Osmanlı’dan Dedikodular: Baltacı Mehmed Paşa ve Rus Katerina İlişkisi

Editör:
Meryem Azra Barut
spot_img

Tarih kitaplarında yazmaz ama Osmanlı tarihinin en dedikodulu savaşı denildi mi akla ilk gelen “Prut Savaşı“dır. Çünkü bu savaşın perde arkasında bir aşk hikayesi olduğuna dair söylentiler günümüze kadar ulaşmıştır. Peki bu söylentiler gerçek mi, abartı ? İşte bu yazıda, savaş meydanında şekillenen dedikodunun peşine düşecek ve birlikte nasıl ortaya çıktığını, gerçeklik payını keşfedeceğiz.

Baltacı Mehmed Paşa Kimdir?

William Hogarth’ın Prut Savaşı resmi | wikipedia.org

Baltacı Mehmed Paşa, Çorum’un Osmancık ilçesinde doğmuş ve III. Ahmet‘in şehzadelik yıllarında yakın çevresinde yetişmiştir. İlk olarak 1704’te sadrazamlığa getirilmiş ancak kısa süre sonra görevden alınmıştır. Bu süreçte Erzurum ve Sakız’da valilik yapmıştır. Daha sonra dönemin sadrazamının görevden azledilmesi ile Baltacı Mehmed Paşa ikinci kez sadrazamlığa getirilmiştir. Baltacı’nın ilk faaliyeti OsmanlıRus anlaşmazlığı ile ilgilenmek olmuştur. 1711’de Ruslara karşı yapılan Prut Seferi’nde ordunun başında bulunmuş ve kritik bir rol oynamıştır. Ruslar tam köşeye sıkıştırılmışken barışa ikna edilmiş ve neticesinde Prut Anlaşması‘nı imzalamıştır. Bu hareketi ile Baltacı’ya karşı sert eleştiriler İstanbul’da baş göstermeye başlamıştır. Anlaşma maddelerinin Çar Petro tarafından uygulanmaması ile Baltacı hakkında dedikodular başlamış ve görevden alınarak Midilli Adası’na sürgüne gönderilmiştir. Belki de Prut Savaşı olmasaydı, Baltacı Mehmed Paşa’nın adı tarihin tozlu sayfalarına karışacaktı. Ancak Prut Savaşı ile birlikte, Osmanlı tarihinin en çok konuşulan sadrazamlarından biri olarak hafızalarda yer edindi.

Katerina Kimdir?

I. Katerina | msxlabs.org

Asıl adı Marta Skovronska olan Katerina, Litvanya’da dünyaya gelmiş bir köylü ailenin kızıdır. Küçük yaşta öksüz kalan Katerina bir papaz tarafından büyütülmüş, daha sonra Ruslara esir düşmüştür. Kısa sürede Çar Petro’nun dikkatini çeken Katerina, çocuk doğurunca Ortodoks olmuş ve Prut Savaşı’ndan sonra 1712’de resmen Çar ile evlenmiştir. Çar Petro’nun ölmesiyle tahta geçerek Çariçe ilan edilmiştir. Zekası ve güvenirliği ile Petro’nun en önemli danışmanlarından biri haline gelen Katerina, Prut Savaşı’nda da bu özellikleriyle öne çıktı. Rus ordusu kuşatma altında çaresizken barış teklifinde bulunma fikrini ortaya atan kişi olarak kayıtlara geçti. Bu hamlesiyle hem ordusunun kurtulmasını sağladı hem de Baltacı Mehmed Paşa ile adının yan yana anılmasına yol açtı.

Prut Savaşı Gölgesinde

Prut Savaşı resmi | wikipedia.org

1711 yılı… Baltacı Mehmed Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu, Petro’nun ordusunu Prut Nehri kıyısında adeta köşeye sıkıştırmıştı. Savaşın arka planında Petro’nun amacı, Osmanlı tebaasındaki Hristiyanları kışkırtarak sıcak denizlere inmekti. Bu hedefin önünde Osmanlı Devleti büyük bir engel olarak duruyordu. Bunun üzerine Petro galibiyet kazandığı İsveç kralının Osmanlı topraklarına sığınmasını savaş sebebi gösterdi. Böylece ordusuyla saldırıya geçti ancak Osmanlı ordusunun üstünlüğü ve Prut Nehri’nin oluşturduğu bataklıklar arasında Rus ordusu adeta kapana kısılmıştı. Petro bunun üzerine siperler kazdırarak savunma durumuna geçti. Ancak Rus ordusunun besini ve cephanesi tükenmek üzereydi. Ruslar ümitsiz bir halde son kurtuluş planları yaparken, dedikodunun fitilini ateşleyen fikir Katerina tarafından ortaya atıldı.

