MARINA Kimdir?
Marina Lambrini Diamandis, bilinen adıyla MARINA, Galli ve Yunan şarkıcıdır. 1985 doğumlu şarkıcı müziğe oldukça genç yaşta atılmıştır. Bağımsız olarak yayınladığı Mermaid vs. Sailor adlı EP ile yeteneği fark edilmiştir ve bir şirket ile anlaşarak çıkış teklisi olan “Obsessions”ı yayınlamıştır. Oldukça popülerleşen Marina, BBC’nin “Sound of 2010” anketinde ikinci oldu. Daha sonrasında ise çıkış albümü olan The Family Jewels albümünü yayınladı. Katy Perry’nin California Dreams Tour turnesinde açılış sanatçısı olarak yer aldı. Bir sonraki albümü Electra Heart için ise albümle aynı adı taşıyan karakteri anlatan bir konsept albüm yazdı ve basmakalıp kadın arketiplerini ironik bir şekilde albümde kullandı. Oldukça popüler olan ve özellikle Tumblr gibi uygulamalarda kitle kazanan Marina, 2010’ların alternatif müzik sahnesine efsanevi bir giriş yaparak döneminin müziğinin yapı taşlarından biri haline geldi. Başarısı 2015’te yayınladığı FROOT albümü ile devam etti. “Neon Nature Tour” adlı turnesinden sonra müziğe bir süre ara veren Marina, sahne adını “Marina and the Diamonds”tan MARINA‘ya döndürdü ve 2019’da Love + Fear adlı albümüyle müziğe geri döndü. İki sene sonra Ancient Dreams In A Modern Land adlı albümünü yayınladı. Daha önce de toplumsal sorunları eleştiren şarkılar yazsa da ilk defa Ancient Dreams In A Modern Land albümü kapsamında neredeyse tamamı eleştirel şarkıları içeren bir albüm yazdı. Ancient Dreams In A Modern Land‘i yayınladıktan 4 sene sonra ise Princess of Power‘ı yayınladı. Bu olağanüstü ve büyüleyici albümün incelemesi sizlerle.
1- PRINCESS OF POWER
Albümle aynı isme sahip olan şarkı, radyodan geliyormuşçasına çıkan bir sesle açılışın yapıldığı parça elektronik melodilerle bizi karşılıyor. Kullandığı ses efektleriyle dinleyicilerine tıpkı retro bir bilgisayar oyunundaymış hissi veriyor şarkı. Adı “She-Ra and the Princesses of Power” adlı çizgi filmden ilham alınarak seçilmiş gibi duran parça ve albüm değişim temasını ele alıyor. Şarkıda “Rapunzel”in hikâyesinden de bahseden, farklı prenses ve kahramanlara gönderme yapan Marina, albüme muhteşem bir açılış parçasıyla başlangıç yapıyor.
“I lived the sweet and I lived the sour
(Tatlıyı yaşadım ve ekşiyi yaşadım)
Been living life locked up in a tower
(Hayatı bir kulede mahsur yaşıyordum)
But now I’m blooming like a flower
(Ama şimdi bir çiçek gibi açıyorum)
Welcome to my world, princess of power”
(Dünyama hoş geldin, güç prensesi)
2- BUTTERFLY
Değişim temasının en çok hissedildiği parçalardan biri olan “Butterfly”, tıpkı adı gibi Marina’nın hem kişisel hayatında hem de bir sanatçı olarak müziğinde yaşadığı değişimleri konu alıyor. Tıpkı bir tırtılın kelebeğe dönüştüğü gibi kendisi de bir dönüşümden geçiyor ve daha önceki kişiliğinden farklı bir kişiliğe dönüşüyor. Hareketli melodisi ve renkli klibiyle de dinleyicilerinin ilgisini çeken bu parça çıkış teklisi olarak albümde yerini alıyor.
