Bu hayatta derinlik arayanlar, varlığın kendisine odaklandığı gibi görünenin ötesine de aşina olmalıdır. Sanatta derinlik renklerin, ışığın, şekillerin, sözcüklerin arasında gezinen bir muamma; Paul Cézanne ise hayatı boyunca onu kovalayan bir avcıdır. Tüm aykırılığı, inatçılığı ve arayış halindeki yalnızlığı ile Cézanne’ın son dönem eserlerinden birini meydana getirirken “ona eşlik eden tını ne olabilirdi?” diye düşünenler elbette olacaktır.
“Banyo Yapanlar” ve Cézanne’a Dair Hakikat

Cézanne, renklerin etkin kullanımı ile ışığın nesne üzerindeki mutlak hakimiyetini sınırlandırmak istemiştir. Doğanın güçlü algısını nesneyle bütüncül hâle getirerek yadsınamaz birlikteliği sunmak isteyerek İzlenimcilik (Empresyonizm) akımına yeni bir soluk getirmiştir. Cézanne’ın manzara ve doğa resimlerinde nesneler, izlenimcilikte olduğu gibi silikleştirilmekten ziyade daha baskın, hacmin kütlesi ise arttırılmıştır. Doğanın anlık hâlde yansıtılması; biçime, nesneye bir darbe niteliğinde olduğundan, Cézanne duygularını renkler ve perspektifle iç içe geçirmiştir. Tıpkı Les Grandes Baigneuses “Banyo Yapanlar” eserinde, kadın figürlerinin doğanın bir uzantısı olarak tasvir edilmesi gibi. Böylece Rönesans devrinden bu yana aşılmış kuralların yaratımında izlenimcilik, Cézanne’ın eserinde doğanın yeniden yorumlanması fakat nesnenin doğayla olan ahengi, hacmin ağırlığını hissettirecek türden bir derinliği katıyor.
Yaşantısının son demlerinde resmettiği eser, Cézanne’ın memleketi Aix-en-Provence’da geçirdiği günlerde, insanlardan uzaklaştığı ve yalnızlığın kayıp hissiyatında boğuştuğu zamanların resmidir. Bu dönemde, resimleri giderek soyut hâle gelmiştir. “Banyo Yapanlar” eserinde görüldüğü üzere, içe içe geçmiş doğa ve figürler birbirlerini beslemekte ve yaşatmaktadır. Hayatı boyunca resim sanatı hususunda arayış içerisinde olan ressam, son zamanlarında dahil bu arayışı sürdürmüştür. Bu eser ise tamamlanmamış olduğundan Cézanne’ın kısmi olarak hayattaki beklentisinin ne denli karşılandığını sorgulatmaktadır.
Huysuz olmasıyla bilinen Cézanne, hayatı boyunca huzursuz hissetmekten kendini alıkoyamamış, hayatına karışıldığı düşüncesi aile travmalarından süregelmiştir. İnatçı yapısı ise onu, yaşamının son zamanlarında “Banyo Yapanlar” eserinde ki algıyı kırmak için güçlendirmiştir. Aix-en-Provence’da uygun modeller bulamadığından eserdeki kadın figürlerini öğrencilik zamanlarından kalan bilgileri vesilesiyle çizebilmiştir.
Yaşamı boyunca derinliği arayan Cézanne, kendi gözlerinden bize sunduğu doğayı, insanı en önemlisi varlığın hakikati betimlemiştir. “Doğa içeride” diyen ressam, ışığın ve rengin oluşturduğu derinliği ortaya koyarak vücudumuzla bütünleşen hissiyatı kompoze etmiştir.
Bizlerde yankı uyandırdıkları için var olabilen şeyler, temas hâlinde can bulmaktadır. Resimde göze çarpan unsur, iç içe girmiş ağaç dallarının insanı içeriye buyur etmesi fakat pekte dostane yaklaşım hissettirmemesidir. Banyo yapan kadın figürlerin çoğu alelade odaklanmakta, tek bir figür bizlere dimdik bakmaktadır. Bizlere neden orada olduğumuzu, kim olduğumuzu, hayattaki amacımızın ne olduğuna kadar sorgulatan bir mekanda bulunuyoruz. Gökyüzünün mavi rengi, normale kıyasla buruk hissettirir çünkü betimlenen oluş tek bir bütüne varmaktadır. Mekan; figürler, ağaç hepsi tek vücut, aynı dili konuşuyor: Hakikat. Varlığımızı kuşatan her şey bizle temas halinde. Cézanne, bu eserini meydana getirirken arayış hâlindeydi anlaşılan.
Peki bu süreçte sorguladığı, kabullendiği ve hatta insanlara haykırdığı düşünceleri zihninden akarken hangi albümü dinlerdi dersiniz?
