Peter Jackson, 31 Ekim 1961 tarihinde Yeni Zelanda’nın Pukerua Bay adlı küçük bir sahil kasabasında, muhasebeci bir baba ve fabrika işçisi bir annenin oğlu olarak dünyaya geldi. Ailesi İngiltere’den Yeni Zelanda’ya göç etti. Daha 8 yaşındayken ailesinin 8mm kamerasını alarak arkadaşlarıyla birlikte kısa filmler çekmeye başladı. Aynı zamanda o yaşlarda izlediği King Kong filminden çok etkilenerek King Kong’u stop motion modellerini kullanarak yeniden çekti. On beş yaşındayken çektiği bir kısa filmle yerel bir yarışmaya bile katıldı. Ancak bir derece kazanamadı. Herhangi bir sinema eğitimi almasa da kurgulamayı, özel efektleri, makyaj gibi konuları kendisi, deneme yanılma yöntemleriyle öğrendi.
Lise bittikten sonra yerel bir gazetede fotoğraf rötuşçusu olarak çalışmaya karar verdi ve aile evinde yaşayarak para biriktirdi. 22 yaşına geldiğinde biriktirdiği 16mm bir kamera aldı. Arkadaşlarıyla deneme yapmak için bir film çekmeye başladı ve film gittikçe uzadı. Dört yıl sonunda Bad Taste (1987) adlı ilk filmini çekmiş oldu. Elbette bu film, Jackson’ın diğer filmleri gibi amatörce çekilmişti. Ekipte yerel halktan insanlar ve arkadaşları yer alıyordu. Jackson hemen hemen her görevi kendisi üstlenmişti. Film endüstrisinde çalışan bir arkadaşı Peter Jackson’ı ikna edip filmin Cannes Film Festivali’nde gösterilmesini sağladı. Film pek çok olumlu eleştiri ve birkaç ödül kazandı. Aldığı kamerayı denemek için arkadaşlarıyla şaka olsun diye çektiği film bir kült klasiği oldu. Bad Taste filminde yakaladığı başarının ardından Jackson, kendini tamamen sinemaya adadı. Bad Taste sonrasında komedi/müzikal türünde olan Meet the Feebles (1989) adlı yapımda çalıştı. 1992 yılında ilk profesyonel filmi olan Braindead ile korku sinemasına adım attı. Aynı zamanda Peter Jackson çok önemli senaristlerin öğretmeni olan Robert McKee’den senaryo dersi aldı. 1993 yılında Richard Taylor ve Jamie Selkirk ile birlikte Wega Digital şirketini kurdu. 1994 yılında Heavenly Creatures, 1996 yılında Costa Botes ile birlikte Forgotten Silver adlı filmleri çekti. Heavenly Creatures filmi ile Venedik Film Festival’inde En İyi Yönetmen Ödülü’nü aldı.
1996 yılında The Frighteners filminin ardından sessizliğe gömüldü. Elbette onun bambaşka planları vardı: J.R.R Tolkien’in ünlü romanı Yüzüklerin Efendisi’ni üçleme olarak beyaz perdeye aktarmak istiyordu. Telif haklarını aldı ve The Lord Of The Rings: Fellowship Of The Ring filmini 2001 yılında vizyona soktu. 2002 yılında The Lord Of The Rings: The Two Towers, 2003 yılında The Lord Of The Rings: The Return Of The King filmlerini çekti. İlk filmde sadece yönetmen olarak yer alırken diğer ikisinde senarist olarak da görev yaptı. Serinin üçüncü filmi 1,146 milyar dolar hasılat elde etti. Oscar’da ise En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Uyarlama Senaryo, En İyi Orijinal Beste, En İyi Şarkı, En İyi Görsel Efekt, En İyi Sanat Yönetimi, En İyi Kostüm, En İyi Makyaj, En İyi Film Kurgusu, En İyi Ses Miksajı ödüllerini kazandı.

2005 yılında 1933 yapımı King Kong’u yeniden çekti. 200 milyon dolar bütçeyle çekilen film 550 milyon dolar elde etti. Oscar’da En İyi Görsel Efekt, En İyi Ses Miksajı, En İyi Ses Kurgusu ödüllerini aldı. 2011 yılında Yüzüklerin Efendisi üçlemesinde yaşanan olayların öncesinin anlatıldığı Hobbit filmlerini çekmeye başladı.
Peter Jackson ve Sineması
Heavenly Creatures filminde Jackson’ın sinematik dili büyük değişikliğe uğradı. Film, 1950’lerde Christchurch’ün iki genç kızın yakın arkadaş olduğu ve kızlardan birinin annesini öldürdüğü Parker-Hulme cinayet davasına dayanır. Cinayet mahallinde yakın plan, düşük açılı ve yüksek açılı planlar görürüz. Bazen bir sahne için günlerce uğraşır. Jackson birçok farklı açı kullanmayı tercih eder; çünkü bu ona daha fazla düzenleme süresi sağlar.
Yüzüklerin Efendisi üçlemesinde bolca gördüğümüz planlardan birisi detay planlarıdır. Konunun inandırıcılığını ortaya koyabilmesi için kullanılmıştır. Bunun dışında Jackson, baş plan, bel plan -bu planı at üzerindeyken bolca görürüz böylece savaşa gidilmesini vurgulanır- boy plan, düşük ve yüksek açılı planlarını kullanmaktadır.

Renk paletlerini ise sahnenin durumuna göre seçer. Örneğin Yüzüklerin Efendisi üçlemesinde Nazgûl ve orkların olduğu sahnelerde veya savaş sahnelerinde soğuk renk tercih eder. Karamsarlık ve kötülüğün olduğu durumlarda gri, siyah gibi koyu tonlara başvurur. Güzel şeylerin yaşandığı sahnelerde ise daha sıcak renkler tercih eder.

Peter Jackson, mucizelerle dolu sinema anlayışı ile daha önce kimsenin yapmak istemediği şeylere imza atmıştır. Yüzüklerin Efendisi’ni ilk defa uyarlanmak istediğinde yapımcılar Stanley Kubrick’e gitmişlerdir. Kubrick reddederek daha iyi teknoloji ve daha yetenekli bir yönetmene ihtiyaçları olduğunu söylemiştir. Bu yetenekli ve cesur yönetmen Peter Jackson’ın kendisi olmuştur. Ona göre bunun can sıkıcı bir yönü de vardır: Yüzüklerin Efendisi’nin büyük bir hayranı olan Peter Jackson, filmleri izleyememenin onun için üzücü bir durum olduğunu açıklamıştır. Hatta bunun için bir hipnoterapi uzmanına bile gitmeyi düşünmüş. Uzun süre sonra filmleri izlemeye karar vermiş.
Bir deneme ve şaka ile başlayan macerası dünyanın en zengin yönetmenlerinden biri olarak devam etmektedir. Yönetmenliği yaptığı birçok filmde küçük rollerde oynayan Peter Jackson, Forbes tarafından 1,5 milyar dolar varlığı olduğu açıklanmıştır. Filmleri bu güne denk dünya çapında 6,5 milyar dolardan fazla hasılat elde etmiştir. Bu durum Peter Jackson’ı tüm zamanların en başarılı üçüncü yönetmeni yapmıştır.
KAYNAKÇA
- “Peter Jackson, günümüzün bir Auteur’unu nasıl tasvir ediyor?” Prezi. Web. 05.01.2014
- “‘Yüzüklerin Efendisi’ Üçlemesinin Filmsel Anlatı Çözümlemesi” İstanbul Kültür Üniversitesi. Web. 2006
- Forbes




