Prens Dizisinde Yapılan Göndermeler

Editör:
Asiye Tuna Deniz
spot_img

Geçtiğimiz günlerde yine harika bir sezonu geride bırakan Prens, merakla beklenen üçüncü sezonunda da isminden oldukça söz ettirdi. Artık taşların teker teker yerine oturduğunu ve kadınlar çağını izleyeceğimizi sansak da, yeni sezon yine bizi en az Saksonya Dükü Philippe‘in ölümü kadar şaşırtmayı başardı. Yeni başlayan kadınlar çağında sular hiç durulmazken yeni kurulan dostluklar, değişen dengeler ve ihanetlerin ardı arkası kesilmedi. Sezon boyunca bazı soru işaretlerine verilmeyen cevaplar ve hepimizde şok etkisi yaratan final sahnesi ile dördüncü sezonu şimdiden meraklı gözlerle beklemeye başladık.

Oyuncu kadrosuna Burak Dakak, Yiğit Özşener, Binnur Kaya, Tansu Biçer ve Burcu Özberk gibi başarılı isimlerin katıldığı Prens, bu sezonda da yine akıllarımızdan bir süre silinmeyecek şahane göndermelerde bulundu.

Daha önce Prens Dizi İncelemesi: Bongomia Krallığı Hakkında Bilinmeyenler başlıklı yazımda yer verdiğim göndermeleri okumak için de buraya tıklayabilirsiniz!

Venedik Sahnesinde Yeni Bir Rol: Niccolo Machiavelli – Prens

Prens Vahşi Kelebek ve Niccolo Machiavelli

Roma’da aldığı oyunculuk eğitiminde istediği başarıyı elde edemeyen Prens‘in Venedik’te okul arkadaşıyla karşılaşması oldukça yıkıcı bir etki yaratmıştı. Eski günlerine dönen Prens, içinde taşıdığı hırsı hâlâ dipdiri tutuyordu. Venedik’in Prens’e getirdiği sürprizler sayesinde oyunculuk eğitimini kullanabileceği bir ortam sunulmuş ve okul hayatında kaybettiği rolünü Venedik’te düzenlenen festivalde kendisi gibi olan üst tabakaya sergileme imkanı doğmuştu. Kulisinde onunla röportaja gelen görevlinin sorularını yanıtlayan Prens’in röportaj verdiği sahnede Nicollo Machiavelli ve Prens kısmı dizinin en çok beğeni toplayan göndermelerinden biri oldu. Ünlü şair ve düşünür Nicollo Machiavelli’nin Prens isimli inceleme kitabına yapılan göndermede Machiavelli’nin verdiği sözü tutmadığı da izleyicilerin gözünden kaçmadı.

“Hadi Be” Geri Döndü: Yiğit Özşener’den Ezel’e Saygı Duruşu

Yiğit Özşener | Prens

Diziye Macar Komutanı olarak giren Yiğit Özşener, Bongomia’nın işgal edilmesinin ardından bir nevi oranın sorumlusu olan kişiydi. Macarların hakimiyetini Bongomia’da sağlamaya çalışan Macar Komutan, bu sezonda henüz niyetini tam olarak anlayamadığımız, sadece görev adamı olarak tanıdığımız bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Yiğit Özşener, daha önce Türkiye’yi sallayan Ezel dizisinde canlandırdığı Cengiz Atay karakteriyle hafızalarımıza kazınmış ve onu “Hadi be” repliğiyle eşleştirmiştik. Macar Komutanının ülkesinden gelen mektuba verdiği bu replik de bizlerin aklına hemen Cengiz’i getirdi ve Özşener’in unutulmaz dizisine bir göz kırpılmış oldu.

Bir Krallık ve Bir Oda: Prens’ten Babam ve Oğlum Esintisi

Vahşi Tırtıl

Bongomia’nın işgal edilmesinden etkilenen halk, bunun sorumlusu tuttuğu Prens’i resmen düşman olarak kabul etmişti. İşgalden geri çekilen Macarlıların ardından Prens’e bütün kinini kusan halk, ülkenin veliahdı Küçük Prens‘i bir diğer ismiyle Vahşi Tırtıl‘ı görünce yumuşamıştı. Bunu fırsat bilip kendini halka yeniden sevdirmeye çalışan Prens, her zaman başvurduğu taktiği ajitasyon ile bunu başarmıştı. Bu ajitasyonu ise Çağan Irmak‘ın unutulmaz filmi Babam ve Oğlum‘un neredeyse herkesi ağlatan sahnesine yaptığı gönderme ile yaptı.

