Pariah veya Türkçeleştirilmiş ismiyle Parya, Dee Rees tarafından yönetilen ve başrolünü Adepero Oduye‘nin üstlendiği 2011 yapımı Amerikan dram filmidir. Brooklyn’de yaşayan ve tutucu bir Afro-Amerikan bir aileyle yetişmiş Alike veya Lee‘nin gençlik bunalımı ve cinsel kimliği yüzünden yaşadığı çeşitli dışlanmaları işleyen bu film, Alike’nin yaşadığı bunalımlar ve kimlik karmaşasına parmak basarak LGBTIQ+ haklarına verilmesi gereken önemi hatırlatırken bizlere siyahi bir queer bireyin benliğini bulma mücadelesine geniş bir perspektiften bakma şansı verir. Film, hayatın içinden karakterlerin gerçekçi bir bakış açısı ve olay örgüsüne bağlı değişken çekimleri ve ışık oyunlarıyla bizlere gerçek ve yansıtılan arasındaki bağlantıyı hatırlatır.
Görünüşünün altındaki hislerle baş etmeyi yeni yeni öğrenen Alike’nin mücadelesine dem vuran bu filmde sade oyunculuklarla ve yer yer ışık derecelendirmeleriyle güçlü bir görsel dil yakalanırken karakterle paydaşlık kurmamız sağlanır. Heteronormatif bir toplumda aile ve toplum baskısıyla baş etmeye çalışan kuir bir bireyi konu alan Pariah filmi, Alike’nin hayatından 86 dakikalık bir kesit niteliğinde. Bu yazıda ben, Pariah’ı bir kitap gibi okuyup içeriğinin derinliklerine ve konusuna iniyor olacağım.
Dikkat! Yazının devamı spoiler içermektedir!
Toplumun ve Ailenin Dışına İtilmiş Kuir Profili: Alike

Alike, tutucu ailesinin kendisine dayattığı sahte kimliğin ve asıl kimliğinin arasında mekik dokumak zorunda kalan ve varoluşsal sancılarla boğuşan genç bir kadın temsili olarak karşımıza çıkar. Özellikle annesinin onun üzerinde tahakküm kurma isteği üzerine kendine bir aynadan değil de bir kamera aracılığıyla bakmak zorunda bırakılan, kendine yabancılaştırılan Alike, filmin ilk dakikalarından itibaren gergin ve iletişim kurmaktan sakınan bir genç kız portresi çizer. Alike’nin toplum normlarına hizmet eder nitelikte bir kız olmaması annesini dehşete düşürür, kızının Laura adındaki en yakın arkadaşıyla görüşmesini bile engellemeye çalışır. Bizlerse izleyiciler olarak Alike’nin kişiliğinin toplum ve birey arasında bölünmesinin yansımalarına, filmin karanlık ve çarpıcı havası eşliğinde oldukça sakin çekim teknikleriyle tanık oluruz.
Ailenin diğer kanadında ise baba ve kız kardeş, Alike’nin gerçek kimliğiyle derdi olmayan ittifaklar olarak görünseler de heterenormatif bir toplumda Alike’ye karşı destekleyici bir tavır takınamaz. Bu yüzden, topluma olan başkaldırının yükünü kendi omuzlarına yüklemek zorunda olan baş karakterimizin parya kelimesinin sözlük tanımına uyacak bir biçimde toplumun dışına itilen ve türlü haklardan yoksun bırakılmak istenen bir insan oluşu, aslında dünyada LGBTIQ+ haklarını insan haklarından ayıran toplumlarda yaşam mücadelesi vermek zorunda bırakılan birçok genç kuir bireyin yaşadıklarıyla özdeşleşir.
Kalp Kıran Durumlar ve Arkadaşlığın Değeri

