Queen Bohemian Rhapsody Sözleri: Bu Hayat Gerçek mi, Yoksa Bir Hayal mi?

Editör:
Gizem Yürük
spot_img

Efsanevi İngiliz rock grubu Queen, 1970 yılında rock müziğin zirvede olduğu dönemde Brian May, Roger Taylor, Freddie Mercury ve John Deacon tarafından kurulmuştur. Albümlerini arka arkaya çıkaran grup, isimlerini gerçek anlamda ilk kez “Sheer Heart Attack” isimli üçüncü albümlerinde yer alan “Killer Queen” single’ı ile duyurarak müzik listelerinde 2. sıralara yükselmişlerdi.

Fakat asıl başarılarını grubun efsane vokalisti Freddie Mercury tarafından yazılan ve günümüzde hala hit olmaya devam eden aynı zamanda da grubun imza şarkılarından biri olan Bohemian Rhapsody ile elde etmişlerdir. 1975’te “A Night at the Opera” isimli albümlerinde yer alan Bohemian Rhapsody, dokuz hafta boyunca Britanya müzik listelerinde 1 numarada kalmıştır.

Kimsenin cesaret gösteremediği bir harmanla yayımlanan şarkı, müzikal olarak tek bir türün değil, farklı tarzlarında ustaca harmanlanmış olduğu bir yapıdır. Freddie Mercury, şarkıyı bestelerken klasik rock formunu bilinçli olarak kırmış opera, balad ve hard rock öğelerini tek bir eserde birleştirmiştir.

Günümüzde de hala pek çok insan tarafından “rock tarihinin en iyi şarkısı” olarak nitelendirilir. Şarkı ilk başta üç dakikadan uzun olduğu için hit olamayacağını düşünen prodüktörler tarafından geri çevrilmiştir. Ancak altı dakikalık uzunluğuna rağmen ilk uzun şarkı olarak dünya çapındaki hit müzikler arasında yerini almıştır.

Bohem, “yarınını düşünmeden günü gününe tasasız, derbeder bir yaşayışı olan kimse veya topluluk” anlamına gelirken; rhapsody, Yunanca “birlikte söylemek” anlamındadır. Freddie Mercury her ne kadar sözlerinin arkasındaki anlamı hiçbir zaman açıklamak istemese bile şarkı ismiyle bile kendini ele vermek için yeterlidir. Gelin hayranlarının dilinde adeta bir marş olan Bohemian Rhapsody şarkısının sözlerini birlikte analiz edelim!

Bohemian Rhapsody’de Ölüm ve Pişmanlık

“Is this the real life?
(Bu gerçek hayat mı?)
Is this just fantasy?
(Yoksa sadece bir hayal mi?)
Caught in a landslide
(Bir heyelana yakalanmışım)
No escape from reality”
(Gerçeklikten kaçış yok)

Sözlerin yazarı Freddie Mercury, yaşamı boyunca şarkının arkasında yatan gerçek anlamı açıklamaktan kaçınmış ve dinleyicilerin kendi yorumlarına bırakmıştır. Hayranların dilinde adeta bir marş olan bu şarkının sözlerine baktığımızda çok katmanlı, kapsamlı ve bir o kadar da üzerinde düşünülmesi gereken sözlere sahip olduğunu görüyoruz.

İlk dizeleri incelediğimizde sanatçı, “yaşadıklarının bir gerçek mi, yoksa bir hayal mi?” olduğunu sorguluyor. Bir heyelana kapılmış gibi hissettiğini ve gerçeklikten kaçışı olamadığını dile getirdiği bu satırlarda, kendi içinde büyük bir savaş verdiğini görüyoruz. Bu savaş benim tahminime göre cinsel kimliği ile alakalı çünkü Freddie Mercury biseksüel bir cinsel kimliğe sahipti. Bunu ilk keşfettiğinde de kendisiyle içsel anlamda çok büyük bir çatışma yaşamıştı. Yaşadıklarından kaçmak isteyip kaçamadığını ima ederken gerçeküstücülüğü varoluşsal bir sorgulamayla harmanladığına şahit oluyoruz.

