Picasso’nun Milyon Dolarlık Tablosu: Women Sitting Near A Window

spot_img
Pablo Picasso‘nun kariyerinin kritik bir döneminde yaptığı tablolardan biri olan “Femme Assise Pres d’une Fenetre” (Women Sitting Near A Window, 1932) adlı eseri 13 Mayıs akşamı, 20th Century Evening Sale kapsamında Christie’s müzayede evinde düzenlenen ve canlı olarak yayınlanan açık artırmada satışa sunuldu. Picasso’nun tablosu 90 milyon dolara satıldı, ek harcamalarla beraber tablonun değeri 103.4 milyon doları buldu. Sanatçının bu eseri, daha önce müzayedelerde satılan Picasso tabloları arasında en pahalı beşinci tablo oldu.

Biz de bu yazımızda, 20. yüzyıl sanatının en önemli isimlerinden Picasso’nun milyon dolarlara satılan tablosuna yakından bakalım istedik.

Femme Assise Pres d’une Fenetre, Pablo Picasso, 1932, 73.66×55.88 cm.

Women Sitting Near A Window İnceleme

Femme Assise Pres d’une Fenetre adlı tabloda Picasso, bir dönem sevgilisi olan Marie Thérése Walter‘ı tasvir etmiştir. Marie Thérése’nin Picasso’nun birçok çalışmasının ilham kaynağı olduğu bilinmektedir. Bu tablo da Picasso ile tanıştığında henüz çok genç olan Marie Thérése’nin; kıyafetlerinde kırmızı, yeşil gibi renklerin yanında lila gibi soft renklerin de kullanılarak bir tezat oluşturulduğu ve pencerenin yanında otururken resmedildiği kırık yapıda (fractured) boyanmış bir tasviridir. Picasso, Marie’nin yüzünü kendine özgü tarzda çizerek, karakterize burnunu vurgulayarak ve saçlarına doğru altın sarısı bir sıçrama yaparak kadının Grek profilini vurgulamıştır.

Altın saçlı ilham perisi‘ni resmettiği sıra dışı ikonik portre serilerinden biri olan bu anıtsal eser, sanatçının resmettiği Marie-Thérèse’nin en görkemli ve etkileyici tasvirleri arasında yer almakta. Bu çalışmaya kadar Marie Thérése, sevgilisinin resimlerinin çoğunda yükselişte olmuştur ancak bu tabloda sanatçının üretiminde de hüküm süren, idealize edilmiş bir ilham perisi olarak resmedilmesi göze çarpmaktadır.

Bu çalışmada Picasso sevgilisini kanatlı bir tanrıça, mermerden oyulmuş parlak bir heykel gibi ama yine de sıcak kırmızı gövdesi etrafında dönen duyusal ve yumuşak bir formda sunmuştur. Picasso bu portrede onu, özel bir düşün içindeymiş gibi uzanmış çıplak bir kadın tasviri yerine giyinik, uyanık ve dik bakışlarıyla her şeyi biliyormuşçasına bakan gözleriyle resmetmiştir.

Marie Thérése Walter, 1932.

1930’lu yıllar Picasso’nun kariyeri için oldukça kritik bir önem taşımaktadır. Müzayedede satılan ünlü tablosunun sanatçının hayatında nasıl bir yere sahip olduğunu daha iyi anlamak için bu dönemden de bahsetmek gerekir. Picasso, Barselona’da genç bir sanatçı olarak yıllarca süren yoksulluğun ardından Paris’e taşınmış ve 1930’lu yılların başında hem tanınan bir sanatçı olmaya başlamış hem de zengin olmuştur. Ancak bu üne karşın çağdaşları, onun radikal yeni işler yaratma yeteneğini sorgulamaya başlamışlardır. Çünkü Picasso’nun o yıllarda çevresinde ve dünyada olup bitenlere (iki dünya savaşı arasında yaşananlar) duyarsız kaldığını düşünmüşlerdir (elbette Picasso, Guernica‘yı yapana kadar).

Bu durumdan huzursuz olan Picasso kendisine yönelen eleştirilere karşı sürekli yeni şeyler denemeye çalışmıştır. Bunun yanında evliliği de gittikçe içinden çıkılamaz bir hale gelmeye başlamış ve böyle bir bunalım dönemindeyken de Marie Thérése ile tanışmıştır. Picasso ile Marie Thérése’nin ilişkisi sanatçının bu dönemde yaptığı tabloların ilham kaynağı olmuştur. Picasso bu dönemde, tıpkı Marie Thérése’nin resimlerinde olduğu gibi, genellikle kadın figürleri resmetmiştir.

Pablo Picasso, atölyesindeyken.

Picasso’nun kişisel tarihi içinde “harikalar yılı” olarak anılan 1932 yılı boyunca sanatçı, 100’den fazla resim yapmıştır. Öyle ki 2017-18 yıllarında Tate Modern‘de ressamın yalnızca bu yılda yaptığı resimlere odaklanan  “Picasso, 1932: Love, Fame, Tragedy” adlı bir sergi düzenlenmiştir. Marie Thérése’yi resmettiği tablolar da bu sergi içinde yerini almıştır. Bu tabloların birçoğu da Marie Thérése’yi çıplak ya da kısmen giyinmiş, uyurken ya da uyanıkken, dinlenirken betimlediği resimlerinden oluşmaktadır. Aynı zamanda müzayedede satılan Femme Assise Pres d’une Fenetre tablosu da bu sergide yer alan tablolardan biridir.

