Pink Floyd – Wish You Were Here: İki Kayıp Ruh

Pink Floyd‘un eşsiz eseri “Wish You Were Here” nasıl yazıldı biliyor muydunuz? Gelin bu efsaneleşmiş şarkının hikayesine birlikte bakalım.

Nasıl Yazıldı?

Gelmiş geçmiş en başarılı rock grupları arasında en başta gelen Pink Floyd grubunun belki de en meşhur eserlerinden olan “Wish You Were Here” şarkısını bilmeyen yoktur. Bazen bir gidenin ardından haykırışımız bazen de artık asla yanımızda olamayacak insanlar için dinlediğimiz bir ağıt olan bu şarkı, bir arkadaşa yazılan bir şarkıdır aslında.

The Dark Side of the Moon’un müzik dünyasını altüst etmesinden sonra Pink Floyd, tekrardan ses getirecek bir esere daha imza attı. Bütün şarkıları Roger Waters tarafından yazılan albüm, aşırı LSD kullanımı ve psikolojik rahatsızlığından dolayı gruptan 7 yıl önce ayrılan Syd Barret’in anısı için kaydedildi.

Peki kimdir bu Syd Barret?

Syd Barret

Syd Barret, Pink Floyd’un kurucusu ve aynı zamanda kaptanıdır. Hemen hemen her şarkı sözü ve besteyi kendisi yapar. Ancak gelin görün ki kendisi uyuşturucu bağımlısıdır. Birkaç talihsiz olaydan sonra grup üyeleri toplanır ve Barret ile daha fazla devam edemeyeceklerini, ondan verim alamayacakları kararına varırlar. Yeni bir başlangıçtan sonra yaptıkları albüm ve şarkılarla tüm dünyada tanınan bir grup haline gelirler. Ancak Barret’in yokluğu hemen hemen her konserde ve her kayıtta hissedilir.

Solist/Gitarist David Gilmour ile baterist Richard Wright hiçbir zaman Barret’ı unutmaz. Yıllar geçer, Barret’tan ne bir mektup ne de bir haber vardır. David Gilmour bunun üzerine grupta onun anısını yaşatmak için bir şarkı yapmaya karar verir ve Wish You Were Here’ın kayıtlarına başlarlar. Ancak bu şarkıyı yapmak o kadar da kolay olmaz. Onsuz her şey çok zordur. Bu şarkıyı yaparken grup üyelerinin Barret ile ilgili anıları, şarkının yapımını zorlaştırır. Sevdikleri insandan vazgeçmişlerdir neticede. Anılar depreşir, hafızalar tazelenir. Ayrıca başarının getirdiği bir baskı da grup üyelerinde fazlasıyla hissedilir. Durum bu iken kayıt sırasında kapıdan içeri birisi girer ve “Nerede kalmıştık?”

Barret, stüdyoyu ziyaret eder. Üstelik artık uyuşturucuyu da bırakmıştır. Ardından şarkılarını dinler. Ancak burası ilginçtir çünkü Syd Barret, şarkıyı beğenmez. Bir daha da gruba dönmeme kararı alır. 1975 yılında Wish You Were Here albümü çıkar. Syd Barret, hayatını kaybettiği 2006 yılına kadar Pink Floyd üyeleri dahil hiç kimseye görünmez.

Albüm

Albümün tüm şarkılarında Barret‘in izini görmek mümkün. 9 bölümden oluşan Shine On You Crazy Diamond şarkısı, Pink Floyd’un Syd Barret’i kaybedişinin ardından yazılan albümün bir diğer parçası. Syd’in stüdyoyu ziyaret etmesi ise Shine On You Crazy Diamond’un kaydı sırasında gerçekleşiyor. Şarkının birinci parçasında (1-5) yer alan bu sözler; Syd’in uyuşturucu kullanımından önceki yaşamında ne kadar hayat dolu ve yaratıcı olduğunu anlatıyor. Wish You Were Here albümünün en önemli amaçlarından birisi de grubun istemeyerek de olsa Syd Barret’ten kopmasının bir özrü niteliğindedir.

Tüm albüm, Syd Barret‘e ithaf edilse de herkesin içinde favori bir şarkısı var. Belki de en çok sevilenlerinden olan Wish You Were Here şarkısı. Çoğu insanın kendini bulduğu, hüzünlenerek dinlediği ve birilerini anımsadığı bu şarkı, grup üyelerinin Syd‘e duyduğu özlemin notalara dökülmüş hali.

