Parazit Filmi Neden İzlenmeli?

" hide_table_content="td_encvalW2dpemxlXQ=="]

 

Bong Joon-ho’nun yönetmenliğini üstlendiği Parazit filmini hala izlemediyseniz hem biraz geç kalanlardan hem de biraz şanslı olanlardansınız. Tüm dünyada büyük bir yankı uyandıran bu filmi izlemek için öyle çok neden var ki… 6 dalda aday olan ve 4 ödül kazanan Parazit filmi, ilk kez İngilizce olmayan bir film olarak En İyi Film” seçilmesiyle Oscar tarihine geçti. Güney Kore yapımı olan film; en iyi film dışında ayrıca En İyi Yönetmen (Bong Joon-Jo),En İyi Uluslararası Film, En İyi Özgün Senaryo kategorilerinde de Oscar’ın sahibi oldu. Yönetmen, sınıflar arası farklılığı mozaik döşer gibi döşemiş filmin tüm sahnelerine.Komedi,dram ve korku dantel gibi örülmüş ve kusursuz bir şekilde kurgulanıp izleyiciye aktarılmış.Soluksuz bir şekilde izleyiciyi kendine çeken film; kâh güldürüyor,kâh hareketlendiriyor, kâh şaşırtıyor…

 

Bu filmin hikayesi hakkında ne kadar az şey bilirseniz onun güçlü sinema dili ve sağlam senaryosundaki sürprizlerin tadını çıkarmanız da o oranda mümkün olacaktır! Bu nedenle filmin konusunu kısaca özet geçmek ve en göz alıcı sahnelere değinmek izleyici için yapılabilecek en büyük jest olabilir.

Her şey zengin bir ailenin yanında öğretmen olarak çalışmaya başlayan bir gencin, yavaş yavaş ailesini çalıştığı eve aldırması ve evin çalışanlarını yaptıkları kusursuz planlarla kovdurtması ile başlıyor. “Parazit”, adıyla bağlantılı olarak parazite dönmüş, zenginliğe ulaşmak için her türlü planı yapan, zengin bir ailenin hayatına teker teker girip parazit misali yerleşen yoksul bir ailenin hikayesini bizlere gösteriyor. Sosyal eşitsizlik, sistemin adaletsizliği ve sınıf çatışması filmin mihenk taşını oluşturan başlıca unsurlar. Yoksul “Kim” ailesi, bir parazit gibi evin içine yerleşecekleri günü beklemekte ve tüm planlarını buna göre yapmaktadır. Ancak hiçbir şey düşündükleri ve planladıkları gibi gitmez.

Yoksul baba Ki-taek ve oğlu Ki-wuu’nun aralarında geçen diyalog:
-Hangi plan ters gitmez, biliyor musun?
-Hangi plan baba?
-Olmayan plan. Neden, biliyor musun? Çünkü sen ne plan yaparsan hayat tam tersine gider.

Filmi izlediğinizde ilk bir saat her şey normal seyrinde ilerleyecek, belki de film hakkında tüm kararınızı vermiş olacaksınız hatta hikayenin bütünlüğünü ve akışkanlığını zihninizde belli bir plana sokacaksınız. Ancak, “Parazit” sadece hikayedeki ailelerin hayat planlarını değil, izleyicilerinde sinemasal algılarını tümüyle yok edebilecek bir olay örgüsüne sahip. Katmanlı bir şekilde ele alınan olay örgüsü izleyicinin ilgisini kaybetmeyeceği bir şekilde yazılmış, kurgulanmış ve anlatılmış.

Tüm planı bozan yoksulluğun kokusuydu !    Her şeyin sonunu hazırlayan ve ipin kopmasına sebep olan şey alt sınıfın kokusuydu. Filmde “koku”ya özel bir vurgu var. “Hepsi aynı kokuyor” cümlesi, toplumsal-sınıfsal bir damga olarak filmde görünmeyen ancak en güçlü hissedilen bir unsur olarak izleyicinin karşısına çıkıyor. “Turpu andıran”, “sıcak suda yıkanmış beze benzeyen”, “metroya binen insanlara has” bir koku. Üst sınıfın, alt sınıfı kendisinden aşağı bir tür olarak gördüğünün en büyük kanıtı.

  • “Düşündüğümüz şey şuydu: alt sınıflar kokuyorlar. Irk nefreti, dinsel düşmanlıklar, eğitim farkı, insanların mizaçları ve hatta ahlaki farklılıklar bile aşılabilir ama fiziksel tiksinti aşılamaz. Bir katile bile sempati duyabilirsiniz ama nefesi kokan bir adama asla. Onun için iyi şeyler de düşünseniz, karakterine ve aklına ne kadar hayran da olsanız, eğer nefesi kokuyorsa o berbat birisidir ve ondan nefret edersiniz. Sıradan bir orta-sınıfın işçilerin tembel, cahil, ayyaş, haysiyetsiz, kaba olduğunu düşünmesi pek de sorun değildir ama esas zararı kirli ve kokuşmuş olduklarını düşündüğünde verir.”
                                                              (George Orwell- Wigan Limanı Yolu)

Değerleri yeniden değerlendiren, örtülü gerçeği gün yüzüne çıkaran ve sınıfsal çarpışmayı farklı türlerle sentezleyerek izleyiciye sunan film için yönetmen Bong Joon Ho şöyle diyor: ”Palyaçosuz bir komedi, kötü adamsız bir dram!” Şimdiden iyi seyirler…

  • “Perde büyülü bir dünyadır. Öyle bir gücü vardır ki, duyguları başka hiçbir sanat formunun yanına bile yaklaşamayacağı bir şekilde ortaya çıkarır”
                                                                                             (Stanley Kubrick)
spot_img

2 YORUM

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Marmaris’te Yaz Rüyası: 5 Günlük Keşif Rotası

Ege ve Akdeniz'in incisi Marmaris için keyifli bir yol rotası.

Feminizmin Gücü: Patriyarka’nın Sosyal Yapılara Etkisi

Patriyarkal sisteme meydan okuyan feminizm, kadını güçlendirip eşitlikçi bir toplum inşasına öncülük eder.

Söylenti Konser Takvimi: Üç Büyükşehirde Kimler Var?

Söylenti müzik ekibi tarafından hazırlanan; İstanbul, Ankara ve İzmir'e müzik coşkusunu tattıracak birbirinden farklı Mayıs ayı konserleri sizlerle!