“Yeah, I’m a butterfly
(Evet, ben bir kelebeğim)
You just never see me spread my wings
(Beni kanatlarımı açarken hiç görmüyorsun)
I’m already high
(Ben zaten yüksekteyim)
Watch my life go bling bling
(Hayatıımın parlayışını izle)
Now I’ve become a butterfly
(Şimdi bir kelebek oldum)
I just fly”
(Yalnızca uçuyorum)
3- CUNTISSIMO
“Hayatın tadını sonuna kadar çıkaran kadınlardan” ilham aldığını söyleyen Marina bu şarkısında da oldukça iddialı bir iş ortaya koydu. Tekno müzik festivali diyebileceğimiz parça dinleyen herkesin ayağa kalkıp dans etmek istemesine sebep olacak nitelikte. Müzik klibiyle de önceki albümlerinde yarattığı karakter “Electra Heart“ı yad ediyormuş gibi duran Marina, yine oldukça eğlenceli ve yaratıcı bir görüntü yarattı. Şarkı internetin anlamını değiştirip “havalı, ikonik” olarak kullanmaya başladığı “cunt” kelimesi ile İtalyanca’dan gelen ve “oldukça” anlamı taşıyan -issimo ekinin birleşiminden oluşuyor ve ortaya “oldukça ikonik” gibi bir anlam ortaya çıkıyor. Salma Hayek gibi oldukça ikonik bir ünlüden, Bonnie & Clyde gibi ikonikleşmiş ve pop kültürde yer edinmiş kişilerden ve Thelma & Louise gibi film karakterlerinden bahsettiği şarkı oldukça ikonik, ya da Marina’nın deyimiyle “cuntissimo”.
“(Cuntissimo) Salma Hayek in the sun
(Cuntissimo) (Güneşte Salma Hayek)
(Cuntissimo) Louise and Thelma on the run
(Cuntissimo) (Louise ve Thelma firarda)
(Cuntissimo) Your ex is hitting you up (Ah)
(Cuntissimo) (Eski sevgilin seni arıyor) (Ah)
But you no longer give a fuck”
(Ama artık umursamıyorsun)
4- ROLLERCOASTER
Sözleriyle dilediği hayatı ‘manifest’leyen Marina bu şarkıda da değişim temasını farklı bir açıdan yorumluyor. Hayatın iniş ve çıkışlarını lunaparktaki bir hız trenine benzeterek zekice bir analoji yaratarak oldukça ilginç bir parça ortaya koyuyor. Diğer şarkılar kadar öne çıkmasa da kendince albüme başarılı bir katkı sağlıyor.
“I’m on a rollercoaster ride, ride
(Bir hız trenindeyim, hız treninde)
I’ve been low but I know that I wanna get high
(İnişteydim ama biliyorum ki yükselmek istiyorum)
I’ve never been so happy, smiling so wide
(Hiç bu kadar mutlu olmamıştım, bu kadar geniş gülümsememiştim)
I never thought I’d find the love of my life”
(Hayatımın aşkını bulacağımı hiç düşünmezdim)
5- CUPID’S GIRL
Albümün ikinci teklisi olarak yayınlanan “Cupid’s Girl” akılda kalıcı sözleri ve dinleyicisini kendisine çeken melodisiyle harika bir elektro-pop balladı olarak albümde yerini alıyor. Adında Roma mitolojisindeki aşk tanrısı Cupid‘e yapılan bir referans da şarkının temasını yansıtıyor. Cupid’in oklarının hedefinde olan kişilerin aşık olduğu efsanesini kendince yorumlayan Marina, bu parçada kendisi Cupid rolüne bürünüyor ve aşk tanrısını kendine aşık ediyor. Albümde yer alan sağlam şarkılardan biri olan Cupid’s Girl, Marina’nın son yıllarda çıkardığı başarılı parçalardan biri.
“Cupid
(Cupid)
You’re so stupid
(Çok salaksın)
Trying to resist
(Karşı koymaya çalışıyorsun)
My kiss
(Benim öpücüğüme)
But you know I’ll never miss
(Ama biliyorsun asla ıskalamam)
Baby, you just need to relax
(Bebeğim, yalnızca sakinleşmen gerek)
Don’t panic when it hits
(İsabet edince panikleme)
Shoot my arrow right into your back”
(Okumu tam arkana atıyorum)
6- METALLIC STALLION
Albümün belki de en iddialı ve ses olarak en güçlü parçası diyebileceğimiz “Metallic Stallion”, karşısındaki kişiyle yakınlık kurmaktan çekinen ve kendini karşısındakine açmakta zorlanan bir sevgiliyi tarif ediyor. Benim de kişisel favorim olan bu parça, Marina’nın vokalleriyle şarkıyı daha da dramatikleştirmesiyle dinleyicilerinde harika bir izlenim bırakıyor. Özellikle kullandığı ses efektleriyle de şarkının ilgi çekiciliğini artırıyor.
