Erinna in a Garden at Mytilene (1864), Simeon Solomon (1840-1905), Purchased 1980.

“Two Figures” – Francis Bacon (1953)

Bu eserde iki erkek figürünün birbirleri üstünde durdukları görülür. Minimal siyah arka plan, bize önemli olanın figürlerin faaliyeti olduğunu gösterir. Figürler beyazımsı bir mavi renk ile resmedilmiştir. Figürlerin yüz kısımlarının vücutlarının geri kalan kısımlarından daha dağınık ve dinamik resmedilmesi göze çarpmaktadır. Böylece figürlerin yüz ifadelerinin gizlenmesi onların ne hissettiklerini anlamamızı zorlaştırır.

Francis Bacon, “Two Figures”, 1953. Fotoğraf: © The Estate of Francis Bacon. DACS/Artimage

 

Bacon, bu eser için Eadweard Muybridge‘in iki erkeğin güreştiğini gösteren fotoğraflarından ilham almıştır ancak dağınık çarşaflar eserin eşcinsellik temasını açık bir hâle getirir. Figürlerin yüz ifadelerinde acı mı ıstırap mı yoksa şehvet mi olduğunu anlayamamamız; bizi eylemin figürler üzerindeki yansımasına değil, doğrudan eyleme odaklanmaya yöneltir. Bu anlamda eserde bir mahremiyet temasının da yer aldığını söylemek mümkündür, iki kişi arasında gerçekleşen rıza dahilindeki bir eylemin arkasındaki motivasyon ve eylemin kişiler üzerindeki etkisi toplumu değil, büyük oranda o kişileri ilgilendirir. Bu da bize kuir kimliklere sahip kişilerin kimliklerinden ötürü topluma hesap vermek zorunda olmadığını hatırlatır, bu anlamda eser birçok yandan oldukça güçlüdür ve geniş yelpazede bir yorumlanma fırsatı sunmaktadır.

“Self-Portrait with Cropped Hair” – Frida Kahlo (1940)

Frida Kahlo’nun aşağıda görülen portresi, queer sanatın en önemli örneklerinden biridir. Bu eserde sanatçıyı bir sandalyede otururken görüyoruz, yeni kesilmiş saçları, elindeki makas ve yerdeki saç tutamları göze çarpıyor.

“Self-Portrait with Cropped Hair”, Frida Kahlo, 1940 © 2022 Banco de México Diego Rivera Frida Kahlo Museums Trust, Mexico, D.F. / Artists Rights Society (ARS), New York

Birçok insanın cinsiyet kimliklerini ifade etmek için bağlı kaldığı bu “feminen” sembol, eserde kıyafet seçimiyle halihazırda maskülen yönlerini benimseyen Kahlo tarafından bir kenara atılıyor. Sanatçı hepimizin hem maskülen hem feminen yönlere sahip olduğunu ve bu yönlerimizi benimsememiz gerektiğini savunmuştur.

Kaynak

10 Artworks That Explore Queer Issues and Identity“, Artsper, Web, 23.07.2022
Ten Pioneering Works of Queer Art That Changed History“, AnOther, Web, 23.07.2022
Summary of Queer Art“, The Art Story, Web 23.07.2022
What is Queer Art?” Medium, Web, 23.07.2022
How the word ‘queer’ was adopted by the LGBTQ community“, Columbia Journalism Review, Web, 23.07.2022
Kuir sanat: Tanımların dışarısında düşünmek”, Unlimited Publications, Web, 23.07.2022
Öne Çıkan Görsel: Onur Ayı için tasarlanmış bir illüstrasyon, Anisha Khullar.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.