“Ona bir oda verin Bongomialılar. Bir krallığı olsun ama istediği zaman da çekip gidebileceği bir krallık olsun. Öyle çok şey söylemek istiyorum ki ona, ona siz söyleyin Bongomialılar. Ona deyin ki…” 

William Shakespeare’den Haldun Taner’e

Prens

Prens, Roma’da oyunculuk okurken sınıf arkadaşı ve ezeli düşmanı olan Marlowe‘la yıllar sonra Venedik’te bir restoranda karşılaşmıştı. Bu karşılaşma Prens için çok tatsızdı çünkü hem ona olan siniri geçmemişti hem de ailesine karşı yalan bir senaryo ile yarattığı tiyatrosunda gerçekler ortaya çıkacaktı. Marlowe‘a görünmeden kaçmaya çalışsa da bunda başarılı olamadı ve Marlowe, okul yıllarındaki bütün gerçekleri anlatmak ve Prens’i küçük düşürmek için bütün heyecanıyla masalarına oturdu. Marlowe, başarısızlığını yüzüne vurmak istediği Prens’i düelloya davet ettiğinde her zamanki gibi arkasında Hasharia ve Thenio vardı ve işte o andan sonra belki de sezonun en keyifli sahnesi başladı.

Tabiri caizse bir âşık atışması tadında olan bu sahne Hamlet‘ten Othello‘ya, Keşanlı Ali Destanı‘ndan Cyrano de Bergerac‘a kadar pek çok tiradın bir araya getirildiği bir şölendi. Sahnenin en özel kısmı da birbirlerine olan öfke ve nefretlerini, yazarların farklı oyunlarından uygun buldukları tiradları alarak izleyiciye tek bir bütün halinde sunabilmeleriydi. Bu noktada Giray Altınok ve Kerem Özdoğan‘ın yaratıcı kalemlerini de anmadan geçmek doğru olmaz.

Biraz Geç de Olsa Sonunda Altın Kelebek

Altın Kelebek

Dizinin en çok konuşulan sahnelerinden biri olan altın kelebek kolyesi, Prens’in geçtiğimiz sezon Altın Kelebek Ödülleri‘ne yaptığı bir göndermeydi. İkinci sezonunda Kaptan Van Dijk‘ın Prens’e bir kolye hediye etmek için mücevher kutusunu açtığında Elçi Sangu‘nun Prens’e “altın kelebek de var” demesi üzerine Prens, “ay yok, onu bize vermezler” karşılığını vermişti. 2024 yılında düzenlenen Altın Kelebek Ödül Töreni’nde Prens, En İyi Komedi Dizisi Ödülü‘nü kazanırken Giray Altınok da En İyi Erkek Komedi Oyuncusu Ödülü‘nü almış ve bu gönderme yeniden gündeme gelerek herkesi güldürmüştü. Üçüncü sezonda Prens’le yeniden buluşan Kaptan Van Dijk, “Lomberto’da o altın kelebeğe nasıl baktığınızı gördüm, biraz geç de olsa size bunu hediye etmek isterim” diyerek altın kelebeği Prens’le buluşturdu.

Beni Çıldırtmak mı İstiyorsun Sen?

Larg – Orion

Larg‘ın savaştan kurtarmak için evlenip boşandığı eski eşiyle Venedik’te karşılaşmasının ardından Orion’la aralarında soğuk bir savaşın da başlaması bir oldu. Bu durumu kabullenemeyen Orion, restoranda tanıştığı bir kadınla çok kısa bir zaman içerisinde kendi aralarında evlendi ve sözde yeni eşiyle birlikte Larg’ın karşısına çıktı. Bir gün içerisinde eşinin iki kere ihanetine uğrayan Orion, Larg’a eşinin suçsuzluğunu ispatlamaya çalışma derdine girdi. Larg ise onun gerçekten evli olmadığına ikna etme derdindeydi. Bu sırada gündüz kuşağı programlarının merakla takip edilen isimlerinden Müge Anlı‘nın uzun bir süre dillere dolanan “Kocanın evi yok ki, kocanın evi yok, beni çıldırtmak mı istiyorsun sen? Senin kocanın evi yok!” cümlesine de “Senin karın yok Orion, sen beni çıldırtmak mı istiyorsun? Senin karın yok!” şeklinde göz kırpmış oldu.


 

Öne çıkarılan görsel: Episode Dergi

spot_img

1 Yorum

  1. 2. sezonda fransız krallığında ordaki kahinle ot çektikleri yerde masumiyet göndermesi vede kuzey kralının kuzey unutmaz demesi game of thrones göndermesi

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Shirley Jackson’ın Amerikan Gotik Edebiyatındaki Yeri

Shirley Jackson, Amerikan gotiğine modern bir ses getirmiş ve kalıcı bir iz bırakmıştır.

Amerikan Edebiyatında 4 Yalnız Kahraman

Amerikan edebiyat tarihinin en önemli temsilcileri haline gelmiş kahramanlarımızın ne kadar soyutlanmış bireyler olduğunu farketmiş miydiniz?

Tarihi Eser Rotası: Geçmişten Müzeye Serüven

Müzelerde sergilenen her bir eserin yolculuğu o kadar uzun ki... Gelin, sergilenme sürecine kadar rotaya bir göz atalım...

Bir Günde Geçen 5 Roman

Hızlı geçen yirmi dört saatimizi bir de romanlardan okuyup hissedelim. İyi okumalar.

Editor Picks