“Open your eyes
(Gözlerini aç)
Look up to the skies and see
(Gökyüzüne bak ve gör)
I’m just a poor boy, I need no sympathy
(Ben zavallı bir çocuğum, bana acımanıza ihtiyacım yok)
Because I’m easy come, easy go
(Çünkü ben haydan geldim, huya giderim)
A little high, little low
(Biraz aşağı, biraz yukarı)
Anyway the wind blows, doesn’t really matter to me, to me”
(Rüzgâr ne tarafa eserse essin fark etmez)

Anlatıcımız Freddie Mercury, bir zavallı olduğunu ancak kimsenin kendisine acımasını istemediğini “Because I’m easy come, easy go (haydan geldim huya giderim) derken de kendisini yaşadığı hiçbir şeyi ve hiç kimseyi hak etmeyen bir serseri olarak gördüğünü dile getiriyor. “Anyway the wind blows, doesn’t really matter to me, to me (Rüzgar nereden eserse essin fark etmez) diyerek de çevresindeki insanların onun hakkındaki düşüncelerini önemsemediğini, kaderinde iyi ya da kötü ne varsa onu yaşayacağına inandığını ve hayatının kontrolünün kendi elinde olmadığını anlatıyor bu bölümde.

Queen listelist

“Mama, just killed a man
(Anne, az önce bir adamı öldürdüm)
Put a gun against his head
(Kafasına bir silah dayadım)
Pulled my trigger, now he’s dead
(Tetiği çektim, şimdi o bir ölü)
Mama, life had just begun
(Anne, hayat daha yeni başlamıştı)
But now I’ve gone and thorwn it all away
(Ama ben gittim ve her şeyi mahvettim)
Mama, ooo
(Anne, ooo)
Didn’t mean to make you cry
(Seni ağlatmak istememiştim)
If I’m not back again this time tomorrow
(Yarın bu zamana kadar dönmemişsem)
Carry on, carry on, as if nothing really matters”
(Devam et, devam et sanki hiçbir şeyin önemi yokmuş gibi)

Bir Suç İtirafı mı?

Freddie Mercury metro

Dramatik şekilde bir itirafa dönüşen bu beyitte Freddie Mercury, annesine bir adamı öldürdüğünü itiraf ediyor. Ancak burada bahsettiği birini öldürmekten kasıt, cinsel kimliğini ortaya çıkarmadan onu içinde bastırıp, o yanını tamamen yok ettiğini anlatıyor. Bu itiraf son satırlarda güzel olan her şeyi mahvettiğini ve annesine yaşattığı hayal kırıklığı yüzünden yaşadığı pişmanlığı dile getiriyor.

Annesini üzdüğü için yaşadığı pişmanlıktan bahseden Mercury, eğer ertesi gün aynı saatte geri gelmezse annesine bir mesaj bırakıyor. Ona, sanki hiçbir şey olmamış gibi, hayatta hiçbir şeyin öneminin olmadığını hatırlatarak yaşamaya devam etmesi gerektiğini söylüyor.

“Too late, my time has come
(Artık çok geç, zamanım geldi)
Sends shivers down my spine
(Tüylerimi diken diken ediyor)
Body’s aching all the time
(Bedenim sürekli acıyor)
Goodbye everybody – I’ve got the go
(Elveda herkese, gitmem gerekli)
Gotta leave you all behind and face the truth
(Hepinizi geride bırakmam ve gerçekle yüzleşmem gerek)
Mama, ooo – anyway the wind blows –
(Anne, ooo – rüzgâr ne tarafa eserse essin  -)
I don’t wanna die
(Ölmek istemiyorum)
I sometimes wish I’d never been born at all”
(Bazen hiç doğmamış olmayı diliyorum)

Ölümle Yüzleşme

Freddie Mercury yahoo

Her şey için geç olduğunu söylerken sanıyorum ki zor olsa da cinsel kimliğini kabul ettiğinden bahsediyor. Annesini ve etrafındaki herkesi hayal kırıklığına uğrattığını düşündüğü için tüm benliğiyle acı çektiğini ve herkese veda edip ne olursa olsun gerçekle yüzleşmeye gideceğini anlatıyor.

Ölmek istemediğine değindiği satırlarda var olan benliğini yitirmekten korktuğunu, asıl benliği (cinsel kimliğini) zor olsa da kabul etmek durumunda kaldığını ve bu yüzden hiç doğmamış olmayı dilediğini utançla itiraf ettiğini düşünüyorum.