Dedikodunun Doğuşu

I. Katerina | wikipedia.org

Savaşın en kritik anında sahneye çıkan Katerina zekice bir fikir ortaya atmıştı. Osmanlı, geleneğine göre teslim olana kılıç çekmiyordu. Buna istinaden Osmanlılara barış teklifinde bulunmayı düşündü. Bu esnada Baltacı Mehmed Paşa, son taarruz için ordu komutanlarına emirler yazdırmaktaydı. Osmanlı üstün durumdaydı, Rus ordusu yok edilecek ve Çar Petro da esir düşecekti. Ancak olaylar böyle gerçekleşmedi. Rivayete göre Katerina, yanında yedi araba dolusu değerli mücevherle Osmanlı karargahına giderek barışı sağlamak için yalvarmış, hatta cinselliğini kullanmıştı. Bu olay, Osmanlı’nın Rusya ile barış sağlamasında etkili olmuştu.

Katerina’nın bu hareketi, günümüze kadar ulaşan söylentinin fitilini ateşledi. Rus ordusunu ve Petro’yu kurtaran bu anlaşmanın perde arkası hem Osmanlı hem de Rus tarafında merak konusu oldu. Barış görüşmeleri sırasında yaşanan bu temaslar, orduda ve halk arasında hızla yayılarak aşk dedikodusu hâline geldi ve Prut Savaşı’nın en çok konuşulan yönü oldu.

Gerçek mi, Kurgu mu?

Baltacı Mehmed Paşa’nın La Motraye seyahatnamesindeki resmi | islamansiklopedisi.org

Prut Savaşı’nın gölgesinde ortaya çıkan bu aşk söylentisi, tarihçiler tarafında kabul edilmez. Gerçek şu ki, Katerina’nın araba dolusu hediyeler gönderdiği ve diplomatik girişimlerde bulunduğu tarihi kaynaklarda yer alıyor ancak cazibesini kullanarak barışı sağladığına dair ne Rus ne de Osmanlı kaynaklarında tek bir kanıt yoktur. Bu söylenti, sonradan halk arasında uydurulmuş bir hikâyeye dönüşmüştür.

Prut Seferi‘nde Osmanlılar askeri organizasyonlarda başarılı olurken, Ruslar diplomatik ilişkilerde etkili bir şekilde hareket etmişlerdir. Sonuçta Çar Petro esir düşmekten kurtarıldı. Tarihçilere göre ordunun başında Baltacı Mehmed Paşa yerine bir başkası olsaydı farklı olabilirdi. Ancak bilinmelidir ki tarihte olaylar birbirini etkilemektedir. Osmanlı, bundan önce Viyana Kuşatması‘nda büyük bir hezimete uğramıştı, bu hezimetin etkisi hala devam etmekteydi ve Osmanlılar, Viyana’daki gibi bir yenilgi yaşamaktan korkuyorlardı. Dolayısıyla tarihi kaynaklara göre Baltacı Mehmed Paşa’nın, Katerina’nın etkisiyle barışa yaklaştığı meselesinin aslı yoktur.

Baltacı – Katerina hikayesi, tarihi belgelere göre hiç yaşanmadı. Ama kesin olan bir şey var: savaşlar yapıldı, anlaşmalar bozuldu. Gerçek olmasa da, unutulmayan bir hikâye olarak günümüze kadar yaşadı.


Kaynakça

  • Afyoncu, Erhan. Sorularla Osmanlı İmparatorluğu. İstanbul: Yeditepe Yayınevi, 2018.
  • Afyoncu, Erhan. Baltacı ve Katerina Osmanlı-Rus İlişkileri ve Baltacı Katerina Hadisesinin İç Yüzü. İstanbul: Yeditepe Yayınevi, 2023.
  • Karaçay Türkal, Merve. “BALTACI MEHMED PAŞA’NIN AZİL SÜRECİ VE VALİDE GÜLNUŞ SULTAN’A GÖNDERDİĞİ MEKTUPLAR”. Selçuk Üniversitesi Selçuklu Araştırmaları Dergisi, sy. 15, 2022, ss. 161-94. Web. 12.09.2025
  • Kapak Görseli: eksiseyler.com
spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.