Başkahramanımız Alike, filmin ilk dakikalarında açıkça lezbiyen olan arkadaşı Laura ile gece kulüplerine gider ve benliğini özgürce yaşamayı kendine amaç edinir. Bu sahnelerde kullanılan ışık efektleri ve çekimler, Alike’nin gizli hayatına atıfta bulunduğu için karanlıktır ve çekimler gizli kimliğin heyecanına özdeş olarak filmin sakin sahnelerine göre hızlıdır. Bir süre sonra bu ikili hayatın gizli tarafında olan Laura ile görüşmesine yasak getirilen Alike annesi tarafından Bina ile tanıştırılır. Başta bu zorla tanıştırılma halinden hiç memnun olmayan iki kız, birkaç tartışma ve zorla okula beraber yürümenin ardından zamanla birbirine yakınlaşır. Bu sahnelerde ikili, birbirinin kimliklerini bilmeyen ve birbiriyle çoğunlukla ilgilenmeyen iki birey olarak gözükürler ve bu sahnelerde ortam genellikle aydınlık ve sakindir. Fakat Bina ve Alike arasında geçen yakınlaşma sahnelerinde film, Alike’nin kişiliğinin gizemli tarafına değer ve sahneler bulanıklaşır. İkilinin geçirdiği geceden sonra Bina’nın Alike’ye takındığı soğuk tavır ve arkasında yatan neden aslında son günlerde dünyada popülerleşmiş bir kavram olan queerbaiting‘in mecazi olarak kullanılan anlamını bizlere hatırlatır.
Yeni Başlangıçlar ve Tercihler

Ailede Başlayan Kırılmayla Dağılan Alike
Pariah, aslında genel hatlarıyla bir coming of age yani büyüme, yetişkinliğe geçiş filmidir. Bu yüzden Alike’nin kendini keşfetme serüvenine filmde sıklıkla yer verilirken kalp kırıklığı, kahramanımız için oldukça beklenen bir duygudur. Alike, yaşadığı kırgınlık dolu günün ardından kendini sokaklarda bulur ve üzüntüsünü içinde yaşamaya çalışarak gece yarısı eve döner. Fakat evde annesi ve babası arasında yaşanan hararetli tartışma, onun da ortama girmesiyle alevli bir kavgaya dönüşür. Kavga sahnelerinde kameranın tekrar kararan ışıkları, bizlere bu ortamın huzursuz havasını bütüncül bir şekilde verir. Asli kimliğiyle bu ailede ve toplumda yer bulamayacağını anlayan Alike, evden bir hışımla ayrılır. Evden ayrılışı, Lee için bir dönüm noktası olurken bu sahnede kamera hareketleriyle Alike’nin duygusal çalkantılarını anlatan iyi bir yöntemdir.
Kaçmak Değil, Tercih Etmek

Alike’nin ailesiyle bağının kopmasına neden olan o geceden sonra baba Arthur, kızından evine dönmesini rica eder. Babasının sözlerini bitirmesine fırsat bile vermeden kafasına koyduğu planı babasına söyleyiveren Alike, babasını şoka uğratır: Erkenden üniversiteye gidecekKaliforniya’ya taşınacaktır. Bu kararı duyunca üzüntü ve şaşkınlık içinde bir hale bürünen Arthur, kızının “Bu bir tercih, kaçış değil” sözlerini duyunca onun kararına saygı duymaktan başka bir şey yapamaz. Bu sahnelerde tekrar devreye giren ortam ışıkları ve geri gelen renkler, o şiddetli gecenin ardından tekrar kazanılan umudu temsil eder. Filmin son sahnelerinden birinde, Alike, kız kardeşi, babası ve Laura tarafından batıya doğru gitmek üzere uğurlanır. Filmin son sahnesinde Alike, babasına da söylemiş olduğu dizelerden oluşan bir şiir okur. Eş zamanlı olarak bir trende umutlu, cesur ve kendi dilini bulmuş Alike’yi, diğer sahnede ise duygularının gerçek anlamlarını örtbas ederek yaşadığı ortamlarda kendini ifade etmenin yolunu şiirlerde bulan Alike’nin şiir okuyuşunu görürüz. İki sahne de bizlere filmin karanlık havasından eser bırakmayan çekimleriyle umut aşılarken bir yandan da gerçekliğiyle duygusal bir deneyim yaşatır. Son sahnede Alike’nin okuduğu o şiirin bazı dizeleri ise şu şekildedir:
Kırılan kalpler açılır gün doğumuna.
çünkü her kırık bir açılmadır aslında
ve ben de kırıldım,
ben de açığım.
Kaynakça:
Öne Çıkarılmış Görsel:Theordinaryreview
Preves, Colin.”Letting Love Shine Through the Cracks:A review of Pariah (2011).” The Carletorian, 26 Ocak 2023. Erişim Tarihi: 21.07.2025
Anderson, Courtney. “Pariah(2011) by Dee Rees.” Cinematary, 8 Haziran 2020. Erişim Tarihi: 21.07.2025
Pariah(2011). Letterboxd, 21 Temmuz 2025. Erişim Tarihi: 21.07.2025