“I see a little silhouetto of a man
(Bir adamın küçük gölgesini görüyorum)
Scaramouch, scaramouch will you do the fandango
(Scaramouche, Scaramouche, Fandango yapacak mısın?)
Thunderbolt and lightning – very very frightening me
(Yıldırım ve şimşek beni çok çok korkutuyor)
Gallileo, Gallileo
(Gallileo, Gallileo)
Gallileo Figaro – magnifico”
(Gallileo Figaro – magnifico)

Opera Bölümü: İçsel Kaos ve Kendini Yargılama

Queen bbc

Çok katmanlı bir şarkı olduğundan bahsettiğim Bohemian Rhapsody, kültürel anlamda da müzik tarihine damga vurmuş dinlerken kulağa rock tarzında geliyor olsa bile sanatçımız Freddie Mercury bu klasik tarzı bozarak şarkıya başka öğeler de eklemiştir. İşte o öğelerden birisi de şarkının en vurucu kısmı olan bu bölüm Opera’dan esinlenilmiştir.

Bu bölümlerde geçen “Scaramouche” İtalyan geleneksel tiyatrosunda haylaz kendini sürekli öven ve güvenilir olmayan aynı zamanda korkak bir karakter olarak biliniyor. Genellikle maske takan haylaz bir palyaçoydu.

Yine aynı dizelerde geçen “Beelzebub” çatışmayı simgeliyor, kaos ve korkuyu tasvir ediyordu. Yani iblisti. “Fandango” ise genellikle bir kadın ve bir erkek tarafından gitar ve kastanyet eşliğinde icra edilen üç zamanlı, hareketli bir İspanyol ya da İspanyol – Amerikan dansıdır.

Bir tiyatro sahnesine benzetilen bu bölümün dizelerinde Freddie Mercury’nin dramatik ton değişimleri, kendi içinde yaşadığı çalkantıları ve savaşı başta annesi olmak üzere çevresine ve dinleyicilerine tabiri caizse bu satırlarla haykırmış ve bence anlaşılabilmeyi de dilemiştir.

Eski Freddie’den silüet olarak bahseden sanatçı, annesini ve çevresindeki herkesi cinsel kimliği yüzünden hâyâl kırıklığına uğrattığını düşünmüştür. Bu yönünü ilk başlarda kabul etmemiş, yeni halini maskelemeye çalışmıştır. Bunu da maske takan haylaz palyaço dediğimiz Scaramouche yaptığı atıfta anlıyoruz.

Scaramouche’un Fandango dansını yapıp yapmayacağı sorulduğunda yani Freddie’nin biseksüelliği (bilinen bu yönde) keşfedip keşfetmeyeceği sorulduğu zaman annesinden ve etrafındaki insanların tepkisinden korktuğu için ortalığın karışacağını düşünerek “yıldırım ve şimşek beni çok korkutuyor” benzetmesini yapmıştır.

Gelelim “Gallileo –Figaro, magnifico” satırlarına; Freddie Mercury şarkının tamamını dinleyicisinin kendi yorumlarına, teorilerine açık bırakmıştı. Bu nedenle şarkıdaki gizemini koruyan bu bölüm hakkında iki teori oluşmuş gelin bu teorileri birlikte inceleyerek kendi sonucumuza ulaşmaya çalışalım:

Birinci Teori:

Bu bölümde Freddie Mercury’nin grup arkadaşlarıyla olan ilişkisi ve gitarist Brian May‘e bir gönderme olduğu düşüncesi öne çıkıyor. Sevilen gitaristin aynı zamanda astrofizik alanında doktora yapmış olması nedeniyle “Gallieo” ifadesini Mercury, gitarist May’in astronomiye olan tutkusuna bir övgü niteliğinde gönderme yapmış olabileceği düşünülüyor.

İkinci Teori:

Bu teori biraz daha analize dayanıyor. Şöyle ki; bazı kaynaklarda dinleyicilerin birtakım göndermeler yakaladıklarından bahsedilerek bu bölümün ayrıntılı olarak incelendiği bilinir.

