Plevne Kahramanı Gazi Osman Paşa

Editör:
Irmak Çelik
spot_img

Türk tarihi içerisinde en eski devirlerinden günümüze kadar sayısız cesur ve korkusuz kahraman bulunmaktadır. Bu kahramanlar kimi zaman kendisinden sayıca üstün düşmanını zekâsı ile yenmiş kimi zaman da tutsak milleti bağımsız kılmak için çabalamışlardır. Bu kahramanlardan biri olan Gazi Osman Paşa, Plevne Muharebelerindeki muazzam savunması ile tarihe geçmiş ve Plevne Kahramanı olarak anılmaya başlanmıştır.

Askerî açıdan üstün bir savunmaya imza atan Osman Paşa’ya Plevne’deki başarısının ardından 2. Abdülhamit tarafından “Gazi” unvanı verilmiştir. Adına yazılan Plevne Marşı ile de hafızalara kazınan bu kahraman, döneminin en büyük komutanları arasında yer almıştır.

Hayatının Erken Devirleri

Gazi Osman Paşa portresi, Bengü Türk.

Asıl adı Osman Nuri olan Plevne Kahramanı, 1833 yılında Tokat’ta doğmuştur. Henüz erken yaşta İstanbul’a giden Osman Nuri, önce Beşiktaş Askerî Rüştiyesi’ne, ardından Askerî İdadi’ye yazılmıştır. Burada beş yıllık öğrenimini tamamladıktan sonra Harp Okulu’na girmiş ve okul üçüncüsü olarak 1853 yılında buradaki eğitimini tamamlamıştır. Daha sonra Harp Akademisi’ne girse de Osman Nuri, Kırım Savaşı’nın başlamasıyla akademiye devam edememiş ve Rumeli’ye atanmıştır.

Osman Nuri, Rumeli’de görev yaparken yüzbaşı rütbesine yükselmiş ve savaş bittikten sonra Harp Akademisi’ne dönerek eğitimini devam ettirmiştir. 1858 yılında Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) rütbesi ile akademiden mezun olan Osman Nuri, 1859 yılında Osmanlı ülkesinin nüfus sayımı ile kadastro usulünde harita çizilmesine, örnek olarak da Bursa ilinden başlanmasına hükümet tarafından karar verilince askerî temsilci olarak burada vazife almıştır.

Bir Subayın Yaşamı: Bir Görevden Diğer Göreve

Osmanlı birlikleri savaş çizimi, Donanım Haber.

İki yıl görevin ardından 1861 tarihinde Rumeli Ordusu’nda görev yapmış, buradaki görevinin ardından da 1864 yılında Hassa Ordusu’na bağlı 4’üncü alayın 2’nci taburuna atanmıştır. Bir yıl sonra ise aynı ordunun 3’üncü alayının 2’nci taburuna binbaşı rütbesi ile tayin olmuş ve Suriye’de Cebel-i Lübnan’da çıkan bir ayaklanmayı bastırmakla görevli olarak buraya gitmiştir. Osmanlı’nın yaşadığı ardı arkası kesilmez ayaklanmalar Binbaşı Osman Nuri’nin de kariyerinde büyük bir yeri kapsamaktadır. Suriye’de bastırılan isyandan sonra Girit’te 1866 yılında çıkan Rum isyanını bastırmak üzere buraya gönderilmiştir. Burada gösterdiği başarılarla adı ilk defa ciddi manada duyulan Binbaşı, ihtilalin bastırılmasıyla miralay (albay) rütbesine terfi ettirilmiş ve üçüncü dereceden Mecidiye nişanı ile ödüllendirilmiştir.

Bir subay olarak durmadan farklı yerlere gönderilen Miralay Osman, 1868 yılında Yemen’de başlayan ayaklanmaya karşı görevli olarak oraya gitmiş, başarıları yüzünden mirlivâ (tuğgeneral) rütbesine terfi ettirilmiştir. Yemen’de kötü hava şartları nedeniyle hastalanan Osman Paşa, 1871 yılında İstanbul’a dönmüştür. Birkaç aylık hava değişimi izninin ardından 3’üncü ordunun redif livalığına (redif tugaylığına) ataması yapılmıştır. Bir süre ordu merkezi olan Manastır’da kaldıktan sonra 1873 yılında Yenipazar Tümen Komutanlığı’na gönderilmiş ve burada tümenin eğitim-öğretimiyle uğraşırken feriklik (tümgenerallik) rütbesine yükseltilmiştir. Feriklik rütbesine getirilmesinin akabinde İstanbul Merkez Komutanlığı’na atanan Osman Paşa görevde kısa bir müddet kaldıktan sonra 1873 yılında önce Arnavutluk’ta bulunan İşkodra kumandanlığına ve oradan da Bosna kumandanlığına gönderilmiştir.

