Pierrot Tablo İncelemesi: Watteau’nun Teatral Palyaçosu

Editör:
Seval Hacoğlu

Rokoko sanat akımının en özgün temsilcilerinden Jean Antoine Watteau, eserlerini toplumun üst kesiminden oluşan aristokrat figürler ve teatral anlamda popülerlik taşıyan birçok figürle yapılandırıyor. Rokoko döneminin özelliklerini sıklıkla görebileceğimiz Watteau’nun eserleri, yoğun renk tercihi ve kompozisyonlarında dahil ettiği fazlaca süslemeleri ile 18. yüzyıla damgasını vuruyor. Teatral sahne kurgusunu ve barındırılan birçok duyguyu yansıtmasıyla Watteau, büyük sanatçı kişiliğini bu eserinde de ortaya koyuyor.

Sıradaki sanat yolculuğumuzda siz okuyucularımızla birlikte Watteau’nun özgün sanatçı kişiliği ile oluşturduğu eserlerinin arasında bilinirliğini korumaya devam eden Pierrot tablosunun kompozisyonunu detaylı bir şekilde inceliyor, tablonun ardındaki mesajları gün yüzüne çıkarıyoruz!

Fransız Ressam Jean Antoine Watteau’ nun Sanatı

Jean Antoine Watteau sothebys

1684 yılında Valenciennes’de gözlerini açan Fransız ressam Jean Antoine Watteau, 18. yüzyılda ortaya koyduğu eserleriyle bu dönemin en gözde sanatçılarından biri olup rokoko sanat akımının da gelişimini sağlayan önemli temsilcilerin başında geliyor. Watteau’nun sanatı, sanatçının özgün fırçasıyla şekillendirdiği birçok eserinde aristokrat kişilikler ve teatral anlamda birçok figürü tasvir ediyor. Çalışmalarında hüzün ve aşk temasını birincil olarak işleyerek sanatseverlerinin yoğun bir duygu fırtınasında savrulmasını sağlıyor.

Çok iyi bir çocukluk dönemi geçirmeyen Watteau, mutsuz ve hassas bir çocuk olmuştur. Bu sancılı döneme rağmen kendisini geliştirmeye her zaman açık olmuştur. Roman okumayı çok severdi ve çok iyi bir müzik kulağına sahipti. Fakat Watteau, kendini erken yaşta sanatla buluşturarak diğer sanatçı kimliklerin aksine kendine özgün bir sanat yarattı. Kamusal alanda tanıklık ettiği palyaçoya benzeyen ironik bir kimlik sergileyen artistlerin yaşamını çalışmalarına yansıttı ve bu resim tutkusu onu ileride farkı bir kimlik kazanacağı sanat dünyasına itti. İlk sanatsal açılımı ailesinin onu yerel bir ressamın atölyesine çalışması için yerleştirmesiydi. Gözlemlerinden hareketle birçok yaşamı çalışmalarına yansıtan Watteau, çalıştığı bu atölyede çizimlerine ve gravürlerine hayran olduğu Jean ve Pierre- Jean Marietta ile tanıştı. Ayrıca teatral figürleri eserlerinde barındırma fikirlerinin şekillenmesinin önemli şahsiyeti Claude Gillot ile karşılaştı.

Rokoko Sanat Akımı

Swing Jean Honore Fragonard

Sanatçıların yoğun renk tercihleri ve bolca süsleme yaptıkları eserleri, barok döneminin devamı niteliğinde olan 18. yüzyıl Avrupa’sında gelişen rokoko sanat akımının ürünleridir. Kullanılan renkler ve süslemeler, mimaride kullanılmasının yanı sıra dönemin önemli birçok eserinde de hâkimdir. Asimetri kullanımı ve dekorasyonun göze çarptığı Watteau’nun eserlerinde illüzyon ve teatral özelliklerle karşılaşıyoruz. Dönemin şakacı, zarif ve gösterişli sanat yaratma düşüncesine sahip sanatçılar, resmi ve düzenli resim ortaya koymayı reddederek farklı düşünüş tarzlarıyla toplumda rokoko sanat akımının gelişmesini sağladılar.

Teatral Sahnede Pierrot

Commedia Del Arte Pierrot pinterest

16. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar popülerliğini koruyan Pierrot, profesyonel tiyatronun ilk örneklerinden Commedia dell’ Arte’nin beyaz kıyafetli, masum ve çoğunlukla üzgün gördüğümüz karakterlerinden olan seyirciyi mutsuzluğuyla merak içinde bırakan hüzünlü bir palyaçodur. Commedia dell” Arte, 16. yüzyılda İtalya’da patlak veren, oyunlarında şaşırtıcı karakterlere yön veren ve oyunlarını doğaçlama ile entegre eden popüler bir tiyatro biçimiydi.