Bir teoriye göre, “Galileo, Antik Roma’da İsa Mesih’in adıydı” ve “Gallieo Figaro Manifico” ifadesi bozulmuş bir Latince ifade “Celileli’nin suretini büyütün” anlamına geldiği açıklanmıştır. Böylece hayranlar şarkının merkezindeki Freddie Mercury’nin İsa Mesih‘e yardım çağrısında bulunmak olduğu fikrini benimsemişlerdir.

Bana göre bu teorilerden ikincisi şarkının anlamına daha yakın geliyor. Çünkü şarkı Mercury’nin yeni cinsel kimliğini kabullenirken yaşadığı içsel savaşlardan bahsediyor. İnsan kendisiyle yaşadığı içsel savaşlardan ancak yüce bir varlığın yardımıyla, desteğiyle yeniden doğarak ayağa kalkabileceğine inanır. Bu yüzden de ikinci teoride yapılan analizler gibi Freddie Mercury’nin geçtiği bu zor dönemde bir kurtarıcıya ihtiyaç duyduğu ve Gallieo’nin de onu bu içsel karışıklıktan kurtaracak olan yüce varlık olduğuna inandığı teorisinin, bu dizelerin açıklayıcısı olduğunu söyleyebilirim.

“But I’m just a poor boy and nobody loves me
(Ben sadece zavallı bir çocuğum, kimse sevmez beni)
He’s just a poor boy from a poor familybub
(O sadece zavallı bir ailenin zavallı bir çocuğu)
Spare him his life from this monstrosity
(Onu bu iğrençlikten kurtarın)
Easy come easy go – will you let me go”
(Haydan gelir huya giderim, beni bırakacak mısınız?)

Yukarıda bahsettiğim ikinci teori kısmında Freddie Mercury, İsa Mesih’ten kendisini kurtarması için yardım istiyor. Ancak kendisini hiç kimsenin sevmediğinden de emin. Bu kısım ben de Freddie’nin kurban psikolojisine girdiği hissini verdi. Kendisini zavallı bir çocuk gibi görür ve İsa’nın da kendisine yardım etmeyeceğinden emindir. Ancak İsa Mesih bu olaya müdahale ederek çocuğun bağışlanmasını ister. Bunun üzerine Freddie’nin umutları artar ve bağışlanıp bağışlanmayacağını sorar.

Queen corriere

“Bismillah! No – we will not let you go – let him go
(Bismillah! Hayır – gitmene izin vermeyeceğiz – gitmesine izin verin)
Never let you go – let me go
(Gitmene izin vermeyeceğiz – Gitmeme izin verin)
No, no, no, no, no, no, no”
(Hayır, hayır, hayır, hayır, hayır, hayır, hayır)

Bismillah! (Arapça da Tanrı’nın adıyla anlamına gelir. Korku, şaşırma gibi duyguları belirtir.) Kurtarılmayı bekleyen sanatçının ruhu cennet – cehennem arasında sıkışıp kalmıştır. Tanrı, şeytan ve Mercury arasında yaşanan bu mücadele de taraflardan birisi onu bırakıp hayatını yaşamasına izin verirken diğer taraf onu esir alıp, kendi istedikleri gibi yaşaması için alıkoyuyor. Freddie Mercury her iki tarafın kendisini bırakması için onlara yalvarıyor.

“Oh mama mia, mama mia, mama mia let me go
(Ah, aman Tanrım, aman Tanrım, aman Tanrım, gitmeme izin verin)
Beelzebub has a devil put aside for me”
(Beelzebub benim için bir zebanisini ayırdı, benim için benim için)

“Beelzebub” cehennemin yedi büyük şeytanından birsi yani iblis. İblis benim için bir şeytanını ayırdı derken bence yeni kimliğinin bunu hak ettiğine onun layığının bu olduğuna kendisini inandırıyor.

Freddie Mercury elconfidencial

“So you think you can stone me and spit in my eye
(Beni taşlayıp aşağılayabileceğini mi sandın?)
So you think you can love me and leave me to die
(Beni sevip ardından ölüme terk edebileceğini mi sandın?
Oh baby – can’t do this to me baby
(Ah bebeğim, bunu bana yapamazsın, bebeğim)
Just gottaget – out – just gotta get right outta hear”
(Sadece gitmem gerek, sadece buradan gitmek için)

Şarkının sözleri ve müziğiyle birlikte en sert kısmı bu bölümü çünkü Mercury burada bir öfke patlaması yaşıyor. Onu bu buhrana bu psikolojik duruma sokan cinsel kimliğine olan öfkesini “bana bunları yaşatmana izin vermeyeceğim” diye öfkeyle sesleniyor. “Sadece buradan gitmem gerek” derken de bana göre yaşadığı bu buhrandan çıkıp hayata bağlanmayı tercih etmesidir.