Shamrain ve Cézanne’ın Kavuşumu
2000 yılında kurulan Shamrain, Finlandiya kökenli bir gruptur. Melankolik rock türünde yedi tane albümü piyasaya süren grubun oldukça melankolik olan Goodbye To All That albümü, dinleyicide sarsıcı ama samimi sözleriyle derin izler bırakmıştır.
1. Holding The Earth
Doğanın sınırsızlığı kozmos kadar ürkünç ama bir o kadar da ferahlatıcıdır. İnsan biraz olsun, ağaçların arasından, dallı budaklı düşüncelerden bir nebze sıyrılıp huzura kavuşmak ister. Eserdeki dingin fakat rahatsız edici ortam caydırıcı olabilir ama Cézanne bu dünyaya tek başına tutunmaya çalışanlara bir şey aşılıyor: Onunla bütünleşmeyi.
Can you ease up, for a while now
(Bir süreliğine sakinleşebilir misin?)
Before you burn out
(Yorulmadan önce)
For holding the earth, on your own
(Dünya’ya tek başında tutunmaktan)
2. Raindrops
Gökyüzünün mavisi ışıl ışıl olmasına karşılık resimdeki ortama aşina olmak zor. Figürlerin arasından geçip zamanı ve mekanı bükebiliriz, belki de çekimser duyguyu üzerimizden atabiliriz. İzlenilmesi gereken yol nedir? Doğru nedir? Tüm bu sorgulamalar Cézanne’ın gözünden ve Shamrain’in müziğinden geçiyor.
The light is bleeding out of me
(Işık canımı yakıyor)
I can’t close my eyes
(Gözlerimi kapatamıyorum)
When tomorrow comes what’s left of me?
(Yarın olduğunda geriye benden ne kalacak?)
Is this the road i have to take?
(İzlemem gereken yol bu mu?)
3. Shallow Delusion
Şarkının sözleri, Cézanne’ın kimliği belirsiz kadın figürlerin yüzlerindeki belirsizlikten çekindiğini gösteriyor. Geçmişten veya şimdiden beliren figürler, iç içe geçmiş hâlde kayıtsız, samimiyetsiz bir şekilde bulunuyor.
Creatures smile shallow
(Yaratıklar yarım yamalak gülümsüyor)
Shrouded faces shine no warmth
(Gizlenmiş yüzler samimiyetsiz bir şekilde parıldıyor)
4. Evangeline
Şarkının belirttiğimiz sözü, Cézanne’ın son dönemlerinde toplumdan soyutlanarak kendi memleketinde sanatıyla baş başa kaldığını haykırıyor. Eseri onun yalnızlığından kopan soyut bir gerçekliğin betimlemesi olarak karşımıza çıkıyor.
Forsaken souls
(Terkedilmiş ruhlar)
Hide in their graves
(Kendi mezarlarında saklanıyorlar)
5. Goodbyes Painted Black
Yakıcı sözlerinden dolayı bu parça, Cézanne’ın sanata bakışını yansıttığı için vazgeçilmez olurdu.
So who will take the blame, for killing all our dreams, for mother earth that bleed?
(Hayallerimizi öldürdükleri için, kanayan toprak ana için, suçu kim üstelenecek?)
6. No One Remembers Your Name
Aşağıda şarkının sözlerinden bahsettiğimiz bu kısım, şüphesiz Cézanne için çoklu perspektiflerden, iç içe geçmiş manzaranın renklerle ve figürle uyumunu gördüğü gözlerinde yatıyor.
There must be a place, where vanished beauty lies within
(Kaybolan güzelliklerin içinde gizlendiği bir yer olmalı)
Onun sanata olan bakışı, varlığını kuşatan her bir gizemin açığa çıktığı soyut gerçekliktedir. Bakmayı değil görmeyi öğrendiğimiz zaman duygularımızın varlıklarla olan etkileşiminde “yaşam” kendisini görünür kılacaktır.
Kaynakça:
- Eroğlu, Özkan. Modern Sanat: 20. Yüzyılda. Tekhne Yayınları, 2023.
- Merleau-Ponty, Maurice, and Ahmet Soysal. Göz ve Tin. Metis Yayınları, 2012.
- Ülger, Kani. “Paul Cézanne’ı Anlamak: Sainte-Victoire Dağının Provence’den Görünümleri Üzerine Bir İnceleme.” Akademik Sanat, no. 15, 2022, pp. 59–80.
- “ShamRain”. Goodbye to All That Lyrics. DarkLyrics, Web. Erişim Tarihi: 25.07.25
- Öne çıkarılan görsel MeisterDrucke sitesinden alınmıştır.