Bu tiyatronun oyunlarından biri olan Harlequinade oyununda Pierrot, sevdiği kişi olan Colombine tarafından terk edilir. Bu terk edilişe rağmen Pierrot, saf ve temiz kalbiyle insanlara bağlı kalmaya devam eder. Yaşadığı zorluklara karşı insanlara güvenen arkadaş canlısı bir o kadar da özgüveni düşük bir karakterdir.

Pierrot Kompozisyonu

Pierrot gazetesanat

Fransız ressam Jean Antoine Watteau tarafından ele alınan bu tablo, şu anda Paris’te bulunan Louvre Müzesi’nde sergilenmeye devam ediyor. Teatral birçok olayın temsili veya fikir akışının örneklerinden biri olan Watteau’nun Pierrot tablosunun kompozisyonu detaylı incelendiğinde birçok tasvir ve atıf yapıldığını görüyoruz. Rokoko sanat akımına ait bu eserde Watteau’nun yansıtmayı amaçladığı birçok duyguyla ve ifadeyle karşılaşıyor, bu sanat akımının getirdiği dekorasyona ve süslemeye verilen önemi ayrıca kompozisyonun oluşturan figürleri üzerinde görüyoruz. Tiyatrodan sanata Pierrot’un tabloda gördüğümüz bu halinin sebebinin ne olduğu günümüzde de sanatseverler tarafından yorumlanmaya devam ediyor.

Gelin Watteau’nun Rokoko tarzıyla fırçasına aldığı bu tabloyu yakından inceleyelim!

gazetesanat

Kompozisyonun hemen ortasında yerini almış, aynı zamanda esere adının verildiği Pierrot’tur. Watteau’nun İtalya’da oynanan bir tiyatro sahnesinde Colombine tarafından terk edilen Pierrot’un durgun görünümü tasvir edilir. Kompozisyonun arka bölümünde birçok karakterin varlığına rağmen Pierrot, yalnız ve durağan bir vaziyette karşımıza çıkıyor. Pierrot’un tulumunu dikkatli incelediğimizde ellerini nereye koyacağını bilemez gibi bir duruşu var ve durgun yüzünü elleriyle izleyicilere onaylatıyor. Etrafındaki karakterlerin ondan uzakta durduğunu görüyoruz ve Pierrot’a karşı aşikar bir alay söz konusudur. Maalesef mi demeliyim bilemiyorum fakat palyaçoların da kaderi bu değil midir?

gazetesanat

Kompozisyonun sol alt köşesine doğru baktığımızda Pierrot’un ayağının hizasında bulunan arkadan öne doğru bir bakış sergileyen eşeğe rastlıyoruz. Watteau’nun için bu eşek neyi ifade ediyor? Eşek şakası mıydı Watteau’nun bahsettiği. Peki neredeydi bu şaka? Hangi tasvire denk düşüyordu?

Eşeğin gözleri iyi, parlak ve bir o kadar da ilgi çekici görünüyor. Sanki Pierrot’un gözlerini almış gibi… Gizlice odağını bize çeviren bu eşek, hangi şakanın habercisi? Watteau palyaço Pierrot’a yapılan bir şakadan mı bahsediyor yoksa bu eseri üzerinden biz sanatseverlere bir şaka yapmayı mı planladı? Fakat şu açıktır ki eşek, Watteau’nun hislerinin bir tercümesi olmasının yanında Pierrot’un alay konusu olarak görüldüğünü ifade ediyor.

İtalyan Komedyenler Tablosunda Pierrot

Jean Antoine Watteau İtalyan Komedyenler nationalgalleryofart

Aynı sanatçı, aynı karakter, farklı eserler ve farklı duygular… İtalyan Komedyenler tablosu Watteau’nun Pierrot tablosuyla karşılaştırılması en çok yapılan eseridir. Watteau, İtalyan Komedyenler adlı eserini yaşamının son yıllarında sağlığının kötüleştiği zaman ortaya koydu. Watteau’nun 1920 yılında ortaya koyduğu bu eser tıpkı 1918 yılında yaptığı Pierrot eserinde 16. yüzyılın İtalya’sında popülerliğini kazanan Comedia dell’arte tiyatrosunu ilham kaynağı olarak almıştır. Pierrot tablosunda İtalya’da gösterimi yapılan palyaçoyu hüzünlü bir şekilde tasvir edildiği görülürken neden bu eserinde mutlu bir tavırda tasvir ettiği akıllara gelen ilk soru olma niteliği taşıyor.