Freddie Mercury magazine.lecranpop

“Ooh yeah, ooh yeah
(Ah, ah evet, ah evet)
Nothing really matters
(Gerçekten hiçbir şey önemli değil)
Anyone can see
(Bunu herkes görebilir)
Nothing really matters – nothing really matters to me
(Hiçbir şey gerçekten önemli değil benim için)
Any way the wind blows”
(Rüzgâr ne tarafa eserse essin)

Müziğin yavaşladığı bu sahnede her ne kadar öfkeyle patlamış olsa da Freddie Mercury’nin kaderini kabullenişi ve teslimiyetini ifade ediyor. “Any way the wind blows (Rüzgar ne tarafa eserse essin) ifadesi de kendi hayatının kontrolünün kendisinde olmadığı, başına iyi ya da kötü ne gelirse gelsin her şeyi kabullenmiş olduğunu şarkının giriş bölümündeki mesafeli tonu yansıtan, sessiz bir kesinlik notasıyla da şarkıyı sonlandırıyor.

Freddie Mercury, yaşamı boyunca başyapıtı olan Bohemian Rhapsody şarkısının gerçekten ne anlama geldiğini açıklamaktan kaçınmış olsa bile sözlerini dikkatle incelediğimizde; cinsel kimliği yüzünden verdiği iç savaşının ne kadar derin ve büyük olduğunu anlıyoruz. Yazmış olduğu bu trajik satırlarla içindeki hisleri en iyi bildiği yöntemle şarkı söyleyerek bütün dünyaya haykırmıştı.


Kaynakça:

  • Piliburuk. “Queen – Bohemian Rhapsody – Türkçe Çevirisi”. lyricstranslate. 13.06.2016. Web. Erişim: 03.08.2025
  • Hill Gareth. “What Is Bohemian Rhapsody About?”.  queenforever. 24.09.2017. Web. Erişim: 04.08.2025
  • Bennet Rony. “Bohemian Rhapsody Lyrics Meaning”. lyricstories. 19.12.2024. Web. Erişim:04.08.2025
  • “Freddie Mercury’nin Yüreğini Açtığı Şarkı: Bohemian Rhapsody”. eksiseyler. 17.04.2016 Web. Erişim: 06.08.2025
  • The Editors of Encyclopaedia Britannica Article History “Comedia dell’arte”. britannica. Web. Erişim: 08.08.2025
  • “fandongo noun”. merriam-webster. Web. Erişim: 08.08.2025
  • Childers Chad. “Why did Freddie Mercury Sing About ‘Gallieo’in Bohemian Rhapsody”. loudwire. 18.01.2024. Web. Erişim:08.08.2025
  • Dizdar Yavuz. “Bohemian Rhapsody, Freddie Mercury’nin anısına…”. yavuzdizdar. 26.03.2024. Web. Erişim: 10.08.2024
  • Queen – Bohemian Rhapsody (Official Video Remastered). youtube. Queen Official. 01.08.2008. Web. 
  • Öne çıkarılan görsel: yavuzdizdar.com
spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Shirley Jackson’ın Amerikan Gotik Edebiyatındaki Yeri

Shirley Jackson, Amerikan gotiğine modern bir ses getirmiş ve kalıcı bir iz bırakmıştır.

Amerikan Edebiyatında 4 Yalnız Kahraman

Amerikan edebiyat tarihinin en önemli temsilcileri haline gelmiş kahramanlarımızın ne kadar soyutlanmış bireyler olduğunu farketmiş miydiniz?

Tarihi Eser Rotası: Geçmişten Müzeye Serüven

Müzelerde sergilenen her bir eserin yolculuğu o kadar uzun ki... Gelin, sergilenme sürecine kadar rotaya bir göz atalım...

Bir Günde Geçen 5 Roman

Hızlı geçen yirmi dört saatimizi bir de romanlardan okuyup hissedelim. İyi okumalar.

Editor Picks