Bosna’da kısa bir süre görevin ardından Erzurum’da bulunan 4’üncü orduya atanan Osman Paşa, 4-5 ay kısa bir süre oradaki görevinin ardından Balkanların karışık olması sebebiyle Niş’e gönderilmiştir. Orada da çok kısa bir süre görev yaptıktan sonra Vidin’de bulunan tümene gönderilmiştir. Vidin’de Sırp Prensi Milan’ın 2 Temmuz 1876 tarihinde Osmanlı Devleti’ne savaş ilân etmesiyle Rus generallerinin kumanda ettiği Sırp ordusunu bozguna uğratmıştır. Buradaki muharebelerin başarıyla sonuçlanmasının ardından İkinci Rütbe Mecidi Nişanı ile ödüllendirilmiş ve 1876 senesinde rütbesi Müşirliğe (Mareşalliğe) yükseltilmiştir. Burada elde ettiği zaferlerle büyük bir şöhret kazanmıştır.

Bir Kahramanlık Öyküsü: Plevne

Plevne savunması haritası, Donanım Haber.

Tarihler 24 Nisan 1877’yi gösterdiğinde Rusya, Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etmiştir. Rusya’nın savaş ilan ettiği sırada Osman Paşa Vidin’de Garp Ordusu Kuvvetleri komutanı olarak Ruslarla karşılaşacak birliklerden birinin başında bulunmaktadır. Yaşanacak bu savaş çoğunluğu Rusya tarafında olmak üzere seksen kadar savaş muhabirinin cephe hattında görev almasıyla ve ucuz, yaygın gazeteler sayesinde Batılı halk tarafından gazetelerden takip edilerek “Kahvaltı Savaşı (The Breakfast War)” olarak anılacaktır.

Savaşın ilanının akabinde Osman Paşa, kendisine verilen emir üzerine 25 bin kişilik kolordusuyla 7 Temmuz 1877’de Plevne’ye ulaşmıştır. Rusların buraya yönelik 8 Temmuz 1877’de başlattığı saldırılara karşı koymaya çalışan Osman Paşa ve ordusu, Ruslara Rumeli cephesinde yedikleri ilk darbeyi tattırarak iyi bir savunma gerçekleştirmişlerdir. Birinci Plevne Müdafaası olarak tarihe geçen bu savunmanın ardından Rus kuvvetleri takviye birlik alarak Plevne’ye 18 Temmuz tarihinde tekrar saldırmışlardır. Yirmi altı saat boyunca yaşanan kanlı çatışmanın neticesinde Osman Paşa ve ordusu, Ruslara geçit vermeyerek tarihi bir savunmaya imza atmışlardır. Osman Paşa saldıran Rus birliklerini püskürttüğü gibi kaçan birlikleri de takip sonucu imha etmiştir.

İki defa Plevne’de yenilgiye uğrayan Ruslar pes etmeyerek Romenlerden yardım talep etmişlerdir. Talebe olumlu cevap veren Romenlerin savaşa katılmasıyla beraber Rus birlikleri, 7 Eylül’de Plevne’ye karşı tekrar hücuma geçmişlerdir. Üçüncü Plevne Muharebesi, dört gün süren savaşın ardından 11 Eylül tarihinde Ruslar yine başarı elde edememişlerdir. Osmanlı cephesinde yaşanan bu galibiyetlerin ardından Osman Paşa’ya “Gazilik” unvanı verilmiştir.

Üst üste başarısızlığa uğrayan Ruslar, kesin sonuca ulaşabilmek adına Plevne’yi 13 Eylül’de kuşatma altına almışlardır. Kuşatma uzadıkça ve takviyeye gelmesi beklenen Şevket Paşa kuvvetlerinin de gelememesiyle, Osmanlı birliklerinde mühimmat ve yiyecek sıkıntısı baş göstererek orduyu perişan etmeye başlamış ve muhasarayı kırmak için yarma hareketi fikrini doğurmuştur.

Muhasarayı kırabilmek için kırk bin kişilik ordusunu iki kısma ayıran Osman Paşa, hücuma kalkarak kuşatmadan kurtulmayı denemiştir. Osman Paşa, ordusuyla beraber Vid suyunu geçmeye çalıştığı sırada sayıca üstün düşmanına alt edememiş, ayrıca topçu ateşi sonucu bir şarapnel parçası ile yaralanmış ve kuşatmayı kıramadan teslim olmak zorunda kalmıştır.

