“…ve müzik ağıttır, en güzel söylenmiş yakarıştır…gözyaşları içinde dans edebilir bazen insan…şarkı söyleyebilir. sıramız hiç gelmedi…hatta sıraya giremedik bile…hep ölüm, korku, aşağılama, itme…girmiyorum sıranıza bundan sonra ve ölene kadar şarkı söyleyeceğiz…siz susun.”
(irfan alış. 05.08.2021)
Bazı insanlar adlarını sadece taşımaz, yaşarlar. İrfan Alış da onlardan biriydi. “İrfan” bilgelik demek, anlayış demek ve İrfan abi, bu anlamların ete kemiğe bürünmüş hâliydi. Sanki yaşadığımız her şeye içeriden, kalbinin tam ortasından bakıyordu. Onu dinlerken bir devrimin sessizliğini duyuyor, bir sokağın yalnızlığını hissediyor ama yine de bir yerlerde umut var diyebiliyorduk.
İrfan Alış, bu yolculukta yalnız değildi. Peyk ile müzik sahnesinde kalıplara bağlı kalmadan, hiçbir rüzgâra göre yön değiştirmeden kaliteli ve özgün müzik ürettiler. Yaptıkları her şarkıda, sustuğumuz ne varsa dile geldi. Sanki biz söyleyemeden onlar duymuştu, biz adını koyamadan onlar çoktan hissetmişti.
Peyk’in Müzikal Yolculuğu

Kendi kimliğini, uyumsuz gibi görünen parçaların bir araya gelmesiyle bulan Peyk, köklerini rastlantılarda, özünü ise sadelikte bulurken grubun nasıl bir araya geldiğini İrfan Alış şöyle anlatıyor:
“…Yıllar yıllar önce (gülüyor) üniversitede buluşur iki kişi. Sonra kantinde kurulur genelde grup. Biz de tiyatro kulübündeydik o zaman. Serdal’la (Serdal Ersoy – gitar) biz karşılaşıyoruz, sonra iş yavaş yavaş diğer grup elemanlarıyla rastlaşmaya doğru gidiyor. Yıl 91. Grubun elemanlarındaki tek ortak şey hiçbirimizin bir ortak noktası olmaması. Anladın mı, çok büyük rastlantılar… Ama onların tabii daha önce bir çalışmışlıkları var. O sıralar biri çıkıyor biri giriyor gruba. Peyk kadrosu artık netleşiyor 1995’te ve asıl kadro oluşuyor.”
“…çünkü kaptanlar korkar isyandan
fırtınalardan bile fazla…”Peyk’in müzikal kimliği içerisinde; rock, blues, reggae hatta arabesk öğelere, ince keman ve piyano sololara rastlamak mümkün. Grubun hiçbir zaman ne modaya uymak ne de kitleleri memnun etmek gibi bir anlayışı olmadı. Onlara göre müzik bir ihtiyaçtı. Bu anlayış ve ihtiyaç, ilk meyvesini Şubat 2007’de yayımladıkları “Suluşaka” albümüyle verdi. Derken Peyk, 4 yıl sonra 2011’de “İçimdeki İz”, ondan 3 yıl sonra 2014’te “Teslim Olma” albümlerini yayımlayarak müzikal yolculuğuna yeni bir boyut kazandırdı. Grup dördüncü albümleri “Lay Lay Lom”u 2018’de yayımlamadan önce dört tane de single çıkartıyor. Grubun en çok dinlenen şarkılarından biri olan Köleler ve Kilitler de bu dönemde ortaya çıkıyor.
Şarkının hikayesini de bu videoda İrfan Alış’ın anlatımından dinleyebilirsiniz.
Kendine Söylerken Başkasına Uzanmak

Şarkıyı söyleyebilmek kadar yaşamak, müziği korumak kadar müzisyeni de korumak gerekir. İşte tam da bu ihtiyaçtan Olta Dayanışma doğdu. Emekçi emekçinin dostudur anlayışıyla, Olta Dayanışma adı verilen bu çatı zor zamanlardan geçen, sesi kısılmış, maddi yüklerin altında ezilen müzik emekçileri için bir omuz olma amacıyla ortaya çıkmış ve herkesin yalnızlaştığı bir zamanda birlikte var olmanın, biz demenin hala mümkün olduğunu hatırlatıyor.
Peyk grubu, İrfan Alış ve arkadaşları tarafından oluşturulan Olta Dayanışma, ilk albümü Olta‘yı 2020’de yayımladı. 04.04.2025 itibariyle de OLTA #17 yayımlandı.
Peyk ile kurduğu güçlü bağ, Olta Dayanışma ile üstlendiği sorumluluk derin bir iz bıraksa da, kendi iç sesine yaklaşarak solo üretimlerde de bulundu. Sonrasında Peyk ile Hamiyet müzikalini ortaya çıkardılar. İstanbul’un dışındaki bir işçi mahallesinde kocası ve iki kızıyla sakin bir hayat süren Hamiye’in 1980 darbesiyle altüst olan hayatını anlatan bu müzikalin müzikleri, şarkı sözleri Peyk’e ve İrfan Alış’a ait. Hamiyet’in hikayesi ise İrfan Alış’ın çocukluğuna dayanıyor.
Hamiyet Müzikalinin hikayesini de bu videoda İrfan Alış’ın anlatımından dinleyebilirsiniz.
Bir Adım Geri, Daha Derine

Hayatı boyunca yalnız müziğiyle değil, yaşam biçimiyle, fikirleriyle de dinlenmeye değer bir kişi oldu İrfan Alış. Sanatını bir araç olarak kullanmaktan hiç gocunmadı, kendini şarkıcılardan ziyade halk ozanlarına daha yakın hissettiğini hep söyledi. Halk ozanlarına duyduğu yakınlık, onun müziğinde de kendini gösterdi.
Bir dönemin sonuna gelindiğinde tarihler, 5 Kasım 2024’ü gösteriyordu. İrfan Alış’ın kaybı, müzik dünyasında derin bir boşluk bıraktı. Kaybı, sadece sevenlerini değil, aynı zamanda müziğe gönül veren herkesi derinden etkiledi. Onun izleri, Peyk Grubu ve Olta Dayanışma gibi çalışmalarda yaşamaya devam edecek. İrfan Alış, müziğiyle bıraktığı mirasla, gelecek nesiller için ilham kaynağı olmaya devam edecek.
Bu yazı, hem bir dinleyicinin içten selamı, hem de ardında bıraktığı sesin yankısına bir not olarak yazıldı. Yine görüşürüz İrfan abi, beraber güneşe güler, beraber dövüşürüz…
Kaynakça:
-
İrfan Alış : 1971 – 2024. ArtDog Istanbul. 04.04.2025
- “Abi bizim kitle var ya, bombaya kafa atıyor!”. Aykırı Akademi. 04.04.2025
- Hamiyet. İstanbul Kültür Sanat Vakfı. 05.04.2025
- Peyk. Last.fm. 06.04.2025