Watteau, Pierrot tablosunda sevdiği kız tarafından terk edilen bir palyaçonun hüznünü yaşatırken, İtalyan komedyenler tablosunda mutlu, sevilen ve saygı duyulan bir palyaço olarak karşımıza çıkıyor. Hüzünlü palyaço nasıl sevilen ve saygı gören birine dönüşmüş olabilirdi? Pierrot sevdiği kızla kavuşmuş ve önemli toplumda önemli biri haline gelmişti.

Watteau’nun bu eserinde de Pierrot tablosunda da vurguladığı görkemi ve Rokoko akımının ihtişamını, süslemeler ve dekorasyon aracılığıyla bir kez daha tanıklık ediyoruz. Watteau’nun her iki eserinde de renk vurgusu, sanatsal tarzı ve kompozisyonuyla büyüleyici birer eser olma niteliği taşıyor.

Rokoko döneminin heyecanını ve süslemesinin ön plana çıkarıldığı bu eserde Watteau’nun teatral yönden ele aldığı Pierrot karakterinin sanatseverlerine aşıladığı duygular ortaya çıkıyor. Kompozisyonun derinliklerinde saklanan tasvirler ve detaylar ise Watteau’nun teatral eserine büyük bir hareketlilik katıyor.


Kaynakça

”Bir resmin önünde: Watteau’dan Pierrot”. Gazete Sanat. Web. 01.11.2024

”Watteau’nun Hüzünlü Palyaçosu: Pierrot”. Loveinartsz”. Web. 01.11.2024

Schlesser, Thomas. Mona’nın Gözleri. Çeviren Işıtan Tual Şekercigil, Timaş Yayınları. 2024

Sıla Erdoğan
Sıla Erdoğan
The “Over”thinker :)

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Oidipus Sendromu ile Psikoseksüel Bir Yolculuk: Kader mi Arzu mu?

Oidipus sendromu, yasak arzular ile kimlik oluşumu arasındaki ilişkiyi Freud’dan Lacan’a uzanan bilinçdışı bir yolculukla açıklar.

Single White Female(1992) Film İncelemesi: Kadın Kimliği ve Psikolojik Gerilim

Schroeder'in filmi; kadın kimliğinin inşası, ideal benlik, aitlik kavramı, bastırılmış duygulaların saldırganlığı ve en sonunda gölgeyle yüzleşme gibi temalar üzerinden ilerleyen çarpıcı bir psikolojik portre sunar.

İstanbul Mimarisi: Frej Apartmanı

Art Nouveau mimarisi, zengin tarihi ve trajik hikayesiyle Pera’nın çok kültürlü dokusunu yansıtan ve yaşatan Frej Apartmanı’nı keşfe çıkıyoruz.

Kültürlerden Esintiler: Peru’nun Dokuma Mirası

And Dağları’nın etekleri Peru’da sürdürülen dokumacılık geleneği ve yıllar içinde gelişimi.

Wings of Desire: Tarihin Nabzının Attığı Yer Berlin

Wings of Desire filminde Berlin, sahnelerin yaşandığı bir ortam olmaktan ziyade hareket eden, neredeyse ekranlardan izleyiciye fısıldayan bir baş karakterdir.

Kültürlerden Esintiler: Hindistan’dan Sari Kültürü

Sari, geçmişten günümüze Hint kadınların kimliğini, zevkini ve zarafetini tek bir kumaşta buluşturan kültürün canlı bir temsilidir.

Sosyal Medyada Cinsiyetçi Stereotiplerin Yayılması: Paylaştıkça Büyüyen Kalıplar

Sosyal medya, cinsiyetçi kalıpları yaygınlaştırıyor; kullanıcılar bu normları sorgulamak yerine yeniden üretiyor.

Bitki Yetiştirmek, Mekânı Canlandırmaktan Fazlası mıdır?

Bitki yetiştirmek; estetik bir eylemden öte, politik, etik ve varoluşsal anlamlar taşıyabilir.

Ostrogot Krallığı: Roma Kartalı’nın Küllerinden Doğan İtalya

Hunların gölgesinden çıkarak Roma tahtına oturdular… Ostrogotların yükseliş ve düşüş hikayesini birlikte keşfedelim.

The Notebook Hangi Albümle Eşleşir?

Romantik filmlerin kilometre taşlarından The Notebook ve Jeff Buckley'den Grace albümünü ortak noktada buluşturuyoruz.

Editor Picks