Esaretten Kurtulma ve Sonraki Hayatı

Plevne savaşı çizimi, Vikipedi.

Esirken Ruslar tarafından iyi karşılandığını anlatan Osman Paşa, bir müddet esir hayatı yaşamıştır. Bu süreçte kendisine Rus çarı tarafından kahramanlığını takdir amacıyla çifte kartal nişanı verilmiştir. İstanbul’a dönüşü için 2. Abdülhamit, Rauf Paşa’yı görevle Petersburg’a göndermiştir. Burada esirlikten kurtarılan Osman Paşa içinde bulunduğu heyetle beraber 12-13 Mart 1878 tarihinde İstanbul’a gelmiş ve muhteşem bir törenle karşılanmıştır. Plevne savunmasından sonra Birinci Rütbeden Yüksek Osmanlı Nişanı verilen Osman Paşa, İstanbul’a dönüşünde de altın kılıç ve sırmalı nişan ile ödüllendirilmiştir.

Osman Paşa 14 Mart 1878 yılında Hassa Ordusu müşirliğine (mareşalliğine) getirilmiştir. Daha sonra 10 Haziran 1878 tarihinde Mabeyni Hümayun Müşirliği (mareşalliği) de görevine eklenmiş ve ölene kadar bu görevde kalmıştır. Hatta Osman Paşa öldükten sonra dahi bu göreve yeni atama yapılmamıştır. Bunların yanında Başkomutanlığa da atanan Osman Paşa, belli bir süre sonra Bulgaristan meselesinde harp taraftarı olduğu için görevden el çektirilmiştir.

Son Söz: Bir Kahramanın Ölümü

Gazi Osman Paşa türbesi, Turan Akıncı.

Gazi Osman Paşa, asker olduğu kadar sarayda bulunduğu süre boyunca siyasi faaliyetlerde de bulunmuştur. Sadrazam Hayreddin Paşa ile ıslahat konusunda tartışmış ve ıslahatların Avrupa tesirinden uzak, öz değerlere bağlı yapılmasını öne sürerek ıslahat çalışmalarına muhalefet etmiştir. Bu durumun sonucunda Sadrazam Hayreddin Paşa istifa etmiştir. Sarayda bulunduğu süre boyunca da Abdülhamit’i dış politika konularında etkilemeye çalışmıştır.

Plevne Kahramanı Gazi Osman Paşa, 5 Nisan 1900 Cuma gecesinde vefat etmiştir. Türk tarihindeki büyük kahramanlardan biri olan bu Paşa, vasiyeti üzerine Fatih camisinde, Fâtih Sultan Mehmed Türbesi yanına gömülmüştür.

Türk milletinin hafızasında Plevne marşı ile yer eden, yaptığı destansı savunma ile tarihe geçen, kahramanlığı ve cesareti başta askerî okullar olmak üzere bütün dünyada öğretilen Osman Paşa, büyük bir kahraman olarak gönüllerde yaşamaya devam etmektedir.

Kılıcımı vurdum taşa

Taş yarıldı baştan başa

Ünü büyük Osman Paşa

Askerinle binler yaşa.

 

Kaynakça

Gazi Osman Paşa ve Plevne Savunması- Gazi Osman Paşa’nın Plevne Savunması ve Türk Askerinin Kahramanlık Destanı. Ankara: Genelkurmay, 1982.

Gazi Osman Paşa” Hülagü, M. Metin, İslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı.

Işık, Mehmet. “Medya ve Savaş.” Savaş Çalışmaları El Kitabı. Dü. Mesut Uyar. İstanbul: Kronik, 2021. 273-317.

Sertoğlu, Midhat. Mufassal Osmanlı Tarihi. Cilt 5. Ankara: Türk Tarih Kurumu, 2021.

Talat, Albay. Plevne Savunması. Çev. Talat Yalazan. Ankara: Genelkurmay, 1997.

Turan, Fatma Ahsen. «Toplumsal Bellekte ve Sözlü Şiir Geleneğinde Plevne Harbi ve Gazi Osman Paşa.» International Journal Of Eurasia Social Sciences 2015: 21-38.

Uyar, mesut. “Bir Yenilginin Askerî Hikâyesi: 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşının Osmanlı Cephesi.” Harp Tarihi Dergisi Aralık 2021: 1-37.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.