Turna kuşunun yıldız tohumları, hançer gibi delip geçen ışık süzmesi, kapı eşiklerinde saklanan gölgeler… Paul Celan‘ın kalemiyle bende yarattığı enkazı bu kelimelerle biraz olsun anlatabilirim sanırım. Celan’ın şiirlerinde modernizmin yapısal titizliğiyle sürrealizmin imgelerle dolu dünyası iç içe geçerken, kimi dizeler ise okuyucunun anlamı yakalamak için içe dönmesini zorunlu kılan hermetik bir kapalılıkla örülüdür.
“Sözü edilen savaşların ve soykırımların etkileri sadece bu olaylar sırasında değil, fakat aradan on yıllar geçtikten sonra da varlığını korumuş, kimi sanatçılar ve yazarlar, savaştan yıllar sonra yaşamlarını, savaşın yol açtığı yıkımların üstesinden gelemedikleri için, kendi elleriyle noktalamışlardır.” (Ahmet Cemal, Paul Celan ya da Parçalanmış Yaşamın Estetiği. 2015)
Sağ çıktığı çalışma kampı ve II. Dünya Savaşı’ndan yirmi beş yıl sonra, 1970 yılının Mayıs ayında Seine Nehri’ne atlayarak hayatını sonlandıran Paul Celan‘ın sekiz şiir kitabından Ahmet Cemal tarafından seçilen ve çevrilen şiirlerinden alıntıları derledik!

- “Uyumuyorduk artık, çünkü hüznün saatiydi yatağımız
ve birer değnek gibi büküyorduk akreple yelkovanı,
ve onlar hızla yaylanıp kırbaçlıyorlardı zamanı kan
gelene kadar,
ve sen, gittikçe bastıran günbatımıyla konuşuyordun,
ve ben, on iki kez sen diye seslendim sözcüklerinle ördüğün
geceye,” (s.6) - “Bir incisin parmaklarımın arasından kayıp giden, büyüyorsun
Büyüyorsun bütün unutulmuşlar gibi.
Yuvarlanıyorsun: Hüznün kapkara dolu tanesi,
veda sallayışlarından bembeyaz olmuş bir mendile düşüyor.” (s.12) - “Birbirimize sarılmış, duruyoruz pencerede, sokaktan bizi
seyrediyorlar:
zamanı geldi artık bilmelerinin!
Taşların çiçeklenmesinin,
bir yüreğin tedirgin atmasının zamanı geldi.
Zamanıdır artık zamanının gelmesinin.Zamanı geldi.” (s.27) - “Ölenin mezarına koy sözcükleri,
yaşamak için söylediklerini.
Yerleştir sonra başını onların arasına,
bırak hissetsin
özlemin dillerini,
kıskaçları.” (s.35) - “(Ben senin gibi olsaydım. Sen benim gibi olsaydın.
O zaman durmaz mıydık
aynı rüzgarda?
Ama biz yabancıyız.) (s.62) - “SENİN ÖTEKİ TARAFTA OLMAN bu gece.
Sözcüklerle aldım seni geriye, buradasın şimdi,
her şey gerçek ve bir bekleyiş
gerçeği.” (s.73) - “Sonu yok her şeye bir ad vermenin,
seni kaderimle örtüyorum.” (s.89) - “uzanan ellere karşı ve inen
darbelerin altında -: öylesine yoğun,
öylesine derin
ve darmadağınıktır
turna kuşunun
yıldızlı tohumları.” (s.90) - “SEN ölümümdün:
seni tutabildim,
her şey dökülürken elimden.” (s.106) - “YİTİRİLMİŞLERDEN dökme olan sen, tam olması gerektiği gibi bir maske,gözkapağındaki
kırışık boyunca
kendi gözkapağımdaki kırışıkla
sana yakın olmak,ize, evet, o ize
dehşeti serpmek,
sonunda, öldüresiye.” (s.116) - “KAYIP uzaklaş
kollarımın arasından,
al yanına
nabız atışlarımdan birini,
içine saklan,
dışarıda.” (s.120)
Kaynakça:
- Celan, Paul. Ellerin Zamanlarla Dolu. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları. 2021