“My metallic stallion races off
(Metal aygırım koşuyor)
But I chase him fast till I get on top
(Ama ben üste çıkana kadar onu kovalıyorum)
Till his reins come off (Mm-mm-mm)
(Dizginleri kopana kadar)
‘Cause he acts so tough, but he likes it soft
(Çünkü sert davranıyor, fakat hassasiyetten hoşlanıyor)
Know he’s scared of love, but all bets are off (Mm)
(Aşktan korktuğunu biliyorum fakat her şey mümkün)
I’m the one he can’t break off”
(İlişiğini kesemeyeceği kişi benim)
7- JE NE SAIS QUOI
“Bilmiyorum nedir” anlamına gelen bu ifade, tarif edilemez fakat kulağa oldukça çekici gelen bir özelliği tasvir etmek amacıyla kullanılıyor. Şarkıda da aşık olduğu kişiyi tarif etmek için kullanan Marina bir başka ikonik şarkıyı ortaya çıkarıyor. Enstrüman olarak kullandığı keman melodileri ve operavari vokalleri, kendi ile bağdaştırılan teatral sesi ile öne çıkardığı bir parça olarak albümde yer alıyor bu şarkı.
“You’ve got that je ne sais quoi, je ne sais quoi
(Sende o ne olduğu bilinmez şey var, bilinmez şey)
I’m falling for you, don’t know who you are”
(Sana aşık oluyorum, kim olduğunu bilmeden)
8- DIGITAL FANTASY
İlhamını çevrimiçi flört uygulamaları ve internette oluşturulan sahte kimliklerden alan Marina, bu şarkıda sosyal bir eleştiride bulunuyor. “Dijital bir fantezi istiyorsun, gerçek beni istemiyorsun bile” diyerek insanların internette yansıttıkları kişilikleri ve gerçek kişilikleri arasındaki farkı ve nasıl internette var olan kişiliklerinin daha istenilir konumda olmasını eleştiriyor. Kullanılan ilginç enstrümanlar ve ses efektleriyle de dinleyicilerinin aklına kazınacak bir parça ortaya çıkarıyor Marina.
“Want a digital fantasy, you don’t even want the real me
(Dijital bir fantezi istiyorsun, gerçek beni istemiyorsun bile)
Say it honestly, you don’t want real love
(Dürüstçe söyle, gerçek aşk istemiyorsun)
Want a digital fantasy, I would rather reality
(Dijital bir fantezi istiyorsun, ben gerçekliği tercih ederim)
Sad ’cause honestly, I just want your love”
(Üzücü çünkü dürüst olmak gerekirse, yalnızca sevgini istiyorum)
9- EVERYBODY KNOWS I’M SAD
Albümde müzik prodüksiyonu anlamında belki de en önde gelen diyebileceğimiz parça olan “Everybody Knows I’m Sad”, kederli sözleri ve enerjik melodisiyle dinleyenlerini hem hüzünlendiren hem de dans etmek istemesini sağlayan bir parça olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle nakaratındaki ses efektleriyle öne çıkan şarkı, albümün de en sevilen parçalarından biri olarak albümde yerini alıyor.
“‘Causе everybody knows I’m sad (Sad)
(Çünkü herkes üzgün olduğumu biliyor) (Üzgün)
They know I nеver felt this bad (Bad, bad)
(Daha önce hiç bu kadar kötü hissetmediğimi biliyorlar) (Kötü,kötü)
Everybody knows I’m sad (Sad)
(Herkes üzgün olduğumu biliyor) (Üzgün)
‘Cause everybody knows I’m sad (Sad, sad)”
(Çünkü herkes üzgün olduğumu biliyor) (Üzgün, üzgün)
10- HELLO KITTY
Adını pek çok insanın sevdiği, Sanrio firmasının ürettiği “Hello Kitty” adlı karakterden alan şarkı, karakterin temsil ettiği sevgi, arkadaşlık ve nezaket gibi temaları aşık olmanın çocuksu ama aynı zamanda hayvansı yönleriyle bağdaştırılıyor. Sakin, aynı devam eden melodisi ve şarkının yaratıcılıktan nasibini pek alamamış sözleri yüzünden albümdeki diğer şarkılar kadar öne çıkmıyor ve diğerlerinin yanında tekdüze kalıyor fakat yine de kullandığı metaforlar sayesinde banal olmaktan sıyrılıyor.