Şarkı, Gilmour’un 12 telli akustik gitarından uzak bir akor ilerlemesi ile başlar. Uzaktan gelen sese ikinci gitar eşlik etmeye başladığında şarkı anlam kazanır. Şarkının girişindeki uzaktan gelen gitar sesi ise Syd Barret’in artık aralarında olmamasına ithafendir.

Sözleri ise Syd Barret’in kaybettiği eski mutlu hayatını ve Pink Floyd’un ona duyduğu özlemi anlatır.

Şarkının Sözleri

So, so you think you can tell Heaven from Hell, blue skies from pain
Cehennemden cenneti, acılar içinden mavi gökyüzünü anlatabileceğini mi
düşünüyorsun?

Can you tell a green field from a cold steel rail?
Soğuk çelik raylardan yeşil çayırları anlatabilir misin?

A smile from a veil?
Bir maskeden gülümsemeyi?

Do you think you can tell?
Anlatabileceğini düşünüyor musun?

And did they get you to trade your heroes for ghosts?
Ve sana kahramanlarınla hayaletleri takas ettirdiler mi?

Hot ashes for trees?
Ağaçlarla sıcak külleri?

Hot air for a cool breeze?
Sıcak hava ile soğuk bir esintiyi?

Cold comfort for change?
Bozuk para olarak soğuk konfor verdiler mi?

And did you exchange a walk on part in the war for a lead role in a cage?
Ve kafesteki başrol için savaştaki sıradan rolü değiştin mi?

How I wish, how I wish you were here.
Burada olmanı ne çok isterdim

We’re just two lost souls swimming in a fish bowl, year after year,
Biz sadece balık kabında yüzen iki kayıp ruhuz, yıllar boyunca

Running over the same old ground
Hep aynı yüzeyde koşan

What have you found? The same old fears?
Ne buldun? Aynı eski korkuları mı?

Wish you were here.
Keşke burada olsaydın.

Peki ya sizin albümden en sevdiğiniz şarkı hangisi?


Kaynakça:

Gaye Nur Karabay
Gaye Nur Karabay
"yaşadım" diyebilmen için

1 Yorum

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Patriarkanın “İdeal” Kadınları: Gone Girl Tadında Filmler

Patriarkanın şekillendirdiği “ideal kadın” kavramına karşı çıkan ve kadın karakterlerin deliliğe sürüklendiği 6 filmi inceleyeceğiz.

Sanat Herkes İçin Mi?

Sanat herkes için mi, yoksa sanat alanında bir hegemonya mı var? Bourdieu'nun ışığıyla, sanatın gün görmeyen kuytularına, perde arkasına uzanıyoruz.

İngiliz Edebiyatında Modern Kadın Yazarlar

20. yüzyıldan günümüze İngiliz kadın yazarlar, Woolf'tan Evaristo'ya uzanan yolculukta kadınlık, kimlik ve toplumsal eşitsizlikleri edebiyatla duyurmuştur.

Grinin Tonlarına Bürünmüş 5 Yabancı Albüm Kapağı

Kapağındaki gri tonlarıyla albümün temalarını yansıtan 5 yabancı albüm kapağı.

2025’e Damga Vuran Coachella Performansları

Her yıl muhteşem konserlerin verildiği Coachella'da sizler için 2025'in en iyi performanslarını derledik!

Parallel Mothers (Paralel Anneler) Film İncelemesi: Anneliğin Sınırında

İki kadının kesişen hayatları üzerinden annelik, hafıza ve geçmişle yüzleşen Paralel Anneler film incelemesi.

Midsommar: Nerede bu Hårga?

Gün ışığında geçen, rengarenk çiçeklerle bezeli ama derinlemesine rahatsız edici bir kabus... Peki gerçekten böyle bir yer var mı?

Billboard Global 200 | Mayıs Ayının Öne Çıkan 10 Şarkısı

Mayıs ayında Billboard Global 200 listesinde hangi şarkılar vardı?

Automatic Albüm İncelemesi: The Lumineers’ın Akustik Gün Batımı

The Lumineers'ın Automatic albümü, dijital çağın karmaşasında duygusal bir sığınağa davet ediyor; nostaljik tınılarla modern yalnızlığı işliyor.

İstanbul’da Mutlaka Uğramanız Gereken 7 Kitap Kafe

İstanbul’da kitap okurken bir yandan keyifle kahvenizi yudumlayabileceğiniz 7 güzel kitap kafeyi derledik!

Editor Picks