Marie Thérése Walter bebeği Maya Picasso’yu emzirirken.

Tüm bunların Picasso’nun kariyerinin kırılma noktası olan bir dönemde yaptığı Femme Assise Prés d’une Fenétre tablosunu müzayedede öne çıkaran önemli etmenlerden olduğu söylenebilir. Müzayede evinin başkanı Vanessa Fusco eserin önemini şu sözlerle vurguluyor: “Marie-Thérèse’i halkın beğenisine sunan tanımlayıcı seriden Femme Assise Près d’une Fenêtre, bir yıl boyunca boyandı. Ayrıca Picasso ilham perisini ve sevgilisini tasvir etmek için yeni bir resim dili yarattı. Bu çarpıcı, anıtsal portre en son 2017-2018’de Paris’teki Musée Picasso’da ve Londra’daki Tate Modern’de sanatçının “harikalar yılı” 1932’ye adanmış muhteşem sergide halka açık olarak görüldü. 20. Yüzyılın en çığır açan ve etkili sanatçılarından birine ait bu olağanüstü resmin Christie’s’deki açılışta 20th Century Evening Sale‘a öncülük etmesi çok uygun.” *

Picasso ile ilgili başka bir yazı daha okumak isterseniz, sitemizdeki Sanat ve Siyaset Yüzleşirse: ‘Bir Picasso, Lütfen’ adlı ilgi çekici yazıya bağlantı adresinden ulaşabilirsiniz.

Sanatla kalın!

 

Kaynaklar

Exhibition guide: Picasso 1932, tate.org.uk, web. (14.05.21)

Goldstein, C., A Picasso Portrait” haberi, news.artnet.com, web. (14.05.21)

* “Picasso’s Femme Assise Prés d’une Fenétre To Sell” haberi, salonprivemag.com, web. (14.05.21)

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Yağmurun Sesine En İyi Eşlik Eden Kitaplar

Böyle günlerde kitap okumak yalnızca bir hobi olmaktan çıkıyor ve bir terapi gibi konumlanıyor hayatımızda çünkü bazı hikâyeler içimize işliyor; sessizce, derinden ve iyileştirerek.

Mutlaka Keşfetmeniz Gereken 10 Yabancı Konsept Albüm

Müziğin hikâye anlatan yüzünü keşfet! Rockt'tan rap'e, pop'tan progresife 10 yabancı konsept albüm; her biri duygusal, özgün ve zamansız bir müzik yolculuğu.

İngiliz Edebiyatının En Etkili İlk Cümleleri

İngiliz edebiyatının unutulmaz romanları, ilk cümleleriyle okuru içine çekerek anlatının tonunu ve derinliğini okuyucuya işler.

Genç Agrippina: Erken Roma İmparatorluğu’nun En Etkili Kadını

Iulia Agrippina (Genç Agrippina), hırsı ve zekâsıyla erken imparatorluk döneminin en etkili ve güçlü kadınıydı.

Lorde – Melodrama Albüm İncelemesi : Gecenin Ardından Kalanlar

Şiirsel anlatımıyla bizi teatral bir yolculuğa çıkaran Melodrama'nın albüm incelemesi sizlerle.

Çocuklara Öfke, Üzüntü ve Diğer Yoğun Duygular Nasıl Anlatılır?

Çocuklar duygularını gözlem ve taklit yoluyla öğrenir. Ebeveynlerin farklı yöntemlerle duyguları öğretmesi, farkındalık ve sağlıklı iletişimi güçlendirir.

Korku Sinemasının Kalbinin Attığı Yer: Halloween Film Rehberi

Ölülerle yaşayanlar arasındaki perdenin indiği büyülü gece, günümüzde kostümler, şekerler ve korku filmleriyle kutlanır.

Milli Mücadele’nin Kadınları: Halide Edib’in Eserlerindeki Kahraman Kadınlar

Feminist yazında özellikle öne çıkan Halide Edib Adıvar, eserlerinde kadınları genel olarak eğitimli, idealist, vatan aşığı ve cesur kimseler olarak resmetmiştir.

Sonbaharda Evde Yapılacak Ritüeller

Sonbaharın huzur dolu ritüelleri: kitap okumak, yazmak, tatlı yapmak, yoga yapmak ve çalışmakla hem zihni hem bedeni ısıtan, eve ve kendine dönüş mevsimi.

1923’ten 2025’e: Cumhuriyet Romanında Kadın ve Kimlik

Cumhuriyet romanında kadının kimlik yolculuğu, 1923’ten 2025’e uzanan yüz yıllık süreçte özgürleşme, dönüşüm ve çok seslilikle yeniden tanımlanıyor.

Editor Picks