“Catch me if you can, ain’t no other man
(Yakala yakalayabiliyorsan, hiçbir diğer erkeğin)
That could find me in the dark
(Beni karanlıkta bulabilen)
Got nothing to fear, I can feel you near
(Yok korkacak bir şeyi, seni yakında hissedebiliyorum)
Now you know the way to my heart”
(Şimdi kalbime giden yolu biliyorsun)
11- I <3 YOU
1970’lerden fırlamış disko-pop melodileriyle dinleyen herkesin anında dikkatini çeken şarkı, dans etmek ve partilemek için ideal bir parça. Akılda kalıcı sözleri ve enerji dolu melodileriyle dinleyenlerin kafasından atamayacağı bir şarkı olan “I <3 YOU” gerçekten de albümdeki en sağlam parça. Renkli klibinde ise sosyal eleştirilere yer veren Marina, günümüz romantik ilişkilerinin sosyal medya ve tüketim kültürü tarafından nasıl negatif olarak etkilendiğini eleştiriyor. Şarkının köprüsü de “Gloria Gaynor”ın “I Will Survive” şarkısını andırıyor ve bizi 70’lere doğru cazibeli, heyecanlı ve nostaljik bir yolculuğa çıkarıyor.
“‘Cause I love you, and I know that you love me too
(Çünkü seni seviyorum, ve senin de beni sevdiğini biliyorum)
I want you, and I know that you want me too
(Seni istiyorum, ve senin de beni istediğini biliyorum)
I love you, I’ve been waiting to make you mine
(Seni seviyorum, seni benim yapmak için tüm gece bekliyordum)
I want to be holding you tonight”
(Seni bu gece tutmak istiyorum)
12- ADULT GIRL
Marina’nın 2012’de “Marina and the Diamonds” adıyla çıkardığı Electra Heart albümünde yer alan “Teen Idle” parçasına paralel olarak çıkmış diyebileceğimiz bu parça; geçmişteki hataları düşünmek ve onlardan ders almak, yetişkinliğe adım atmak fakat henüz tam olarak olgunlaşamamak, özgürleşme ve kendi kimliğini bulma arayışı gibi temalar çevresinde şekilleniyor bu parça. Yalnızca Teen Idle ile kalmayıp genel olarak bütün Electra Heart dönemine ve oluşturduğu karaktere de selam niteliğinde diyebileceğimiz bu parça oldukça duygu yüklü ve melankolik bir parça. Albümün de en dokunaklı ve yavaş şarkısı olarak ön plana çıkıyor.
“Didn’t grow up in a normal world
(Normal dünyada büyümedim)
And now I’m just an adult girl”
(Şimdi yalnızca yetişkin bir kızım)
13- FINAL BOSS
Albümün ilk parçasında yer alan retro video oyunu temasını bu şarkıdaki ses efektleriyle de devam ettiren Marina, albümün kapanışı için harika bir parça ortaya çıkarıyor. Ayrılık temasını şarkının konusu yapan Marina, Fall Guys, Super Mario, Mortal Kombat gibi video oyunlarına da referans yaparak oldukça ilginç bir şarkı ortaya koyuyor. Değişmeyi reddeden ve suçu hep karşısındaki kişiye atan bir partnerle yaşanan ayrılığı konu edinen şarkı, albüme çarpıcı ve unutulmaz bir kapanış sağlıyor.
“You’re the final boss, I’m your rival
(Bölüm sonu canavarı sensin, rakibin benim)
But you can’t even look me in the eye, no
(Ama daha gözlerimin içine bakamıyorsun, hayır)
Like a samurai, don’t care if I live or die
(Bir samurai gibi, ölsem de kalsam da umrum değil)
‘Cause fuck it, baby, I can’t be your fall guy”
(Çünkü siktir et, bebeğim, günah keçin olamam)
Kaynakça :